22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İsrail'in İran karşısındaki stratejik kafa karışıklığı

İran'ın operasyonunun önemli sonuçları var: İsrail rejiminin caydırıcılık altyapısının ciddi şekilde tahrip edilmesi, Netanyahu ve savaş kabinesinin içeride giderek zayıflaması, gaspçı rejimin ve Batı devletlerinin ikiyüzlülüğünün açığa çıkması... başlıca stratejik sonuçlar arasında yer alıyor.

İsrail'in İran karşısındaki stratejik kafa karışıklığı
A+ A-
HEMİD HOŞAYEND / BATI ASYA UZMANI

İran İslam Cumhuriyeti'nin Birleşmiş Milletler Şartı'nın 51. Maddesi uyarınca "meşru müdafaa hakkı" çerçevesinde ve tamamen akılcı ve basiretli bir şekilde gerçekleştirdiği İHA’lı ve füzeli operasyonu, bölgesel denklemlerde ABD ve İsrail'in kenarda kaldığı, İran ile İslami Direniş Cephesi'nin de içinde olduğu yeni bir sayfa açtı. İran'ın eylemi, önemli stratejik boyutları ve sonuçlarının yanı sıra, İran'ın ve Filistin İslami Direniş Cephesi'nin merkezde olduğu "yeni Ortadoğu"nun resmi ve ciddi bir şekilde ortaya çıkışıdır.

Suçlu İsrail rejiminin Aralık 2023'ten bu yana İranlı danışmanlara karşı başlattığı bir dizi terör saldırısına tepki olarak geniş ve karmaşık ölçekte gerçekleştirilen bu operasyon, İran İslam Cumhuriyeti’nin güçlü bir aktör olduğu ve saldırganlara karşılık verme ve cezalandırma yeteneği ve iradesine sahip olduğu gerçeğinin İsrail, ABD ve Avrupa hükümetlerine iyice farkına varmasını sağladı.

İran'ın eylemini gerginlik yaratma doğrultusunda olduğunu yorumlamaya çalışan Amerikan-Avrupa ve Siyonist propagandanın aksine, söz konusu eylem "saldırgan ve düşman gücün cezalandırılması" ve "bölgede gerginliğin tırmanmasıyla mücadele" ve "caydırıcılığın yeniden tesis edilmesi" yönündedir.

İsrail'in İran karşısındaki stratejik kafa karışıklığı - Resim : 1

STRATEJİK SONUÇLAR

İsrail rejiminin kuruluşundan bu yana ilk kez bu rejime karşı 300'e yakın balistik füze, seyir füzesi ve insansız hava aracıyla bu kadar geniş çaplı bir operasyon yapıldı ve Washington, İsrail’in güvenliğinin ABD’nin kırmızı çizgisi olduğu bir durumda hiçbir şey yapamadı.

İran İslam Cumhuriyeti'nin, İsrail'in işgal altındaki topraklardaki mevzilerini hedef alma konusundaki caydırıcılık kapasitesinin yalnızca bir kısmının sergilenmesi o kadar "göz kamaştırıcıydı" ki, Siyonistlerin herhangi bir hatayı tekrarlaması durumunda gelecekteki tepkinin daha etkili ve daha ağır olabileceği düşüncesini kabul edilir kıldı.

İran'ın operasyonunun önemli sonuçları var; İsrail rejiminin caydırıcılık altyapısının ciddi şekilde zayıflaması, Netanyahu ve savaş kabinesinin iç pozisyonunun giderek zayıflaması, gaspçı rejime karşı terör dengesinin yoğunlaşması, "Dahiya doktrini"nin etkisizliği, İsrail'in itibarının zedelenmesi, İsrail'in kafa karışıklığı ve İran karşıtı stratejilerin çıkmaza girmesi başlıca stratejik sonuçlar arasında yer alıyor.

Buna ilaveten söz konusu operasyon Batı'nın ikiyüzlülüğünü de ortaya çıkardı. ABD ve Avrupa hükümetleri, İsrail rejiminin İran’ın Şam konsolosluğuna saldırısını kınamaktan kaçınırken İran'ın meşru eylemini derhal kınadılar.

İSRAİL’İN ÜÇ SENARYOSU

İslam Cumhuriyeti'nin füze ve İHA saldırısı, İran için "büyük bir stratejik zafer", İsrail için ise "stratejik başarısızlık" olarak değerlendiriliyor. Operasyon o kadar geniş, derin ve karmaşık bir yapıya sahipti ki İsrail bunun karşısında hiçbir şey yapamadı. Peki; Siyonist rejim nihayet İran'a karşı harekete geçecek mi? Bu soruya yanıt olarak gaspçı rejimin medya, siyasi ve askeri çevrelerinde yer alan tartışmalara göre dört senaryo öne sürülüyor.

Birinci senaryo İran'daki tesis ve merkezlere "doğrudan askeri saldırı"dır. İran'ın İsrail'e karşı eyleminin karmaşıklığı ve İran'ın üst düzey siyasi ve askeri yetkililerinin Siyonistlerin herhangi bir yeni macerasına daha hızlı, kararlı ve daha geniş bir şekilde müdahale etmeleri yönündeki uyarıları, İsrailli yetkilileri isteklerine rağmen, misilleme ve askeri saldırı seçeneği konusunda temkinli davranmaya yöneltti.

Şu anda ister iktidar partisinden, ister muhalefet partilerinden, ister ordu ve güvenlik teşkilatlarından olsun İsrail içindeki çeşitli kesimler, İran'daki askeri, sivil ve nükleer tesislere yönelik başka bir saldırının tehlikeli sonuçları nedeniyle askeri seçeneğe karşı çıkıyor ve bu konu savaş kabinesinin bu alandaki karar alma sürecini son derece zorlaştırmıştır. Bu arada ABD ve Avrupa hükümetleri de İsrail'in yeni askeri harekâtının sonuçları nedeniyle gaspçı rejimin yeniden macerasına karşı çıkıyor ve sürekli olarak İsrail'e İran'a karşı askeri operasyon yapmaması yönünde tavsiyelerde bulunuyor. Deneyimlere göre, İsrail rejimi tek başına İran'ın tesislerine, özellikle de yer altı merkezlerine saldırmak için gerekli askeri kapasiteye sahip değil.

İkinci senaryo ise "sınırlı ve dolaylı askeri saldırı"dır. Bu bağlamda Siyonist rejim, İslam Cumhuriyeti'nin Suriye başta olmak üzere bölge ve bazı ülkelerdeki mevzilerinin yanı sıra Hizbullah'ın Lübnan, Suriye ve Irak'taki üs ve merkezlerine odaklanıyor. İslam Cumhuriyeti ve direniş gruplarının bu konuda açık uyarılarda bulunduğuna göre, İsrail'in bu konuda kapsamlı bir önlem alması mümkün görünmüyor.

Üçüncü senaryo ise "siber saldırılar ve sabotaj"dır. Siber saldırıların ve sabotajların yurt içinde gerçekleştirilme olasılığı, geniş ve doğrudan ya da sınırlı ve dolaylı bir askeri saldırının gerçekleştirilmesine kıyasla daha fazladır. Bu bağlamda önerilen tedbirlerden biri İran'daki yakıt sistemlerine, enerji santrallerine ve diğer önemli altyapılara yönelik büyük bir siber saldırı olabilir.

Dördüncü senaryo ise en olası seçenek olan "psikolojik savaş"tır. İsrail rejimiyle ilgili medya ortamına bakıldığında Siyonistlerin son günlerde bu konuda belirli hedefler doğrultusunda çalışmaya başladıkları açıkça görülüyor.

İSRAİL ÇARESİZ

Burada Siyonist yetkililerin İran'a yönelik saldırıya ilişkin son açıklamalarını psikolojik operasyonlar çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Gaspçı rejim, İran'a karşı herhangi bir askeri saldırı düzenleyemeyeceğini ve siber saldırı bir dâhil olmak üzere diğer senaryoların İran'ın karşı önlemleri nedeniyle bu rejimi çok daha zor durumda bırakabileceğini çok iyi biliyor. Dolayısıyla İran'ın füze ve İHA saldırısının stratejik sonuçlarını etkisiz hale getirmek ve İran'ın iç ekonomisini kötüleştirmek için psikolojik operasyonlara başvurdu.

Her halükarda psikolojik savaşa başvurmak, İran'ın Siyonist rejime füze ve insansız hava araçlarıyla verdiği stratejik yanıt karşısında İsrail'in çaresizliğinin açık bir kanıtıdır. İran, Siyonist rejime herhangi bir olası saldırısına karşı pazar sabahı yaptıklarından 10 kat daha fazla yanıt vereceği mesajını iletti. Dolayısıyla bu rejim stratejik bir kafa karışıklığı yaşadığı için psikolojik savaşa sarılmıştır.

İran ABD İsrail Binyamin Netanyahu Siyonizm