Müzakereleri kalkan yapan İsrail'e Hizbullah'tan heves kaçıran yanıt
Müzakereler büyük bir sessizlik içinde Doha'da sürüyor. Başlangıcın olumlu olduğu kaydedilirken birtakım iddialar da ortalığa saçılıyor. Katar'ın 'hazır ilerleme varken' İran'dan misilleme fikrini gözden geçirmesini istediği öne sürülüyor
İlk günkü toplantıda nelerin konuşulduğu, hangi konularda ilerleme kaydedildiği gizemini koruyor. Yine de yapılan birtakım açıklamalar bazı ipuçları sunuyor. İlk yorum perşembe akşam saatlerinde Beyaz Saray'dan geldi. Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby, yeni tur müzakerelerin “cesaret verici bir başlangıç” yaptığını ancak “anlaşmanın karmaşıklığı göz önüne alındığında” hızlı bir sonuç beklemediğini söyledi. Tel Aviv heyetinin tüm güvenlik endişelerine rağmen Katar Başbakanı'nın davetini kabul ederek geceyi Doha'da geçirmesi dikkat çekti. Yediot Aharanot'un müzakereleri takip eden muhabiri gelişmeyi “çok olumlu bir işaret” olarak değerlendirdi.
HAMAS'ın Siyasi Büro Üyesi Hüsam Bedran, herhangi bir müzakerenin 2 Temmuz'da üzerinde mutabakata varılanların uygulanmasına yönelik net bir plana dayanması gerektiğini yineledi. Anlaşmanın tam bir ateşkes, İsrail güçlerinin Gazze'den tamamen çekilmesi, yerinden edilmiş Filistinlilerin geri dönüşü ve esir takasını sağlaması gerektiğini belirtti. HAMAS daha önce müzakereleri “Netanyahu'nun zaman kazanma oyunu” olarak tanımlamış ve “artık sonuç görmek istediğini” ilan ederek toplantılarına katılmayacağını açıklamıştı.
TEL AVİV ÖNCE RAHATLADI...
İran Dışişleri Bakan Vekili Ali Bakıri Kani, cuma sabahı erken saatlerde Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdülrahman al-Sani'nin kendilerini müzakerelerin gidişatı hakkında bilgilendirdiğini ve şuan ki aşamayı “hassas olarak” nitelendirdiğini duyurdu.
Fakat en çok merak konulardan biri müzakerelerin İran ve Hizbullah'ın misillemesinde zamanlama veya yoğunluk açısından bir değişiklik yaratıp yaratmayacağı. Ynet'nin arabuluculara dayandırdığı haberine göre al-Sani'nin ayrıca İranlı liderlere şunları belirttiği öne sürüldü:
"Böyle bir ilerleme varken, sizin veya Hizbullah'ın şu anda İsrail'e saldırmasının tavsiye edilip edilmeyeceğini iyice düşünmeniz gerekiyor."
İran Dışişleri Bakan Vekili yaptığı açıklamada bu konuya değinmedi. Ynet, al-Sani ile Bakıri Kani arasındaki telefon görüşmesinin etkili olduğunu, Hizbullah'ın İsrail'e saldırma kararını şimdilik ertelediği bilgisini edindiğini iddia etti.
Washington Post (WP) da Hizbullah'a yakın bir kaynağa dayandırdığını ileri sürdüğü haberinde, Lübnan Direnişi'nin anlaşma şansını baltalamamak için misillemeyi ertelediğini yazdı. WP'ye göre kaynak, "Misilleme bekleyebilir; acil değil veya bir zaman sınırı yok." dedi. Peki İsrail ve ABD basınında çıkan bu haberler ne kadar gerçeği yansıtıyor?
SONRA ÜZÜLDÜ...
Cevabı en yetkili ağızlardan biri olan Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Naim Kasım verdi: “Yanıtımız, Gazze'ye yönelik saldırı ve ateşkesten bağımsız.” Kasım masada “üç yol” olduğunu söylüyor:
- Birincisi, Gazze'ye yönelik saldırıların sürdürülmesi durumunda “ne pahasına olursa olsun çatışma ve destek cephelerinin devam etmesi.” Kasım'a göre bu yaklaşım, İsrail'in hedeflerine ulaşmasına izin vermemek konusunda hayati önem taşıyor.
- İkinci yol ise ateşkes. Lübnanlı lider, “Gazze'de ateşkese ulaşıldıktan sonra destek cepheleri de ateşi tartışmasız bir şekilde sona erecektir.” diyor.
- Masadaki diğer yolun ise öncekilerden “bağımsız” bir yapısı var. İran ile Hizbullah'ın İsrail'e vereceği karşılığın “kesinlikle” geleceğini kaydeden Kasım uygulama şekli ve zamanlamasının “liderliğin cevabın menfaati ve sınırları konusundaki teşhis ile değerlendirmesine bağlı olduğunu” açıkladı.
ATEŞ ÇEMBERİ
Kasım açıklamalarını yaparken Hizbullah, İsrail'in kuzeyindeki Şamir yerleşimini “yaklaşık 10 aydır devam eden operasyon çemberine dahil ettiğini” duyurdu ve yerleşimi “Katyuşa roketleriyle ilk kez hedef aldığını” ilan etti. Lübnan Direnişi'nin roket yağmurlarıyla beraber gelen yangınlara alışık olmayan Şamir'de itfaiye sefer edildi, komşu il ve kasabalardan takviye getirildi.