22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşte Mehmet Eymür’ün kendi ağzından itirafları

'Zaten müttefik devletler dediğimiz NATO ve diğer Batı devletleri ile bir işbirliği var. Bu işbirliği sadece istihbarat dalında değil. Ama bizim de istihbarat teşkilatı olarak birçok kişiyi birçok yerde, yani eleman kullanmaya hakkımız var. Siz de aynı işleri yapmıyor musunuz gazeteci olarak?'

İşte Mehmet Eymür’ün kendi ağzından itirafları! Eymür’ün 2000’e Doğru’daki itirafları
A+ A-

MİT içindeki Amerikancı ekibin liderlerinden Mehmet Eymür, KOAH tedavisi gördüğü Çam Sakura Hastanesi’nde önceki gün hayatını kaybetti. Silivri Cezaevi’nde şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Eski MİT yöneticisi Kaşif Kozinoğlu, mektuplarında FETÖ’den aylık 50 bin dolar maaş aldığını ve Ergenekon kumpasında FETÖ tarafından özel olarak görevlendirilerek ABD’den Türkiye’ye getirildiğini yazmıştı. Eymür hayatı boyunca Vatan Partisi ve Aydınlık gazetesine iftira attı. 2000’e Doğru Dergisi’nin MİT Raporu’nu yayımlamasından sonra, Hiram Abas ve kendisinin mağdur olduğunu ileri sürdü. Bunun üzerine o dönem Aydınlık yöneticisi olan Hasan Yalçın, karşılıklı olarak teyipleri koyma ve konuşma teklifinde bulundu. Eymür kabul etti. Görüşme 2,5 saat sürdü. 6 Ağustos 1989 tarihli 2000’e Doğru dergisinde yayımlandı. Başlığı şöyle: “Mehmet Eymür’ün büyük suçlaması: Ebu Firas tarafından kullanıldınız.”

Görüşmeyi tekrar hatırlatıyoruz:

  • Buyurun yapın açıklamanızı.

  • Sizin bir cevabınız var dergiden. Çok ağır ithamlar yer aldı benimle ilgili. Ben kendimi hiçbir güçle birlikte görmüyorum, yabancı güçlerle. Ben bir Türk milliyetçisiyim. Bunu, sağcılık anlamında almayın. Renksiz bir adamım diyebilirsiniz, bir yerde. Yani sadece devlet çıkarlarını düşündüm.

  • Birçok yayınımız oldu. MIT-CIA-MOSSAD ilişkisi konularında. Bu arada bazı bilgileri kamuoyuna yansıttık, bazı değerlendirmeler yaptık. Sizin adınız bu olaylarda Hiram Abas kadar geçmiyor. Ama Hiram Abas'la çok teşriki mesainiz var. Bütün bu konularda sizin kritik bir sözünüz var. "Bazen kendi kendime, kime hizmet ettiğimi soruyorum" diyorsunuz.

  • Birlikte çalışmakla, işbirliği arasında fark var. Zaten müttefik devletler dediğimiz NATO ve diğer Batı devletleri ile bir işbirliği var. Bu işbirliği sadece istihbarat dalında değil.

  • Kıl payı bir fark var.

  • Biraz daha, kıl payını aşar yani.

  • 12 Eylül darbesi yapıldığında CIA uzmanlarından istasyon şefi Paul Henze, "Bizim çocuklar işi bitirdi" demişti. Biz burda ne kadar münakaşa etsek Amerika ile Türkiye arasındaki ilişkilerin sıkı fıkılığını ortadan kaldıramayız. Böyle bir gerçek var.

  • Ama bu söylediğiniz sıkı fıkılıkta MİT'in rolü belki tahmininizin altında, düşüktür. Devletin etkili çevrelerine sadece MİT olarak bakmayın.

  • Siz MİT'i ayırıyorsunuz ama, MİT bu devletin önemli bir parçasıdır.

  • Çünkü ben, ihtisasım olan konudan bahsetmek istiyorum. Dışına fazla çıktığım zaman hatalar yapabilirim.

  • MİT'in CIA ile nasıl kaynaştığı konularında kitaplar var. Son olarak Cüneyt Arcayürek'in kitabı...

  • Cüneyt Bey'in kendimle ilgili konularda o kadar çok yanlışları var ki, diğerlerine de çok sağlıklı bakmak yanlış olur.

  • Sizi, kendi bilincinizle Amerika’ya hizmet ettiğiniz biçimde eleştiremem. Ancak bu tür örgütlerde öyle mekanizmalar işliyor ki, sizin o "kime hizmet ettiğimi bilmiyorum" sözünüz uluslararası işlerde daha da geçerlidir.

  • Dayandığınız temel çürük diyorum. Bu yazdıklarınızın temelinin pek sağlam olmadığını düşünüyorum.

  • Aramızdaki görüş ayrılığı o. Dün siz telefonda bana dediniz ki, "Yazdıklarınızın hepsinin yanlış olduğunu söylemiyorum."

  • Söylemiyorum, söylemiyorum. Ama diyorum ki, benim ismimi kullanarak birtakım yerlere mesaj vermenize karşıyım. Ben cesaretsiz, korkak bir adam değilim ki, ben kendim de yazarım bunları. Mülakat yaparım, kendim söylerim.

  • Konuya dönersek?

  • Benim söylemek istediğim şu: Bir özeleştiri yaparak geçmişte hatalar yaptığınızı yazdınız. (Saçak'taki geçmiş muhasebesine değiniyor). Acaba yarın gene bir özeleştiri yapıp, bugünkü şeyleriniz için de, hata yaptık diyebilir misiniz?

  • Hata yapmamak mümkün değil. Bunu yaşamınızın son yıllarında siz de gördünüz. Meziyet, hataları görüp düzeltmektir. Sizinle ilgili bir hata yaptığımızı görürsek, bunu da düzeltiriz. Bizim hedefimiz kişiler değildir.

  • Ama ben sizin sayfalarınızı çok süsledim. Olmayacak şeyler çıktı hakkımda, eskiden Aydınlık'ta.

  • Bizim Hiram Abas'la ilgili son yayınımız şöyle biter: "Bizim Hiram Abas'la işimiz bitmiştir artık." Çünkü bir işlev yapıyorsa, o işlev halka zarar veriyorsa o insan işlevi dolayısıyla konumuz olur. Şu polemik olmasaydı keşke. Benim için Mehmet Eymür, oturup analiz yapabileceğimiz bir insandır artık.

İşte Mehmet Eymür’ün kendi ağzından itirafları - Resim : 1

  • Mağdur duruma düşmüşsek sayenizde derim. 2000'e Doğru'nun sayesinde derim.

  • Yapılan iş nedir? İşkence var dedik, Hiram Abas şunu yaptı dedik.

  • İnanın işkenceye sizin kadar ben de karşıyım, ama ister inanırsınız, ister inanmazsınız.

  • İnanmak isterim.

  • Ben sadizme, kendi ruhsal problemlerini başkaları üzerinde tatmin eden insanlara karşıyım.

  • Basının alet olması meselesine gelince bu işlerle uğraşan herkes birileri tarafından kullanılmak istenir. Ama kim az kullanılır, kim çok kullanılır? Bizim bu konudaki ölçümüz şudur: Yaptığımız iş halka zarar vermişse, kullanılmışızdır.

  • Bir devlete istihbarat teşkilatı, ordu, polis lazım mıdır?

  • Tabii.

  • Ama siz devrede bunları bombardımana tuttunuz. Bu örgütlerin mensubu olarak bizim size sıcak bakmamız mümkün değildir.

  • Halka bir şey yaptığınızda karşınıza çıktık.

  • İdefiksler var. Yaygın bunlar. Şimdi Türkiye'de çok yaygın bu. Düşünün, bir MİT mensubu olmak, MİT'e hizmet eden bir adam olmak adeta vatan haini olmak konumuna geldi.

  • MİT de bunu yapıyor. Solcu olmak vatan haini olmak diyor.

  • Bunun dışında düşünen arkadaşlar da var. Bu, haksızlık olur kanaatindeyim.

  • 2000'e Doğru'nun bu güvenilirliği nereden geliyor? Bir şey yazdık mı işte siz de rahatsız oluyorsunuz?

  • Hayır güvenilirlik açısından demiyorum. Özellikle belirteyim, bazen çok da yanlış yaptığınız kanaatindeyim. Bildiğim konulardan bahsediyorum.

  • Ona gelelim o zaman?

  • Şimdi bir Sati olayını alalım. CIA ve MİT ilişkisi olduğunu söylemişsiniz.

  • Filistin'e karşı.

  • Sati olayının şeyleri kimlerdir? İtham edilenler kimlerdi? Suriye ve Ebu Nidal'di. O tarihlerde Suriye ve Ebu Nidal zaten FKÖ ile düşman halindeydi. Nasıl olur da böyle bir yargıya varılabilir, FKÖ'ye karşı faaliyettir, diye.

  • Firas Ebu Nidal'ci mi?

  • Ebu Firas Mısır Sefaret baskınında daha önce gelip, başarısız olarak geri dönüp, sonra verilen politik sözlerden dolayı burada temsilciliğe gelmiş. Eski bir teröristtir. Yapı itibariyle bombalı mektup konularında uzman olan, benim bildiğim kadarıyla uzman bir kişidir. Sati olayı sırasında sizlerle yoğun bir trafik içinde. Görüşmeleriniz var. Neler konuştuğunuzu, neler programladığınızı biliyorum. Siz gittiniz, Doğu Perinçek tercüman Faik Bulut'la gitti. Onun görüşmesi var. Sizin, Halil Berktay'la birkaç görüşmeniz var.

  • Neler programladık?

  • Nasıl Ebu Firas ortaya çıkarılmadan yayın yapılmasının nasıl tarafınızdan şey edildiğini biliyorum. Peki şimdi soruyorum size, bir tarafta bir şeyimiz var, öbür tarafta da yabancı bir unsur var. Siz bunun doğru olduğuna kanaat getiriyor musunuz? En azından Ebu Firas'ın sizi kişisel hırsları için kullanmadığını söyleyebilir misiniz?

  • Bir kere güvenlik güçlerinin bu konuşmaların mealini bilecek kadar işin içinde olması doğru mu? Örneğin ben FKÖ binasında Ebu-Firas'la görüştüm. Buna hakkım var, gazeteci olarak.

  • Ama bizim de istihbarat teşkilatı olarak birçok kişiyi birçok yerde, yani eleman kullanmaya hakkımız var. Siz de aynı işleri yapmıyor musunuz gazeteci olarak?

  • Sizinki gibi değil. Ben de gittim Firas'la görüştüm. Bunlar tamamen gazetecilik çerçevesinde, herkesle yaptığımız görüşmeler gibi bir görüşme. Burada biz merak ettiğimiz konuları soruyoruz. Sizinle de görüşme yaptık, adınızı yazmamızı istemediniz. Yazmadık. Her haber kaynağı gibi yani. Biz hakkında haber yazacağımızda Hiram Abas'la da görüşmek istedik. MİT'teyken daha. Görüşmedi.

  • Görüşmez. Verdiğim sebeplerle görüşmez. Onun yerine kendinizi koyun. Hakkınızda CIA ajan, işkenceci yazsalar, siz görüşür müsünüz?

  • Ben görüşürüm. Demirel, kendisine karşı yazanlarla daha çok görüşür örneğin.

  • Demirel açık bir insan. Konumlar farklı.

  • Şimdi Firas'la ilgili söyleyeyim. Firas Türkiye'nin dostu olan, üstelik Türkiye'nin dostu kabul ettiği bir devletin temsilcisi.

  • FKÖ ile Firas'ı ayırmak gerekir. Dikkat ettiyseniz Türkiye'nin Dışişleri de kendisini ikaz etti. Protokol dışı bir iş yapıyor diye. Bu, yeni değildir. Biz Ebu Firas'ın çıkışlarını o tarihlerde yanlış açılardan da değerlendirebilirdik. Bir Ebu Nidal faaliyetine neden sahip çıkıyor gibi.

  • Zaten öyle yaptınız.

  • Bu doğal değil mi? Olay FKÖ'ye yönelik değil, Ebu Nidal'e yönelik değil. Sati olayı, Sinagog baskını tahkikatlarının bir devamıdır. Bir araştırma yapılmasaydı güvenlik güçleri sorumlu olmaz mıydı?

  • Araştırma yapılmasına kimse bir şey demiyor. Ben de bir şey demem. Burada çok çapraşık meseleler var...

  • Ben de, çapraşık şeyler olduğu kanaatindeyim. Çünkü acaba Ürdün'ün kendi içişleriyle ilgili bir konu mu vardı? Sati olayında başka şeyler var mıydı?

  • Olayda bizim ilgimizi çeken Avukatların savunması oldu aslında. Firas'ın veya bir başkasının gayrete getirmesi değil.

  • Evet okudum, MİT-MOSSAD-CIA filan.

  • Evet o cümle bizim kafamızda bir ışık yaktı, araştırmaya giriştik. Firas'la görüşmeden Güneş gazetelerini vb. inceledik. İlginç yayınları var Güneş'in. Ebu Nidal faaliyetini FKÖ'ye mal etmeye çalışan ve Firas'a vuran...

  • Bir iddianız var, tahminim Firas'tan çıkan bir iddia, Mehmet Barlas'la Hiram Bey'in yakın arkadaşlığı...

  • Onu başka yerlerden doğruladık biz...

  • Hiram Bey'in yakınında biri olarak ben böyle bir şey bilmiyorum. Hiram Bey, Mehmet Barlas'a oturup şunu bunu anlatacak yapıda değildir.

  • Güneş gazetesinin o dönemdeki yayını var. Sizin operasyonla paralel. FKÖ'ye saldırıyor, terör merör diyerek...

  • Zaten resmi olarak işin ağırlığını götüren emniyettir, yani. Biz yardımcı unsuruz.

  • Biz ne yapmışızdır. Örneğin Şaban olayını merak etmişizdir. Araştırmışızdır, Avustralya'ya gitmesi vb. Filistinli olduğu için Firas'a danışmışızdır.

  • Tabii Filistinli. Şimdi, Abu Nidalciler de Filistinli. Ya Suriyeli, ya Filistinli.

  • Türkiye devleti yakın zamana kadar Filistin'e çok daha sıcak bakıyordu. Firas meselesi değil, Firas'a uyarı yapıldığı gibi bir şey söylediniz de.

İşte Mehmet Eymür’ün kendi ağzından itirafları - Resim : 2

‘FİRAS'A SICAK BAKMIYORDUK’

Firas'ın yanlış yaptığı şey şu: Burada kalabilmek için her şeyi yapmıştır, size gelip bir şey yazdırmıştır, öteki tarafa gidip bir şey yazdırmıştır...

Peki bunu ispat etmenin yolu nedir? Mesela Sati davasını baştan sona inceleriz...

Ben FKÖ ile hiçbir ilgisinin olmadığını, FKÖ aleyhine olmasının mümkün olmadığını söylüyorum.

Zaten bu soruyu biz attık ortaya. FKÖ'ye karşı olan Ebu Nidal içinde nasıl gösteriliyor Firas? Sati olayı neden Firas'a yıkılmak istendi?

Yıkılmadı. O kendi kendine, bazı akrabaları da işin içine dolaylı olarak girdikleri için, bir de Filistinlilere sahip çıkıyorum diye birtakım oyunlara girdi. Nedenlerini bilemiyorum.

Güneş gazetesi sürekli manşet attı. Bu adam gitsin, terörist filan diye.

Sıcak bakmıyorduk yani, adama. Çünkü devamlı sağı solu, bizim aleyhimize kışkırtan, devletin aleyhine kışkırtan yabancı bir temsilci olursa, Türkiye'nin işlerine bu kadar karışmaya yeltenirse ona kimse sıcak bakmaz.

Siz yani Firas'la bizim aramızda bir işbirliği görüyorsunuz?

Hatta bu işbirliği daha sonra da devam etti. Sizin bir yazınız vardı. "Şeytan üçgeni: CIA-MOSSAD-MİT ilişkisi" diye. İçinde Hirem Bey'le ilgili bir şey yok ama, gene siz içine yorum olarak Hiram Bey'i katmışsınız. Hiram Bey'i yıpratma kampanyasına Ebu Firas'la girdiğinizi söyleyebiliriz.

- YARIN DEVAM EDECEK -

Mehmet Eymür NATO FETÖ Aydınlık MİT