05 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İsrail fırtına ekti, kasırga biçti! ‘Asya yükseldikçe mazlumlar diriliyor’

Filistin’in taarruzunu Aydınlık’a değerlendiren uzmanlar, Asya’nın yükselişinin bu atakta belirleyici olduğunu, meselede son tayin edicinin yine Asya ülkeleri olacağını kaydettiler. Filistin’in haklı mücadelesine destek verdiler.

İsrail fırtına ekti, kasırga biçti! ‘Asya yükseldikçe mazlumlar diriliyor’

İsrail’in Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazze’de artan baskı ve şiddeti büyük patlamaya neden oldu. Gazze Şeridi’ni yöneten Filistin örgütlerinden Hamas, İsrail’e karşı topyekün saldırıya geçti. Sınır karakollarını ve bazı askeri tesisleri ele geçiren direnişçiler, Tel Aviv ve güney kentlerini vurarak ve çok sayıda silahlıyı esir alarak İsrail’i şoka uğrattı. Ramazan Savaşı olarak da bilinen 6 Ekim 1973’teki Yom Kippur atağından yarım asır sonra başlatılan “Aksa Tufanı” isimli taarruz demir kubbenin demir olmadığını tüm dünyaya gösterdi. İsrail ise “Demir Kılıç” operasyonuyla Filistinli direnişçilere karşılık vermeye çalıştı. İki taraftan da kayıpların yaşandığı ve devam eden Aksa Tufanı’nı, sürecin olası seyrini ve Filistin’de çözümü Prof. Dr. Cüneyt Akalın, Doç. Dr. Deniz Tansi ve Dr. Muhammet Tacettin Kutay ile konuştuk. 
 
Cüneyt Akalın’ın “İsrail, Filistinlilerin içine sinecek bir çözüme rıza göstermeli aksi takdirde daha büyük bozgunlara uğrayacaktır. Asya yükseldikçe mazlumlar diriliyor”, sözleri dikkat çekti. Deniz Tansi, Rusya ve Çin’in tavrının belirleyici olacağını vurguladı. Tacettin Kutay da Türkiye’de yükseltilen ırkçılık akımlarının İsrail yanlısı beyanlarının tesadüf olmadığını not düştü.  

‘BAŞKA ÇARESİ YOK’ 

İsrail fırtına ekti, kasırga biçti! ‘Asya yükseldikçe mazlumlar diriliyor’ - Resim : 1

Emekli Akademisyen Prof. Dr. Cüneyt Akalın, İsrail’in Filistin’in egemenliğini kabul etmekten başka çaresinin olmadığını söyledi. Uyguladığı baskı ve şiddetin karşılığını aldığını anlattı. “Fırtına eken kasırga biçer. İsrail yıllar yılı fırtına ekti. Hiç ummadığı anda kasırgalarla karşılaşıyor.” diyen Akalın şunları kaydetti: 
 
“Hep teknolojik üstünlüğüne, askeri donanımına ve Amerikan yardımlarına güveniyordu. Ama Filistinliler de mütekabil karşılıklar verdiler ve İsrail büyük kayıplar yaşadı. Tabi İsrail buna kayıtsız kalmayacak, tepkiler verecektir. Maalesef bu kan davası devam edecektir. Çözüm mutlaka ve mutlaka İsrail’in dayatmalarına karşı çıkmaktan geçmektedir. İsrail, orasının Filistinlilerin vatanı olduğunu kabul etmeli. Filistinlilerin içine sinecek bir çözüme rıza göstermelidir. Bunun başka çaresi yoktur aksi takdirde İsrail daha büyük bozgunlara uğrayacaktır.” 

‘FİLİSTİN’E ZARAR VERİR’ 

Akalın Türkiye’nin arabuluculuk yapması çağrılarını da değerlendirdi. Türkiye’nin saygınlığının değişken politikalar nedeniyle zayıf olduğunu öne sürdü. Bölgesel işbirliğinin önemini hatırlatan Akalın, “Keşke böyle bir şey olabilse. Ancak Türkiye’nin hem Araplar hem de İsrail nezdinden bu arabuluğu tek başına yapacak kadar saygınlığa sahip olmadığı kanısındayım. Çünkü Türkiye bu konuda hep yalpaladı. Bazen görmezden geldi, bazen hafif geçti. Şimdi İsraille boru hattı inşası için çabalıyor. İnşallah yanılırım.” ifadelerini kullandı.  
 
“Batı Asya’da Türkiye’nin yalnız başına yapabileceği bir şey yok. Rusya, İran ve ve hatta Çin’in olmadığı girişimler İsrail ve ABD’ye açık hamleler olacağı için Filistin’e zarar verir.” uyarısını ekledi. 

‘TÜRKİYE, RUSYA, İRAN, ÇİN ELBİRLİĞİ’ 

Akalın uluslararası şartların, özellikle de Asya ülkelerinin yükselişinin ve ABD’nin gerileyişinin Filistin davasını başarıya ulaştırmak bakımından elverişli olduğunun altını çizdi. İran’la ilgili çekincelere de değinen Akalın şöyle devam etti: 
 
“İran alerjisi İsrail’in yanına düşürür. Batı Asya’daki bütün çözümler, Suriye krizi ve Filistin davası da dahil Türkiye, Rusya, İran ve Çin’in elbirliğiyle gerçekleşebilir. Uluslararası kamuoyu da giderek Filistin’in şansını artırıyor. Asya yükseldikçe mazlumlar diriliyor. İsrail hep ABD’ye dayanarak adımlar atmıştı. Ama ABD geriledikçe İsrail de zayıflıyor. Zaten Netanyahu’ya karşı aylardır süren halk direnişi de var. Hep Filistin’in arkasında olan ama etkili olamayan uluslararası kamuoyunun Filistinliler askeri başarılar kazandıkça sesini daha da yükselteceğini zannediyorum. Nitekim demir kubbenin demir değil de kağıt olduğu görüldü.” 

‘FİLİSTİN DAVASI VATAN DAVASI’ 

İsrail fırtına ekti, kasırga biçti! ‘Asya yükseldikçe mazlumlar diriliyor’ - Resim : 2

Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Deniz Tansi, çatışmaların ve Filistin davasının sonucunu Rusya ve Çin’in de içinde bulunduğu BRICS ülkelerinin tayin edeceğini savundu. Gelişmeleri Filistin ve İsrail’in iç dengeleri açısından da yorumladı. Konuya sadece dini açıdan bakmanın eksik olacağını, meselenin Filistin’in vatan davası olduğunu bildiren Tansi şunları söyledi: 
 
“Hamas, zamanını ve fırsatını kolladı, uygun zaman bu idi. Stratejik açıdan, savunma teorilerinde pek çok yanıt verilebilir. Ancak en yaşamsal olan, Ortadoğu’daki güncel gelişmelerle anlaşılabilir. Hamas’ın saldırılarını, sadece İran’ın bölgesel stratejisi zemininde değerlendirmek, yapısal bir sorun haline gelebilir. Bununla birlikte, İran tipi bir örgüt olmamakla birlikte, Hamas-İran ilişkilerinin boyutu, İran’ın silah ve para yardımları, Lübnan’da ise İran tipi Hizbullah örgütünün siyasal meşruiyetini ‘Lübnan’ı İsrail’e karşı koruma’ savından alması, İran için bir Doğu Akdeniz siyaseti ortaya koyuyor. Hizbullah’ın da Lübnan sınırına yaklaşarak İsrail’e karşı saldırı durumuna yaklaşması, İran için İsrail’e karşı, yıllarca sürdürdüğü vekalet savaşını kolektif bir savaş haline dönüştürmesi olasılığı, bölgedeki kaosu kendi lehine yaratması seçeneğini güçlendirebilir.” 

‘ŞİÖ VE BRICS BELİRLEYECEKTİR’ 

“Hamas ise, bu saldırılar ile, Filistin içindeki popülaritesini arttırsa da, Filistin için gerçekten bir çözümden ziyade, örgütsel konumunu güçlendirebilir. Netanyahu da İsrail’de güçlenir. Ancak bu çerçeve iki devletli çözüme, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin’e mi işaret ediyor? Maalesef hayır. Şiddet sarmalı, Filistin’in devletsizliğini, İsrail’in fiili durumu, yani tek devletliliği, şiddeti öne sürerek, kalıcı hale getirmesine yol açar. Filistin dışındaki Arap ülkeleri ve Müslüman nüfuslu ülkeler, öncelikle şunu anlamalıdır ki, Filistin davası, sadece bir din, kutsal mekânlar davası değil, vatan davasıdır. Öteki türlü ‘hepimiz Müslümanız’ sözü güzel olsa da, Filistin’in devletsizliğine ya da çaresizliğine ilaç olmamakta, her devlet, kendi çıkarı çerçevesinde, bu mağduriyetten nemalanmaya çalışmaktadır… 
 
“Ortadoğu’nun bir ‘gayya kuyusu’na dönüşmesi, öncelikle Türkiye’nin çıkarlarına zarar verecektir… Putin, ‘Başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız Filistin Devleti’ni ve ‘iki devletli çözümü destekliyoruz.” derken, İran’ın Şangay İşbirliği Örgütü’nde ve BRICS’te birlikte yer aldığı Rusya ve Çin, bu hareketliliğin parametrelerini de belirleyecektir.” 

‘TÜRKİYE’NİN OLMADIĞI DAHİL RİSKLİ’ 

İsrail fırtına ekti, kasırga biçti! ‘Asya yükseldikçe mazlumlar diriliyor’ - Resim : 3

Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Tacettin Kutay da Aksa Tufanı’nın İsrail’in eylemlerinin bir sonucu olduğunu aktardı. Türkiye’siz bir çözümün mümkün olmadığını ve riskler barındırdığını ileri süren Kutay şöyle temellendirdi: 
 
“Ne olursa olsun sivillerin zarar görmesi üzücü ve kabul edilemez. Ancak İsrail-Filistin hattı İsrail’in barbarlıkları nedeniyle kontrolden çıkan bir hatta dönüştü. Hem Batı Şeria’da hem de Gazze’de İsrail’in haksız, hukuksuz ve insanlık dışı eylemlerini artırması bu tepkiyi doğurdu. Mescid-i Aksa baskınları, işgaller ve sivillere yönelik baskılar; bunların karşılık görmemesi beklenemezdi. Bu basınç sonunda şiddetli bir biçimde vuku buldu. Bir bilgim olmamasına rağmen burada İran ve Rusya gibi dış aktörlerin de parmağının olduğunu düşünüyorum. Hamas, Hizbullah ve İslami Cihad örgütleri üzerinden bir dahlin olduğunu zannediyorum. Bu hatta Türkiye’nin olmadığı bir dış dahlin hem Filistin hem de bölge için riskli olduğu kanısındayım. Çünkü Kudüs davasında Türkiye’nin büyük emekleri var ve oynayabileceği rol de o eksende faydalar sağlayacaktır. Artuk Bey’den gelen bin yıllık bir tesirimiz var.” 
 

‘YÜKSELTİLEN IRKÇILIK BUGÜNLERE BİR HAZIRLIKMIŞ’ 

Tacettin Kutay, sosyal medyada ve kimi televizyon yayınlarda ortaya çıkan İsrail yanlısı tutumları da eleştirdi. Son zamanlarda görülen ırkçılık ve Arap düşmanlığının bölgesel gelişmelere yönelik bir hazırlık olduğunu iddia eden Kutay, Zafer Partisi ve İYİ Parti’ye yakın çevrelerde İsrail savunuculuğu olmasının şaşırtıcı olmadığını dile getirdi: 
 
“Öyle görünüyor ki Türkiye’deki son zamanlarda yükseltilen ırkçılık ve Arap karşıtlığı bugünlere yönelik bir hazırlıkmış. Çünkü Türkiye’de eskiden böyle bir İsrail yanlılığı yoktu. Filistin davası ve İsrail siyonizmine karşı mücadele Türk sol ve sağ siyasi hareketlerinin ortak noktalarından biriydi. Bu yükseltilen siyonizm taraftarlığında da Zafer Partisi ve İYİ Parti’ye mazhar grupların ön plana çıkması şaşırtıcı değil. ‘Rabbim İsrail ordusunu korusun’ diyebilecek, Araplara yönelik galiz hakaretleri ağza alabilecek kadar şaşırmışlar. Bizim bu meseledeki taraftarlığımız İsrail’in Yahudi, Filistin’in Müslüman ve Arap olmasından kaynaklı değildir. Yahudiler de Araplar da aziz milletlerdir. Buradaki tutumumuzun sebebi İsrail’in haksız, hukuksuz ve insanlık dışı işgal ve eylemleridir. İsrail’in barbarlığına karşıyız ancak İsrail ahalisinin de zarar görmemesini temenni ediyoruz.” 

Son Dakika Haberleri