'İşten çıkarma yasağı suistimal ediliyor'
‘Örgütlenen işçilerin bazı işverenlerce ilgili haller bahanesiyle iş akitleri feshediliyor ya da işçiler ücretsiz izne gönderilerek cezalandırılıyor. Ülkemizin dört bir tarafında binlerce işçi bu yöntemle haksız şekilde işten çıkarıldı’
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay çalışma hayatında yaşan an sorunlarla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir rapor sundu. Atalay, işten çıkarma yasağı ve ücretsiz izinin bazı işverenlerce suistimal edildiğini bildirdi. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştü. Görüşmede Erdoğan’a çalışma yaşamının sorunlarına ilişkin bir rapor sundu. Atalay, Cumhurbaşkanı ile görüşmesi konusunda yaptığı açıklamada, Kovid-19 salgın sürecinde her türlü iş veya hizmet sözleşmesinin, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler dışında işverence feshedilemediğini hatırlatarak istisnaların art niyetli kullanıldığını vurguladı. Atalay, “İstisna kapsamında tutulan bu haller son dönemde bazı işverenlerce işçileri işten çıkarma yöntemi haline geldi. Özellikle sendikal örgütlenen işçilerin bazı işverenlerce ilgili haller bahanesiyle iş akitleri feshediliyor ya da işçiler ücretsiz izne gönderilerek cezalandırılıyor. Ülkemizin dört bir tarafında binlerce işçi bu yöntemle haksız şekilde işten çıkarıldı” dedi. Bu şekilde işten çıkarılan işçilerin işsizlik sigortası, ihbar ve kıdem tazminatlarını alamadığını kaydeden Atalay, şöyle konuştu: “Ahlak ve iyi niyet kuralları bahanesiyle iş akitleri feshedilen işçiler, bu gerekçe nedeniyle işsizlik ödeneğinden de yararlanamıyor. İşten çıkarma yasağı her yönüyle işçi aleyhine işliyor. İş Kanunu'nun 25/2. maddesi kapsamında haksız ve kasıtlı olarak iş sözleşmesi işverence feshedilen işçinin hukuk yollarına başvurup haklarını alabilmesi yıllarca sürüyor. Kaldı ki yargılama süreçlerinin tüm maddi yükü de peşin ödeme sistemi gereğince davasını kazanana kadar işçinin üzerinde kalıyor.”
DESTEK ASGARİ ÜCRET SEVİYESİNDE OLMALI
Ücretsiz izin uygulamasının salgın döneminde işçilerin işsiz kalmasını önlemeye yönelik bir düzenleme olduğunu vurgulayan Atalay, buna karşı bazı işçilerin iradesi dışında ve onayı alınmadan ücretsiz izne çıkarılması nedeniyle uygulamanın mağduru olduğunu bildirdi. Nakdi ücret desteği uygulamasının sendikal örgütlenme olmayan iş yerlerinde özellikle kıdem süresi fazla olan işçilere yönelik bir tehdit unsuru haline dönüştürülmeye çalışıldığına dikkati çeken Atalay, "Bazı işverenler kıdemi fazla olan işçileri ücretsiz izne göndermekte ve aylar boyunca işe geri çağırmamakta, bu işçileri istifaya zorlamakta. Bu durumdaki işçiler, mevcut iş sözleşmeleri sona ermediğinden hukuken korumasız kalmakta. Bu kabul edilebilir bir durum değil” ifadelerini kullandı. Nakdi ücret desteğinin günün koşullarına göre çok düşük kaldığını belirten Atalay şunları söyledi: “Nakdi ücret desteği bu yıl için günlük 47 lira 34 kuruş, aylık 1.420 lira 20 kuruş. İşçi ve ailesinin bu ücret ile temel ihtiyaçlarını karşılaması, artan hayat pahalılığı nedeniyle son derece güçtür. İşçi işten çıkarılmamakta ancak yaşamını da sürdürmekte zorlanmakta. Bu nedenle nakdi ücret desteğinin en az asgari ücret seviyesine yükseltilmesi gerekiyor. Aile durumu dikkate alınarak ödeme yapılmasının da isabetli olacağı düşünüyoruz." Atalay Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesinde çalışma hayatının diğer sorunlarının da gündeme geldiğini kaydederek, “Sayın Cumhurbaşkanımıza sorunlarımızı ayrıntılı şekilde anlattım. Bir de rapor sundum. Çalışanların sorunlarının çözüme kavuşturulacağına inanıyorum” dedi.
TÜRK-İŞ AÇLIK VE YOKSULLUK SINIRINI AÇIKLADI: ÜCRETLİNİN GELİRİ ARTIŞA YETMİYOR
Ocak ayında açlık sınırı 2.651,87 liraya, yoksulluk sınırı 8.638,02 liraya, bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyeti ise 3.222,48 liraya yükseldi. Türk-İş ‘Asgari ücret ele geçmeden eriyor’ değerlendirmesi yaptı. Türk-İş ocak ayı açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı. Gıda fiyatları istikrarlı bir şekilde artarken, ücretlinin gelirinin fiyat artışına yetişemediğine vurgu yapıldı. Mutfak enflasyonundaki aylık artış 2.39 olarak gerçekleşti. Türk-İş çalışanların ‘geçim şartlarını’ ortaya koymak amacıyla yaptığı “açlık ve yoksulluk sınırı” araştırmasının Ocak 2021 ayı sonucu, gıda fiyatlarında istikrarlı artışın devam ettiğini ortaya koydu. Araştırmaya göre, 2021 yılı ocak ayında; dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 2.651,87 liraya yükseldi. Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 8.638,02 lira oldu. Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3.222,48 liraya yükseldi.
ELE GEÇMEDEN ERİMEYE BAŞLADI
Türk-İş tarafından yapılan araştırmanın değerlendirilmesinde, 2021 yılı için işveren-hükümet kesimi temsilcileri tarafından oy çokluğuyla aylık net 2.825,90 TL olarak belirlenen asgari ücretin, milyonlarca işçinin daha eline geçmeden erimeye başladığı vurgulandı. Asgari ücretin “insan onuruna yaraşır” geçim şartları sağlamaktan uzak kaldığı kaydedilen değerlendirmede, şöyle denildi: “Toplumun ağırlıklı kesiminin bu temel gelir tutarının altında bir gelirle yaşamak durumuyla karşı karşıya kaldığı açıktır. Asgari ücret son bir yılda net 501,20 TL artış gösterirken, tek bir çalışanın aylık harcama ihtiyacı -aynı dönem itibarıyla- 524,66 TL arttı. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı -şimdilik- yeni belirlenen asgari ücretin altında kaldı. Dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcamasına (mutfak masrafı) bir ayda 62 TL, temel ihtiyaçlar için yapılması gereken toplam harcamalara (aile bütçesi) ise 202 TL ek maliyet geldi. Bir yıl öncesine göre aylık gıda harcamasındaki artış 432 TL ve yapılması gereken toplam harcama 1.409 TL arttı.”
AYLIK ENFLASYON
Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarının bir önceki aya göre yüzde 2,39 oranında artış gösterdiği ifade edilen değerlendirmede, gıda enflasyonunda son on iki ay itibarıyla artış oranının yüzde 19.48’e yükseldiği bildirildi. Değerlendirmede daha sonra şu görüşlere yer verildi: “Yetersiz düzeyde belirlenen asgari ücret temel alındığında bile, milyonlarca kişinin elde ettiği hanehalkı gelirinin asgari ücretin altında kaldığı ve yoksulluk sorununun artarak devam ettiği görülmektedir. Özellikle Kovid-19 pandemi döneminde görünür olan işsizlik, gelir yetersizliği ve başta gıda olmak üzere temel mal ve hizmetlerdeki fiyat artışları, geçim koşullarını daha da ağırlaştırmış, hayat pahalılığı dayanılmaz boyutlara gelmiştir. Gerçek gündem çalışanların, toplumun ağırlıklı bölümünü oluşturanların içinde bulundukları zorlu yaşam şartlarıdır. Türkiye’nin birinci önceliği, özellikle küresel salgın döneminde çalışanlar ve dar gelirli kesimler için daha da bozulan gelir dağılımının düzeltilmesidir.”