‘Israrlı takip’ suçu Ceza Kanunu’na giriyor
Yeni yasa teklifine göre ısrarlı takip Türk Ceza Kanunu’nda ayrı bir suç olarak düzenleniyor. Israrlı bir şekilde fiziken takip etmek, ısrarlı bir şekilde haberleşme ve iletişim araçları, bilişim sistemleri veya üçüncü kişileri kullanarak mağdurla temas kurulmaya çalışılması suç kapsamına alınıyor
Kadına karşı şiddetin engellenmesi ve sağlık çalışanlarının haklarına ilişkin yeni tasarının yasalaşması halinde “ısrarlı takip” ilk kez Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) müstakil bir suç olarak düzenlenecek. Israrlı takip halinde 6 aydan iki yıla kadar hapis cezası istenebilecek. Suçun çocuğa, ayrılık kararı alınan ya da boşanılan eşe karşı işlenmesi, mağdurun okulunu, işini, konutunu bırakmasına neden olması, tedbir kararı bulunan fail tarafından işlenmesi halinde 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilebilecek. Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Nuriye Kadan, ısrarlı takiple ilgili düzenleme hakkında Aydınlık’a konuştu. Israrlı takip, fail tarafından, mağdur istemediği halde kendisine veya yakınına yönelik, ısrarlı biçimde, araçla, iletişim vasıtasıyla, sözle, hareketle veya hukuka aykırı başka bir davranışla gerçekleştirilen, korku duyulmasına neden olan, rahatsız edici veya tehditkâr fiiller olarak tanımlanıyor.
MEVCUT DÜZENLEME
Mevcut düzenlemede ısrarlı takip TCK’nın 123. maddesinde kişinin huzur ve sükununu bozma suçu kapsamında cezalandırılıyor. Yeni düzenlemede ise ısrarlı takip fiili doğrudan yasa kapsamına alındı. Av. Nuriye Kadan mevcut yasayı ve yeni düzenlemeyi anlattı:
“Özellikle kişinin huzur ve sükununu bozma suçunun oluşumunu sağlayan diğer unsurların varlığı halinde ısrarlı takip fiilleri, TCK 123. madde kapsamında hukuka aykırı başka bir davranış içinde ele alınarak cezalandırılabiliyor. Burada, ‘Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir’ denir. “Yine 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un ilk maddesinin birinci fıkrasında ısrarlı takip kavramı yer almış ve böylece kavram ilk kez açıkça Türk Hukukuna girmiştir. Söz konusu madde; ‘Bu Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir’ biçimindedir. Kadına yönelik şiddetle mücadelede şiddete karşı sıfır tolerans için yaşanan şiddet vakalarındaki artışı durdurmak ve ihlallerin önüne geçmek üzere yeni düzenlemelere ihtiyaç bulunuyor. Israrlı takip şiddetin farklı bir boyutu olarak bugün yaşadığımız bir gerçeklik. Dolayısıyla hem mağdurların, mağduriyetinin giderilebilmesi ve hem de yeni mağduriyetlerin önüne geçilebilmesi için konuya ilişkin ceza kanununda düzenleme yapılması gerekiyor.
YENİ BİR MADDE EKLENİYOR
Bu kanun teklifi ile ısrarlı takip ilk defa TCK’ya yeni bir madde eklenmek suretiyle müstakil bir suç haline getiriliyor. Böylelikle, mağdurun maddi ve manevi kişiliğine veya vücut bütünlüğüne yönelik daha ağır fiiller ortaya çıkmadan önce ısrarlı takip fiillerinin orantılı bir yaptırıma bağlanması sağlanacak. Teklife göre, ısrarlı bir şekilde fiziken takip etmek ve yine ısrarlı bir şekilde haberleşme ve iletişim araçları, bilişim sistemleri veya üçüncü kişileri kullanarak mağdurla temas kurulmaya çalışılması suçun şartlarını oluşturuyor.
“Suçun oluşması için ısrarlı bir şekilde yapılması gerekiyor. Israrın varlığı bakımından mutlaka aynı hareketin müteaddit defalar tekrarlanması koşul değildir. Fail seçimlik hareketlerden birini ısrarla tekrarlayabileceği gibi farklı seçimlik hareketleri farklı yer ve zamanlarda tekrarlamak suretiyle de ısrar iradesini gösterebilir. Hâkim, ısrar unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediğini somut olayın koşulları çerçevesinde tespit edecektir. Ayrıca bu suçun oluşabilmesi için ısrarlı takip fiilinin mağdurun üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşturmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olması gerekir. Bu durum somut olayda hâkim tarafından belirlenecektir.”
NİTELİKLİ HALLER
Teklifte, ısrarlı takibe konu fiillerin tekrarlanmasına bağlı olarak mağdurun günlük yaşamının ciddi değişiklikler yapmak zorunda kalması, bu kapsamda okulunu, işyerini, konutunu değiştirmesi ya da okulunu veya işini bırakması suçun cezayı ağırlaştıran bir hali olarak kabul ediliyor. Av. Nuriye Kadan, “Israrlı takip suçu, zarar suçu olarak düzenlendiğinden, tehlike suçu olarak düzenlenmiş olan TCK 123. maddedeki suçtan ayrılarak bu suçun özel bir şeklini oluşturuyor. Soruşturulması ve kovuşturulması mağdurun şikayetine bağlı olup uzlaştırma kurumunun da kapsamı dışında bırakılıyor. Ayrıca suç çocuğa, ayrılık kararı alınan veya boşanılan eşe karşı işlenirse ya da mağdurun okulunu, iş yerini konutunu terk etmesine, değiştirmesine yol açarsa, hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula işyerine yaklaşmama tedbiri verilen kişi tarafından işlenmiş olursa ceza artırım nedeni olacak.” dedi.