İşte Pompeo'nun görüşeceği Fener Patrikhanesi'nin sicili

Türk vatandaşlığı olmayan Athenagoras'ın, Türk yasalarına aykırı biçimde patrikanenin başına getirilmesinden sonra, kurum ABD’nin patrikhanesine dönüştü. Fener Patrikhanesi, artık ABD’nin ve Amerika’daki Yunan diasporasının etki ajanı konumunda. Sadece dini konularda değil Doğu Akdeniz gibi jeopolitik meselelerde de Türkiye karşıtı faaliyet yürütüyor ve bunu gizleme gereği bile duymuyor.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Fener Rum Patrikhanesi Patriği Bartholomeos ile görüşmek üzere Türkiye’ye gayri resmi bir ziyaret yapacak. ABD Dışişleri Bakanlığı, bu ziyaretle “Türkiye ve bölgedeki dini meselelerin ele alınarak, ABD’nin tüm dünya genelinde dini özgürlükler konusundaki güçlü duruşunun vurgulanacağı” açıkladı. (1)

10 günlük Avrupa ve Batı Asya turuna çıkan Pompeo’nun devlet yetkilisiyle buluşmayacağı tek ülke Türkiye. Bloomberg’e ismini açıklamadan konuşan bir Türk yetkili, Pompeo’nun Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun davetini reddettiğini söyledi. İsmini açıklamayan yetkili, “Pompeo, Çavuşoğlu’nun görüşme için İstanbul’a gelmesini istedi. Çavuşoğlu, Pompeo’nun bu tavrından rahatsız oldu” ifadesini kullandı.

PATRİKHANE’NİN CIA’YLA ESKİ BAĞLARI

Fener Patrikhanesi ve ABD arasında sıkı ilişkiler bulunuyor ve bu ilişkiler oldukça eskiye dayanıyor. Patrikhanenin Türkiye topraklarında bulunmasına ve Fatih kaymakamlığına bağlı olmasına, ayrıca başındaki patriğin Türkiye vatandaşı olması zorunluluğuna rağmen Fener, Türkiye’den çok ABD’nin yanında konumlanıyor.

1948 yılından, yani CIA’nın öncülü OSS (Office of Strategic Services)'nin SSCB’yle ilişkileri güçlendirme taraftarı olan Patrik V. Maksimos’u tasfiye ettiğinden beri, Amerikan gizli servisi, Fener Patrikhanesi’yle sıkı işbirliği içinde. (2)

ABD, o zaman fiilen I. Athenagoras’ı patrik olarak Türkiye’ye dayatmıştı. Athenagoras, ondan önce ABD’de Rum Ortodoks Başpiskoposu idi. Athenagoras, patrikliği döneminde ve öncesinde faal olarak Amerikan gizli servisleriyle ilişkiliydi. (3) Öte yandan Rum din adamı, patrik seçildiği zaman Türk vatandaşlığı bile yoktu. Yani bu, Türk kanunlarına aykırıydı. Onu Türkiye’ye, ABD Başkanının uçağıyla getirdiler ve havaalanında Türk pasaportunu verdiler!

V. Maksimos’un kanundışı devrilmesinden sonra Fener Patrikhanesi’nin yönelimi köklü bir şekilde değişti. Bir Türk din kurumu olmaktan çıktı ve Türk topraklarında ABD’nin patrikhanesine dönüştü.

Fener Patrikhanesi, artık ABD’nin ve Amerika’daki Yunan diasporasının etki ajanı konumunda. Fener Patrikhanesi cemaatinin büyük çoğunluğu, ABD’de yaşıyor ve Patrikhane’ye para akışı da esas olarak buradan sağlanıyor. Fener’in Amerikan Başpiskoposluğu da ABD gizli servisiyle iç içe ve Fener’in bütün işlerinde belirleyici rolü oynuyor.

AYDINLIK YAZMIŞTI

Aydınlık, birçok kez Fener Rum Patrikhanesi’nin yıkıcı faaliyetlerini ifşa etmişti. 17 Ağustos 2020'de Fener Rum Patrikhanesi’nin Amerikan Başpiskoposu Elpidophoros ile ABD Başkanı Donald Trump arasındaki görüşmelerin ayrıntılarını gündeme getirdik. (4) Elpidophoros, o zaman Türk iktidarının Ayasofya konusundaki tutumundan memnuniyetsizliğini dile getirmiş ve bunun Patrik Bartholomeos’un Ortodoks dünyasındaki otoritesinin zayıflamasına yol açtığına işaret etmişti. Bu da Fener Patrikhanesi’ni Ukrayna Kilisesi konusunda Rus Ortodoks Kilisesi’yle yaşadığı çatışmada zor durumda bırakıyordu. Washington ise Ukraynalıların Moskova’yla yaşadığı dini kırılmayı kendi jeopolitik çıkarları adına destekliyor.

Bunun haricinde, kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre, görüşmede Türkiye karşıtı önlemler de konuşulmuştu. Trump, Elpidophoros’la görüşmesinde Ayasofya’yla ilgili gelişmeler çerçevesinde acilen müdahaleye ihtiyaç duyulduğunu ifade etmişti. Hatta Türkiye’ye yönelik yaptırımlardan da söz edildi.

Belirtelim ki, Rum din adamı, Doğu Akdeniz meseleleri çerçevesinde Yunanistan ve Güney Kıbrıs adına lobi faaliyeti de yürütüyor. Yunan basını, Fener Patrikhanesi’nin “Helenizm” fikrini ABD’de propaganda ettiğini gizlemiyor.

Yayınlarımızda Bartholomeos’un Fethullah Gülen’le ilişkileri de ortaya konmuştu. Fener’in Amerikan Başpsikoposluğunun etkili isimlerinden ve Patrik Bartholomeos’un en güvenilir temsilcilerinden Alex Karloutsos, CIA elemanları Graham Fuller ve George Fidas ve Amerikalı diplomat Morton Abramowitz’le birlikte Gülen’e, ABD’de oturma izni verilmesini sağlamışlardı.

Bartholomeos’un bizzat kendisi, 2012 yılında dahi Gülen’i dostu olarak tanımlamış ve “Dinlerarası Diyalog” çerçevesinde onunla işbirliği içinde bulunmuştu. (5)

Aslında Patrik Bartholomeos, fiili olarak Gülen’in yaptığı işle meşgul: Din kurumu maskesi altında Türkiye’de Amerikan etki ağını yönetmek.

Aydınlık, aynı şekilde Patrik Bartholomeos’un 15 Temmuz Amerikancı darbe girişiminden önce uyarıldığını ve tam zamanında İstanbul’u terk ettiğini de okuyucularına duyurmuştu.

29 Ekim 2020 tarihli sayımızda ise Başpiskopos Elpidophoros ile ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo arasındaki görüşmeyi aydınlığa çıkarmıştık. (6) Bu görüşmede Elpidophoros, dini konuların yanında doğrudan jeopolitik meseleler (Doğu Akdeniz) üzerine de konuştuklarını gizlememişti. Hatta Rum din adamı, Türkiye’de Hıristiyanların baskı gördüğünü tekrardan gündeme getirmişti. Aydınlık da o sayısında Elpidophoros’un hem CIA hem de Türkiye düşmanı milliyetçi Yunan örgütleriyle olan ilişkilerini gözler önüne sermişti.

Kurum içindeki kaynaklardan öğrendiğimiz üzere bu yayınlarımız, Amerikan Başpsikoposluğu ve Fener Patrikhanesi’nde büyük panik yarattı. Üzerinden bir ay geçmedi ki Pompeo’nun İstanbul’a ziyareti planlandı. Pompeo’nun gelişindeki en önemli amaçlardan biri de kendi etki ajanları hakkındaki bu yayınların yarattığı olumsuz havada onlara desteğini göstermek. Ancak bu buluşma, esas olarak Fener’in Washington’a bağımlılığını tekrardan ortaya koyuyor.

Aydınlık, bu görüşmede Bartholomeos’un ABD’ye taşınmasının da görüşüleceği bilgisini edindi.

TÜRKİYE’Yİ KARALAMA KAMPANYASI

Türk Dışişleri Bakanlığı, Mike Pompeo’nun ziyaretinin duyurusunu “son derece yersiz” bulduğunu belirtti ve “ABD’nin önce aynaya bakmasını ve kendi ülkesindeki ırkçılık, İslam düşmanlığı ve nefret suçları gibi insan hakları ihlallerine gereken hassasiyeti göstermesinin daha doğru olacağını” tavsiye etti. (7)

Fener Patrikhanesi, Türkiye’nin karalanması ve dini azınlıkların haklarının ihlal edilmesiyle suçlanmasında ABD’yle yakın çalışıyor. Bu temelde özellikle önceki sayılarımızda da belirttiğimiz gibi Bartholomeos’un sağ kolu ve olası halefi Amerikan Başpsikoposu Elpidophoros başrolde. Bu isim, sık sık ABD Başkanı dâhil, Amerikalı resmi yetkililerle buluşuyor, Türkiye’yi dini azınlıkların haklarını ihlal etmekle suçluyor. (8) Bu kişinin ağzından Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de barışı bozduğunu ve Türk iktidarının Ayasofya’yı işgal ettiğini de duymak mümkün.

Türkiye’ye karşı Fener Patrikhanesi’nin bir kurumu olan “Order of St. Andrew the Apostle”da yoğun bir faaliyet yürütüyor. (9) Burada Amerika’daki Yunan diasporasının etkili isimleri bulunuyor. Örneğin CIA’in eski direktörü George J. Tenet ve ünlü lobici ve ABD Ticaret Bakanlığı’nın eski üst düzey bürokratlarından Andrew “Andy” Manatos ya da Alex Karloutsos’un oğlu Amerikan devletinin protokol dairesinin eski başı Archon Michael Karloutsos. Archonlar, ABD’nin Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu’yla da yakın çalışma içinde ve devamlı Türkiye’yi azınlıkların dini özgürlüklerini kısıtlamakla suçluyorlar.

“Order of St. Andrew the Apostle”, bir internet sayfası projesini de yürütüyor: https://christianpersecution.com/ Bu sayfada tüm dünyada Hristiyanlara yönelik baskılarla ilgili yayın yapılıyor. (https://christianpersecution.com/about-us/) Ancak esas dikkatler Türkiye’ye çevrilmiş durumda. (https://christianpersecution.com/category/turkey/)

Sayfa üzerinden tam anlamıyla Türkiye karşıtı bir propaganda yürütülüyor.

Amerikalı archonlarla Patrik Bartholomeos’un arasındaki ilişkiyi yürütenler ise Alex Karloutsos, Türkiye vatandaşı girişimci Laki Vingas ve Piskopos Elpidophoros.

'MEDENİYETLER ÇATIŞMASINI' KÖRÜKLÜYORLAR

1990’ların başında Amerikalı siyaset bilimci Samuel Huntington, “medeniyetler çatışması” tezini ileri sürmüştü. Tezine göre İslam dünyası, Hıristiyanlarla güya çatışmaya mahkûmdu. Gerçekte ABD, bu tezi Ortadoğu’ya yönelik saldırılarının bahanesini yaratmak ve emperyalist yayılmacılığını aklamak için kullandı.

İşte Türkiye’nin dini azınlıklara baskı uyguladığı suçlaması bu paradigmadan hareketle yapılıyor. Böylece Amerikalılar, Türkiye’nin içişlerine karışmanın zeminini yaratmış oluyor. Türkiye, sıradan Amerikalıların ve Avrupalıların gözünde düşmana dönüşüyor. Donald Trup döneminde Birleşik Devletler, kendini dini azınlıkların koruyucusu ilan etti. Ancak Joe Biden’ın zaferi, bu politikayı değiştirmeyecek, hatta daha da körükleyecek. Biden, önceden “insan haklarının korunması” programının genişletilmesini savunmuş ve günümüz Türkiye’sini de dâhil ettiği “otoriter rejimleri” eleştirmişti. Hatta açık bir şekilde Türkiye’de iktidarın değiştirilmesi gerektiğini vurgulamıştı.

İşte Fener Patrikhanesi, bu amaca hizmet edecek bir rol oynayacak. Türkiye karşıtı yeni yaptırımlardan “İslam’la mücadeleye” kadar Türkiye karşıtı adımların atılmasını destekleyecek, sözde bahanelerini yaratacak.

İHANET FAALİYETİ

Ancak Patrikhane’nin bu tavrından sadece Türkiye rahatsız olmamalı. Bizzat Donald Trump yönetimi, Fener Patrikhanesi üzerine oynadı ve Trump’a ihanet eden bir güçle anlaşma yaptı.

2020 yazında Başpiskopos Elpidophoros, Cumhuriyetçilerin seçim kampanyasında yer almayı bırakmıştı. Buna mukabil Elpidophoros, Joe Biden’ı desteklemeye başlamıştı. (10) ABD’deki Yunan diasporasının ve archonların Demokrat Parti’yle faal işbirliği yapması ve Başpiskopos Elpidophoros’un Trump karşıtı protestolara katılması da dikkat çekici. (11) Patrik Bartholomeos ise Joe Biden’a yazdığı tebrik mektubunda, Trump’a karşı kazandığı zaferin kendisine “neşe ve coşku” verdiğini söyleyerek övgüler düzdü ve yeniden dini özgürlüklerin savunulması gerekliliğini anımsattı. (12)

Açıkçası Fener, hem Demokratları hem de Cumhuriyetçileri övmeye, Pompeo ile görüşmeye ve ondan yardım ve Türk karşıtı politika için öncelik istemeye ve aynı zamanda Biden’ın desteğini almaya hazır.

Böylelikle Fener, sadece ilkesizliğini değil, aynı zamanda herhangi bir Amerikan yönetimine sadakatle hizmet etmeye hazır olduğunu da gösteriyor. Bartholomeos, şu veya bu yönetimin politikaları Ortodoksluk değerleriyle örtüştüğü için ABD’yi desteklememektedir. İster muhafazakâr Trump ister ultra-liberal Joe Biden iktidarda olsun, her zaman ABD’nin yanında konumlanmaktadır. Bu faaliyetlerin hiçbirinin dini inançla bir ilgisi bulunmamaktadır.

ABD’deki iktidar değişikliği de Patrikhane’nin Türkiye karşıtı faaliyetlerinde bir değişikliğe yol açmayacak, Biden’ın Türkiye karşıtı planları göz önünde bulundurulduğunda tam tersine onu bir üst aşamaya taşıyacaktır.

DİPNOT

1) https://www.state.gov/secretary-pompeos-travel-to-france-turkey-georgia-israel-the-united-arab-emirates-qatar-and-saudi-arabia/

2) https://orthodoxhistory.org/2019/12/11/ousting-the-ecumenical-patriarch/

3) https://orthodoxhistory.org/2019/12/02/greek-archbishop-to-proto-cia/

4) https://aydinlik.com.tr/trump-fener-patrikhanesi-gorusmesinin-gizli-ayrintilari-216023

5) https://hizmetnews.com/518/freedom-award-recipient-bartholomew-praises-gulens-peace-efforts/

6) https://www.aydinlik.com.tr/haber/yasadisi-piskoposun-pompeo-ile-turkiye-karsiti-gorusmesi-222018

7) http://www.mfa.gov.tr/sc_-108_-abd-disisleri-bakani-mike-pompeo-nun-ulkemizi-ziyareti-hk-sc.tr.mfa

8) https://usa.greekreporter.com/2020/07/23/archbishop-elpidophoros-meets-with-president-trump-on-hagia-sophia/

9) https://www.aydinlik.com.tr/haber/yasadisi-piskoposun-pompeo-ile-turkiye-karsiti-gorusmesi-222018

10) https://orthodoxtimes.com/who-does-the-archdiocese-of-america-want-to-be-president-of-the-united-states/

11) https://usa.greekreporter.com/2020/06/03/archbishop-elpidophoros-attends-black-lives-matter-protest-in-nyc/

12) https://www.pappaspost.com/patriarch-bartholomew-to-biden-you-offer-hope-conviction-for-a-better-future/