Dervişoğlu: Cumhurbaşkanı adayı çıkarabiliriz
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday çıkarabileceklerini söyledi. Dervişoğlu, 'Kendimizi doğru anlatmak adına bir Cumhurbaşkanı adayı çıkarmamız da muhtemel olabilir' dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavvat Dervişoğlu, "Anket şirketleri iki CHP'li belediye başkanı üzerinden değerlendirmeler yapıyorlar. Kendimizi doğru anlatmak adına bir Cumhurbaşkanı adayı çıkarmamız da muhtemel olabilir" ifadelerini kullandı.
Erken seçim tartışmaları sürerken İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığı hakkında dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. EKOL TV'de Armağan Çağlayan'ın Sorgusuz Sualsiz programında konuşan Dervişoğlu, Erdoğan'ın yeniden aday olamaması gerektiğini savundu.
Kendi adaylarını çıkarabileceklerini ifade eden Dervişoğlu, "Yarınlarda ne olacağı belli değil. Bugünün şartlarına bakarak yarınları tanzim etmeye yönelik bir planlama içerisinde değiliz" ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Kimler birbiriyle yarıştırılıyor bakmak lazım. Yarıştırılan adaylardan bir tanesi Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Bana göre aday olamayacak bir isim. Aday olamayacak bir ismin yarıştırılması kabul edilebilir değil. Anket şirketleri iki CHP'li belediye başkanı üzerinden değerlendirmeler yapıyorlar. Sanki orta yerde bir konsensus oluşmuş, angajmanlar tamamlanmış gibi bir hissiyat oluşturuyorlar. Oysa yarınlarda ne olacağı belli değil.
'ADAY ÇIKARABİLİRİZ'
Kendimizi doğru anlatmak adına bir Cumhurbaşkanı adayı çıkarmamız da muhtemel olabilir. Bugünün şartlarına bakarak yarınları tanzim etmeye yönelik bir planlama içerisinde değiliz. Benim asıl meselem vatandaşın, ülkenin, cumhuriyetin hali ne olacak?"
'UYGULAMA YANLIŞ'
"DEM’e uzatılan elden sonra zannediyorum ki saray değişimi, o uzatılan elin neye mal olduğunu görmüştür. Dolayısıyla bir mesaj vermek ihtiyacı hissetmiş olabilir. Bu niyetlerinin farklılaştığı anlamına da gelmez. Bu alanı doldurabilecek yeni stratejiler düşünceden eyleme elbette ki geçirilebilir. Dolayısıyla o duruma bakıp böyle bir sonuç çıkarmanın çok doğru olduğu kanaatinde değilim ama hem ben hem partim kayyuma karşıyız. Demokratik hak ve hürriyetlerinin doğru bir biçimde kullanılmasının önünü kesen bir şey. Ama bu hükümetin iş başına geldiği günden beri de sürekli yaşanılan bir durum. Eğer bir belediye başkan adayını Kandil'de belirler, seçime sokarsınız; ondan sonra da bunun terörle iltisakına istinaden onu görevden alır, yerine hukukun yapması gerekeni yapmayıp işin idareye bırakarak, belediye meclisinin içinden bir belediye başkanı seçme imkanı dururken; vali atamak, kaymakam atamak ya da işte bir idari görevliyi o makama atamak çok doğru bir şey değil. Mahkeme kararı olmadan belediye başkanının görevden alınması, onun yerine valinin ya da bir kaymakamın ya da bir mülki görevlinin atanması kabul edilebilir bir şey değil. Ama bu DEM’e de siyasi sahada bir söylem avantajı getiriyor. Devletin böyle bir hakkı terör örgütleriyle iltisaklı yapılara tanımaması gerekiyor. Doğrusunu isterseniz uygulama yanlış."
'İP ATLASINLAR DİYE GÖNDERMEDİM'
"Subliminal mesaj verme alışkanlığı yüksektir. Sayın Bahçeli’ye bütün bunları yapıyor diye benim kendisine olan saygımla azalmış değil. Ama benim ülkeme ve bayrağıma duyduğum saygı bütün saygıların fevkinde bir saygıdır. Dolayısıyla birisi bir yanlış iş yaparsa ben o yanlışlığa her yerde karşı çıkarım. Kişilerle olan münasebetim de bunu etkilemez. Konuyu magazinleştirmek ve ucuzlaştırmak için yapmış olabilir. Ama ben o ipi atarken al bunu başının ucuna as, madem ki bugün milat diyorsun o zaman bugünün de bir anısı olsun dedim. Yoksa o ipi ben ip atlasınlar diye göndermedim. Yani yeni oyunlara bir temel teşkil etsin diye göndermedim. Dolayısıyla geçmiş dönemlere de atıfta bulundum. Ya dün yaptığın yanlıştı ya bugün yaptığınız yanlıştır diye ifadelendirmeye çalıştım. İp bana ait olan bir şey değil onun Erzurum Meydanı’nda attığı ipi emanet alıp kendisine iade etmiş oluyoruz. Ayrıca asmasından hiç müzdarip değilim. Ama ben genellikle bir düşünceyi yaşama geçirirken objelerden değil dilden yararlanırım. Diliyle söyleyecek şeyi kalmayanın obje ve nesnelerden istifade etme alışkanlığını da hoşgörürüm”
CHP'YE 'NORMALLEŞME' TEPKİSİ
“Ben de bir muhalefet partisi genel başkanıyım. Dolayısıyla görevim muhalefet ile uğraşmak değildir ama Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin 2024 yerel seçimlerinden sonra bir büyüye kapıldığını, o büyünün ortaya çıkardığı siyasi şehvetle hareket ettiğini söyleyebilirim. Elbette ki hamleler düşünülmüştür ama normalleşme ve yumuşama denince bizim koymuş olduğumuz tepkinin çok doğru anlaşılması lazım. Çünkü Türkiye'de normalleşmeyi talep edenler anormalleştirenler, yumuşamayı isteyenler de sertlik yanlıları olanlardı. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi'nin yönetim kadrolarının, başta genel başkanları olmak üzere; o gelişmeyi çok doğru okumalı ve buna göre bir yol haritası tanzim etmeyi becerebilmeliydi. İktidarın değirmenine su taşıyacak adımların atılmasına vesile olduklarını söyleyebilirim ama olup bitenden bir ders çıkarmalarını icap ettiğini de ifade etmekte yarar görüyorum."