Gideon Sa'ar: PKK’yı desteklemek ahlakî zorunluluk

Jerusalem Post (JP) gazetesi İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar ile Suriye'deki gelişmelerle PKK/PYD'ye odaklanan bir söyleşi yaptı. Aydınlık okuyucuları Sa'ar'ı yakından tanıyor. Yaklaşık iki ay önce Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturan Diplomat mazbatayı aldığı ilk günden beri terör örgütünü dilinden düşürmüyor. JP, Sa'ar'ın dış politika gündeminin karmaşıklığını “Suriye'deki durum kadar canlı bir şekilde gösteren çok az mesele var.” diyor ve ekliyor: “Muhtemelen kendisi için en önemlisi de bu.”

Bakan, Heyet Tahrir Şam'ın yolunu açan, destekleyen ve ortaya çıkan durumdan en çok fayda sağlayan Tel Aviv değilmiş gibi sözlerine, "Şam'daki rejim esasen bir çete, meşru bir hükümet değil.” iddiasıyla başlıyor. Diplomat'a göre “İdlib gibi diğer bölgeler de aşırı ideolojilere sahip İslamcı gruplar tarafından kontrol ediliyor."

'İDLİB ÇETESİ'

Gazete, 58 yaşındaki siyasetçinin, İsrail'e yolladığı dostluk mesajlarıyla da bilinen Suriye'nin fiili lideri Ahmet eş-Şera'yı “En kaygı verici isimlerden biri olarak gördüğünü” ileri sürüyor. Bir kez daha “Bu sözde liderlik, kapsayıcı bir otorite değil, İdlib çetesidir.” diye vurgulayan Sa'ar şu komik gözlemde bulunuyor: “Bu oyuncular Batı'yı aldatıyor.” JP'ye bakılırsa alaycı ifadelerle “Tüm dünya Şam'a akın ediyor.” diyen Diplomat sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bizden aynısını yapmamızı isteyenler bile var. Dünya Şam'la ilişki kurmaya neden bu kadar hevesli? Sonuçta bu ılımlı değil, İslamcı bir rejim.”

KLASİK BAHANELER EŞLİĞİNDE İŞGAL

Sa'ar, İsrail'in Suriye işgalinin ne kadar süreceği sorusuna, “Bu önlem, durumun istikrara kavuştuğunu ve önceki çizgiye dönebildiğimizi görene kadar sınırlı ve geçicidir.” şeklinde yanıt veriyor. Bakan ayrıca artık klasikleşmiş Amerikan ve PKK/PYD gerekçelerine sığınarak, "DEAŞ gibi gruplar bu bölgede yükselip düştü ve ders açık: İslamcı aşırılığın sınırlarımıza yakın bir yerde tutunmasına izin veremeyiz." ifadeleriyle hem İsrail işgalini gerekçelendiriyor hem de ayrılıkçı teröre açıktan desteğin yolunu yapıyor.

'ÖZERKLİĞİN KALDIRILMASI TEHLİKELİ'

Sa'ar böylelikle sözü İsrail'in en “güvendiği” müttefiki PKK/PYD'yi destekleme konusundaki diplomatik çabalara getiriyor ve şöyle diyor: “Antony Blinken'den dünyanın dört bir yanındaki dışişleri bakanlarına kadar uluslararası toplumun Kürtlere karşı sorumluluğunu vurguladım.” PKK/PYD'yi, “Batı yanlısı ve dost bir grup” olarak tanımlayan Bakan, “Biz onların yanında durmalıyız. Kürtleri desteklemek ahlaki ve diplomatik bir zorunluluk.” ifadelerini kullanıyor. Terör örgütünün Suriye'de özerkliğinin kaldırılmasının “tehlikeli sonuçları” olacağını da savlarına ekliyor.

DİRENİŞ VS TERÖR ÖRGÜTÜ

Filistin direnişi ile PKK/PYD arasında bir karşılaştırma yapma cüretinde de bulunan Sa'ar, “Onlar Filistinli değil ama Filistin meselesine gösterdiğiniz ilginin yüzde birini bile olsa onlara da gösterin.” diyerek kamuoyunun Kürtlere yeterince sahip çıkmadığından yakınıyor. İsrail'in Kürtlerle olan bağını Dürzi toplumuyla olan ilişkisine benzeten Diplomat, bunu ortak ilkelere dayanan bir bağ olarak tanımlıyor.