12 Ocak 2025 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İttihat ve Terakki’nin mirası

Hürriyet Devriminin 113. yıl dönümündeyiz. Hürriyet Devrimini sadece 'demokrasi', 'insan hakları', 'özgürlük' gibi kavramlarla ifade etmek yetersiz kalır. Bu kavramlar tek bir temelde anlam kazandı: Milli bilinç ve vatan için mücadele

İttihat ve Terakki’nin mirası
A+ A-
KAAN ARSLAN

Hürriyet Devrimi’nin yıl dönümünde devrim kadar, devrimi yapan İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC)’nin bıraktığı mirası da konuşmak önemlidir. 24 Temmuz 1908’de ilan edilen Hürriyet Devrimi’yle bir devir kapandı, kısa süre deneyimlenen Meclis yeniden açıldı. Meşrutiyet ilan edildi.

İttihatçılar, devrime giden süreç ve sonrasında yaptıklarıyla bir kesimin takdirini kazanırken bir kesimin de hâlâ tepkilerine maruz kalıyor.

Ortaya çıktığı koşullar ve Türk milletinin kurtuluş ateşini yakmaları dolayısıyla İttihat ve Terakki’nin Türk devrim tarihindeki yeri tartışılmaz bir gerçektir.

İttihat ve Terakki’nin mirası, sonraki dönemde Atatürk’e ve bugün dahi bizlere ışık tutmaktadır.

DOĞRU ÇİZGİDE MÜCADELE

1889’da Askeri Tıbbiye’de 5 öğrenci tarafından kurulan İTC, Sultan Abdülhamit’in istihbaratçılarına yakalanmamak için önce gizli toplantılar yapıyordu. Zamanla adını duyurup büyümeye başlayınca sadece yurtta değil Avrupa ülkelerinde de örgütlenmeye başladı.

Paris, Londra, Cenevre gibi şehirlerde çıkardıkları gazeteleri insanlara ulaştıran İttihatçılar burada fikirlerini geniş çevrelere yaymayı başardı. 1900’lerin başlarına gelindiğinde İttihatçılara çok sayıda katılım oluyordu.

Tam bu dönemde İttihat ve Terakki içinde iki önemli kanadın fikirleri öne çıkıyordu. 4-9 Şubat 1902 tarihleri arasında düzenlenen I. Jöntürk Kongresi’nde Ahmet Rıza’nın önderliğini yaptığı “merkeziyetçi” kanatla Prens Sabahattin’in önderliğini yaptığı “adem-i merkeziyetçi” kanat arasında sert tartışmalar oldu. Ahmet Rıza’nın çizgisi, merkeziyetçi, halktan yana bir yapıyı savunuyordu. Prens Sabahattin’in çizgisi ise Batı yanlısı ve liberaldi. Osmanlı’nın çürüyen sisteminin yerine liberal sistem getirmek istiyordu. Bugünün sözde demokrasi ve insan hakları savunucularının bir asır önceki temsilcisi Prens Sabahattin’di. Ahmet Rızalar, esas olarak Batı sömürgeciliğine karşı tutum almışlardı.

Neticede 5 gün süren kongrede merkeziyetçi çizginin zaferi geldi. Ahmet Rızaların çizgisinden gelen Talat Paşa da ileride Hürriyet Devrimini yapacak, İTC’yi iktidara taşıyacak ve Türk milletinin Milli Kurtuluş Mücadelesi’nin fitilini ateşleyen kadroda yer alacaktı.

Mustafa Kemal de aynı çizgiyi benimsediği için İttihat ve Terakki içerisine girdi. O geleneği sürdürenlerden biri oldu.

İttihat ve Terakki’nin mirası - Resim: 1

Hürriyet kahramanı Resneli Niyazi Bey ve yanında hiç ayırmadığı geyiği.

SÖZDE DEĞİL PRATİKTE FEDAİLİK

İttihatçılar hatta Jöntürkler için en çok “fedailik” sözcüğü kullanılır. Jöntürkler fedaidir. Yurdun dört bir yanını arşınladılar, her türlü cefayı çektiler. Büyük bir fedai geleneği yarattılar. Ama bu fedailiğin lafını bir kere bile etmediler. Günümüz tabiriyle “edebiyatını” yapmadılar. Onlar için bu bir görevdi. Görevlerini yerine getirince bir diğeri için kolları sıvıyorlardı.

Mithat Paşa, sadrazamken Taif zindanlarına cesurca gitti. Mehmet, Reşat, Nuri Beyler Paris’te devrim mücadelesine katılırken belki de geri dönmeyi bile düşünmediler. Namık Kemal, yaşadığı onca sağlık sorununa rağmen hayatının son anına kadar görevden kaçmadı.

Talat Paşa bütün hayatında diken üstündeydi. Vatanına geri dönmek için gün sayıyordu. Ermeni terör çetelerinin tehditlerine rağmen Almanya’da da mücadeleden vazgeçmemişti.

Enver Paşa, Cemal Paşa, Nuri Paşa, Halil Paşa, Hafız Hakkı Paşa, Resneli Niyazi hep kelle koltuktaydı. Hepsi Birinci Dünya Savaşı’nda cephede en önde savaştı.

Mustafa Kemal de o geleneğin temsilcilerindendi. Çanakkale’de Mehmetçikle birlikte en önde koştu düşmanın üstüne. Kurşun da yedi. Ama bir gün bunun “edebiyatını” duymadı yakınındakiler ondan. Fedailikte yoktur geriye dönüp bakmak. Hareket hep ileri doğrudur.

ARASIZ DEVRİMLERİN ÖNÜNÜ AÇTI

Pek yazıp çizilmez. Aydınlık, Teori gibi yayın organlarında okuyabilirsiniz sadece. Atatürk Devrimlerinin pek çoğunun öncülünü İttihat ve Terakki döneminde görürüz.

Devletçi ekonominin ilk adımları, Birinci Dünya Savaşı döneminde atıldı. Ordunun modernleştirilmesi, eğitimli subayların ordu kademelerine yerleştirilmesi yine bu dönemde başladı. Dilin herkesçe kolay kavranabilir olması için ilk çalışmalar da bu dönemde yapıldı.

Büyük bir savaş döneminden geçilmesine rağmen kültürel faaliyetlerden geri durulmadı. Bizzat Enver Paşa’nın 1917 yılında Şişli’de kurdurduğu atölyede dönemin önde gelen ressamları çalışarak Milli Mücadeleyi anlatan resimler yaptı. Atölyeden toplamda 143 tablo çıktı.

Milli bilincin her alanda yayılması için yürütülen devrimsel çalışmalar Cumhuriyet döneminde de devam etti. Atatürk ve dönemin devrimci kadrolarının kararlılığıyla birlikte arasız devrimler süreci başladı. İttihat ve Terakki’nin yarattığı birikimi sürdüren kadrolar, Cumhuriyet Devrimlerini yarattı.

İttihat ve Terakki’nin mirası - Resim: 2

İkinci Meşrutiyet'in ilanını anlatan bir kartpostal. Kartpostalda kadının zincirlerinin kırılması, özgürleştirilmesi ve yukarıda kadın biçiminde meleğin "özgürlük, eşitlik, kardeşlik" yazılı pankart tutması dikkat çekiyor.

HÜRRİYET DEVRİMİNİN ANLAMI

Hürriyet Devriminin 113. yıl dönümündeyiz. Hürriyet Devrimini sadece “demokrasi”, “insan hakları”, “özgürlük” gibi kavramlarla ifade etmek yetersiz kalır. Bu kavramlar tek bir temelde anlam kazandı: Milli bilinç ve vatan için mücadele.

Hürriyet Devrimi’ni İttihat ve Terakki’nin mirasıyla anmak gerekir. O mirasa sahip çıkanlar Hürriyet Devriminin kazanımlarını sürdürebilirler.

Bu büyük devrimin önderleri Talat Paşa, Enver Paşa, Resneli Niyazi, Mustafa Kemal ve isimlerini yazmaya kağıtlar yetiremeyeceğimiz kahramanlarımızı saygıyla anıyoruz.

O miras emin ellerde!

Son Dakika Haberleri