İsrail'e yanaşmanın bedeli: Güney Kıbrıs'ta panik

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni (GKRY) hedef alan sözleri Akdeniz'de yankılanmayı sürdürüyor. GKRY Cumhurbaşkanı'nın ardından Rum kesimi cuma günü ikinci bir açıklama daha yayınlamaya gerek duydu. Hükümet Sözcüsü Konstantinos Limpiotis "Lübnan'la ilgili bir çatışma durumunda GKRY'nin altyapısı ya da toprakları aracılığıyla müdahil olmayacağını" yineledi. Sözcü hem Yunanca hem de İngilizce olarak yayınlanan konuşmasında, Rum Yönetimi'nin "herhangi bir ülkeye karşı herhangi bir saldırı eylemini kolaylaştırmadığını ve kolaylaştırmayacağını" vurguladı. Ülkesinin “Lübnan'la mükemmel ilişkilere sahip olduğunu” ileri süren Rum Hükümet Sözcüsü, GKRY Cumhurbaşkanı'nın geçen üç ay içerisinde Lübnan'ı iki kez ziyaret ettiğini hatırlattı.

Nasrallah çarşamba akşamı konuşmasını tamamlar tamamlamaz Rum Yönetimi sosyal medyada Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis'in "hiç kimseye GKRY üzerinden askeri operasyon yapma izni verilmeyeceğini" vurguladığı açıklamasını paylaşmıştı. Rum kesiminin tüm bu çabaları Hizbullah Genel Sekreteri'nin iki gün önce GKRY'nin Lübnan'ı hedef almak üzere havaalanlarını ve üslerini İsrail'e açmaması konusunda uyarmasının ardından geldi. Nasrallah açıkça aksi yönde bir tutumun GKRY'yi "savaşın bir parçası haline getireceğini" ve Hizbullah'ın da bu yönde tavır alacağını ilan etmişti.

'GKRY HİZBULLAH İÇİN KOLAY HEDEF'

İsrail'de yayın yapan Kanal 10'a göre Rum kesiminin art arda açıklamalar yayınlamasının sebebi, Ada'nın güneyine hakim olan “panik havası.” TV kanalı ilginç bir ayrıntı da aktardı: GKRY Cumhurbaşkanı meseleyi açıklığa kavuşturmak için “Lübnanlı mevkidaşına” bir mektup yazdı. Fakat görünen o ki Rum Yönetimi, Lübnan'da görevde bir cumhurbaşkanı olmadığını mektup kaleme alındıktan sonra keşfetti!

The Guardian da Nasrallah'ın tehditlerinin, “Güney Lefkoşa'da alarm zillerini çaldırdığını” belirtti. İngiliz yayını, GKRY'deki gerginliğin hükümet yetkilileriyle sınırlı olmadığını da aktardı. The Guardian'a konuşan ve Ada'nın güneyinde görev yapan Batılı diplomatlar, geniş çaplı bir savaşın patlak vermesi halinde Orta Doğu'daki kargaşanın içine çekilmekten duydukları “dehşeti” dile getirdi. İngiliz gazetesine demeç veren bir AB yetkilisi, “Hizbullah'ın tehditlerini uygulamaya geçirdiğini gösteren bir geçmişi var.” dedi ve ekledi:

"Hizbullah GKRY'nin karşılık verecek askeri kapasitesi olmadığını ve bu bakımdan kolay bir hedef olacağını biliyor."

'TEL AVİV YANLISI SİYASETİN SONUÇLARI'

Brüksel de cuma günü beklenildiği üzere konuya dahil oldu. AB Yürütme Organı Sözcüsü Peter Stano, GKRY'ye yönelik herhangi bir tehdidin bloğun diğer 26 üye ülkesine de yönelik olduğunu söyledi. Stano, AB'nin Rus Yönetimi'ne tam destek verdiğini ve "bir dizi bölgesel ortağın" gerilimi azaltmak için görüşmelerde bulunduğunu belirtti.

Lefkoşa Üniversitesinde Tarih ve Siyaset Bilimi dersleri veren Profesör Hubert Faustmann, GKRY topraklarının ya da üslerinin İsrail tarafından silahlı bir çatışmada kullanılmasına asla izin verilmemesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: "Bu ilk ciddi meydan okumadır ve GKRY'nin son yıllarda yaptığı İsrail yanlısı siyaset için ödemek zorunda kalabileceği bir bedeldir."