'İşsizliğe rağmen sanayide çalışmak istemiyorlar'
Ankara Sanayi Odası (ASO) ocak ayı olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Celal Koloğlu başkanlığında video konferans yöntemiyle yapıldı. ASO Başkanı Nurettin Özdebir toplantıda yaptığı konuşmada salgın sürecinin en ağır etkisinin işgücü piyasasında gördüklerini bildirdi.
Ekim ayı verileri ışığında istihdam piyasasına ilişkin oluşan tabloya değinen Özdebir, “Yüksek işsizlik, 2000’li yıllar boyunca ülkemizin en temel problemlerinden biri olagelmiştir. Yüksek büyüme yıllarında dahi işsizliğin yüksek kalması, istihdamsız büyüme olgusuna işaret etmektedir.
Bir ülkede, belli bir zaman aralığında, mevcut ekonomik yapıyla kaydedilen büyümenin istihdam yaratmaması, yeni iş imkânları yaratmaması durumu ‘istihdamsız büyüme’ olarak ifade edilir. İstihdamsız büyüme yaşanan bir ekonomide gelirin toplum bireyleri, sosyal sınıflar ve bölgeler arasındaki dağılımı da bozulmakta ve buradan eğitim ve sağlık başta olmak üzere refah bileşenlerinde ve genel yaşam kalitesinde bozulmalar ortaya çıkmakta, bir başka deyişle ‘kalkınmasız büyüme’ söz konusu olmaktadır” dedi.
NİTELİKLİ ELEMAN SORUNUNU ÇÖZEMEDİK!
İnsan kaynağı planlamasının önemine işaret eden Özdebir, şunları söyledi: “Bir takım meslekler yok olup gidiyor, ancak diğer yandan birçok yeni meslek ortaya çıkıyor. Biz maalesef hala sanayide nitelikli eleman sorununu çözemedik. Bir yanda işsizlik, diğer yanda sanayici çalıştıracak nitelikli eleman bulamıyor. ASOSEM’de mesleki eğitim kurslarında katılımcı bulmakta zorlanıyoruz. Bu kadar işsizliğe rağmen insanlarımız maalesef sanayide çalışmak istemiyorlar. Buna işsizlik değil gönüllü işsizlik demek lazım. Ülke olarak insan kaynağı planlarımızı hem mevcut ihtiyaçlar, hem de gelecekte ortaya çıkacak ihtiyaçlara göre yapamazsak, işsizlik sorununu çözmemiz maalesef çok da mümkün gözükmemektedir.”
FAİZ TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL
ASO Başkanı Özdebir ayrıca dış açık ve dış kaynak ihtiyacına yönelik de şu görüşleri aktardı: “Ülkemizin 8-10 yılda bir karşılaştığı kırılganlıkların giderilebilmesi için, ithal ettiğimizden daha fazla ihracat yapmamız, bunu gerçekleştirebilmek için de daha fazla üretmemiz gerekiyor. Ekonomi politikalarımızın üretim odaklı, ihracat odaklı olması gerekir. Ülkemizin döviz açığının yüksek olması, son dönemde iç dinamiklerle döviz yaratma kapasitesinin düşük olması yabancı tasarruflara ihtiyaç göstermektedir. Faizlerin yüksek olması tek başına yabancı sermayeyi ülkeye çekmede bence yeterli değil. Ekonomi ve yargı başta olmak üzere yapısal reformlar da önemli. Bu reformları sadece yabancı sermaye istiyor diye değil, kendi vatandaşlarımız, kendi yatırımcılarımız için de yapmamız gerekir.”