İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'ndan 'İbrahim Reisi' açıklaması
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin şehadetiyle ilgili 'Yaşadığımız coğrafyanın jeopolitiğinden kaynaklı riskler ve emperyalist güçlerin bölgemizdeki oyunlarının çeşitliliği münasebetiyle rivayetler pek tabiidir ki muhtelif olacaktır' ifadelerini kullandı
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. İbrahim Reisi ve beraberinde heyetin şehadetiyle ilgili konuşan Dervişoğlu, "İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’ye ve refakatindeki devlet ricaline yüce Allah’tan rahmet, İran halkına da sabır ve başsağlığı dilerim. Bu olay herhangi bir Avrupa ülkesinde yaşansaydı, hiç şüphe yok ki, olduğu gibi kabullenilir spekülasyonların konusu olmazdı. Ama takdir edersiniz ki; yaşadığımız coğrafyanın jeopolitiğinden kaynaklı riskler ve emperyalist güçlerin bölgemizde sahneye koymak istediği oyunların çeşitliliği münasebetiyle rivayetler pek tabiidir ki muhtelif olacaktır. Türlü türlü senaryolar anlatılacak suikast veya saldırı ihtimalinden bahsedilecek bölge devletlerinin stratejileriyle ilişkilendirilecek İran’ın iç dengeleri bahse konu edilecek emperyal güçlerin plan ve hesapları tartışılacak, tamamı kabul ya da ret edilemeyen komplo teorileri üretilecektir." ifadelerini kullandı.
'BÖLGENİN SİGORTASI TÜRKİYE'DİR'
Dervişoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"İşin ilginç yanı ortaya atılan bu iddialar geliştirilen teoriler bölgemize yakışacak ve yabancı düşmeyecektir. Çünkü bu bereketli coğrafya asırlardır büyük oyunların oynandığı ve üzerinde yaşayan milletlerin bir türlü huzur bulamadığı bir satranç tahtasına dönüştürülmüştür. Emperyalist devletlerin kıymetli taş vatanlarını kader belleyenlerin ise piyon sayılacağı bir büyük oyun planlanmıştır. Ancak yaşanan her olay göstermiştir ki bölgenin yegane sigortası büyük Türk milleti ve onun kurduğu Büyük Türkiye Cumhuriyeti'dir."
SİNAN ATEŞ AÇIKLAMASI
Her darbe bir vesayet kattı hayatımıza. 2005 yılında vesayetten doğanlar, FETÖ vesayetini armağan ettiler Türkiye’ye. Çıkarları çatışınca, 17/25 Aralık’tan sonra FETÖ ile sözde mücadele edenlerin vesayeti başladı. 15 Temmuz’da, hain darbe girişimi sonrası ise olağanüstü hal vesayetiyle tanıştık. Son olarak 24 Haziran 2018’de, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin yarattığı tek adam vesayeti çöktü tüm kasvetiyle üzerimize. Daha kötüsü ise her vesayet döneminin muktedirlerine göre karar veren, Türk yargısının durumu idi.
FETÖ ile sözde mücadele edenlerin, senin FETÖ'cün, benim FETÖ'cüm borsasında yatırımı muktedirlere yapan yine yargı idi. OHAL’de ise önce yaşları kurutup sonra hepsini ateşe verdi. Tek adam sisteminde Sinan Ateş’in kanıyla iddianame yerine hatır senedi yazan da o senedi cirolayan da yine yargı idi.
KOBANİ DAVASI KARARLARI
6-7-8 Ekim ile ilgili dava ise 7 yıl sonra açıldı. Gecikmenin sebebi ayrıntıda gizlidir. Zira açılım sürecinin tarafları hatırlatılmasını sevmezler ama ben unutturmayacağım, o ağalar Dolmabahçe’de 6-7-8 Ekim’den 4 ay sonra 28 Şubat 2015’te buluşup sonrasında da 'barış bildirisi' okudular. Yani sanıklar ve iktidarın siyasi temsilcileri önce uzlaşmaya oturdular, sonra bozuştular. Mahkemenin gerekçeli kararını merakla bekliyoruz. Ülkemizi ateşe çevirmek isteyenlere verilen cezaları ayrıca değerlendireceğiz. Ama onlarla Dolmabahçe’de pazarlık edenleri de asla unutmayacağız."