Müzakere masası çok gerilecek: Biri kan diğeri ateşkes istiyor
Katar'ın başkenti bu hafta çok sert geçmesi beklenen müzakerelere yeniden ev sahipliği yapacak. HAMAS, sabotaj girişimlerine rağmen masadan kalkmadı. İsmini vermeden konuşan İsrailli yetkililer Netanyahu'nun tutumundan şikayetçi. Gazze'de katliamlar sürerken ateşkesin nasıl sağlanacağı merak konusu
Binyamin Netanyahu'nun baltalama çalışmaları ve ateşkese ulaşma arzusu arasında süren müzakereler bu hafta Katar'da yeni bir tura hazırlanıyor. Arabuluculuk çalışmalarına katılan kaynaklara göre henüz gün ve katılım düzeyi belli değil. El-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed Deyf'e suikast bahanesiyle el-Mevasi kampında 90 Filistinlinin katledilmesinin ardından HAMAS'ın müzakere masasından kalkacağı iddia edilmişti. Üst düzey HAMAS yetkilisi İzzet el-Rişk, haberlerin "asılsız" olduğunu söyledi. Telegram kanalında yaptığı paylaşımda şunları yazdı: "Netanyahu ve Nazi hükümetinin halkımıza karşı Nazivari tutumu, Filistinlilere yönelik saldırganlığı durduracak bir anlaşmaya varma yolunu tıkamayı amaçlamaktadır. Bu herkes için açık hale gelmiştir." Tel Aviv de görüşmelerin süreceğini bildirdi. Mossad Başkanı David Barnea'nın önümüzdeki günlerde Katar'ın başkenti Doha'da olacağını kaydetti.
TÜRKİYE İLE TEMAS
HAMAS Sözcüsü Cihad Taha, İsrail'in uzlaşmazlığı, yeni koşullar dayatması ve Gazze'de sürdürdüğü katliamlar nedeniyle müzakerelerin çatışmaya dönüştüğünü açıkladı. Taha, “arabulucular son önerinin başarıya ulaşmasını engelleyenin Siyonist taraf olduğunun tamamen farkındadır." diye ekledi. HAMAS'tan yapılan bir başka açıklamada, "Temaslar, Türkiye ve Umman'ın yanı sıra Katar ve Mısır'daki kardeşlerimizi de kapsamaktadır ve hareketin lideri önümüzdeki saatlerde aynı amaçla siyasi ve diplomatik temaslarına devam edecektir." denildi.
İsrail Başbakanı, geçen haftadan beri devam eden süreçte önce dört maddelik bir “müzakere edilemezler” listesi yayınlamış, ardından Mısır-Gazze sınırının İsrail'in kontrolünde kalması gerektiğini talep etmiş ve cumartesi günü hedefin “Hayalet Komutan” Muhammed Deyf olduğunu iddia ederek, el-Mevasi kampının bombalanması emrini vermişti. İsrail’in tüm cumartesi günü sürdürdüğü “Deyf öldürüldü” propagandasının ardından HAMAS, Deyf'in durumunun iyi olduğunu bildirmişti. İsrail Başbakanı, komutanın öldürüldüğünü “kesin olarak söyleyemem” diyerek gerçeği itiraf etmek zorunda kalmıştı.
İsrail Kanal 12 ile Yedioth Ahronoth gazetesinin pazartesi günü bildirdiğine göre Tel Aviv yetkilileri Netanyahu'nun ateşkese mani olma girişimlerine öfkeli. İsrail basını el Mevasi katliamından önce zaten arada boşluklar bulunduğu artık masadaki atmosferin daha da sertleşeceği öngörüsünde bulundu.
GAZZE'YE ÇAT KAPI GİRMEK İSTİYORLAR
İsrail ordusu ile hükümet zaman zaman ateşkes konusunda karşıt görüşler bildirse de Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, Netanyahu'nun Gazze üzerindeki askeri baskının kaldırılmaması yönündeki hayallerini destekleyen bir açıklama yaptı. Komutan pazar akşamı mikrofonların karşısına geçerek, olası ateşkesin ayrıntıları ne olursa olsun, ordunun Gazze'de savaşmaya geri dönebileceğini söyledi. Rehinelerin serbest kalması için askeri baskının arttırılacağını kaydetti. Halevi, Netanyahuvari açıklamalarını şu şekilde sürdürdü: “Ordu, rehineleri kurtarmak için çalışmayı bırakmayacak ve bu hedef gerçekleşene kadar HAMAS'a saldırmaya devam etmekten vazgeçmeyecek.”
Savunma Bakanı Yoav Gallant da sivilleri öldürmek ve yaralamaktan başka hiçbir işe yaramadığı görülen el-Mevasi saldırısını överek, “HAMAS militanlarının takibi uzun yıllar devam edecek." dedi. Saldırıların 7 Ekim'e katılan herkesi kapsayacağını ileri sürdü.
Bir yanda, her türlü esnekliği göstermesine rağmen tüm dünyaya ateşkesi istemeyen tarafmış gibi tanıtılan HAMAS. Diğer yanda, müzakere masasına mermisi namluya sürülmüş bir silah koyarak oturan İsrail. Tüm bu şartlar ve açıklamaların ışığında, rehineleri geri almayı çok istediği iddia edilen Tel Aviv'in ateşkesi nasıl sağlayabileceği gerçekten de merak uyandırıyor.
BABASININ OĞLU
Binyamin Netanyahu'nun Miami'de keyif çatan oğlu Yair sadece İsraillileri değil, Katarlıları da çileden çıkarıyor. Gazze'de savaşmak yerine ABD'deki “tatlı hayatı”nı devlet kesesinden sürdüren küçük Netanyahu, Miami'de düzenlenen bir panelde, “terörizmin en büyük devlet sponsorları listesinde İran'dan sonra gelmesine rağmen Katar'ın Washington ve New York'ta kırmızı halı muamelesi gördüğünü” söyledi. Ayrıca Doha'nın ABD üniversitelerinin bir numaralı sponsoru olduğunu ileri sürdü.
Katarlı bir diplomat da Times of Israel'e yaptığı açıklamada, Yair'in yorumlarının "Gazze çatışmasına barışçıl bir çözüm bulunmasına düşman olan aşırılık yanlısı grupların söylemlerinden kopyalandığını" belirtti. İddiaları yalanlayan diplomat, "Sözleri sorumsuzca, özellikle de müzakerelerin bu hassas döneminde. Sadece işleri daha da karmaşık hale getirebilir." uyarısında bulundu.