İstemdışı tik hareketleri: Tourette sendromu
Tourette sendromu, çocukluk döneminde başlayan, istem dışı gerçekleşen, devamlı tekrarlanan ani hareketler veya seslerden meydana gelen tikler olarak ifade edilen nörolojik bir hastalıktır.
Tourette sendromu, Fransız Doktor Gerard Gilles de La Tourette tarafından ilk kez 1985 yılında tanımlanmıştır. Halk arasında kendini tutamama, aniden bağırma ve tik hastalığı olarak da bilinir. Bu insanlar, göz kırpma ve koklamadan müstehcen hareket ve küfürlere kadar değişen tiklerden muzdariptir. Kişi endişeli veya heyecanlı olduğunda daha da kötüleşir ve sakin olduğunda veya okul çalışması gibi bir etkinliğe odaklandığında iyileşir. Tikler kişinin yaşam kalitesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir ve okulda sorunlara neden olabilir. Tourette sendromlu kişiler, normal bir zekâ seviyesine sahiptir. Hastaların yaşam süreleri Tourette sendromu nedeniyle etkilenmez. Tourette sendromu, uzun yıllar süren bir kronik hastalıktır. Hastalık boyunca belirtiler, kişide zaman içerisinde baskılanıp, tekrar artan bir grafik seyredebilir. Tikler, hapşurma gibi kontrol altıda alınamayan dürtülerdir. Tourette sendromu, kişi için oldukça rahatsız edicidir. İstemsiz gerçekleştirdiği eylemler sonucunda kendine olan güveni azalır, sosyal yaşamı olumsuz etkilenir. Tourette sendromu görülen hastalarda belirtileri baskılamak için kendini zorlama oldukça sık rastlanan bir durumdur. Kişi, çevresi tarafından yanlış anlaşılmamak için tiklerini bir süre baskılayıp, yapmayabilir. Fakat bu hastalarda böyle bir zorlama tiklerin alevlenmesine neden olur. Aniden daha şiddetli belirtilerle tikler ortaya çıkabilir.
ÇOCUK YAŞTA İLK BELİRTİLER
Tourette sendromu, çoğunlukla çocuklarda görülür. Özellikle 4-6 yaşlarındaki çocuklarda ilk belirtiler gözlenir. Tourette sendromu, 10-12 yaşlar arasında ortaya çıktığında hastalık daha ciddi ilerler. Klinik bulgularda, ergenlik sonrası hastaların dörtte üçünde Tourette sendromu şiddeti azaldığı görülür. Yetişkinlerde ise şiddetli gözlemlenen Tourette sendromuna çok nadir rastlanır. “Nörobiyolojik”, kalıtsal bir hastalık olan Tourette sendromu, kadınlara oranla erkeklerde daha sık rastlanır. Tourette sendromu, görülme oranı yaşa bağlı olarak her 10 bin kişide 2-5 olarak tespit edilmiştir. Tourette sendromu belirtileri 18 yaşından önce ortaya çıkmalıdır. Hastalarda basit ve kompleks tikler bir arada görülmelidir. Tiklerin bir yılı aşkın süredir devam ediyor olması gerekir. Tourette sendromunun nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Beynin motor hareketlerin düzenlendiği bazal ganglion denilen kısmındaki nörokimyasal bir düzensizlikten kaynaklandığı düşünülmektedir. Yapılan araştırmalarda hastalığın kalıtsal olduğu ortaya konulmuştur. Tourette sendromlu bireyin, çocuğunda %50 oranında hastalık görülür. Hastaların birinci dereceden akrabalarında %5-15 oranında Tourette sendromuna rastlanır. DNA araştırmalarında, hastalığın meydana gelmesinde tek bir genin değil, birçok genin etkili olduğu keşfedilmiştir. Genetik faktörlerin yanı sıra strese neden olan durumların da tikleri tetiklediği gözlemlenmiştir. Sınav kaygısı, yorgunluk, heyecan, panik, tiklerin şiddetini ve sayısını arttırır. Aile tarafından çocuğa tikleri yüzünden yapılan baskılar da hastanın tiklerinin artmasına neden olabilir.
HER TİK TOURETTE DEĞİL
Her tik Tourette sendromu değildir. Tik sahibi olan bir kişiye Tourette sendromu tanısı konulması için tiklerin bir yıldan uzun süredir devam ediyor olması ve tiklerin kompleks olarak bulunması gerekir. Kişinin yaşına ve hastalığın şiddetine göre belirtiler farklılık göstermekte, hafif veya ağır şekilde izlenmektedir. Tourette sendromunun en önemli belirtileri tiklerdir. Tikler, motor ve vokal tikler olmak üzere ikiye ayrılır. Motor tikler: eş zamanlı bir veya birden fazla kasın çalışması ile oluşan kas tikleridir. Vokal tikler: ağız, burun ve boğaz bölgelerinde meydana gelen seslerle karakterize edilen fonik tik olarak da bilinen tiklerdir.
HAFİFLERİ DE GÖRÜLEBİLİR
Belli belirsiz olan hafif tikler zamanla kendiliğinden geçebilir ve tedavi gerektirmez. Fakat hafif-orta ve orta-ağır şiddetteki tikler kişinin duygularını ve sosyal hayatını olumsuz etkiliyorsa tedavi edilmesi gerekir. Tedavi şekli hastanın yaşına, klinik bulgularına, hastalığın şiddetine ve hastaya verdiği rahatsızlığa göre planlanır. Tourette sendromunun tedavisinde davranışsal ve ilaç tedavisinden yararlanılır. Kişinin günlük ve sosyal hayatını fazla etkilemeyen şiddeti az tiklerin tedavisinde girişimsel terapiler, psikolojik destekler ve çeşitli eğitimler uygulanır. Stres kaynaklı oluşan tiklerin tedavisinde gevşeme teknikleri kullanarak tiklerin azalması hedeflenir. Farklı hobiler edinmek ve meditasyon yapmak da Tourette sendromunun şiddetini azaltır. Davranışçı tedavinin yetersiz kaldığı hastalarda ilaç tedavisi uygulanır. Son yıllarda Parkinson, obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde de yararlanılan derin beyin stimülasyonu (DBS) Tourette sendromu tedavisinde de kullanılır. Beyin akımının aktivitesini değiştirmek için kullanılan takılabilir bir elektrottan faydalanılır. DBS her Tourette sendromlu hastaya uygulanmaz. Cerrahi işlemden önce hastanın nörolog, psikiyatrist ve beyin cerrahi tarafından muayene edilmesi ve uygunluğuna karar verilmesi gerekir.