İsrail alev alev: Halk Netanyahu’dan bıktı
Kudüs pazar akşamı 7 Ekim'den beri düzenlenen en büyük protesto gösterilerine sahne oldu. Meydan ve caddeleri dolduran yüz bini aşkın göstericiyi birleştiren ortak nokta Netanyahu nefreti.
İsrail basınına göre sayıları yüz bini aşan Netanyahu karşıtı eylemci pazar akşamı Kudüs'te bir araya gelerek, Aksa Tufanı Operasyonu'ndan bu yana Tel Aviv hükümetine meydan okuyan en geniş katılımlı protestoyu hayata geçirdi. Savaş başlamadan önce Netanyahu'nun yargı “reformuna” karşı devasal kalabalıklara öncülük eden Kaplan Gücü hareketi, ultra-Ortodoks Haredilerin askere alınmasını talep eden “Brothers in Arms” (Silah Arkadaşları) ve rehine yakınları, diğer protestocularla ilk defa bir araya geldi. Eylemcilerin başlıca talepleri erken seçim, Gazze'de bulunan yaklaşık 130 esirin serbest bırakılması için HAMAS ile anlaşma yapılması ve Haredilerin askere alınmasının sağlanması.
'REHİNELER ÖLÜRKEN TATİL YAPACAKLARMIŞ!'
Protestonun lideri Moshe Radman, Netanyahu hükümetinin İsrail halkını temsil etmediğini belirterek, Knesset'in (parlamento) yaklaşmakta olan bahar tatilini ertelemesini talep etti. "Bugün herkes burada. Silah Arkadaşları, Kaplan Gücü, herkes” diyen Radman, “Şu andan itibaren çarşambaya kadar buradayız. Her şeyden önce seçim istiyoruz çünkü bu hükümetin halkı temsil etmediğini düşünüyoruz ve ikinci olarak da rehineler hala oradayken tatil yapmanın zamanı olmadığını söylüyoruz” şeklinde konuştu.
“Her üç günde bir rehine ölürken bunlar 42 gün tatil yapacaklarmış!” sözleriyle kalabalığı iyici ısıtan Radman, “Bu, 14 rehinenin daha bu süreçte öleceği anlamına geliyor.” diye ekledi.
Konuşmasının ardından basına mensuplarının sorularını yanıtlayan Radman, gösterilerin Netanyahu'nun herhangi bir konuda fikrini değiştireceğini düşünüp düşünmediği sorusuna, "Hayır, bizi dinleyemeyecek çünkü siyasi olarak hayatta kalması buna bağlı. Liderliğini korumaya çalışıyor. Ancak koalisyondaki insanların bizi duyacağını ve İsrail'in bu felaketten kurtulmasının tek yolunun seçimler olduğunu anlayacağını umuyorum." sözleriyle cevap verdi.
'HALA İKTİDARDA OLMASI İNANILIR GİBİ DEĞİL'
Kudüs'teki hükümet karşıtı mitinge katılanlar, 7 Ekim'deki HAMAS saldırısının üzerinde altı ay geçmiş olmasına rağmen Netanyahu'nun hala iktidarda bulunmasına ve ülkenin hala seçimlere gitmemiş olmasına inanamadıklarını ifade etti. Mitinge katılanlardan biri Netanyahu'yu kastederek "Ülkenin tek bir adam ve onun yandaşlarınca bu yola sokulması, bunların hala iktidarda inanılır gibi değil." diyerek çoğunluğun düşüncesini dile getirdi. Bir başkası, hükümetin ultra-Ortodoksların zorunlu askerlikten muaf tutulmasına verdiği desteğe atıfta bulunarak, "Seçimlere ihtiyacımız var. Hükümet halkın güvenine sahip değil. Ve şimdi her beş kişiden birinin askerlik hizmetinden kaçınmasına izin veren bir yasa çıkarmak istiyorlar." gözleminde bulundu.
ÇADIRLAR KURULDU
Göstericilerin bir kısmı parlamentonun dışına yüzden fazla çadır kurdu. Eylemcilerden biri eşyalarını çadıra yerleştirirken basın mensuplarına şu şekilde konuştu: “Dört gün sürecek protesto gösterileri için buraya yerleşiyoruz. Başka seçeneğimiz yok. Bence suçlu bir Başbakan'ımız var. Korkunç bir cehennemin ortasındayız. Yeter artık. Daha kötüsü olabilir mi? Geriye hiçbir şey kalmayacak."
'KOKARCA SPREYLİ' MÜDAHALE
İsrail polis güçleri, Kudüs'te trafiği engelleyen ve ateş yakan kalabalığı dağıtmak amacıyla protestoculara kötü kokulu "kokarca spreyi" ve tazyikli su sıktı. Polis baskısından sıyrılan bir grup Netanyahu'nun Kudüs'teki konutuna doğru yürüyüşe devam edince protestocuları dağıtmak için atlı polisler bölgeye sevk edildi. Yaklaşık iki yüz kişi polis barikatlarını da aşınca çatışma çıktı. Kolluk kuvvetlerinden yapılan açıklamada, onlarca "isyancının" göz altına alındığı ve trafiğe kapatılan yolların ancak gecenin ilerleyen saatlerinde yeniden açıldığı belirtildi. Böylece dört gün sürecek protesto maratonu pazar akşamı itibarıyla başlamış oldu. Gösterilerin önümüzdeki günlerde de Knesset çevresinde yoğunlaşacağı ancak Netanyahu'nun Kudüs'teki konutunun yakınları da dahil olmak üzere şehrin merkezi kısımlarına yayılacağı ifade ediliyor.
YAİR'İ UNUTMADILAR
İsrail halkının başlıca nefret objelerinden Netanyahu'nun oğlu Yair de protestolardan nasibini aldı. İsrailli gençler savaş kabusunu yaşarken Miami'de keyif çatan genç Netanyahu dakikalarca yuhalandı, arabalardan korna sesleri yükseldi, çığlıklar atıldı. İsrail'de yayın yapan Kanal 12'ye bakılırsa Yair, Miami eyaletinin Florida kentinde lüks bir apartman kompleksinde yaşamını “keyif içinde” sürdürüyor. Genç Netanyahu'ya burada iç istihbarat birimi Shin Bet'in seçkin birimi 730'dan bir çift koruma ve bir şöför eşlik ediyor. Kanala göre sadece bu üç kişinin devlete maliyeti ayda tahmini 55 bin dolar, bu işe bugüne kadar harcanan toplam miktar ise 680 bin dolar. Yair Netanyahu, 26 Mart 2023'te babasının, ulusal güvenliği tehdit ettiğini söyleyerek hükümeti planlanan yargı revizyonunu durdurmaya çağıran Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı görevden alma kararına öfke duyan yüz binlerce kişinin sokaklara döküldüğü büyük protestoların ardından İsrail'den kaçmıştı. Yair uzun zamandır babasının siyasi rakiplerini sosyal medyada sert biçimde eleştirirek, kendisine karşı oluşan nefreti daha da körüklüyor.
'SİZ DELİRMİŞSİNİZ'
Protestoların zirveye çıktığı saatlerde İsrail ana muhalefet lideri Yair Lapid sosyal medya platformu X'te “hemen seçim” çağrısı yaptı. Gazze'deki İsrailli esirlerin salıverilmesi konusunda başarısızlıkla suçladığı Netanyahu hükümetinin gitmesi gerektiğini belirten Lapid, koalisyon üyelerinin televizyon programlarında esir ailelerini suçladığını söyleyerek, "Siz delirmişsiniz" ifadesini kullandı. İsraillerin mevcut hükümet görevdeyken esir alındığını vurgulayan Lapid, "Altı aydır onları evlerine getiremediniz, şimdi de ailelerini mi suçluyorsunuz? Bu yıkım hükümetinin gitmesi gerekiyor. Hemen seçim." diye yazdı.
‘DEVLETİ KURTARDIK’
Protestolara katılan siyasilerden İşçi Partili Milletvekili Naama Lazimi, seçim talebiyle sokağa çıkan yüz bini aşkın hükümet karşıtı göstericinin "devleti kurtardığını" söyledi. Lazimi, hükümetin bu bahardaki Knesset tatilinin iptalini desteklemediğini çünkü parlamentodakilerin "ne olup bittiğini umursamadığını" aktardı. Aynı partiden Milletvekili Gilad Kariv ise pazar akşamı İsrail halkının "uyandığını" ve yeni bir başbakan istediğini söyledi. Yeni seçimler ve rehinelerin derhal geri getirilmesi çağrısında bulunan kitlesel bir gösterinin oturum aralarında konuşan Kariv, "rehineleri kazanmak ve geri getirmek için farklı bir liderliğe ihtiyacımız olduğu açık." dedi.
UZUN GECEYE UZUN BASIN TOPLANTISI
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazar akşamı ülke basınına göre “olağandışı uzunlukta” bir basın toplantısı düzenleyerek gündemdeki konular hakkında açıklamalar yaptı. Netanyahu, Refah operasyonunu Ramazan, ABD baskısı veya "herhangi bir tereddüt" nedeniyle değil sadece "belirli hazırlıklar gerektirdiği" için biraz geciktirdiklerini söyledi.
Fakat bu sürecin “çok fazla zaman almayacağını” ve planı onayladığını ilan eden Başbakan, “Hiçbir şey bizi durduramaz; ne ABD ne de bir başka baskı unsuru.” şeklinde konuştu. "Varoluşsal bir tehditle" karşı karşıya olan İsrail’in “zafer için” mutlaka Refah’a girmesi gerektiğini yineleyen Netanyahu, ABD silah vermez ise “tırnaklarımızla savaşırız” diye ekledi. Washington’ın geçen hafta Tel Aviv’e başta 25 adet F-35 olmak üzere milyarlarca dolarlık silah satışı yaptığını hatırlatalım.
‘SAHADA SERT MÜZAKERELERDE ESNEĞİM’
İsrail Başbakanı, ülke çapında yükselen genel seçim çağrılarına cevap vererek, “bu talep, savaşın ortasında, zaferden önceki anda, ülkeyi felç edecektir.” dedi.
Seçimlerin yapılmasının “savaşa son vermek” anlamına geldiğini savunan Netanyahu, “Bunu ilk memnuniyetle karşılayacak olan HAMAS'tır ve bu zaten her şeyi zaten anlatıyor." ifadelerini kullandı.
Tel Aviv heyetinin müzakerelerde esneklik gösterdiğini, HAMAS'ın ise pozisyonunu sertleştirdiğini iddia eden Başbakan, “Gazzelilerin kontrolsüz bir şekilde kuzeye geri dönmesini talep ediyorlar. Böyle taleplere boyun eğmeyiz, böyle anlaşmaz olmaz.” şeklinde konuştu. Netanyahu, asıl çabanın "askeri baskı ve kararlı müzakerelerin" birleşimi olduğunu söyledi ve HAMAS'a karşı sahada katı bir tutum sergileyerek, müzakerelerdeki esnekliği dengelediğini iddia etti.
Konuşmasının sonunda, “Bütün dünya üzerimize geliyor. Bu, cehalet ve antisemitizmin bir birleşimidir” diyen Netanyahu, sözlerini şöyle noktalandırdı:
“Öncelikle bizi öldürmek isteyenlere karşı fiziki olarak mücadele edebilecek bir devlet kurduk. Şimdi de bu saldırıları her şekilde geri püskürtmemiz gerekiyor; eğer biz bu saldırıları geri püskürtmek için birlik olmazsak, başka hiçkimse bizim için bunu yapmaz.”