22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İsveç bölücülerden vazgeçer mi?

‘Sosyal Demokratlar, Kuzey Irak’ta PYD’ye yardım etme konusunda Emine Kakabaveh ile anlaşma imzaladılar. Emine kim mi? İran Kürdistan Komala Partisi’nin eski peşmergesi, şimdi İsveç parlamentosunda bağımsız milletvekili.’

İsveç bölücülerden vazgeçer mi?
A+ A-
ABDULLAH GÜRGÜN

İsveçli dediğinizde akla hemen sarışın, mavi gözlü, soğukkanlı, saf, iyiliksever insanlar gelir. Doğrudur.

Belki mavi gözlü ve saf olduklarından, saf insanlara “mavi gözlü (blå ögd)” derler. Çok çabuk kanarlar ve kandırılırlar. Ama artık kandırmada da ustalaştılar. İsveçlilerin “dubbel moral” dedikleri “ikiyüzlülük” her alanda daha da yaygınlaştı.

Azıcık dert yanarsanız size yardım etmek için ellerinden geleni yaparlar. Kapılarını, gönüllerini açarlar. Ne yazık ki zaman zaman istismar da edilirler. Kendilerine “yabancı düşmanı”, hele hele “ırkçı” denmesini hiç istemezler. İçlerindeki gizli ırkçılıktan kendileri de korkar. Çünkü tarihsel kökleri çok eski Müslüman düşmanlığına dayalı “Hund Turk (Köpek Türk)”, “İlkel Kürt” düşüncesi akıllarının gizli bir köşesinde hep vardır. Ya da kızdıkları zaman “karakafa” deyiverirler kendilerinden olmayanlara.

Öte yandan İsveç ve İsveçlinin esmerleştiği de ortadadır. Öyle ki, İsveç parlamentosunun, hükümetinin ve devletinin kararlarını karakafalı milletvekillerinin kara planları ve oyları belirleyiverir çoğu kez.

İLK DERNEKLER: TÜRK-TÜRKİYELİ

İsveç’e çalışmaya gelen işçilerimiz 1967 yıllında bir Türk Derneği kurmuşlardı. Bu dernekte Türk, Kürt, Ermeni vatandaşlar vardı. Herkes Türkiye yurttaşı olduğundan “Türk”tü.

12 Eylül ve 12 Mart darbeleri sonrası gelen ayrılıkçı, etnikçi Kürtler “Türk” denmesine karşı çıktılar. “Türkiyeli” denmesini istiyorlardı. Türkler iyi niyetle olumlu karşıladılar. Türk Derneği’nin adı İsveç Türkiyeliler Birliği oldu. Buna rağmen bu karşı çıkanlar bir süre sonra dernekten ayrılıp “Kürt Derneği”ni oluşturdular. Türkiyeliler Derneği’nde bir tane Kürt kalmadı. Bu ayrılıktan sonra da her türden siyasi grup kendi derneğini kurdu.

Kürt olduğu için ülkesinde baskı gördüğünü söyleyen herkese, doğru olup olmadığına bakmadan, İsveç iltica hakkı tanımaya başlamıştı. PKK dernekleri de mantar gibi bitti. Tüm dernekler gibi bunlar da her türlü devlet desteklerinden yararlandılar.

İSTİSMAR

Kürt mülteciler arasında gerçekten entelektüeller de vardı. Bunlar çok olumlu işler başardılar. Örneğin Stockholm’ün en güzel yerinde bir Kürt Kütüphanesi açıldı. Kürdistan Press isimli bir gazete çıkardılar. Radyo, televizyon programları yaptılar. Toplumda yabancılar hakkında olumlu imaj oluşmasına katkıda bulundular. Ama bunun yanı sıra Kürtlüğü ekmek kapısı yapan istismarcılar da azımsanmayacak kadar çoktu. Devlet desteği almak için her yolu kullandılar.

VATANSIZA DEVLET

Şimdi sıra devlet kurma talebine geldi... İsveç Sosyal Demokratları “Vatansızlar” dedikleri Kürtlere bir “Kürdistan” kurdurmayı parti olarak benimsedi.(1) Aslında artık tüm İsveç kamuoyu alıştırıldı bu talebe. Artık PKK’ya terör örgütü demiyorlar. “Terör Örgütü Damgalı PKK” da demiyorlar; “Özgürlük Savaşçıları”, “Kurtuluş Örgütü Gerillaları” diyorlar.

Televizyonlara “Kürt halkı(!)” adına Türk ve Türkiye düşmanlığıyla tanınmış kişiler çıkarılıyor.

Son günlerde İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği söz konusu olunca medyada gene Kürt halkı adına ayrılıkçı etnikçi kişiler boy gösterdi. Sosyal Demokratların (S) Türkiye’ye ödün vermemesini istediler. İsveç’in NATO başvurusundan vazgeçmesini isteyenler oldu. Birisi büyük bir gazetede yazdığı yazıda, Türkiye’nin NATO’dan atılmasını istedi. Bir diğeri televizyonunda, İsveç'in PKK ve PYD'ye yaptığı yardımdan vazgeçmemesini, gerekirse NATO üyeliğinden vazgeçmesini talep etti. İsveç’in İsveç parlamentosundaki bir Kürt milletvekili, 29 NATO ülkesinin İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğine olumlu baktığını belirterek Türkiye’ye boyun eğdirilmesini istedi. Kuzey Suriye’deki Kürt oluşumuna İsveç’in yardım etmeye devam etmesini talep etti.

SOSYAL DEMOKRATLAR GÖBEĞİNDEN BAĞLI

Sosyal Demokratlar 24 Kasım 2021 tarihinde Kuzey Irak’ta PYD’ye yardım etme konusunda Emine (Aminah) Kakabaveh ile anlaşma imzaladılar(2). Emine kim mi? İran Kürdistan Komala Partisi’nin eski peşmergesi şimdi İsveç parlamentosunda bağımsız milletvekili. Bugünlerde İsveç siyaset sahnesinde başrolü oynuyor. Milletvekili yapılan ve İsveç’in kaderini belirlemede kilit rol oynayan “peşmerge milletvekili”, Sosyal Demokratların Türkiye’ye ödün vermelerine kesinlikle karşı çıkıyor. “Yıkarım bu hükümeti” diyor da başka bir şey demiyor.

Anlaşma gizli değil. Sosyal Demokratların gazetesi Afton Bladet zaten YPG, YPJ ve PYD gibi örgütlere “ABD destekli özgürlük savaşçıları” diyor. Bir daha yineliyelim: “ABD destekli özgürlük savaşçıları(!)”…

Bağımsız “İsveçli” peşmerge milletvekili ile koskoca Sosyal Demokrat Parti’nin imzaladıkları anlaşma aslında kamuoyunun iyice alıştığı bir tutumu yansıtıyor.

Metinde PYD yönetiminin Ortadoğu için çok önemli olduğu belirtilerek Kuzey Suriye’deki bu bölünme destekleniyor.

Barıştan ve silahsızlanmadan yana olduklarını her fırsatta dile getiren İsveçli Sosyal Demokratların bu tutumu, gerçekte tam tersi bir uygulama içinde olduklarını gösteriyor.

Uzlaşma metninin en sonunda, Sosyal Demokrat Parti'nin HDP ile kardeş parti olduğu vurgulanıyor. Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması isteniyor.

KILAVUZU KARGA OLAN

Aklıma, “Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim”, “Kılavuzu karga olanın...” sözleri geliyor.

Suriye’nin kuzeyindeki PKK/PYD yönetimi ABD’nin oradaki varlığına dayanıyor. Orada Suriye’ye karşı savaşan, Suriye’yi bölmeye çalışan ABD’nin ta kendisi. Ne var ki, anlaşma metninde bunlara değinmek yerine IŞİD ve El Kaide anılıyor. Ama bunların tohumunu atıp yeşerten de ABD değil mi? Bunlara karşı en başta Suriye ordusu savaşmadı mı?

Eski peşmerge Emine Kakabaveh ile İsveç’in “yeni” Sosyal Demokratları yaptıkları anlaşmada Kuzey Suriye’deki bu oluşumun inşa edilmesine destek vermeyi taahhüt ediyorlar.

Suriye'de değişik etnik gruplar var. İlkesel olarak bunların hepsinin aynı hak ve sorumluluklara sahip olması gerekir. Bu hak ve sorumluluklar Suriye devletinin gözetimindedir. ABD ve yandaşları BM kurallarını hiçe sayarak Suriye'ye saldırmışlar, yasal yönetimi devirmeye, rejimi değiştirmeye, kendi kafalarına göre Suriye'yi bölüp şekillendirmeye çalışmaktadırlar. Şimdi Suriye'deki kirli savaşta rol alan bu uydu devletlere İsveç de katılmıştır. Evet, İsveç henüz NATO ülkesi olmasa da ABD'nin uydusu durumundadır. Hem de epeyce uzun zamandan beri. Yugoslavya'nın parçalanmasında da rol almıştır, Afganistan'da da ABD yanında savaşmıştır. Şimdi Suriye'de PKK/PYD teröristlerine destek vermesi de ABD'nin uydusu durumunda olmasının bir göstergesidir.

Dikkat ediniz tüm Suriye’nin yeniden inşasına değil; Tüm Suriye halkı değil; “Rojava” dedikleri Kuzey Suriye ve Kürtlere destekten bahsedilmektedir... Suriye halkına destek değil; tam tersine ambargo uygulanıyor. Tüm Suriye halkı cezalandırılıyor, yoksullaştırılıyor. Üstelik İsveçli dışişleri bakanları yıllardır AB’deki meslektaşlarıyla birlikte bu ambargoyu uzatıp duruyorlar.

Emperyalizm ve işbirlikçi güçler, her yerde olduğu gibi İsveç'te de İsveç halkını, Esad, Putin düşmanlığıyla; IŞİD, El Kaide tehlikesi ile uyutup Suriye’nin bölünmeye çalışılmasına ve savaşın uzadıkça uzamasına neden oluyorlar.

Açık konuşalım: Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya alınmasını engellemesi ABD’nin Suriye’deki kirli savaşına da darbe vuracaktır, zayıflatacaktır. Bu da İsveç, Finlandiya, Türkiye, Suriye ve emperyalizme karşı olan tüm ülkelerin ve halklarının çıkarınadır.

Tüm Suriye’de barışın ve birliğin sağlanarak tüm ülkenin yeniden inşa edilmesi yalnız Arapların değil bölgede yaşayan tüm diğer halkların ve kuşkusuz Kürtlerin de yararınadır.

İsveç’in Kürt ayrılıkçısı milletvekili Emine Hanım’ın ve İsveçli Sosyal Demokratların akıllarını başlarına toplamalarını diliyorum.

SOSYAL DEMOKRATLAR ÖZYÖNETİM İLE İŞBİRLİĞİNİ DERİNLEŞTİRİYOR

Sosyal Demokratlar, PYD ile işbirliğini derinleştirmek amacındadır. Amineh Kakabaveh bu konuda çalışacak olan Sosyal Demokratlar grubunda yer alacaktır.

Bunu, Kuzeydoğu Suriye'deki özyönetimin demokrasi ve insan haklarına saygı konusundaki çalışmalarını desteklediğimiz için yapıyoruz. Rojava'daki özyönetimin Ortadoğu için önemli olduğunu düşündüğümüz için onları desteklemeye devam etmek istiyoruz. Savaştan sonra yeniden yapılanma önemlidir ve İsveç bunu desteklemelidir. Siyasi parti PYD, özyönetim'de öncü bir role sahiptir ve meşru bir muhataptır.

IŞİD/DAEŞ'in tüm zulmü, gaddarlığı ve insan haklarına saygısızlığı iğrençtir ve kabul edilemez. IŞİD/DAEŞ'e karşı mücadele büyük fedakarlıklar gerektirmiştir ve henüz sona ermemiştir.

Bu savaşta YPG/YPJ'nin merkezi bir rolü vardır ve onların DEAŞ'a karşı mücadelesini destekledik. Kobane Savaşı önemli bir dönüm noktasıydı ve Kürt güçleri müttefikleriyle birlikte durumu tersine çevirdi. İsveç, IŞİD'e karşı uluslararası koalisyonun bir parçasıdır.

DEAŞ'ın acımasız eylemlerini çoğumuz duymuşuzdur. Sualtı kameraları olan bir kafeste boğulan Hristiyanlar salt Hristiyan oldukları için öldürüldüler. Rakka'da yüksek bir binadan atılan iki eşcinsel genç salt eşcinsel oldukları için öldürüldüler. Ya da sadece etnik kökenleri için öldürülen Ezidiler var. Bunlar pekçok örnekten yalnızca birkaçı. Sorumsuzluk asla bir seçenek olmamalıdır.

YPG/YPJ, DEAŞ'lı teröristleri elinde tutmak için büyük sorumluluklar aldı ve alıyor. DEAŞ saflarında savaşanlar adalete teslim edilmelidirler. Terör eylemleri ve insanlık suçu işleyenlerin adalet önüne çıkarılması için baskı yapmaya devam edeceğiz.

Savaşın ardından birçok insan terör ve baskıdan kaçtı. Bu kişilerin hukuki güvenliği garanti altına alınmalıdır. YPG/YPJ veya PYD içinde savaşan veya sempati duyan özgürlük savaşçılarının bazı devlet aktörleri tarafından terörist olarak sınıflandırılması kabul edilemez.

Kardeş partimiz HDP'nin Türkiye'de demokratik yollardan mücadelesini sürdürdüğünü ve Kürt hakları mücadelesinde onları desteklediğini de not ediyor ve parti lideri Selahattin Demirtaş'ın serbest

bırakılmasını talep ediyoruz.

Stockholm 24 Kasım 2021

Sosyal Demokrat Parti Genel Sekreteri Tobias Baudin

Amineh Kakabaveh, Milletvekili

İsveç bölücülerden vazgeçer mi? - Resim : 1

(1)https://www.academia.edu/43210005/%C4%B0SVE%C3%87L%C4%B0_K%C3%9CRD%C4%B0STANCI_SOSYALDEMOKRATLAR_VE_TEHD%C4%B0TLER%C4%B0

(2)S – Aminah Kakabaveh anlaşması: https://www.socialdemokraterna.se/download/18.f50969e17cdf8deec0ea9a/1637740782503/SC3-19-MPC21112408290.pdf

İsveç PKK PYD Emine Kakabaveh