İsrail, İran'ı savaşa çekmek istiyor! Şam'da büyük kışkırtma
İran'ın Şam'daki Konsolosluk binasına düzenlenen saldırıda yaşamını yitirenler arasında Devrim Muhafızları Ordusu komutanları da var. İran, İsrail'i pişman edeceğini ilan ederken; uzmanlara ve yetkililere göre Gazze'de sıkışan Tel Aviv çatışmayı genişleterek Tahran'ı doğrudan savaşa çekmek istiyor.
Suriye'nin başkenti Şam'daki İran diplomatik misyonuna yapılan füze saldırısında altısı Suriye vatandaşı 13 kişi hayatı kaybetti. Ölenler arasında Devrim Muhafızları'ndan Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi ve Tuğgeneral Hacı Rahimi de yer alıyor. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, tuğgenerallerin yanı sıra iki İranlı danışman ve beş Devrim Muhafızının da öldürüldüğünü bildirdi.
'SEFİL BAŞARISIZLIĞIN GÖSTERGESİ'
İran'ın Şam Büyükelçisi Hüseyin Ekberi saldırının “Büyükelçilik binasının” Konsolosluk bölümüne F-35’lerden fırlatılan altı füzeyle yapıldığını doğruladı ve "hızlı, doğrudan, güçlü" bir yanıt verileceğini ilan etti. Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, İranlı mevkidaşı Emirabdullahiyan ile bir telefon görüşmesi yaptıktan sonra açıklamada bulunarak, "Masumların ölümüne neden olan bu terör saldırısını şiddetli şeklinde kınıyoruz. Suriye, İran'ın yanında durmaya devam edecektir. İsrail'in bu saldırısı Gazze'de Filistin halkına karşı yürüttüğü savaşta yaşadığı sefil başarısızlığın bir göstergesidir." dedi.
'PİŞMAN EDECEĞİZ'
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi salı günü yaptığı açıklamada, füze saldırısını şiddetle kınadı ve uluslararası düzenlemelerin ağır ihlali olan bir terör suçu olarak tanımladı. “Direniş cephesine karşı tekrarlanan yenilgiler ve başarısızlıklardan sonra Siyonist rejimin bu tür suçlar işleyerek kendisini kurtarmaya çalıştığını” söyleyen Reisi, Tel Aviv’in “bu tür insanlık dışı eylemlerle kötü amaçlarına asla ulaşamayacağını bilmesi gerektiğini” vurguladı. İran Cumhurbaşkanı eylemin “cevapsız kalmayacağının” sözünü vererek “İsrail'i pişman edeceklerini” belirtti.
'ABD SORUMLU'
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emirabdullahiyan, Şam'daki saldırının ardından İsrail'in başlıca müttefiki olarak ABD’yi de sorumlu tuttuğunu belirten bir mesajı Washington’a gönderdiğini açıkladı. Emirabdullahiyan ayrıca “gece saat 00:45'te, İran'daki ABD çıkarlarının savunucusu olan İsviçre Büyükelçiliğinden bir yetkili İran Dışişleri Bakanlığına çağrıldığını" aktardı. İran basınında yer alan haberlere göre İran Ulusal Güvenlik Konseyi pazartesi günü toplandı ve Şam'daki saldırıyla ilgili “gerekli kararları aldı.” ancak daha fazla ayrıntı verilmedi.
Hizbullah, Zahedi'nin örgütün Lübnan'daki "çalışmalarının geliştirilmesi ve ilerletilmesinde" önemli bir rol oynadığını belirtti ve "Bu suçun intikamı kesinlikle alınacak" diye ekledi. HAMAS da Suriye ve İran ile dayanışma mesajı vererek, "İsrail'in söz konusu saldırısı, uluslararası hukukun açık ihlalidir. Bu, hem Suriye hem de İran'ın egemenliğine yönelik saldırıdır." açıklamasında bulundu ve uluslararası örgütleri Tel Aviv'e karşı harekete geçmeye çağırdı.
MOSKOVA'DAN VİYANA SÖZLEŞMESİ VURGUSU
Rusya Dışişleri Bakanlığı ise uluslararası sözleşmelere dikkat çekti: “İran’ın Suriye’deki konsolosluk binasına yapılan bu saldırıyı kararlılıkla kınıyoruz. İlgili Viyana Sözleşmeleri ile dokunulmazlığı güvence altına alınan diplomatik ve konsolosluk tesislerine yönelik her türlü saldırının kesinlikle kabul edilemez olduğu görüşündeyiz.”
Rusya ayrıca BM nezninde girişimde bulunarak, Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdı. Gazetemiz yayına hazırlanırken saldırıyı kınayan ülkeler arasında Çin, Pakistan, Rusya, Afganistan, Mısır, Kuveyt, Lübnan, Katar, Umman, Ürdün, Irak, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri bulunuyordu.
SAVAŞI GENİŞLETMEK BÖLGESEL STRATEJİ
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kanani ve Rus Dışişleri Bakanlığının da vurguladığı gibi İsrail'in saldırısı uluslararası yasaları, özellikle de Uluslararası İlişkiler Viyana Sözleşmesi'ni açıkça ihlal ediyor. Sözleşmeye göre "Büyükelçiliğe yapılan saldırı, temsil ettiği ülkeye yapılmış saldırı olarak kabul edilir." İsrail Ordu Sözcüsü'nün saldırının yapıldığı binanın diplomatik misyona ait olmasını iddia etmesi de bu yüzden. Bu şartlar altında İsrail'in böylesine büyük bir provokasyon eylemine girişmesinin nedenlerini Siyaset Bilimci Doç. Dr. Deniz Tansi'ye sorduk.
“İsrail bu savaşı genişletmek istiyor. Bunun özellikle altını çizmek lazım. Çünkü Gazze'de ciddi bir sıkışıklık var. Öte yandan İsrail, gerek Hizbullah'ı gerek Suriye'deki Esad yönetimini İran'la müttefik güçler olarak değerlendiriyor. Bence İsrail bu saldırıyla İran'ı kendi vekil güçleriyle değil doğrudan savaşın içerisine çekmek istiyor. Çelişkileri daha da derinleştirmek ve hızlandırmak istiyor. Dikkat ederseniz 7 Ekim sonrasındaki süreçte İsrail'in Lübnan'a yaptığı saldırılar çok net bir şekilde daha provokatif bir çerçevede kendisini ortaya koyuyor. Bu bir bölgesel stratejidir. Çünkü bu savaşın yayılmasının iki temel coğrafyası var. Savaşı Yemen'den değil de Lübnan-Suriye cephesinden yaymak İsrail'in işine geliyor. Çünkü Kızıldeniz'in kapanması tedarik yollarını engelleyerek uluslararası kapitalizmi krize sokuyor.
‘SALDIRILAR KAMUOYUNU ETKİLER’
“Bunu herhangi bir münferit saldırı olarak düşünmemek lazım. Diplomatik misyonun hedef alınması İran'ı savaşa çekmek için atılmış çok net bir adımıdır. Bu anlamda baktığımızda hem bölgeye hem de dünya siyasetine verilen bir mesajdır. İran'ın çok sert cevap vereceğiyle ilgili açıklamaları var. Fakat İran genellikle vekil güçleriyle kendisini ortaya koyuyor. Tahran'ın bölgede politik anlamda birçok müttefiki var. Ancak İsrail İran'a diyor ki ‘hayır doğrudan savaş, doğrudan savaşın içerisine gir.’”
“İran daha önce de kendi yetkililerine yapılan saldırılar olmasına rağmen ilk baştan beri çok temkinli. ABD açısından bakıldığında Kasım Süleymaniye kadar gider, belki ondan öncesinde kapsayan bir süreç var, nokta suikastlerle bağlantılı. İran'ın bu anlamda doğrudan savaşa girmek konusunda yine de çok istekli olacağını açıkçası düşünmüyorum. Bu çok iyi hesap edilmesi gereken bir konu. Ama bu saldırılar İran kamuoyunu etkileyecek, hükümetin harekete geçmesi için bir baskı unsuru yaratacak, bu yüzden Tahran daha çok provokasyonlara uğrayacak. Durumu bu bağlamda da değerlendirmek gerek.”
‘İRAN'I KIŞKIRTMAK KOLAY DEĞİL’
“İsrail İran'ı sonuna kadar zorlayacaktır çünkü Gazze'de sıkıştı. Gazze'de dışarıdan görülen çok büyük bir insani felaket var. İsrail dikkati dağıtmak da istiyor. İran'ın 2500 yıllık bir devlet geleneği var. Dolayısıyla öyle çok çabuk kışkırtılıp bu sahaya inecek bir noktada değil. Ama tabii nereye kadar? Bir istihfaf haddi var biliyorsunuz. Öyle saldırılar olur ki Allah korusun ondan sonra cevap vermeme şansınız kalmaz.”
TEL AVİV HEDEF SAPTIRIYOR
İsrail basınına konuşan bir askeri yetkili pazartesi günü erken saatlerde İsrail'in güneyindeki Eilat'ta bulunan bir deniz üssüne düzenlenen insansız hava aracı (İHA) saldırısından İran'ı sorumlu tutmakla yetindi. İsrail Ordusu Sözcüsü Tuğamiral Daniel Hagari ise "İstihbaratımıza göre burası konsolosluk değil, büyükelçilik de değil. Burası Kudüs güçlerinin Şam'da sivil bina görünümüne bürünmüş askeri binasıdır.” iddiasında bulundu. İsrail basınında çıkan haberlerde Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi'nin Lübnan, Suriye ve Filistin'deki silahlı gruplardan sorumlu olduğu, "Tahran'ın bölgedeki vekilleri aracılığıyla İsrail'e yönelik saldırıları yönettiği" öne sürüldü.
BEYAZ SARAY’IN ‘HABERİ YOKMUŞ’
Axios internet sitesine konuşan bir Amerikalı üst düzey yetkili, "ABD'nin saldırıda dahli bulunmadığını ve önceden haber almadıklarını" söyledi. Yetkili bu durumu Tahran’a bildirdiklerini de ekledi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller ise "Spesifik olarak bu saldırıya ilişkin yorum yapmayacağım çünkü bir sonuca ulaşabilmek için daha fazla bilgi edinmemiz lazım. Genel bir prensip olarak biz elbette bölgede tansiyonun yükselmesinden ve çatışmanın yayılmasından endişe duyarız.” şeklinde konuştu.