İşte ABD'nin Ukrayna'daki Nazileri
Ukrayna, 2014 Maidan Olayları’ndan bu yana ABD’nin yönlendirdiği neo-Nazilerin gölgesinde. Faşist sembolleri gururla taşıyan Azak Taburu, resmi olarak İçişleri Bakanlığına bağlı bir silahlı birlik.
Ukrayna siyasetinde etkin ve sokaklara hâkim olan neo-Naziler, Kırım ve Donbass’ta binlerce insanın ölümünden ve yüz binlerce insanın yerinden edilmesinden de sorumlu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’ya yönelik askeri operasyonun hedefini, Donbass bölgesine ve Rusya’ya karşı tehdit oluşturan “militarizmden ve Nazizimden arındırmak” olarak açıklamıştı. Özellikle Batı basını, Zelenskiy’nin siyasi geçmişi olmayan bir Yahudi olması üzerinden bu hedefin içi boş bir bahane olduğunu işledi. Oysa Ukrayna, 2014’teki Maidan Olayları’ndan beri, ABD’nin eğitip yönlendirdiği bu faşist grupların giderek artan şiddetine teslim olmuş durumda. ABD’nin Ukrayna’yı NATO’nun ileri karakolu yapmak için kullandığı neo-Nazi grupların maskesini indiriyoruz.
AÇIKÇA NAZİZM SAVUNUSU
Azak (Azov) Taburu, “Ukrayna’nın Vatanseverleri” isimli faşist çetenin içinden doğdu. Çetenin lideri olan Andriy Biletski, Azak Taburu’nun ilk komutanı. Biletski 2008’de neo-Nazi grupları Sosyal-Milli Konsey adı altında tek bir çatıda topladı.
Azak askerleri, açık bir neo-Nazi ideolojisine sahip. Üniformalarında ve bayraklarında Hitler’in liderliğindeki Üçüncü Reich’ın ve Nazi sembollerini kullanıyorlar. Aynı zamanda eski bir parlamento üyesi olan Andriy Biletski, 2010’da yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ukrayna’nın ulusal amacı, Yahudilerin yönettiği alt-insanlara (Untermenshen) karşı dünyanın tüm beyaz ırklarına son Haçlı Seferi’nde önderlik etmektir.” Biletski, Putin’in de bir Rus değil, Yahudi olduğunu iddia etmişti.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA BAĞLI KURULDU
Azak Taburu’nun resmi oluşumu ise 13 Nisan 2014'te Ukrayna İçişleri Bakanı Arsen Avakov'un sivil yapılara dayalı polis devriye ve görev birimi kurma kararına dayanıyor. Maidan olaylarına katılan eylemcilerden üye kazanan Tabur, başlangıçta yaklaşık 500 kişiden oluşuyordu. Daha sonra, birimin ‘gazilerinden’ oluşan "Azak sivil kolordusu" örgütü kuruldu. Buna ek olarak, Tabur’un düzenli olarak Kiev'de protestolar düzenleyen çok sayıda destekçisi vardı ve seçim ile gelen dönemin Yanukoviç iktidarını devirmeye çalışıyorlardı. Tabur’un kurucu komutanı Biletski, Maidan Darbesi’nin başarıya ulaşmasından sonra 2014-2019 yılları arasında milletvekilliği yaptı.
DEVLET TARAFINDAN FİNANSE EDİLDİ
Oluşturulan birimin finansmanı aynı anda birkaç kanal üzerinden yapılıyor. 2014 Ağustos'una kadar Tabur, Dnipropetrovsk bölgesi valisi Igor Kolomoissky'den mali destek aldı, buna ek olarak Tabur Ukrayna İçişleri Bakanlığının bütçesinden finanse edildi. Daha sonra, Tabur’un ilk komutanı Andrei Biletski, birimin, eski Donetsk bölgesi valisi Sergey Taruta tarafından finanse edildiğini kabul etti. Buna ek olarak Tabur, skandallarıyla ünlü milletvekili Lyashko ve Ukraynalı milliyetçilerin lideri Korçinski tarafından finanse edildi.
Örgüt başlangıçta sadece hafif silahlarla faaliyet yürüttü, ancak daha sonra ağır silah ve askeri zırhlı araçlarla donatıldı. Tabur alayı genişletildikten sonra, BTR-152 de dahil olmak üzere T-64B1M tanklarıyla donanmış ayrı bir tank Tabura dahil edildi.
MİNSK ANLAŞMALARINI DELDİLER
Bunların dışında, Tabur’un yabancı vatandaşlardan oluşan bir birimi de var. Zaten oluşum döneminde de, Fransa, Belarus, Kanada, Slovenya, İtalya ve İsveç'ten düzinelerce ırkçı Tabur’a katılmıştı. Özellikle, ünlü İsveçli neo-Nazi Mikhail Skeet Tabur’un bir parçası olarak Mariupol için yapılan çatışmalarda yer aldı.
Ocak 2015'te, yaşları 20 ile 45 arasında değişen yaklaşık 20 Hırvat, Azak Taburu’na katıldı. Hırvatistan Dışişleri Bakanı Vesna Pusic'in Ukrayna'da Hırvat gönüllüler olduğunu doğrulamasının ardından, Rusya Dışişleri Bakanlığı Hırvatistan'ı vatandaşlarını silahlı çatışmadan geri çekmeye çağırdı. Hırvatistan İçişleri Bakanı Ranko Ostoji, Hırvat gönüllülerin Ukrayna hükümetinin yanında savaştığını ve Hırvat yasalarına göre herhangi bir suç işlemediğini söyledi. Minsk Ateşkes Anlaşmalarına göre, yabancı savaşçıların Ukrayna ordusunda görev yapmasına izin verilmiyor.
YPG’Lİ TERÖRİST UKRAYNA SAFLARINDA
Ayrıca Ukrayna ordusunda da yabancı kuvvetler mevcut. Suriye’de Mehmetçiğin operasyon düzenlediği terör örgütü YPG saflarında olan bir teröristin Ukrayna ordusunda olduğu ortaya çıktı. Cossak Gundi kod adlı bir İngiliz teröristin Instagram ve Twitter hesaplarındaki paylaşımlarında Ukrayna ordusunda savaştığı görülüyor.
ODESSA’DA İNSANLARI DİRİ DİRİ YAKTILAR
Ukrayna’daki neo-Nazi çetelerinin en büyük katliamlarından biri Odessa’daki sendika binasının yakılmasıydı. Ukrayna'nın Karadeniz kıyısındaki Odessa kentinde 48 kişinin öldüğü ve 250'den fazla kişinin yaralandığı sendika binası katliamı neo-Nazi gruplarının vahşiliğini bir kez daha ortaya çıkartmıştı. Maidan olaylarında iktidarı devirdikten sonra turuncu darbecilerin oluşturduğu hükümete karşı gelen 48 kişi, sendika binasında diri diri yakıldı. Maidan eylemcileri kurulan barikatı Molotof kokteylleriyle yakarak binanın yanmasına ve binadakilerin ölümüne sebep oldu. Neo-Nazi taraftarları eylem sırasında “En son kişiye kadar yakın.” diye bağırıyorlardı.
TOPLU MEZARLAR
İç savaş döneminde Ukrayna ordusu ve Azak Taburu’nun yaptığı sivil katliamlar da kayıtlara geçti. Aralık 2021 itibariyle 16'dan fazla toplu ve tekli mezar keşfedildi. Tekli mezarlardan birinde 4 aylık bir çocuğun kemikleri bulundu. Toplamda, bu çalışma döneminde 292 insanın cesedi bulundu. Donbass’taki tüm definlerde bulunan kalıntıların birincil adli tıp muayenesi ve incelenmesi, ölenlerin çoğunluğunun kadın ve yaşlı olduğunu gösteriyor. Ölüm nedenleri ise ateşli silah, mayın-patlayıcıya bağlı olan yaralanmalar. Ayrıca 8 yıllık savaş boyunca Ukrayna ordusunun Donbass’a yaptığı bombardımanlarda 2 bin 600 sivil hayatını kaybetti.
AZAK TABURU NATO’YLA İÇLİ DIŞLI
ABD Kongre Üyesi Ro Khanna ABD’nin Azak Taburu’na eğitim ve silah desteğine karşı çıkıyor. Ro Khanna yaptığı açıklamada ABD’nin neo-Nazizm’in yükselişine destek olmaması gerektiğini ifade etti. The Daily Beast sitesinin araştırması Amerikan yapımı el bombalarının Azakların mühimmatları arasında olduğunu ortaya çıkardı.
The Daily Beast’in İvan Kharkiv’deki Azak Taburu’ndaki röportaj yaptığı komutanlar, Tabura destek veren ABD’nin askeri eğitmen, mühendis ve doktorlarıyla kurdukları ilişkiyi açıkladı.
ABD diğer Ulusal Muhafız örgütlerinin yanı sıra Azak Taburu’na da Lviv kentinde eğitim vererek Rusya’ya karşı savaşa hazırladı. Azak Taburu, sadece ABD ile değil, NATO’yla içli dışlı bir örgüt. 16 Mayıs 2017 tarihli nackor.org isimle Azak Taburu’na bağlı sitede NATO Uluslararası İzleme Grubu’nun Azak Alayı'nı ziyaretiyle haber video görüntüleriyle birlikte yayınlandı.
UKRAYNA’NIN NAZİSİ BANDERA
Ukrayna’nın bugünkü Neo-Nazi örgütlerinin 2. Dünya Savaşı’na uzanan bir geçmişi var. Alman SS’lerinin soykırımına katılan Nazi işbirlikçisi Ukraynalı güçler 1 milyondan fazla Yahudi’nin katliamına iştirak etti.
Stepan Bandera, 2. Cihan Harbi’nde Sovyetler Birliği’ne karşı Nazilerle işbirliği yapan Ukrayna Direniş Ordusu’nun lideriydi. Bandera’nın ordusu on binlerce Yahudi’nin canına kıydı.
Ukrayna’da Rus düşmanlığını yükselten neo-Nazi gruplar, yaptıkları eylemderde Bandera’nın mirasını gururla üstlendiğini ifade ediyorlar. Lviv meydanında Bandera’nın heykeli dahi var.
Amerikan Yahudi Komitesi Rusya ve Avrasya Masası direktörü Samuel Kliger, Ukrayna’da yükselen anti-semitizmi şöyle anlatıyor: “Anti-semitizm Ukrayna’da geleneksel ve kültürel bir form içinde yaşıyor: Yahudilerin ‘Ukraynalıların kanını emdikleri’, ‘Hz. İsa’yı öldürmekte sorumlu oldukları’ ve ‘bütün para akışını kontrol ettikleri’ Ukrayna’da hala canlıdır.”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Ukrayna ordusuna yaptığı çağrıda 2. Cihan Harbi’nde Ukrayna’nın Ruslara karşı Nazilerle işbirliği yaptığına dikkat çekerek benzer hataya düşmemeleri yönünde uyarı yapmıştı.
WASHİNGTON'DA AĞIRLANAN BELARUSLU NEO-NAZİ
Ukrayna'daki neo-Nazi Azak Taburu’nun liderlerinden biri Belaruslu Roman Protoseviç. Belarus hükümeti 24 Mayıs 2021'de Atina-Vilnius seferini yapan İrlanda'ya ait Ryanair havayollarının uçağını indirdi. Uçakta bulunan Roman Protoseviç gözaltına alındı.
Protoseviç'i, 'muhalif gazeteci' ilan eden Batı ülkeleri Belarus hükümetini hedef aldı. AB Belarus'a karşı yaptırımlar uyguladı. Gerçekte ise Protoseviç ülkedeki Batı yanlısı turuncu hareketlerin liderlerinden biri. Mevcut başkan Lukaşenko'nun yüzde 80 oyla kazandığı seçim sonrasında başkent Minsk başta olmak üzere çeşitli kentlerde protesto gösterileri düzenlenmişti.
UKRAYNA'DA NEO-NAZİLERE KATILDI
Protoseviç'in geçmişi dikkat çekici. Proteseviç, gençliğinde "Youth Front" (Gençlik Cephesi) isimli bir Belarus örgütünün kurucularından. Örgüt, Alman işgali döneminde kullanılan nazi yanlılarının bayrağını kullanıyor. Belarus'ta yaşamasına karşın 2013-14 Maidan olayları sırasında Ukrayna'ya geçen Protoseviç, burada şiddet eylemlerine katıldı. Protoseviç, Lenin heykelini yıkıp önünde poz verdi. Burada neo-nazi Azak (Azov) Taburu isimli terör örgütüne katılan Protoseviç, silahlı eylemlerde yer aldı. Örgütün 3 Temmuz 2015 tarihli dergisinde kapak oldu.
ABD'DE AĞIRLANDI
Daha sonra Belarus'a dönen Proteseviç, bu kez anarşist gruplara katılarak ülkede protestolara katıldı. 2018'de ABD'ye giden Protoseviç, yanındaki Ukraynalı turuncu darbeci Gleb Zhavoronkov ile birlikte Washington'da ABD Dışişleri Bakanlığında ağırlandı. Neo-Nazi Protoseviç bu görüşmeyi "hayatımın en önemli haftası" olarak tanımladı.
Protoseviç bu görüşmenin ardından Polonya'ya giderek yayın faaliyetine başladı. Nexta başta olmak üzere çeşitli telegram kanalları kurarak Belarus'ta sokak hareketleri örgütlemeye çalıştı. Euroradio'da programcı oldu. Euroradio, resmi hesabına göre ABD'nin USAID isimli kuruluşu tarafından fonlanıyor.
ZELENSKİY’NİN OFİSİNİ BASIP CAMI ÇERÇEVEYİ İNDİRDİLER
20 Mart 2021’de neo-Nazi gruplar Cumhurbaşkanı Zelenskiy’nin ofisini basıp camı çerçeveyi indirdiler. Cumhurbaşkanlığı tabelasını ateşe verdiler, binanın duvarlarına spreyle Zelenskiy’e yönelik hakaretler yazıp Nazi sembolleri çizdiler. Bu eylemin, Odessa’da uyuşturucudan insan kaçakçılığa sayısız suçtan hüküm giymiş neo-Nazi lider Sergey Strenko’nun doğum gününde gelmesi de dikkat çekti. Olayla ilgili haberlerde polislerin gruba etkili bir müdahale yapmadığı, grubun kendisinin dağıldığı da kaydedildi. Neonaziler 28 Nisan 2021’de Kiev’in göbeğinde Nazi’lerin “Galiçya” SS bölüğünün kuruluş yıldönümünü kutlamak için bir yürüyüş düzenledi.
‘MAİDAN’A ABD YARDIMI GÜNDE 1 MİLYON DOLARDI’
Rusya Devlet Başkanı Putin, Donetsk ve Luganks Halk Cumhuriyetleri’ni tanıma kararını açıkladığı halka seslenişte, Maidan Olayları’nın da ABD destekli bir darbe olduğunu vurguladı. Putin, Maidan’la ilgili şu ifadeleri kullandı: “Radikaller, halkın haklı hoşnutsuzluğundan yararlandı, protestoları bastırdı ve 2014'te Maidan'ı bir darbeye götürdü. Aynı zamanda yabancı devletlerden doğrudan yardımlar aldılar. Haberlere göre, Kiev'in Bağımsızlık Meydanı'ndaki sözde protesto kampına ABD Büyükelçiliği'nden maddi destek günde bir milyon doları buldu. Buna ek olarak çok büyük meblağlar küstahça doğrudan muhalefet liderlerinin banka hesaplarına aktarıldı. Ve bu, yaklaşık on milyonlarca dolardı.”
ABD’NİN MAİDAN DARBESİ BAĞIMSIZLIKÇILARA KARŞI YAPILDI
Ukrayna’da 2004’te Turuncu Devrim’den sonra Rusya’yla daha dostane ilişkiler kurma yanlısı olduğu için Cumhurbaşkanı seçilen Viktor Yanukoviç, 2014’te Maidan Olayları’yla devrilmişti. Yanukoviç, görev süresi boyunca Ukrayna’nın NATO üyeliğine karşı çıktı ve kendisinden önceki Batı yanlısı hükümetlerden farklı olarak neo-Nazilerin ulusal kahraman gibi gösterilmesine karşı mücadele etti. Rusya’yla doğalgaz karşılığında Kırım deniz üssünün 2042’ye kadar kullanılması anlaşması yapmıştı.
ABD’Lİ SENATÖR KİEV’DE EYLEMLERİ KÖRÜKLEDİ
ABD’li Senatör John McCain, olaylar sırasında Kiev’e giderek Maidan Darbesi’nin başında bulunan neo-Nazi gruplarla görüşmüş ve muhaliflerle anlaşan hükümete karşı eylemlerin şiddetlenmesini kışkırtmıştı. Turuncu darbecilerin kurduğu kürsüde konuşan McCain, “protestocuların yanında yer almalıyız ve iktidarı, anayasayı değiştirip cumhurbaşkanlığı yetkilerini arttıran Yanukoviç’in elinden koparıp almak lazım.” demişti.
YANUKOVİÇ’İN ARACI KURŞUNLANDI
Kiev’in Bağımsızlık Meydanı’nı (Maidan) Molotof kokteylleri ve şiddet eylemleriyle savaş yerine çeviren neo-Naziler, Yanukoviç’in derhal istifasını istediler. Batı ülkelerinin desteğini alan turuncu darbeciler, işi Yanukoviç’in otomobilini kurşunlamaya kadar götürdüler. Yanukoviç ise olayları “Bu bir darbe girişimidir.” sözleriyle değerlendirdi.
PARALEL HÜKÜMETLE DARBE YAPTILAR
Eylemlerin ilerleyen günlerinde ABD destekli bir paralel hükümet kuruldu. Bu hükümetin Geçici İçişleri Bakanı Avakov, Yanukoviç hakkında “yakalama kararı” çıkarıldığını ilan etti. Nazi çetelerin muhalif partiler üzerinde kurduğu baskıyla soruşturma bile yapılmadan parlamentodan Yanukoviç için “görevden uzaklaştırma” kararı onaylandı. Muhaliflerin Geçici Cumhurbaşkanı Oleksander Turçenov’un ilk açıklamalarından biri “Avrupa Birliği’yle entegrasyonu hedefliyoruz.” oldu.
ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Yanukoviç’in görevden alınması ve yakalanması kararıyla ilgili, Ukraynalı milletvekillerinin barış ve istikrar için “en iyi ve en umut verici” adımı attıklarını söyledi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Ukrayna muhalefetinin Cuma günü Yanukovi’le vardığı anlaşmayı çiğneyerek “iktidara el koyduğunu” ve neo-Nazi grupların körüklediği şiddetten yana tavır aldığını belirtti.