İsveç'in NATO üyeliği görüşmesi TBMM Dışişleri Komisyonunda başladı
Dışişleri Bakanlığı komisyondaki milletvekillerini ‘İsveç’in adımları yeterli’ diyerek ikna etmeye çalıştı. AK Partili vekiller NATO’yu övdü, terörle mücadelede yardımcı olduğunu savundu. AK Parti ve CHP, İsveç’in adımlarının 'değerli olduğu' görüşünde buluştu.
İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin kanun teklifinin komisyon görüşmelerinde Dışişleri Bakan Yardımcısı Burak Akçapar, İsveç’in “adımlarının” üyelik için yeterli olduğunu savundu. Akçapar, imzalanan 3’lü muhtıranın içeriğini anlattı. AK Parti ve CHP’li vekiller İsveç’in adımlarının “değerli” olduğunu söyledi. AK Parti milletvekilleri, NATO’nun “güven ve dayanışma” simgesi olduğunu öne sürdü. Terörle mücadeleye katkı sağladığını iddia ettiler. NATO’nun genişlemesini savundular. Adalet Bakanlığı yetkilisi, Türkiye’nin İsveç’ten terör suçundan 32, adli suçlardan 37 olmak üzere 69 kişiyi talep ettiğini söyledi. Buna karşılık Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Burak Akçapar İsveç’in terörle iltisaklı 1 kişiyi sınırdışı ettiğini açıkladı. Konuşmaların ardından protokolün görüşülmesi bir sonraki toplantıya ertelendi.
TBMM Dışişleri Komisyonu, İsveç'in NATO'ya katılım protokolünün onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun teklifini görüştü. Komisyon AK Parti Ankara Milletvekili Fuat Oktay'ın başkanlığında toplandı.
'TEMAS KESİLDİ' TESELLİSİ
Oktay, komisyonun açılışında, “İsveç’in NATO üyeliği anlaşması tüm dünya kamuoyu tarafından takip ediliyor.” ifadelerini kullandı. Bakan Yardımcısı Akçapar komisyonda yaptığı konuşmasında şöyle dedi:
“PKK’lılar İsveç’te artık rahat hareket edemiyor, örgüt baskı altında. PYD/YPG ile mesafe koyulacağı açıklanması bu perspektiften değerlendirilebilecektir. İsveç hükümeti ve örgüt mensuplarının temas ve ziyaretleri kesildi. Savunma sanayinde de somut gelişmeler yaşandı. İsveç ile ekonomik ve ticari işbirliği geliştirme anlayışımız teyit edildi.
'MEKANİZMA SÜRECEK'
“Madrid zirvesi ve Vilnius zirvesi teröre mücadelede işbirliğimizin ilerletilmesi için zemini tesis etmiştir. Mekanizma İsveç’in ittifaka katılmasıyla da sürecektir. NATO’dan da bazı taleplerimiz oldu. NATO terörizmle mücadele özel koordinatörünü atadı. Bu tasarruf terörizmle mücadeleye katkı sağlayacak bir adımdır.
İSVEÇ’İN ADIMLARI YETERLİYMİŞ
Komisyon Başkanı Oktay’ın “İsveç’in attığı adımlar yeterli mi” sözleri üzerinde Akçapar, “Yeterli olabileceği kanaatindeyiz, Meclis’e sevk ettik. Adımların sürekliliği ve daha ileri adımlar beklentisindeyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
NATO'YA ÖVGÜLER
AK Parti Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız, NATO’nun geliştiğini ve dönüştüğünü savundu. NATO’yu “güven ve dayanışmanın simgesi.” olarak tanımlayan Altunyaldız, NATO ile Türkiye’nin ilişkilerini 5 başlıkta açıkladı:
“NATO dünya güvenliğine katkı vermeye devam ediyor. NATO Türkiye ilişkisinde ortaklıktan fazlasını görüyoruz. İşbirliğini 5 başlıkta paylaşmak istiyorum. Tarihsel bağlar; 1952 yılında tam üyelikle başlasa da soğuk savaşa kadar kökleri gitmektedir. Bölgesel güvenliği sağlamak için bir araya geldi. Askeri işbirliği; bugün hedef ve uygulaması farklı alanlara gitse de askeri işbirliği NATO’yu yukarı taşıdı. TSK NATO’nun çeşitli operasyonlarına katılmış ve savaşma kapasitesine katkı vermiştir. Türkiye NATO’ya göre kendi savunma planlarını güncellemiş ve gelişimine katkı sağlamış. Terörle mücadele katkısı; çok önemli bir başlık. NATO’nun ön saflarında yer alarak örgüte perspektif katkı. Örgütün etki alanının sınırlarının geniş coğrafyaya yayılmasına engel oldu. İşbirliğimiz NATO’ya önemli boyut getirdi.
NATO'NUN BÖLGE İÇİN 'ÇABALARI'
“Bölgesel istikrara katkı, bugün Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerde Türkiye’nin NATO işbirliği ile ortak çabaları yadsınamaz. Kolektif savunma ve güvenlik taahhütü; Türkiye NATO’nun ajandalarında yer alarak evirilen ve dönüşen güvenlik sınamalarına karşı etki ve katkı vermektedir. NATO askeri ittifaktan daha fazlası küresel bir aktör değerler mazlumesini de ayakta tutulmaya çalışıldığı bir oluşum. Örgüt güvenlik zorluklarına karşı birlikte hareket etmeyi önemsiyor. Terörle etkin mücadele müttefikliğin gereği. İsveç’ten de diğer NATO üyesi ülkelerinden beklediğimiz gibi değerlerimize saygı göstermesini ve pratikte görmek istemekteyiz. İsveç’in şimdiye kadar yaşananlardan ders çıkararak verdiği sözleri yerine getirmesini bekliyoruz.
'NATO GÜVEN VE DAYANIŞMA SİMGESİ'
“NATO güven ve dayanışmanın simgesi. NATO güçlü bir dünya için umut verici bir işaret. Gelişim ve dönüşümünü hiçbir zaman durdurmamalı. Yeni çıkacak tehdit ve sınamalara karşı mücadelesini sürdürmeli. Üye ülkeler arasında dayanışma güçlendirilmeli. NATO’ya üye devletlerle tehditlere karşı mücadeleyi olmazsa olmaz görüyorum.”
AK PARTİLİ VEKİL: BARIŞ İÇİN NATO LAZIM
AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin ise NATO’nun genişlemesini “değerli bulduğunu” söyledi. Şahin, şunları kaydetti:
“Ben NATO’nun genişlemesi ve barışın istikrarın tesisi bağlamında NATO varlığını önemsiyorum. Genişlemesini değerli buluyoruz. Birtakım çelişkileri ortadan kaldırmalıyız. İsveç terör örgütlerini finanse ediyor. Çelişkileri kendilerine ilettik izahını istedik. İsveç’in adımları değerli ama yeterli değil.”
CHP: DEĞERLİ ADIMLAR
CHP Muğla Milletvekili Sürreyya Öneş Derici komisyon sürerken yaptığı konuşmasında, “İsveç’in attığı adımlar değerlidir ama yeteli midir, komisyonca karar verilecek. Hem millet hem devletimizin güvenliği her şeyin önünde gelmelidir.” dedi.
İYİ Parti: Genişlemesine karşı değiliz
İYİ Parti Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, komisyonda yaptığı açıklamalarda “NATO’nun genişlemesinin karşısında değiliz ancak Macaristan’ın da bu anlaşmayı imzalamadığını görüyoruz. Bizim süreci hassasça takip edip somut adımların atılıp atılmadığını gözlemlememiz gerekiyor. Türkiye elindeki bu kartı kendi milli güvenlik çıkarları çerçevesinde iyi kullanmalı. PKK/YPG terör örgütüne yönelik somut adımların daha net açıklanması gerektiğini düşünüyoruz. Teklif geri çekilmeli. Buna rağmen bu bilgilerle olacaksa şerh koyacağımızı söylemek istiyorum.”
HEDEP şerh düştü
HEDEP Diyarbakır Milletvekili Berdan Öztürk, teklife şerh düştüklerini belirterek, “Güvenlik kaygıları NATO’nun genişlemesiyle giderilemez. İsveç ya da başka bir ülkenin NATO üyeliği savaş ve çatışma kaygılarını artırır. NATO’nun tarihte tanık olduğumuz genişleme stratejisinin savaştan başka bir şey getirmediğini görüyoruz. Şerh düşüyoruz.” dedi.
Tartışma çıktı
Komisyonda HEDEP ve AK Parti arasında “Kürt” tartışması yaşandı. HEDEP milletvekillerinin terör örgütü üyelerini “Kürtler” olarak nitelemesi üzerinde konuşan Fuat Oktay, İsveç’in NATO üyeliği anlaşmasına ilişkin, “Bu anlaşma Kürtlerle ilgili değil onlarca vatandaşımızın kanına mal olmuş terör örgütü ile mücadele ve daha sıkı işbirliği gerektiren bir anlaşmadan bahsediyoruz.” değerlendirmesi yaptı.
‘Teyzeler NATO’ya almayın dedi’
AK Parti Ankara Milletvekili Asuman Erdoğan da, “Etimesgut’tan teyzeler bugün Meclis’e ziyarete geldi. İsveç’in üyeliğinin görüşüleceğini söyledim. NATO’ya almayın vekilim dediler… FETÖ’den suçlar işlemiş insanların İsveç’te olduğunu bildiklerini söylediler. 15 Temmuz’da insanları katletmedi mi FETÖ? İsveç’in bunu anlaması gerekiyor.” dedi.
Komisyon toplantısının sona ermesinden sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Fuat Oktay “Sadece yasa değiştirmekle olmaz teröre finansmanın da kesilmesi… NATO güvenlik şemsiyesi. Henüz endişelerimiz giderilmiş değil. Şimdi değerlendirecek belki İsveç’ten yeni adımlar gelecek.” dedi.
REFERANDUMA GİDİLSE...
İsveç'in NATO'ya kabul gündemiyle ilgili Vatan Partisi, Yeniden Refah Partisi ve Saadet Partisi'nden de açıklamalar yapıldı.
Halil Özsaraç, 28 Mayıs 2022’den bugüne, “İsveç’in NATO’ya katılımı temalı bir tiyatro sergilendiğini” belirterek, teröre verdiği destek nedeniyle İsveç’in NATO’ya girişine direnç gösterisi yapan ve bunu 2023’te seçim yatırımı olarak kullanan AK Parti Hükûmetinin, veto edemediği katılım protokolünü TBMM’ye taşıdığını ifade etti. Özsaraç’ın değerlendirmeleri şöyle:
“Referanduma gidilseydi Türk milletinin ezici bir çoğunlukla veto edeceği bir konuda, top TBMM’de. Batılı politikacılara göre, İsveç’in NATO üyeliğine, artık ‘olmuş’ gözüyle bakılmalı. Emperyalist Batı, Meclisimizin NATO’culuğundan bir hayli emin. Batı’nın öngörüsünün gerçekçi olup olmadığını anlamanın en iyi yolu TBMM’deki siyasi parti programlarının NATO’cu olup olmadıklarını incelemeye almaktır. Sadeleştirerek aşağıya özetleyeyim.
PARTİ PROGRAMLARINDAKİ NATO
263 milletvekilli AK Parti programlarında NATO, Türkiye’nin vazgeçilmezidir.
130 milletvekilli CHP, -göğsünü gere gere- ‘NATO’culuğunu ilan etmiş’ bir partidir.
60 milletvekili olan HEDEP+DBP+Yeşil Sol Parti’nin programlarını çok kurcalamaya gerek yok; terörü uzun yıllardır destekleyen İsveç’in NATO üyeliği için çaba harcayacaklarını anlamak için kâhin olmaya gerek yok.
50 milletvekilli MHP’nin “Geleceğe Doğru” (2009) Programı’nda Batı’ya (ve NATO’ya) “soğuk” durduğu anlaşılmaktadır.
44 milletvekilli İYİ Parti de NATO’cu olduğunu açık açık yazmış.
20 milletvekilli Saadet Partisi’nin din savaşları yapan NATO’dan hoşnut olmadığı anlaşılmaktadır.
15 milletvekilli DEVA Partisi’nin de kendini NATO’cu ilan ettiğini görüyoruz.
5 milletvekilli Yeniden Refah Partisi, Saadet Partisi ile benzer şekilde NATO’nun İslam düşmanı olduğunu savunmuştur.
4 milletvekilli TİP, “NATO’dan çıkılacağını” ilan etmiştir.
4 milletvekilli Hür Dava Partisi de, Saadet Partisi ve Yeniden Refah Partisi’nin yorumlarına benzer şekilde, NATO’nun emperyalist kimliğinden ziyade “İslamiyet ile çatışması” sorununa odaklanmaktadır.
Yukarıdaki program özetlerinden görüleceği üzere; ABD, AB ve NATO’nun emperyalist politikalarını onaylamayan Türk milletinden oy alarak TBMM’de temsil görevlerinde bulunan 600 milletvekilinin çoğunluğunun üye oldukları siyasi partiler, esasında NATO ile olan dostluklarını gizlemeye bile gerek görmemişlerdir. Vatan Partisi’nin “Türkiye, NATO’dan çekilecek; emperyalist askerî ittifaklara katılmayacak” çizgisi ile benzerlik taşıyan veya farklı yönlerden de olsa bir miktar yaklaşabilen bazı fikirlere sahip çıkabilecek milletvekili sayısı azdır.
Yanılmayı çok istemekle beraber; TBMM’den, Türk milletinin yararına, yani emperyalizmi mutsuz edecek bir kararın çıkacağını düşünmüyorum. Esasında, “İsveç’in NATO üyelik başvurusu” tartışmalarının en nihayet TBMM’ye ulaşması, Türk milletinin acı gerçeğiyle de yüzleşmesini sağlamış oldu: “Emperyalizmi ve gözde örgütü NATO’yu kendisinden uzak tutma fikrindeki Türk milleti, TBMM’ye NATO’cu bir çoğunluğu yerleştirip duruyor.”
NATO belasından kurtulmak için, öncelikle “fikir ve eylem”i bir yerde buluşturmak gerekiyor. Bu buluşma noktasının adı Vatan Partisi’dir.
'İSVEÇ GERİ ADIM ATMADI'
Doğan Bekin, İsveç'in taahhütlerini yerine getirmediğini hatırlattı. Konuyu Türkiye'nin çıkarları penceresinde değerlendirdi. NATO ve İsveç'in terör örgütü PKK'ya yönelik tavrına da atıf yapan Bekin şunları dile getirdi: “Sayın Cumhurbaşkanımızın bazı istekleri vardı İsveç Hükümetinden. Şimdiye kadar tahminen bu isteklerin büyük çoğunluğunu yerine getirmediler. İsveç hiçbir geri adım atmadı. NATO üyesi olmamıza rağmen Kuzey Suriye’de yaşanan olaylar ve Türkiye’yi bölmeye yönelik ABD’nin başını çektiği Batı ittifakının bu konudaki yaklaşımları hiç de tasvip edilebilecek bir durum değildir. Ayrıca İsveç hükümeti NATO üyesi olamamasına rağmen Suriye’nin Kuzeyinde bazı unsurlara destek verdiğini biz uzun yıllardır dillendiriyoruz. Bu konuda Türkiye’nin daha sağduyulu politikalar takip etmesi ve son 10 yılda Ortadoğu’daki gelişmelerden büyük dersler çıkartıp, en son Gazze’deki olaylar da dahil dersler çıkartıp daha sağduyulu İsveç’in NATO üyeliğini reddetmesi gerektiğini ifade ediyoruz."
'ÇIKARLARIMIZ BATI'NIN ÜZERİNDE'
Bekin şöyle devam etti: "Türkiye üzerinde ileriye dönük projelerin önünü kesebilmek adına, her ne kadar bizim 5 milletvekilimiz varsa da, biz güçlü bir şekilde İsveç’in NATO üyeliğine karşı olduğumuzu ve ret oyu vereceğimizi ilan ediyoruz. İsveç’in yıllardan bu yana Türkiye aleyhine çalışmaları dikkate alındığında iyi niyetli olduğu söylenemez. NATO üyeliği gündeme geldiğinde Türk Büyükelçiliği ve camiler önünde polis eşliğinde Kuranı Kerim yakılması ve bu İslamofobi eylemlerini teşvik edici kararların ortaya konması göstergedir. Türkiye bu konuda ihtiyatlı davranmak zorundadır. Elbette Hükümet yetkilileri NATO ülkeleriyle görüşmeler yapacaktır. Şu anda İsrail örneği de ortadadır. Gelinen noktada Netanyahu ve İsrail’in son açıklamaları Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden bir aşamadadır. Türkiye'nin bağımsız bir politika sergilemesinde fayda görüyoruz. Kararımız kesindir. Türkiye’nin çıkarlarının İsveç, ABD ve diğer Batılı ülkelerinin çıkarlarının üzerinde olmasını önceliyoruz."
'1 MART GİBİ OLACAK'
Mustafa Kaya da henüz karar vermediklerini ancak İsveç oylamasında meşhur 1 Mart tezkeresinde olduğu gibi sonucun olumsuz olacağını söyledi. Partisinin komisyon toplantısında verilen bilgileri değerlendirerek tavrını ilan edeceğini bildiren Kaya şöyle konuştu:
"Saadet Partisi milletvekilleri olarak henüz karar vermedik. Dışişleri komisyonundaki bilgilere göre tavır belirleyeceğiz. Komisyondaki arkadaşlarımızın getireceği bilgilere göre görüşümüzü kamuoyuna açıklayacağız. Hükümetin gerekçelerini bitirmesini bekliyoruz. Ancak tabi ki de bireysel kanaatlerimiz var. İsveç oylamasında 1 Mart tezkeresi gibi bir sonuç olabileceğini düşünüyorum. Hükümet ne karar alırsa alsın sonucun olumsuz olacağını tahmin ediyorum."