23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İSO'dan TCMB'ye ruble ile ödeme teklifi

TCMB Başkanı'nı ağırlayan İSO Başkanı Bahçıvan, 'İhracatçılarımız ürün bedelleri ruble olarak Türkiye’ye geldiğinde, rublenin Türk bankacılık sektöründe süratlice TL’ye çevrilebilmesi gerekmektedir.' talebini dile getirdi.

İSO'dan TCMB'ye ruble ile ödeme teklifi
A+ A-
RECEP ERÇİN

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi temmuz ayı toplantısında Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu'nu ağırladı. Toplantıda konuşan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, Eximbank'ın kreditör görevini yerine getiremediğini, döviz bozdurma zorunluluğunun esnetilmesi gerektiğini, dünyadan ayrışan politikaların enflasyona neden olduğunu söyledi. Konuşmasında uygulanan politikalara yönelik sanayicilerin şikayetlerini sıralayan Bahçıvan, ruble ile ticaretin geliştirilmesini Merkez Bankası'ndan talep etti.

Bahçıvan, “Ukrayna ile Rusya arasında beş ayı aşkın bir süredir devam eden savaş ve Rusya’ya uygulanan uluslararası yaptırımlar nedeniyle bu ülkeye yapılan ihracat bedellerinin dolar veya avro cinsinden ülkemize gelmesi mümkün olmamaktadır. Türkiye ile Rusya arasındaki ticaretin ruble ile yapılabilmesi bu soruna çözüm olabilecektir. İhracatçılarımız ürün bedelleri ruble olarak Türkiye’ye geldiğinde, rublenin Türk bankacılık sektöründe süratlice TL’ye çevrilebilmesi gerekmektedir.” dedi.

SANAYİCİ DOSTU POLİTİKA SÖZÜ

TCMB Başkanı Kavcıoğlu toplantıda bir gün önce Enflasyon Raporu toplantısında yaptığı sunumun bir benzerini yaptı. Ayrıca reeskont kredi kullanımlarına ilişkin de detayları paylaştı. Liralaşma vurgusu yapan Kavcıoğlu, yaşanan enfLasyonun çoklu arz şokları ve dövizdeki artış yüzünden fiyatlama davranışlarındaki bozulmadan kaynaklandığını savundu. Para politikası kararlarında yatırım ve üretimin artmasını sağlayacak finansal koşulların oluşmasını desteklediklerini bunun yanında makro ihtiyati tedbirler de aldıklarını ifade eden Kavcıoğlu, cari fazla kapasitesine işaret ederek, sanayici dostu hedefli kredi politikalarını sürdüreceklerini not etti. Kavcıoğlu'nun sunumunun ardından İSO Meclis Üyesi sanayiciler söz aldı.

'GÜÇLÜ TL VE CAZİP GETİRİ' MESAJI

İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay ise, “Türk lirasına dönüşü gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bu sayede enflasyon çok daha kolay düşüşe geçecektir.” dedi. Uzun vadeli düşünüp adımlar atılması gerektiğini belirten Okyay, özetle şu mesajları verdi: “Yolun sonu selamettir diyerek bir takım adımların atılması gerektiğini düşünüyoruz. Sanayiciler olarak gereğini yapmaya hazırız. İsteğimiz faizlerin düşmesi üretimin artmasıdır. Bunun için enflasyonla mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Normalleşme ve CDS oranlarının makul seviyelere gelmesi gerektiğini düşünüyoruz. Son dönemde öne çıkan bir takım krediye erişimin zorlaşmasıyla ilgili sıkıntılarımız var. Krediye ulaşımının tüm şirketlere eşit yapılması gerektiğine inanıyoruz ancak hükümetimizin politikası olan ihracat ve milli sanayiye yönelik desteklerin artacağını bekliyoruz.

TL güçlü olduğunda cazip getiri verdiğinde istiktar sağlanacaktır.”


BAHÇIVAN'DAN 'ÖDEME RİSKİ' UYARISI

İSO Başkanı Bahçıvan'ın toplantıda verdiği mesajlar özetle şöyle oldu:

  • Enflasyon Raporlarındaki yüksek revizyonlar, geleceğe yönelik öngörü yapmanın ne kadar zorlaştığını açıkça ortaya koyuyor.
  • Ekonomik güven ve küresel gerçeklerle uyum sağlamayan bir takım adımlar kısa vadede yüksek faize dönük bazı çözümler getirse dahi, oluşturduğu güven kırılganlıkları, beklentilerdeki bozulmaların etkisiyle daha uzun vadede hem finansal kaynaklara erişimi zorlaştırmakta hem de maliyetini artırmaktadır.
  • Tüketici fiyatlarında gelinen seviyeler, iç talebin seyrine ve fiyatlamalara dönük belirsizlik yaratıyor. Yurtdışı üretici fiyatları ise rekabet koşullarımızı olumsuz etkiliyor.
  • Bankalarda TL cinsi ticari kredi faizleri yüzde 40 bandını aşmıştır, risk primimizin 900'e dayanması neticesinde ise yurt dışından borçlanma olanakları en aza inmiştir. Bankalar ve şirketler yurt dışından borçlanmalarda zorlanmakta ve iki haneli döviz cinsi faizler ile karşılaşmaktadır.
  • Haziran ayı itibarıyla reeskont kredisi kullanmak için döviz gelirinin yüzde 40’ını Merkez Bankası’na, yüzde 30’unu bankalara satma zorunluluğu getirilmesi ve izleyen bir aylık dönemde döviz almama taahhüdünün şart koşulması şeklindeki adımlar ihracatçılarımızı gerek kaliteli finansmana erişimi zorlaştırması, gerekse de kur zararı yaratması ve yine gerekse de ciddi anlamda operasyon yükü getirmesi nedeniyle oldukça olumsuz yönde etkilemiştir.
  • Son dönemde Eximbank'ın kredi musluklarını büyük oranda kısması da firmalarımızı son derece olumsuz etkilemektedir.
  • Haziran ayı sonunda BDDK'nın şirketlerin TL cinsi kredi kullanımına döviz varlığı sınırı getiren adımının kredilere ulaşımı daha da zorlaştırdığına ve bazen dakikaların dahi önemli olduğu günümüz dünyasında süreleri uzattığına tanık oluyoruz. Bu tablonun önümüzdeki birkaç hafta içerisinde aynı bakış açısıyla devam etmesi durumunda sürecin çok daha ağırlaşacağını üzülerek belirtmek durumundayız.
  • Finansman koşullarının sıkılaştığı ve kredi imkanlarının daraldığı bugünlerde, sanayicilerimizin içinde bulunduğu bu durum, yakın zamanda yapmış olduğum açıklamamda da vurguladığım gibi zincirleme reaksiyon halinde gelişebilecek ödemeler risklerine işaret etmesi bakımından endişe yaratıyor.
  • Genel beklentimizin öncelikle kredi ve finansman olanaklarında normalleşme sağlanması ve reel sektör gerçeklerine uymayan uygulamaların sona erdirilmesi veya esnetilmesi olduğunu bir kez daha belirtmek istiyorum.
  • Eximbank bir an önce finansman işlevlerine kavuşmalıdır. Bankaların kredi olanakları üzerindeki kısıtlayıcı karşılık kararları da esnetilmelidir. Benzer şekilde TCMB, TL cinsi reeskont kredilerindeki döviz bulundurmaya ve bozdurmaya ilişkin koşullarını esnetmelidir.
  • Şirketlerimizin, sadece finansal piyasalara olan yükümlülüklerini yerine getirmek, borçlarını ödemek için aldıkları dövizlerden ötürü, Merkez Bankası reeskont kredisi kullanımlarına istinaden belli miktarda döviz satışı yapmaları istenmektedir. Şirketler ellerindeki döviz kaynakları yetersiz olduğu için ve yalnızca borçlarını ödeyebilmek için bu dövizi almaktadırlar. Bu nedenle, reeskont kredisi esaslarının belirlendiği tarihten önce doğmuş finansal borçlar için şirketlerin döviz satın alarak ödeme yapabilmesine dair bir istisna getirilmelidir.
  • Kurların yükselmesi ve enflasyon nedeniyle şirketlerin bankalardaki kredi limitlerinde aşımlar yaşanmaktadır. Üretim ve ticaretin tıkanmaması için şirketlerin bankalardaki kredi limitlerinin revize edilmesine ihtiyaç vardır.
  • Kur korumalı mevduat sisteminin daha etkin çalışması için vergi istisnasına getirilen kısıtlamanın kaldırılması gerektiği düşünülmektedir.
Şahap Kavcıoğlu istanbul sanayi odası tcbm başkanı enflasyon raporu zeynep bodur okyay