Kuzey’den Filistin’e kuş bakışı
Halk Filistin ile dayanışmayı yükseltiyor. Parlamento, hükümet ve basın sessiz. Ne iktidardan ne muhalefetten açıklama var. Netanyahu gelip İsveç Parlamentosu Riksdagen’de konuşma yapsa ve ABD’deki gibi ayakta alkışlansa hiç şaşırmayacağım!
Birkaç gündür İsveç’teyim. Başkent Stockholm’de ve diğer kentlerde her gün Filistin için gösteriler yapılıyor. Ertesi gün gazetelere bakıyorum. Tek haber yok. Tek tük yorumlar var. Biri Filistin yanlısıysa beşi İsrail yanlısı.
Tuhaf bir durum. Halk Filistin ile dayanışma gösteriyor. Parlamento, hükümet ve basın sessiz. Filistinli önder İsmail Heniyye öldürülmüş ne iktidardan ne muhalefetten açıklama var. Netanyahu gelip İsveç Parlamentosu Riksdagen’de konuşma yapsa ve ABD’deki gibi ayakta alkışlansa hiç şaşırmayacağım.
Yürüyüşlerde taşınan sloganlara bakıyorum:
Sen neden kızmıyorsun? İsveç medyası ne zaman doğruyu yazacak? İsveç medyası “soykırım”a ne zamandan beri “anlaşmazlık” diyor? İsveç dayanışmasını ne zaman ekonomik çıkarla değiştirdi? İsveç parası ne zamandan beri İsrail’in uyguladığı soykırıma destek oluyor? Hükümetin ne zamandan bu yana tarihin yanlış yanında duruyor? İsveç neden soykırıma göz yumuyor?
Göstericiler, İsveç Parlamentosu önünde, İsveç Kraliyet Sarayı önünde, Stockholm merkezindeki ünlü Sergel Meydanı’nda, Kraliyet Parkı’nda ve daha birçok yerde toplanıyorlar, müzikler, şarkılar, ağıtlar ve konuşmalardan sonra yürüyüşler yapıyorlar.
Yüzlerce binlerce insan katılıyor.
BASIN SESSİZ... DOĞANIN KURALI MI?
Doğanın kuralı, “Güçlü olan kazanır” şeklinde özetlenir. Kıran kırana bir mücadele sürer gider. Tüm yaratıklar birbiriyle çatışır. Leylekle kartal kavga eder. Arslanlar, kaplanlar, çakallar, tilkiler, timsahlar, yılanlar, en azından yaşamak için mücadele eder, dövüşür, savaşır... Karınca kolonileri arasında bile savaş yaygındır. Kediler yaşam alanlarına giren diğer kedileri hoş karşılamaz...
Bu kural insan için de geçerlidir. Barış istemekle barış olmaz. Kişisel kavgalarda “ego”, kişisel çıkarlar, arsızlık, doyumsuzluk rol oynar. Başkasının hakkına saldırır. Saldırıya uğrayan kendini savunur. Tarih boyu kişisel kavgalardan çok kitlesel çatışmalar, savaş ateşleri dünyayı sarıyor, sarsıyor.
Emperyalizm ve işbirlikçilerinin kundakladığı ateşler nasıl sönecek?
ÖZNEL NİYETLER NESNEL ŞARTLAR
Ne var ki, savaşlar Nazım ya da başkası istedi diye ortadan kalkmıyor. Savaşlar ancak nedenleri ortadan kalkarsa önlenebilir. “Savaş”, “mücadele” anlamında her zaman gene sürecek kuşkusuz.
Bir yanda barış, dostluk, kardeşlik, paylaşım, dayanışma, eşitlik, adalet, refah, ferah, iyilik, sağlık, güzellik, hoşluk ... Öte yanda bunlara düşman, doyumsuz, aç gözlüler ve onların düzeni... Emperyalizm, karakolları, işbirlikçileri, PKK cinsi kara güçleri, tetikçileri... İyi-kötü, yin-yang, iki çizgi mücadelesi, sömüren-sömürülen, sömürge-sömürgeci, ezen-ezilen ve işgal edilen-işgalci mücadelesi...
Salt öznel düşüncelerimizle bunlara karşı duramayacağımız açıktır. Tek tek yurttaşların iyi niyetli, tanrının en iyi kulları olmak yetmez. Bu kuralın değişmesi için sömürü düzeninin kalkması, dünya nimetlerine herkesin ortak olması, güçsüzün güçlüye karşı korunması, dayanışma, empati şart. Ülke içinde ve dışında, karşı duran yurttaşlar arasında birlik, uluslararası dayanışma şart. Bu yurttaşların her yerde kendi yöneticilerini, kendi kamuoyu kurum ve kuruluşlarını yanlarına almaları şart.
Kendi çıkarları için, sömürü, insanları baskı altına almak, başkalarının malına, mülküne, ülkesine konmak, sömürmek, sömürgeleştirmek için egemen güçlerin ürettiklerini silahları ellerinden almak şart.
Parlamentoyu, hükümeti, adaleti, basını, devleti, orduyu emperyalizme bağlılıktan kurtarıp ulusallaştırmak şart. Her yerde “Yurtta barış dünyada barış” ilkesine her yerde uyulması şart. Uyulmuyorsa “Ya istiklal ya ölüm” ilkesi devreye girecek. Filistin’de olduğu gibi.
Bunlar olmadan ne Ortadoğu’da barış olur ne kendi ülkemizde ne de başka bir yerde.
İsrail her yıl işgal altında tuttuğu Filistin topraklarında binlerce konut inşa ediyor. Filistinlilerin topraklarına, binalarına el koyuyor, yerleşimcilere ağır, daha ağır silahlar veriyor. Filistinlilere sataşmalarına, saldırmalarına göz yumuyor...
Barış isteyen pek çok Yahudi de var. Haksızlıklara baş kaldırıyorlar. Karşı çıkanlar baskı görüyor.
İsrail’in her yeni cinayeti, her katliamı ve Gazze’deki soykırımı yüzyıllar sürecek düşmanlıklar yaratıyor.
İsrail, mazlumların zalimleri günün birinde mutlaka yeneceğini unutuyor.