İtalyan gazeteci Fabrizio Verde ile söyleşi: İtalya hangi cephede yer alacak
2019’da ‘Kuşak ve Yol Girişimi’ne katılan İtalya’da, üst düzey yetkililerin açıklamaları 4 yılın ardından anlaşmanın yenilenmeyebileceğine işaret ediyor. Aydınlık’a gelişmeleri değerlendiren İtalyan gazeteci, Kuşak ev Yol Girişiminin İtalya için faydalarını anlattı. Verde, ‘Roma çok dikkatli düşün
Ali Erdem Köz
ÇiN’in tarihi İpek Yolu üzerinde ticareti yeniden canlandırmayı hedeflediği “Kuşak ve Yol Girişimi”, Roma’da belirsizliğini koruyor. Kuşak ve Yol Girişimine (KYG) dahil olan tek G7 üyesi ülke konumundaki İtalya, Çin’le ilişkileri zarar görmeden bu girişimden çıkış yapmayı düşünüyor. 3-5 Eylül’de İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, Pekin’e yaptığı ziyaret öncesi ve sırasında verdiği mesajlarla dikkati çekti. Ziyaret öncesinde, İtalya’nın “beklediğini alamadığını” dile getiren Tajani, Pekin’de de “güçlü işbirliği” açıklaması yaptı. Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi ise Tajani ile görüşmesinde iki ülkenin de birbirine ihracatının arttığına işaret ederek, bu sonuçları üreten “kapsamlı stratejik ortaklığa” bağlı kalınması gerektiğini vurguladı.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni de G20 Liderler Zirvesi’nde Çinli mevkidaşı Li Çiang ile görüştü. İlişkileri derinleştirmeyi vurgulayan Meloni, yakın zamanda Çin’e ziyaret planı olduğunu ifade etti. Aynı dönemde İtalya’nın popüler gazetelerinden Corriere della Sera gazetesinde, Meloni-Li görüşmesine ilişkin haberinde Çin Başbakanı’nın İtalyan mevkidaşını, “Kuşak ve Yol Girişimi”nden ayrılmayı yeniden düşünmeye davet ettiği ancak Meloni’nin Li’ye ayrılma niyetlerini aktardığı öne sürüldü.
Yaşanan son gelişmeleri ve İtalya hükümetinin tavrını, İtalya’nın en büyük internet gazetelerinden l’AntiDiplomatico’nun Direktörü Fabrizio Verde ile konuştuk.
-
İtalya, Kuşak ve Yol Girişimi’nden ayrılıyor mu? Meloni Hükümetinin gündemine bu konu neden ve nasıl geldi?
İtalya İpek Yolu’ndan çekilecektir. Beklendiği üzere Meloni hükümeti, Ukrayna konusunda da görebileceğimiz gibi, aşırı Atlantikçi bir yaklaşım benimsemiş ve Roma hükümeti Rus düşmanı Polonyalılarla aynı pozisyonda yer almıştır. Anlaşmaya göre, “bu Memorandum beş yıllık bir süre için geçerli olacak ve taraflardan biri diğer tarafa en az üç ay önceden yazılı bildirimde bulunarak feshetmediği sürece otomatik olarak beş yıl için yenilenecektir.” Dolayısıyla, Aralık 2023’e kadar İtalyan hükümetinin gerekli parlamento sürecinden geçtikten sonra anlaşmadan çekildiğini bildirmesi gerekecektir.
MELONİ ALTERNATİF YOLA İMZA ATTI
Meloni, projeden vazgeçme kararının ardında yatan nedenin “ekonomik kolaylık” olduğunu iddia ederek ABD’nin herhangi bir müdahalesini ya da baskısını reddetti. Çin’in dünyanın en büyük ihracatçısı olduğu ve tek başına küresel ekonominin yüzde 20’sinden fazlasını temsil ettiği düşünüldüğünde, bu ekonomik kolaylık iddiasının mutlaka incelenmesi gerekecektir. Çin aynı zamanda İtalya için bir yıl içinde üç katına çıkarak 3,3 milyar dolarlık bir rekora ulaşan ithalatta da çok önemli bir rol oynamaktadır. Gerçekte Meloni, ABD’nin herhangi bir müdahalesini inkâr etmek için acele ettiğinde, Pekin ile memorandumdan vazgeçme emrinin Washington’dan geldiğini dolaylı olarak kabul etmektedir. Anlaşmanın imzalandığı I. Conte hükümeti döneminde ABD, İtalya gibi bir G7 üyesinin ABD ve vasal devletleri tarafından benimsenen Çin ile çatışmacı yaklaşımdan sapmasından duyduğu rahatsızlığı gizlememiştir. Meloni hükümeti ayrıca ABD, Suudi Arabistan, AB, Hindistan, Almanya, Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri ile birlikte İpek Yolu’na alternatif olarak Hindistan-Ortadoğu-Avrupa ekonomik koridorunun büyük altyapı projesine ilişkin anlaşmayı imzaladı. Seçim zaferinin ertesi günü Meloni, hükümetinin dış politikasıyla ilgili olarak şunları söyledi “Bizim iktidarımızdaki İtalya asla Batı’nın zayıf halkası, bizi kötüleyenlerin çok sevdiği güvenilmez ülke olmayacaktır. Güvenilirliğini yeniden tesis edecek ve çıkarlarını savunacaktır.” Adil ve paylaşılabilir bir kavram ancak gerçekle çatıştığı aşikâr. Bunun yerine gerçeklik bize Avrupa kafesine hapsolmuş, ABD ve NATO’nun isteklerine boyun eğen bir İtalya’dan bahsediyor. Roma, İpek Yolu anlaşmasından vazgeçiyor, buna Washington’da karar veriliyor. Meloni, İtalya’nın sınırlı egemenliğe sahip bir ülke olduğunu teyit etmektedir.
KUŞAK VE YOL GİRİŞİMİ’NİN İTALYA İÇİN KAZANÇLARI
İtalya’nın Kuşak ve Yol Girişimi’ne (BRI) katılımı, kendi çıkarlarını ilerletme hedefiyle birlikte önemli sonuçlar ve hedefler taşımaktadır. İtalya’nın bu girişime katılımının önemini ve hedeflediği kazanımları anlamak için göz önünde bulundurulması gereken bazı temel hususlar şunlardır:
Ekonomik Faydalar: İtalya’nın KYG’ye katılımı ekonomisini güçlendirmeyi amaçlamaktadır. İtalya, KYG projelerine aktif olarak katılarak ekonomik avantajlar elde etmeyi öngörmektedir. Bu avantajlar arasında yeni pazarlara erişim, İtalyan mal ve hizmetlerinin ihracatını arttırma ve ülkeye önemli miktarda Çin yatırımı çekme potansiyeli yer almaktadır. Bu tür ekonomik çabalar, İtalya’nın ekonomik refahı için çok önemli olan büyümeyi teşvik etme ve istihdam fırsatları yaratma potansiyeline sahiptir.
Altyapı Geliştirme: İtalya, altyapısını geliştirmek için KYG’den yararlanmayı hedeflemektedir. Ulaşım, enerji ve telekomünikasyon altyapısına yönelik yatırımlar iç bağlantıları önemli ölçüde geliştirebilir ve KYG katılımcısı diğer ülkelerle ticaret bağlantılarını güçlendirebilir. Bu sadece İtalya’nın altyapısını modernleştirmekle kalmaz, aynı zamanda onu KYG güzergâhları boyunca hareket eden mallar için hayati bir geçiş noktası olarak konumlandırır.
Ticaretin Genişletilmesi: İtalya Kuşak ve Yol Girişimi’ni ticaret ağlarını genişletmek için bir kapı olarak görmektedir. Girişim, KYG koridorları boyunca yer alan Asya ve Afrika ülkeleriyle ticaretin artırılması için fırsatlar sunmaktadır. İhracat pazarlarını çeşitlendirmek ve geleneksel ticaret ortaklarına bağımlılığı azaltmak, İtalya’nın ekonomik direncini artırabilecek stratejik bir hamledir.
Stratejik Konum: İtalya’nın KYG’ye katılımı, özellikle Avrupa ve Akdeniz bölgesindeki stratejik konumunu güçlendirmektedir. İtalya, KYG projelerine aktif olarak katılarak kendisini Çin ürünlerinin Avrupa’ya girişinde kilit bir giriş noktası olarak konumlandırabilir. Ayrıca, Akdeniz bölgesindeki ticaret ve yatırım faaliyetleri için kritik bir merkez haline gelebilir ve jeopolitik önemini artırabilir.
Siyasi ve Diplomatik Bağlar: İtalya, Kuşak ve Yol Girişimi aracılığıyla Çin ile ilişki kurmanın daha güçlü siyasi ve diplomatik ilişkiler geliştirmek için bir fırsat olduğunun farkındadır. Bu angajman, bölgesel istikrar gibi acil konuların ele alınması da dâhil olmak üzere küresel ölçekte işbirliğini kolaylaştırabilir. Çin ile daha yakın bağlar, İtalya’nın dış politika gündemi için faydalı olacak işbirlikleri ve müzakerelere kapı açabilir.
Sonuç olarak: İtalya’nın Kuşak ve Yol Girişimi’ne katılımı ekonomik büyüme, altyapının geliştirilmesi, ticaretin çeşitlendirilmesi, jeopolitik konumlanma ve diplomatik işbirliğini kapsayan çok yönlü bir girişimdir. Her bir projenin ayrıntılarının incelenmesi ve uzun vadeli etkilerinin değerlendirilmesi elzem olmakla birlikte, Kuşak ve Yol Girişimi’nden tamamen vazgeçilmesi, özellikle Çin’in dünyanın lider ekonomisi olmaya hazırlandığı bir dönemde, bu potansiyel avantajların kaybedilmesi anlamına gelebilir. Bu nedenle, İtalya’nın katılımının fayda ve sakıncalarını dikkatle değerlendirmesi ve ulusal çıkarları ve stratejik hedefleriyle uyumlu bir denge kurmaya çalışması akıllıca olabilir. Ekonomist Pasquale Cicalese’nin l’AntiDiplomatico’da belirttiği üzere, İtalya’nın Çin’e ihracatı Ağustos ayında -yüzde 15 olarak gerçekleşmiştir ve İpek Yolu anlaşmalarının iptali henüz gerçekleşmemiştir. Dolayısıyla Roma çok dikkatli düşünmeli ve ateşle oynamamalı.
L’AntiDiplomatico’nun Direktörü Fabrizio Verde: Roma, ABD’ye ve G7’deki muadillerine tabiDünya
