'Abla, kardeş' birbirine düştü! Akşener'den İmamoğlu'na 'billboard' tepkisi: Eş başkanlık deyince alınıyorlar
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, seçim afişlerinin billboardlara asılmamasına tepki gösterdi. Akşener, Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesiyle ilgili de 'Yargıtayın, Anayasa'yı tanımayarak yol açtığı, hukuk skandalına; maalesef, Türkiye Büyük Millet Meclisi de, eşlik etmiş oldu.' dedi.
İYİ Parti'nin 31 Mart 2024 yerel seçimlerine "hür ve müstakil" girme kararının ardından "Abla-kardeş bir gün çözeriz o işi." diye açıklamaya yapan Ekrem İmamoğlu ile Meral Akşener'in arasını "billboard krizi" bozdu. Ankara, İzmir ve İstanbul'da İYİ Parti'nin kiraladığı billboardları engelleyenin "Saraçhane" olduğunu ifade ederek Ekrem İmamoğlu'nu işaret eden Akşener, partisinin grup toplantısında sert açıklamalarda bulundu. Akşener, Can Atalay kararı nedeniyle Yargıtayı da hedef aldı.
Meral Akşener'in konuşmasından satırbaşları şöyle:
CAN ATALAY AÇIKLAMASI
"Gazi Meclisimizde yaşananlar, bize; 100 yıllık Cumhuriyetimizin, hukuk devleti ilkesinin; ne denli büyük bir tehdit altında olduğunu; bir kez daha gösterdi. Bildiğiniz gibi; Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi; Anayasa Mahkemesinin, Can Atalay için verdiği, hak ihlali kararını; tanımamakta inat ederek, bir anayasal devlet krizini tetiklemişti.
"Bugüne kadar, yargı kurumları arasında süren, bu uyumsuzluğa; maalesef dün akşam; Türkiye Büyük Millet Meclisi de, dahil oldu. Yargıtayın, Anayasa'yı tanımayarak yol açtığı, hukuk skandalına; maalesef, Türkiye Büyük Millet Meclisi de, eşlik etmiş oldu. Yürütmenin, yargının üzerindeki, siyasi baskısından; maalesef yasama da, payını almış oldu… Ve gelinen noktada; Ülkemizde, aylardır süregelen, anayasal devlet krizi; Gazi Meclisimizden çıkan, Can Atalay'ın, milletvekilliğinin düşürülmesi kararıyla birlikte; artık ülkemizi, anayasasız bir devlet olma, tehlikesine doğru, sürüklemeye başladı…
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, grup toplantısında Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine tepki gösterdi. Yargıtayı hedef aldı. Anayasayı tanımamakla suçladı. pic.twitter.com/o7wLrI4eCu
— Aydınlık (@AydinlikGazete) January 31, 2024
'BİLLBOARD' TEPKİSİ
"İYİ Parti olarak, haftaya; ilginç, ve bir o kadar da, manidar bulduğum, bir olayla başladık… Gerçekten ibretlik bir manzarayla karşı karşıyayız… Görünen o ki; Görüşleri fark etmeksizin; siyasetteki herkes, bizden çok rahatsız! İktidar, kurulduğumuz günden beri, bizden çok rahatsızdı; zaten biliyorduk… Eski HDP’liler, yeni DEM’liler, zaten ezelden beri, bizden çok rahatsızdı; onu da biliyorduk… Son dönemdeyse; artık açıkça görmeye başladık ki; meğer, ana muhalefet partisi de, bizden, çok rahatsızmış!... Hal böyleyken; ittifak sisteminden beslenen, bu kadar çok aktörü; aynı anda, rahatsız ediyorsak; Bu ne demektir, biliyor musunuz? Milletimiz için, çok doğru şeyler yapıyoruz demektir!
"Önümüzde, yeni bir engel var: Bugün de; birileri istiyor ki; bilbordsuz, seçim kampanyası yapalım!
'SARAY DEĞİL, SARAÇHANE'
"Ama bu defa, öncekilerden farklı ve ilginç olarak; Önümüze, bu engeli çıkartan; iktidar değil, ana muhalefet! Bizi sansürlemek isteyen; Saray değil, Belediye! Bizi engellemeye çalışan; Beştepe değil, Saraçhane! Yaa, ne kadar da ilginç değil mi?... 'Hadi canım, o kadar da olur mu?' dediğinizi, duyar gibiyim… Heyhat, oluyor. Maalesef oluyor…
'BELEDİYE SANSÜRÜ'
"Şimdi gelin size, olayın detaylarını anlatayım. Ekranda, gördüğünüz görseller; yerel seçim kampanyamızın, ilk aşaması için hazırladığımız; bilbord görselleri… 4 sloganımız var: Birincisi; 'Tek adam baskısına da; eş başkan kavgasına da; mecbur değilsin!' İkincisi; 'Cumhuriyete savaş açana da; teröre alan açana da; mecbur değilsin!' Üçüncüsü; 'Yandaş medyaya da; yoldaş medyaya da; mecbur değilsin!' Dördüncüsü; 'Hain diyene de; cahil diyene de; mecbur değilsin!' Muhteremlerin, büyük karın ağrısının sebebi, işte bunlar… Bir tane de, benden olsun; beşinciyi de, ben eklettim: Saray sansürüne de; Belediye sansürüne de; mecbur değilsin!
'İSTANBUL'DAN TELEFON GELMİŞ'
"Her siyasi parti gibi, biz de; seçim kampanyamızın hazırlıklarını, tamamladıktan sonra; bir şirketle anlaşarak; Ankara, İstanbul ve İzmir’de, bilbordlar kiraladık. Şirketle yaptığımız, anlaşmaya göre; standart bir uygulamayla, belediyelerden, onay alındıktan sonra; billboardlarımız, geçtiğimiz Pazar akşamı asılacak; Pazartesi sabahı da, sokaklarda görünür olacaktı… Ama ne oldu, biliyor musunuz? Bilbord görsellerimiz baskıya gitti. Ancak ne hikmetse; Basımı yapılan bilbordlarımızın, fotoğrafları çekilip; birilerine gönderilmiş. Sonra da; 'İstanbul’dan', şirkete bir telefon gelmiiiiiş… Peki telefonda, ne denmiş, biliyor musunuz? 'Bunları asmayacaksınız.'
'EŞ BAŞKANLIK DİYİNCE ALINIYORLAR'
"Üstelik, sadece İstanbul’da değil; Ankara ve İzmir’de de asılmayacakmış… Yaaa… Sonra da, eş başkanlık deyince alınıyorlar… Gelen bu telefonun üzerine; şirket de haliyle, korkmuş, tedirgin olmuş… Biz, zaten; şirkete telefon açan, bu fevkalade cabbar arkadaşları; kapalı kapılar ardında, aslan kesilip; iş icraata geldiğinde ise; meydana çıkmaya, cesaret edemeyişleriyle tanıyoruz.
'DEM'Lİ KAFALARIN, KUYRUĞUNDAN AYRILMAZ'
"Mesela bunlar, lafa gelince; En büyük Atatürkçü, kendileriy-'miş' gibi yaparlar… Ama bir taraf; Atatürk’ümüze düşman, hangi onursuz varsa, onunla birlikte yol yürürken; Diğer taraf ise; Malum şer odağına, şirin gözükmek için; İsmini, bizzat Atatürk’ün verdiği vilayetimizin, adını bile söyleyemez! Mesela bunlar, lafa gelince; Cumhuriyet’imize, sahip çıkıyor-“muş” gibi yaparlar…Ama bir taraf; Federasyon ve özerkliği, dilinden düşürmeyen; HÜDAPAR’la, el ele tutuşurken; Diğer taraf ise; Cumhuriyeti, 100 yıllık yıkım ve zulüm olarak gören; DEM’li kafaların, kuyruğundan ayrılmaz!
"İktidarın, yıllardır pazarladığı; 'AK Parti işi demokrasi' trenine de, bine bine; hem de, birinci sınıf bilet alıp ana muhalefet partisi binmiş!"