İsrailli aşırılıkçılar öfkeli: Hizbullah sınırlarımızı daralttı

İki dalga halinde gelen 70 ve 30 roketlik “sarsıcı” saldırı, sadece dört gün önce 70 roketin kullandığı bir başka operasyon dalgasında kırılan rekoru da geride bırakınca İsrailli siyasetçi ve askerlerden peşi sıra açıklamalar geldi.Aşırılıkçı demeçleriyle tanınan Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir yaşananlardan sonra Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı eleştirerek Hizbullah'a karşı "hemen savaş" çağrısında bulundu. Salı akşam saatlerinde "Gallant, ordu senin sorumluluğunda. Daha ne bekliyorsun?" diye soran Ben-Gvir, "İsrail'e 100'den fazla roket fırlatıldı ve siz sessizce oturuyorsunuz? Hemen karşılık vermeye, saldırmaya, savaşmaya başlamalıyız!" değerlendirmesinde bulundu.

'CAYDIRICILIĞIMIZ SIFIR'

Daha önce Gazze'nin kuzeyinde yaşamın normal rutine dönmeye başladığı ve HAMAS'ın polis memurlarının göreve döndüğü yönündeki haberleri “iğrenç” olarak tanımlayan bir başka aşırılık yanlısı İsrail eski Güvenlik Bakanı Avigdor Lieberman da ülkenin kuzeyinde yaşananlara tepkili. Eski Bakan'a göre hükümet, 5 ay önce kuzeydeki yerleşimcileri terk ederek "İsrail coğrafyasını Hadera sınırlarına indirgedi."

İsrail Parlamentosu (Knesset) Üyesi Lieberman Kanal 13'e verdiği röportajda, "80 bin İsrailli şu anda evlerinin dışında" diyerek bunların, “60 bini hükümetin emriyle tahliye edildi, 20 bini ise evlerine dönmekten korkarak kendi kendini yerinden etti." diye ekledi. Aslına bakılırsa eski Bakan için biraz iyimser konuşuyor diyebiliriz; tarafsız kaynaklara göre İsrail'in kuzeyini terk eden yerleşimci sayısı yüz bini çoktan aşmış durumda. Röportajda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya da seslenen Lieberman, Güney Lübnan'ı “işgal etmek” yerine “Celile'yi terk ettiniz” diyerek, “İsrail'in sınırlarının daraldığını” ve ülkenin “caydırıcılığının sıfıra indiğini" ifade etti. Knesset Üyesi'ne bakılırsa "7 Ekim'den önce var olan yenilgiyi kabullenmiş zihniyet, bugün de Gazze Şeridi ve kuzeyde devam ediyor."

'OTURUMLARA KATILMAYACAĞIM'

Knesset Üyesi ve Bakan Yitzhak Wasserlauf, kuzeydeki yerleşimcilere yardım kararı alınana kadar parlamento oturumlarına katılmayacağını söyledi. İsrail medya kaynaklarında yer alan habere göre Wasserlauf, Başbakan Binyamin Netanyahu'ya gönderdiği mektupta "hükümetin işgal altındaki kuzeydeki İsraillilere yardım etme sözünü yerine getirmemesinin kabul edilemez olduğunu" belirterek yerleşimcilerle ilgili bir karar alınana kadar hiçbir hükümet oturumuna katılmayacağını ve oy kullanmayacağını belirtti. Yerleşimcilerin “devlet yardımından yoksun bırakılamayacağını” da söyleyen Wasserlauf, kuzey cephesindeki çatışmalarla ilgili olarak “acil müdahale” çağrısı yaptı.

'HÜKÜMET DEĞİŞMELİ'

İsrail'in askeri istihbarat birimi AMAN'ın eski Başkanı Tamir Hayman ise "80 binden fazla İsrailliyi sınırdan uzaklaştırmayı ve İsrail içinde bir tampon bölge kurmayı başaran Hizbullah'ın pek çok başarısı var” itirafında bulundu. İsrail'de yayın yapan Kanal 13'e konuşan Hayman'a göre "bu durumun devam etmesi İsrail'e stratejik düzeyde büyük zarar veriyor."

Tel Aviv'in karşı karşıya olduğu tehditlerin artması ışığında, eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı Yair Golan, "İsrail'in herhangi bir dış tehditle mücadele etme becerisine sahip olmadığını" açıklayarak ülkeyi "içeriden parçalanmış" sözleriyle tanımladı. Daha aklı selim bir yol tutturan Golan KAN televizyonuna verdiği demeçte, "savaşın şu anda İsrail'in çıkarına olmadığını" belirterek, Gazze'de “ateşkes sağlanmasının” kuzeydeki gerilimi de rahatlatacağını belirtti. Emekli üst düzey asker, bu ateşkesin "İsrail'in olağanüstü durumdan çıkmasına ve içeride siyasi çözüme ulaşmasına olanak tanıyacağını" ifade ederek, "en kısa sürede seçim yapılmalı ve mevcut hükümet değişmeli.” gözleminde bulundu.

AĞIR FATURA

Hizbullah çatışması nedeniyle İsrail'in hem kamu hem de güvenlik açısından katlanmak zorunda kaldığı maliyet ise “çok yüksek” olarak nitelendiriliyor. Askeri analist Amir Bouhbut, İsrail merkezli Walla yayın kaynağına yaptığı açıklamada, bu maliyetin İsrailli askerlerin kaybı, yaralanmalar, günlük yaşamın aksaması, ekonomik aksaklıklar ve sivil, askeri ayrıca güvenlik altyapısının tahrip edilmesi şeklinde ortaya çıktığını belirtti. Bouhbut, şu ana kadar etkilenen askeri altyapı arasında İsrail Ordusunun Meron Üssü, Kuzey Komutanlığı Karargahı gibi stratejik noktaları gösterirken, en fazla zarar gören kuvvetin de Celile Tümeni olduğunu söyledi. Askeri analist, İsrail Ordusunun “büyük bir gerginlikle” karşı karşıya olduğunu ve çeşitli senaryolara uyum sağlayabilmek için deniz, hava ve karada hem düzenli hem de yedek kuvvetlerini seferber etmesi gerektiğini vurguladı. Fakat Bouhbut'a bakılırsa Gazze Şeridi'nde devam eden operasyonlar ve Refah kentine olası bir askeri harekat için yapılan hazırlıklar bu ihtiyacın karşılanmasını daha da zorlaştırıyor.

ATEŞ SÜRÜYOR

Hizbullah'ın 100 roketlik salvosu İsrail'in pazartesi günü Lübnan'ın Baalbek kentine yaptığı ve ilk belirlemelere göre bir sivilin öldüğü çok sayıda kişinin yaralandığı hava saldırılarına cevap niteliği taşıyordu. Tel Aviv salı günü de İsrail sınırına 100 km uzaklıktaki Bekaa Vadisi'ni hedef aldı. Saldırılarda iki kişinin yaşamını yitirdiği, 20 kişinin de yaralandığı bildirildi. Fakat karşılıklı ateş yatışmış değil, Tel Aviv'in salı günkü askeri eylemlerinden sonra Hizbullah operasyon düzenlemeye devam ederken, İsrail'in gönderdiği İHA'ları da düşürdüğünü açıkladı. İsrail medyası birkaç gün önce Tel Aviv'in müttefiklerine Lübnan ile sorunları çözmeleri için 15 Mart'a kadar süre tanıdığını aktarmış, olumsuz bir durumda kara operasyonlarının başlatılacağının işaretini vermişti.