İşte Özdağ ile Kılıçdaroğlu'nun "Kayyım" kandırmacası! O ayrıntı sadece Aydınlık'ta!

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanı Seçiminin ikinci turunda PKK/HDP'nin, Batı'nın tam desteğini alan Kemal Kılıçdaroğlu'na destek vereceğini açıkladı.

İkilinin görüşmesinde 7 maddelik bir mutabakat metni imzalandı. Kılıçdaroğlu ve Ümit Özdağ arasında imzalanan bu 7 maddelik protokol metninin 4. maddesi ise dikkat çekti. Bu maddeye dayanarak sosyal medyada "Kayyımlar devam edecek" havası estirmeye çalıştılar ancak gerçek kısa zaman sonra ortaya çıktı. Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Utku Reyhan sosyal medyada yaptığı açıklamada "kayyımlar devam edecek" kandırmacasının arkasındaki gerçekleri tek tek anlattı.

İşte o açıklama:

4. MADDEDE NE YAZIYOR?

Tartışma yaratan madde şu şekilde:

"4. Devletin varlığı ve bütünlüğünü hedef alan başta FETÖ, PKK, IŞİD olmak üzere bütün terör örgütleri ile etkin ve kararlı mücadele edilecektir. Terörle mücadele çerçevesinde, terörle bağlantısı hukuki kanıtlarla sabit olan mahalli idare yöneticileri yerine devlet görevlileri ataması uygulamasına yargı kararı çerçevesinde devam edilecektir. Terörle müzakere değil, mücadele edilecektir. Türkiye’nin milli ve üniter devlet yapısını hedef alan hiçbir siyasi ve hukuki düzenlemeye izin verilmeyecektir."

REYHAN: BU BİR KANDIRMACA

"Saf akıllılar "kayyumlar devam edecek" diye coşku içinde. Protokolün 4. maddesini kanıt gösteriyorlar. Bu bir kandırmaca. Kırmızı çizgiyle altını çizdiğimiz noktaya odaklanalım: Yargı kararı çerçevesinde.

Öncelikle şunu bilmeliyiz. Anayasamızın Mahalli idareleri (belediyeleri) düzenleyen 127. maddesine göre Merkezi idare (Ankara, hükümet), mahalli idareler (belediyeler) üzerinde İDARİ VESAYET yetkisine sahiptir. Bu ne demek? Vesayet, YARGISAL değil, İDARİ bir yetkidir."

"Yani Merkezi idare, herhangi bir yargı kararı olmaksızın belediye yönetimleri ile ilgili İDARİ tasarrufta bulunabilir. Çok önemli bir maddedir ve ÜNİTER dediğimiz devlet yapısının temelidir. Özerklik, federasyon gibi iddiaların önündeki en önemli anayasal engeldir.

Belediye Kanunu'nun 45. maddesine göre, belediye başkanlığının herhangi bir şekilde boşalması durumunda, Belediye Meclisi toplanır ve bir başkan ya da başkanvekili seçer. Ancak konumuz bu değil, bunun istisnası."

"O istisna terördür. Bir belediye başkanının terörle bağlantılı olacağı öngörülmediği için kanunda boşluk vardı. Kasım 2016'da TBMM'de aynen kabul edilen 676 sayılı KHK ile terörle iltisaklı belediye başkanlarının yargı kararı aranmaksızın görevden alınmasının yolu açıldı."

"Yani mevcut anayasa ve kanuna göre, terörle bağlantılı bir belediye başkanını görevden uzaklaştırmak ve yerine görevlendirme yapmak için kesinleşmiş yargı kararı ARANMAMAKTADIR! Kılıçdaroğlu - Özdağ protokolü işte bu VESAYET YETKİSİ'ni devletin elinden alıyor.

eki neden yargı kararı aranmıyor, beklenmiyor? Aşağıdaki listede PKK denetimindeki HDP ve DBP'li belediyelerin bazı faaliyetleri sıralanıyor. DEVLET, bu faaliyetleri İZLEMEZ. Bunlara idari müdahale için yargı kararı ARAMAZ!"

"Eğer HDP dostu Kılıçdaroğlu ile sahte milliyetçi Özdağ'ın bu protokolü bugün uygulanıyor olsa, Selçuk Mızraklı hâlâ Diyarbakır'da belediye başkanıydı. Mazbatayı alır almaz PKK marşı okuyan, PKK ölüleri için saygı duruşunda bulunan, Ekrem İmamoğlu'nun dostu Selçuk Mızraklı."

"SAHTE MİLLİYETÇİ ÜMİT ÖZDAĞ BÖLÜCÜLÜĞE KATILDI"

"Kayyum uygulaması devam edecek" diye keklenen milliyetçiler uyanabilir. Faik Öztrak açıkladı. Sahte milliyetçi Ümit Özdağ'ın da katkısıyla Kayyum uygulamasına fiilen son veriyorlar. Ümit Özdağ masaya bir şey getirmedi, masanın mutabakat metnine uyarak bölücülüğe katıldı.