Tel Aviv rehineleri terk etti: Esirler için savaşı durdurmayacağız
HAMAS tekrar müzakere masasına oturmak için Tel Aviv'in savaşı sona erdirmesi gerektiğinde ısrar ediyor, İsrail Başbakanı 'mutlak zaferden' söz etmeyi sürdürüyor. Güvenlik Konseyi Başkanı ise rehine ailelerini 'aşağıladığı' toplantıda katılımcılara kapıyı gösterdi
Filistin direnişinden perşembe akşamı yapılan açıklamaya göre HAMAS, ateşkes anlaşması arabulucularına rehineler konusu da dahil olmak üzere “tam bir anlaşmaya” varmaya hazır olduğunu iletti. Ancak bu, İsrail'in “Gazze'deki halka karşı savaşını ve saldırganlığını durdurması” halinde mümkün olacak. HAMAS, esnek ve olumlu bir tutum sergilediğini fakat “işgalin müzakereleri Filistin halkına karşı devam eden saldırganlık ve katliamları örtbas etmek için kullandığını” vurguladı. Anlaşmanın önündeki engellerden birinin Refah'taki askeri harekat ve Selahaddin Koridoru'nun işgal edilmesi olduğunu belirten Direniş, “soykırım ve açlık” sürdüğü müddetçe müzakere etmeyi planlamadığını açıkladı.
'ALERNATİF PLAN DA YOK'
Bir gün önce savaşın en az yedi ay daha süreceğini açıklayan ve Netanyahu'ya en yakın isimlerden olan Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Tzachi Hanegbi perşembe akşamı rehine aileleri ile yaptığı toplantıda, HAMAS'ın açıklamasına atıfta bulunarak, hükümetin rehinelerin iadesi için savaşı durdurmayı kabul etmeyeceği söyledi.
Netanyahu'nun danışmanlığını da yapan Hanegbi şu şekilde devam etti: “Bu hükümetin anlaşmanın tamamını tamamlamayı başaracağına inanmıyorum. Bu hükümet tüm rehinelerin iadesi için savaşı durdurma kararı almayacak. Başka bir 7 Ekim olmaması için savaşmaya devam etmeliyiz.” Hanegbi ayrıca “Rehineler birkaç ay içinde geri dönmezse alternatif bir planımız da yok.” diye ekledi. Kanal 12'nin aktardığına göre bu noktada bir rehine yakını gözyaşları içinde, “O zaman onları kaybederiz” diyerek ümitsizliğe kapılınca “Evet, bu doğru.” yanıtını aldı.
'SEN DE Mİ AĞLAYACAKSIN? KAPI ORADA!'
Bir başka rehine akrabasının “Acı ve nefret hissetmeye hakkım var çünkü ben HAMAS saldırısından kaçtım, cesetlerin üzerine bastım ama sen basmadın. Sen neredeydin?” sorusuna Hanegbi, “Tamam, devam et. Beni lanetle” diyerek karşılık verdi. Habere bakılırsa bu sözler üzerine rehine yakını gözyaşları içinde odayı terk etti. Daha sonra başka bir kadın katılımcının öfkeyle ayağa kalktığı ve Hanegbi'nin “Sen de mi ağlayacaksın? Arkandan kapıyı kapatmayı unutma.” diyerek kapıyı gösterdiği bildirildi. Toplantı sırasında Netanyahu'nun danışmanın akrabaları sık sık “azarladığı ve aşağıladığı”, bunun sonucunda da birçok “gergin ve hüzünlü” anın yaşandığı belirtildi.
Fransız televizyon kanalı TF1'e konuşan Netanyahu ise her zamanki retoriğini sürdürerek şunları söyledi: “Ben diyorum ki bizim zaferimiz sizin zaferinizdir. Bizim zaferimiz İsrail'in antisemitizme karşı zaferidir. Yahudi-Hristiyan medeniyetinin barbarlığa karşı zaferidir. Bu Fransa'nın zaferidir.” 36 bini aşkın insanın ölümüne neden olan İsrail Başbakanı'nın “barbarlıktan” söz etmesi dikkat çekerken, tüm bu gelişmeler ışığında Katar ve Mısır'ın tüm çabalarına rağmen bırakın bir ateşkes anlaşmasını şimdilik müzakere olasılığı dahi görünmüyor.
CUMA BİLANÇOSU: İKİ ÖLÜ, BİR AĞIR YARALI
İsrail ordusu perşembe günü Gazze'deki çatışmalar sırasında çavuş rütbesindeki iki askerin daha öldürüldüğünü duyurdu. İlk incelemelere göre 20 ve 24 yaşındaki askerler Gazze'nin kuzeyinde girdikleri çatışmalarda öldürülürken, bir subay da güneyde tanksavar füzesi saldırısında ağır yaralandı. İsrail'in son üç günde asker kaybı sekiz oldu. Ekim sonunda başlayan kara harekatında ölen asker sayısı ise 294'e çıktı.