22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşte Oppenheimer'ın Türk Fizikçiye mektubu!

Christopher Nolan'ın 21 Temmuz'da vizyona giren filmiyle gündem olan ünlü fizikçi Oppenheimer'ın Türk fizikçi Feza Gürsey'e yazdığı mektup ortaya çıktı.

İşte Oppenheimer'ın Türk Fizikçiye mektubu!

Atom bombasını icat eden isim olarak bilinen Julius Robert Oppenheimer'ı konu alan Christopher Nolan'ın yeni filmi vizyona girdi.

Oppenheimer'ın başrolünde Cillian Murphy yer alıyor. Nolan'ın yönettiği filmin oyuncu kadrosunda Emily Blunt, Robert Downey Jr. ve Matt Damon da yer alıyor.

Yeniden gündem olan ünlü fizikçinin 1962 yılında Türk Fizikçi Feza Gürsoy'a yazdığı mektup ortaya çıktı.

Mektupta şu ifadeler yer alıyor:

"T.D.'den, gelecek yıl burada bir yılı karşılayabileceğinizi öğrendim. Umarım öyledir ve sizden haber aldığımda meslektaşlarıma danışacağım ve olumlu düşüncelerimizi kağıda dökeceğiz. Kısa süre sonra tekrar gelmeniz bana doğru geliyor."

İşte Oppenheimer'ın Türk Fizikçiye mektubu! - Resim : 1

FEZA GÜRSEY'İN HAYATI

7 Nisan 1921'de İstanbul'da Remziye Hisar (1902-1992) ve Reşit Süreyya Gürsey'in (1889-1962) ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Reşit Süreyya Gürsey, tıp doktoru, fizikçi ve öğretmen olmasının yanı sıra bilime ve sanata büyük ilgisi olan bir aydındır. Annesi Remziye Hisar, Darülfünun'da fen okuyan ilk kız öğrencilerinden olup Avrupa'da kadınların pek azının kariyer yapabildiği bir dönemde Sorbonne'da kimya doktorası yapmayı başarmış bir bilim insanıdır. Remziye Hisar, cumhuriyet dönemi Türkiyesinde çağdaş bilimin öncülerindendir ve kimya mesleğinin Türkiye'deki ilk kadın öncüsü olarak kabul edilir.

20. yüzyılın önemli matematikçi ve teorik fizikçilerinden biri olarak kabul edilen Feza Gürsey, 1971'den 1991'e kadar Yale Üniversitesi'nin Fizik Bölümü'nde görev yaptı. Temel parçacık fiziği alanında yaptığı önemli katkılar nedeniyle 19 Ocak 1977'de Sheldon Glashow ile birlikte Oppenheimer Ödülü'ne layık görüldü.

1965-1974 yılları arasında Yale Üniversitesinin Teorik Fizik Bölümüne teklifi üzerine ODTÜ'deki görevinden ayrılmak istemeyen Gürsey, Yale Üniversitesinde konuk profesörlük görevini kabul etmiş ve ODTÜ-Yale üniversiteleri arasında dönüşümlü olarak lineer olmayan kiral modeller, konform simetri, genel görelilik üzerinde çalışmalarını sürdürmüştür.

1974 yılında Feza Gürsey'in Yale Üniversitesi Fizik Bölümündeki profesörlüğü daimî hâle gelmiş, izni kaldırılmış ve ODTÜ'den ayrılmak zorunda bırakılmıştır. Gürsey bunun nedenlerini, Prof. Dr. Mustafa Parlar Eğitim ve Araştırma Vakfınca verilen Bilim Hizmeti ve Onur Ödülü töreninde anlatmıştır:

"Birincisi, sık sık ve ücretli izinli olarak dışarıdaki bilim merkezlerinde çalışmam ve bu bilimsel alışverişe öğrencilerimi de katmam. İkincisi, Türkiye'mizin seviyesine ve ihtiyaçlarına uygun olmayan üst düzeyde bir araştırma yaparak gençliğe zararlı bir örnek olmam."

İşte Oppenheimer'ın Türk Fizikçiye mektubu! - Resim : 2

OPPENHEİMER KİMDİR?

İşte Oppenheimer'ın Türk Fizikçiye mektubu! - Resim : 3

New York City'de Alman Yahudi ebeveynlerin dünyaya getirdiği Oppenheimer, 1925'de Harvard Üniversitesi'nden lisans derecesi ve 1927'de Almanya'da Göttingen Üniversitesi'nden doktora aldı. Diğer kurumlardaki araştırmalarının ardından Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesi'nin fizik bölümüne katıldı ve 1936'da profesör oldu. Moleküler dalga fonksiyonları için Born-Oppenheimer Yaklaşımı, elektron ve pozitron teorisi üzerine çalışmalar, nükleer füzyonda Oppenheimer-Phillips süreci ve kuantum tünellemesinin ilk tahmini gibi kuantum mekaniği ve nükleer fizik alanındaki başarılar da dâhil olmak üzere teorik fiziğe önemli katkılarda bulundu. Öğrencileriyle birlikte nötron yıldızları ve kara delikler teorisine, kuantum alan teorisine ve kozmik ışınların etkileşimlerine de katkıda bulundu.

Oppenheimer 1942'de Manhattan Projesi'nde çalışmak üzere işe alındı ve 1943'te, Alman nükleer silah programının başlamasından dört yıl sonra, ilk nükleer silahları geliştirmekle görevlendirilen New Mexico'daki Los Alamos Laboratuvarı'nın direktörlüğüne atandı. Liderliği ve bilimsel uzmanlığı projenin başarısında etkili oldu. 16 Temmuz 1945'te ilk atom bombasının Trinity testinde hazır bulundu. Ağustos 1945'te bu silahlar Japonya'da Hiroşima ve Nagazaki'nin bombalanmasında kullanıldı ve bu olay nükleer silahların silahlı bir çatışmada kullanıldığı tek olay olarak tarihe geçti.

Oppenheimer feza gürsey nolan oppenheimer oppenheimer mektup feza gürsey mektup