İşte Avrupa’da insan hakları: Rus sanatçıları kovun!

Dünyaca ünlü Rus Orkestra Şefi Valery Gergiev’in Avrupa’daki bütün konserleri peşi sıra iptal ediliyor. Viyana Filarmoni Orkestrası’nın Gergiev’i ve Rus piyanist Denis Matsuev’i Manhattan'daki Carnegie Hall konserlerinden çıkarmasının ardından Alman Münih Filarmoni Orkestrası, daimi şefi ve sanat direktörü olan Valery Gergiev’i işten attı. 68 yaşındaki orkestra şefi Valery Gergiev’e, Münih Belediye Başkanı Dieter Reiter tarafından Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik harekatını kınaması için 24 saat süre tanınmıştı. Sanatçının ülkesine bağlı bir tavır alarak sessiz kalmasının üzerine işine son verildi.

Milano Belediye Başkanı ve La Scala Operası Vakfı Başkanı Giuseppe Sala da, Rusya-Ukrayna savaşını kınamadığı takdirde Rus Orkestra Şefi Valeri Gergiev'in 5 Mart'taki Rus besteci Çaykovski'nin "Maça Kızı" operasını yönetemeyeceğini açıklamıştı. Paris Filarmoni Salonu, İsviçre'deki Verbier Festivali, İskoçya’da yazın düzenlenen Edinburgh Uluslararası Festivali gibi birçok kurumdan ve etkinlik firmalarından da Şef Valery Gergiev ile ilişkilerini kestikleri yönünde açıklamalar yapıldı.

SANAT KIYIMI

Aynı anda Rus Devlet Balesi’nin İngiltere’deki temsillerinin de iptal edildiği açıklandı. Yunanistan'ın da Rusya'ya ait kültür kuruluşlarıyla yapılan iş birliğini askıya aldığı bildirildi. Yunanistan Kültür ve Spor Bakanlığından yapılan açıklamada, Atina Konser Salonu'nda "Moskova'dan canlı Bolşoy Balesi gösterimi" etkinliği kapsamında 6 Mart'ta izleyiciyle buluşturulması planlanan "Kuğu Gölü Balesi" gösteriminin iptal edildiği belirtildi. Açıklamada, Kültür ve Spor Bakanı Lina Mendoni'nin talimatıyla Rus kültür kuruluşları ile etkinlik düzenlenmesinin, buna yönelik iş birliği ve program yapılmasının askıya alındığı kaydedildi.

Bir çeşit sanat ve sanatçı kıyımına dönüşen konser ve temsil iptallerinin Avrupa’da devam edeceği gözlemleniyor.

‘SANAT DÜNYASI ADINA UTANÇTIR’

Türkiye’nin ilk kadın orkestra şefi ve Türkiye Sanatçılar Birliği’nin kurucusu İnci Özdil, Şef Valery Gergiev’e karşı yapılan işten çıkarmaları Aydınlık’a değerlendirdi. Özdil şunları söyledi:

Rusya’nın ve dünyanın yıldız orkestra şefi Valeri Gergiev ve ünlü piyanist Denis L. Matsuev’e, ABD ve AB ülkeleri tarafından yapılan çirkin tavrı reddediyoruz. Bunu sanata yapılan bir saldırı olarak değerlendiriyoruz. Ayrıca bu saldırıların fütursuzca devam ettiğini, tüm Rus sanatçılara ve kurumlarına hadsiz şekilde konser sözleşmelerinin sonlandırıldığını ve konserlerinin iptal edildiğini üzülerek görüyoruz.

İnsan hakları, demokrasi konularında mangalda kül bırakmayan bu ülkelerin nasıl hadsiz davranışlar sergilediğini hep birlikte yaşıyoruz. Konserlerini geri alabilmeleri için de tüm Rus sanatçılara 24 saat içinde kendi ülkelerinin Devlet Başkanı Putin’e sövmelerini şart koştuklarını övüne övüne basınlarında duyurmaktalar. Sanat dünyası adına bu bir utançtır. Sanat da emperyalist batının saldırısı altındadır, bu açıkça görülüyor.

V. Gergiev özel bir sanatçıdır. Onunla aynı okulda okuduk. St.Petersburg Rimsky Korsakov Konsevatuvarından mezun olduk. Aynı hocanın öğrencileriydik. Ben St.Petersburg’a Rus Hükümetinin verdiği bursla gitmiştim. Kendisi Mariinsky Tiyatrosu’nun başına getirilmişti. Ünlü orkestra şefliği hocası İlya Musin’in öğrencileri tüm dünyada önemli sanat kurumlarında aranan orkestra şefleri olmuşlardır. Juri Temirkanov, Semyon Bychkov gibi... Hocam İlya A.Musin ülkesine ve sanat dünyasına büyük değerler yetiştirmiş, Shostakovich, Prokofiev gibi devrinin ünlü bestecilerinin arkadaşı ve ilk elden eserlerini seslendirmiş bir orkestra şefiydi. Böyle ustalardan yetişmiş sanatçılara zulüm yapmaya kalkmak kabul edilebilir bir durum değildir. O zaman Rus bestecilerinin eserlerine de ambargo koymaya kalkacaklardır. Ne yazık ki böyle bir durumda repertuarlarında çalacak pek eser kalmayacak, yani ambargoyu kendilerine koymuş olacaklar.

Ayrıca Gergiev gerçek bir hümanistir. Suriye’ye yapılan saldırılarda anti emperyalist bir tavır almış, ABD ve Nato ülkelerine müzikle çok güzel bir ders vermiştir. Saldırı altındaki Palmira Antik Kenti’nde Mariinski Senfoni Orkestrası ile konser vermiş, Nato ülkelerinin tüm vahşetine karşı Çölün İnci’si Palmira’nın masumiyetini, korkusuzluğunu, kendisine yapılan vahşi saldırılara karşı dirençli kararlılığını müzikle ve muhteşem bir konserle tüm dünyaya duyurmuştur. Daha sonra bizler de Suriye’ye gitmiş, Şam’da kardeşlik konseri vermiştik.

Biz, Türk sanatçılar, başta meslektaşım Gergiev olmak üzere, tüm Rus sanatçıların yanında olduğumuzu bilmelerini istiyoruz.

Sanatçı olmak yanlızca sahneye çıkmak değil, sahnedeki varlığımızla, omuzlarımızda ülkelerimizin bayrağını taşımaktır. Bayraklarımızı omuzlarımızdan indirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Bizler, sanatçılar, dünyanın her yerinde kendi bayraklarımızı, ülke sevgisiyle her yerde, her sahnede onurla göklere yükseltmeye devam edeceğiz. Türk-Rus dostluğunu, her daim sanatçılar olarak sürdürmeye devam edeceğiz.

‘BİN YILLIK ENGİZİSYON KAFASINI LANETLİYORUM’

Müzisyen ve yazar Latif Bolat, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

Rus orkestra şefi sayın Valery Gergiev ve piyanist Denis Matsuev’e “Putin’i protesto ediyor musun, etmiyor musun” sorusunu soranlar, tam bin sene önce Cordoba, Granada, Sevilla ve Lizbon’un sokaklarında, derisi biraz daha esmer olan insanlara biraz domuz pastırması verip “yer misin, yemez misin?” diye soruyorlardı. Yemeyenler sadece işten atılmadı, öldürüldüler. Hem de ölümlerden ölüm beğendirilerek. Çünkü bu insanlar, o topraklarda yüzlerce sene yaşayan müslüman ve yahudi Endülüs yurttaşlarıydılar. Ve domuz eti yemiyorlardı inançları dolayısı ile. Sorgucu Hristiyan papazlar bu kişilerin Hristiyan olup olmadıklarını anlamanın yolu olarak bu tuzağı bulmuşlardı. Bunun sonucunda, İspanya’da engizisyon tarafından 1808’e kadar 31.912, Portekiz’de ise 30.000 kişi buna benzer yöntemler yüzünden öldürüldüler.

Viyana, Münih, La Scala Orkestralarının; sadece Rus olmasından ve Putin’i lanetlemekten kaçınmasından dolayı değerli sanatçı Valery Gergiev ve Rus piyanist Denis Matsuev’i işten atmaları, Batı’nın bin senelik yasakçı kafasının bir sonucudur. Bin sene önce domuz pastırması ile soru soranlar ile Putin’i protesto sorusu soranlar aynı ortaçağ kafasındadır. Aydınlanmanın beşiği olduğunu iddia eden, “tek dışı kalmış canavar” Batı medeniyetinin bu yeni engizisyoncularını tüm kalbimle protesto ediyorum.

‘BATI PROPOGANDASINA KARŞI UYANIK OLALIM’

Türkiye Sanatçılar Birliği (TSB) Genel Sekreteri Onurcan Çağatay, konuyla ilgili bir açıklama yaptı. TSB’den yapılan açıklama şöyle:

Geçen günlerde NATO ve ABD emperyalizminin doğuya genişleme ve kuşatma politikalarının bir sonucu olarak Rusya, Ukrayna üzerinden bir askeri harekat başlattı. Amerika’nın himayesi altındaki Batı dünyası, hem askeri hamleleri hem de ciddi ekonomik yaptırımları Türkiye’ye yaptığından daha ağır bir şekilde bu kez Rusya’ya karşı devreye soktu. Bunlarla da yetinmeyerek Rus medyasına, Rus öğrencilere ve şimdi de Rus sanatçılara karşı akıl almaz hamlelerin içerisinde.

VALERY GERGİEV’İN BAŞINA GELENLER

Geçen günlerde Viyana Filarmoni orkestrası ve meşhur konser salonu Carnegie Hall yönetiminin aldığı kararla, Dünyanın en önemli orkestra şeflerinden birisi olarak kabul edilen Valery Gergiev ve Rus piyanist Denis Matsuev konser programlarından çıkartıldılar. Ardından yine Gergiev, bu kez daimi şefi olduğu Münih Filarmoni Orkestrası’ndan da atıldı. Devam eden süreçte Gergiev’in onursal başkanlığını yürüttüğü Edinburg Festivali komitesinden de çıkartıldığını öğreniyoruz. Sadece Gergiev değil birçok Rus sanatçı ve Sanat Kurumu da aynı muameleye maruz kalıyorlar. Gerekçe ise “Rusya’ya karşı kınama” açıklamaları yapmamış olmaları.

“Demokrasinin Merkezi” olduğu iddia edilen Batı Dünyasında, tıpkı Nazilerin ünlü orkestra şefi Toscanini’ye yaptıklarını hatırlatan bu gibi uygulamalara hiç de yabancı değiliz. Her fırsatta “Düşünce Özgürlüğü”nden bahseden emperyalist ülkeler, faklı bir düşünceye tahammül etmeyi bırakın kendisi gibi düşündüğünü beyan etmeyen herkese faşist yöntemler uygulamaktan da geri kalmıyor.

YENİ BİR ÇAĞA GİRDİK

Kendi ülkesine ve insanına karşı duranların, fazladan bir çaba göstererek Batı Dünyası tarafından ödüllendirildiği ve el üstünde tutulduğu bir dönemdeydik. Avrupa birliği fonları ve Amerikan Devleti’nin fonlarını takip ettiğimizde bunun örnekleri sık sık karşımıza çıkmakta. “Tarafsız” kalarak aslında göz yuman tavırların da artık batıya yetmediğini görüyoruz. Kendisi gibi düşündüğünü beyan etmeyen her duruş da faşizan bir yaklaşımla düşmanlaştırılıyor.

KABUL ETMİYORUZ

Bunların yanında emperyalizmin en önemli ayaklarından olan Kültür Emperyalizminin de toplumumuza karşı saldırılarını arttırdığını görüyoruz. Özellikle Türk sanatçıları, ülkesine ve halkına düşman etmeye yönelik adımlar hiç azımsanamayacak düzeyde karşılık bulmaktadır. Tüm bu durumları Türkiye’nin Sanatçıları olarak kabul etmiyoruz. Özellikle sosyal medya üzerinden yapılan Batı Propagandasına karşı sanatçıları daha uyanık olmaya davet ediyoruz. Sanatçı, sanatını en ileri düzeyde icra etmek görevinin yanı sıra bulunduğu topluma örnek olmak ve öncü olmakla da görevlidir. “Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuştur” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ü daha iyi kavrayabilmemiz için, bu görevleri yerine getirmekle yükümlüyüz.