İsmail Saymaz'a Gezi gözaltısı... Suçlama 'hükümeti devirme girişimine yardım'
Gazeteci İsmail Saymaz İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Gezi Parkı soruşturması kapsamında 'Türkiye Hükümetini Ortadan Kaldırmaya yönelik Teşebbüse Yardım' suçundan gözaltına alındı.


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan "Gezi Parkı" soruşturması kapsamında İsmail Saymaz'ın gözaltına alındığı duyuruldu. Başsavcılıktan yapılan açıklamada, Saymaz'ın Gezi Parkı eylemleri sürecinde hapis cezasına mahkum edilen isimlerle yaptığı telefon konuşmalarının suça konu olduğu belirtildi.
SAYMAZ'IN GÖRÜŞMELERİ DELİL SAYILDI
Gezi olaylarının hükümeti devirmek için dış güçlerce çıkarıldığı iddia edilen açıklamada Soros’un Türkiye’deki uzantılarının görev aldığı öne sürüldü.
Gazeteci İsmail Saymaz’ın Taksim Dayanışmasında yer alan isimlerle irtibatı delil olarak sayıldı. Saymaz’ın Osman Kavala’nın websitesinin ve televizyon kanalının kurulması için çalışan şahıslarla konuşma içerikleri de delil oldu. “Sosyal medya hesaplarında Gezi Parkı olayları ile ilgili çok sayıda paylaşımda bulunduğu ve bir plan ve senaryo dahilinde yürütülen kalkışma olaylarını tüm ülkeye yaymaya çalıştığı, Gezi Parkında aktif rol alarak faaliyetlerde bulunduğu sosyal medyada gerçekle bağdaşmayan bilgiler vererek vatandaşları kolluk kuvvetlerine karşı kışkırtmaya çalıştığı” iddiaları da sıralandı.
DEVAM EDECEK NOTU
Saymaz “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya Teşebbüse Yardım”la suçlanıyor. Başsavcılığın açıklamasındaki “Gezi Parkı olayların yönlendirilmesinde ve organizasyonunda iştirakı tespit edilen tüm şahısların tespitine yönelik soruşturmalar derinleştirilerek devam edecektir.” notu da dikkat çekti.
Savcılık'tan yapılan açıklamanın tamamı şöyle:
Kamuoyunda “Gezi Parkı” olayları olarak bilinen ve 61’inci Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebir ve şiddet kullanılarak görevini yapmasını engellemeyi amaçlayan eylemler silsilesiyle ilgili olarak;
Gürcistan ve Baltık ülkelerinde Turuncu Devrim, Arap ülkelerinde Arap Baharı, Türkiye’de ise TAKSİM GEZİ PARKI adıyla anılan olayların, GEORGE SOROS'un yönetimindeki Open Society Institute Assistance Foundation - Açık Toplum Vakıfları vasıtasıyla gerçekleştirildiği veya teşvik edildiği, olaylara maddi destek verildiği, özellikle sanal ve sosyal medya üzerinden Sırbistan’da başlayan bu dalganın bir şekilde daha önce Arap Ülkelerine ihracının sağlandığı, sonrasında da ülkemize de kendileri açısından ihracına çalışıldığı,
'SÜREKLİ EYLEM GAYRETİ'
Bu doğrultuda ülkemizde, neredeyse her ideolojiden ve özellikle de sol görüşlü terör örgütlerinin sahada mevcut bulunan potansiyel militan gücünden ve bu örgütlerin Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine yönelen sürekli bir eylem gayretinde olmaları sebebiyle, daha önce sahneye konulan bu planın diğer ülkelerde olduğundan farklı olarak, ülkemiz sosyal ve ideolojik yapısına uyarlandığı, bu nedenle de kitlelerin sanal ve sosyal medya kullanılarak bir şekilde sokağa itildiği/davet edildiği, bu olayların kitlelerin birleşme ve ortak hedefe yönelen birliktelik içerisinde bulunacakları kesişim noktası haline getirildiği anlaşılmıştır.
Bu maksatla çeşitli bahanelerle başlatılan eylemlerin, toplumun hemen her kesimi tarafından destek görmesini sağlayacak şekle büründürülerek Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye imkan sağlayacak boyutlara ulaşmasının hedeflendiği bilinen bir vakıa olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yöndeki faaliyetlerin de dış ülkelerdeki eylemlerle uygulama mantığı yönünden benzerlikleri sebebiyle Gezi kalkışmasını da George SOROS'un ve aynı düşünce amacını hedefleyen odakların ülkemizde mevcut uzantıları tarafından organize edildiği anlaşılmıştır.
Cumhuriyet Başsavcılığımızca başlatılan 2025/38575 sayılı soruşturma kapsamında Şüpheli İsmail SAYMAZ isimli şahsın Türkiye Cumhuriyeti 61. Hükümetini ortadan kaldırmaya yönelik olarak planlanan gezi parkı olayları sürecine olan iştiraki ile ilgili yapılan çalışmalarda;
OSMAN KAVALA AYRINTISI
Taksim Dayanışması içinde görev alan ve gezi parkı olayları sürecinde eylemlerin derinleştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla forum toplantı organizasyonları faaliyetinde bulunan, olaylar sürecinde gezi parkı olaylarının organizatörü Mehmet Osman KAVALA’nın websitesinin hazırlanmasında ve bahse konu şahsın eylemleri basın yoluyla yaygınlaştırma amacıyla kurmayı planladığı televizyon kanalının kurulması için rol alan şahıslarla konuşma içerikleri,
Gezi davası ana sanıkları olup olayların organizasyon ve yönlendşrmsinden sorumlu konumdaki Mehmet Osman KAVALA, Şerafettin Can ATALAY, Çiğdem Mater UTKU ve Ayşe Mücella YAPICI ile olaylar sürecinde yoğun irtibatı,
'KALKIŞMA OLAYLARINI TÜRKİYE'YE YAYMAYA ÇALIŞTI'
Ayrıca kendisi hakkında yapılan açık kaynak çalışmalarında kişisel sosyal medya hesaplarında Gezi Parkı olayları ile ilgili çok sayıda paylaşımda bulunduğu ve bir plan ve senaryo dahilinde yürütülen kalkışma olaylarını tüm ülkeye yaymaya çalıştığı, gezi parkında aktif rol alarak faaliyetlerde bulunduğu sosyal medyada gerçekle bağdaşmayan bilgiler vererek vatandaşları kolluk kuvvetlerine karşı kışkırtmaya çalıştığı ve bu suretle de üzerine atılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya Teşebbüse Yardım suçunu işlediği anlaşılan İsmail Saymaz yakalanarak gözaltına alınmış olup arama işlemleri devam etmektedir.
Gelişmelerden bilgi verilecektir. Gezi Parkı olayların yönlendirilmesinde ve organizasyonunda iştirakı tespit edilen tüm şahısların tespitine yönelik soruşturmalar derinleştirlerek devam edecektir.
'BANA BİR ÖRGÜT MÜ BULUNMAK İSTENİYOR?'
Saymaz'ın pasaportuna da iki gün önce el konulmuş ve yurt dışına çıkış yasağı verilmişti. Saymaz, avukatlarının, hakkında verilen yurtdışına çıkış yasağı kararına itiraz etmek için İstanbul Adliyesi’ne gittiklerinde, dosyaya erişimin hâkimlik kararıyla kısıtlandığını öğrendiklerini açıklamıştı.
X hesabından paylaşım yapan Saymaz şu ifadeleri kullanmıştı:
"Biz örneği verilmeyen, içeriği gösterilmeyen kararlara nasıl itiraz edebiliriz? Oysa kararlar ve tutanaklar CMK’nın 153/3 maddesine göre gizlilik kapsamında değildir. Kanunen bize verilmesi gerekir. Benim suçum nedir? Söylenmiyor. Yoksa bana da bir ‘örgüt’ mü bulunmak isteniyor? Türkiye’den başka bir yere gitmeye niyetim yok. Bu yapılanları eleştirel gazeteciliğe bir gözdağı olarak görüyor ve reddediyorum"