İstanbul'daki kariyerini bırakıp memleketine dönen tekstil mühendisi ipek böcekçiliği yapıyor
İstanbul'da bir firmada çalışan tekstil mühendisi Tuğçe Duman, büyük şehirden bunalınca kariyerini geride bırakıp eşiyle memleketi Hatay'a dönerek, aile mesleği ipek böcekçiliğini sürdürmeye başladı.
İstanbul'da bir firmada çalışan tekstil mühendisi Tuğçe Duman, büyük şehirden bunalınca kariyerini geride bırakıp eşiyle memleketi Hatay'a dönerek, aile mesleği ipek böcekçiliğini sürdürmeye başladı.
İhracatçı bir tekstil firmasında satın alma sorumlusu olarak çalışan Duman, aynı firmada denetmen olarak çalışan Mehmet Yağız Pedük ile yaklaşık 1 yıl önce evlendi.
Her yeni evli çift gibi gezip yeni hobiler edinmeye çalışan çift, bu hayallerini İstanbul'un yoğunluğunda gerçekleştiremeyince stresten uzak, doğayla iç içe bir yaşam özlemiyle Hatay'a taşınmaya karar verdi.
Moda tasarımı eğitimi de alan Duman, eşi ile yaklaşık 4 ay önce geldikleri Hatay'ın Defne ilçesinde, üç nesildir ipek böcekçiliği yapan ailesiyle çalışmaya başladı.
Dut bahçesinde yaprak toplayıp evlerinin bodrum kısmında yetiştirdikleri ipek böceklerini besleyen Pedük çifti, itina ile baktıkları böceklerin ipeğinden ürettikleri şal, atkı, kravat gibi ürünleri yurt içinde pazarlıyor.
Hatay'da doğa ile içi içe yaşama imkanı bulan çiftin hedefi, yılda 500 kilogramdan fazla ipek üretip ürüne dönüştürerek satmak.
'RAHAT VE MUTLUYUZ, KENDİMİZE VAKİT AYIRABİLİYORUZ'
Tuğçe Duman Pedük, AA muhabirine, İstanbul gibi stresli bir yerde yaşamanın kendilerini çok mutsuz ettiğini ve bu yüzden küçük bir şehre yerleşme kararı aldıklarını söyledi.
Ailesinin de Hatay'da yaşadığını, bu yüzden oraya taşındıklarını belirten 23 yaşındaki Pedük, şöyle devam etti:
"Benim ailem uzun yıllardır ipek üretimi yaptığı için küçüklükten bu yana işin içerisindeyim. Bu sebeple tekstil mühendisliği bölümünü bitirdim. Kendimi geliştirmek adına İstanbul'a gittim ve moda tasarımı eğitimi aldım ancak hiçbiri beni istediğim yere götüremedi. Hayatım çok sabitti zaten büyük şehrin sorunlarından sanırım bahsetmeme gerek yok, hele ki küçük ve ferah bir yerde büyüdüyseniz bu çok büyük bir sıkıntı. 3 sene kadar İstanbul'da kaldım orada evlendim ve 3-4 ay sonra eşimi de kandırıp ailemin yanına döndüm. Burada kaldığım yerden işime devam ediyorum. Şu an tam ipek böceği besi dönemindeyiz, sabah eşimle uyandığımızda ilk işimiz yavrularımızı beslemek oluyor, onlarla uğraşıyoruz, çocuğa bakar gibi ipek böceklerimize bakıyoruz. Sonra güzel bir dut fidanlığımız var oraya gidip ipek böceklerimizin yemlerini topluyoruz, bu şekilde çalışıyoruz, onun dışında üretimimiz de çılgın bir şekilde devam ediyor. İş yoğunluğumuz inanılmaz, İstanbul'a oranla iki katı yoruluyoruz ama çalışma potansiyelimiz çok daha fazla çünkü çok daha rahat ve mutluyuz, kendimize vakit ayırabiliyoruz."
Doğup büyüdüğü memleketinde eşiyle ipek böceği yetiştiriciliği yapmaktan büyük bir zevk aldığını anlatan Pedük, büyük şehir yaşamından bıkan herkese mutlu oldukları yerde yaşamalarını tavsiyesinde bulundu.
İstanbul'dan eşiyle Hatay'a gelen 27 yaşındaki Mehmet Yağız Pedük ise büyük şehirde yaşayan herkesin içinde bir kaçma isteği olduğuna inandığını söyledi.
Kendisinin doğma büyüme İstanbullu olarak bu isteğini yerine getirdiği için çok mutlu olduğunu ifade eden Pedük, şöyle devam etti:
"Eşimle evlendik, her yeni çift gibi gezelim, bir yerlere gidelim planları yaparken hep trafik üzerinden yapardık. 'Trafik yoğunluğu nerede azsa oraya gidelim' derdik ve genelde bunu bulamazdık ve birçok planımızı bu sebeple iptal ederdik. Bunlar üst üste gelmeye başladıkça artık biz de dolduk. Eşimin ailesinin böyle bir imkanı vardı, biz bunu değerlendirmek istedik ve Hatay'a geldik. Evet İstanbul güzel, nesi güzel? Denizi, Boğazı güzel. Biz birlikteliğimizin ilk 6 ayını İstanbul'da geçirdik, 6 ayda bir kere gidip bir boğaz havası alamadık, neden? Çünkü boğaza giden tüm yollar trafik, artık hayatımızın en önemli noktası olmuştu trafik. Buna gerek yok çünkü burada trafik yok, İstanbul'da trafikte harcadığımız zamanın yerine yeni hobilerimizle, istediğimiz şeyleri yaparak gerçekleştiriyoruz. Bugün büyük şehirdeki herkesin hayalidir 'küçük bir evim olsun, önünde tavuklarım olsun, arkada iki tane ineğim olsun' bu çok uzak bir şey değil, sadece biraz cesaret, tüm gereken bu."