İyimserlik kapısı: Güzel günlerin açılışı olsun

Sanatçılar, bir arada olmanın güzelliği ve dayanışma duygularıyla hazırlandıkları sergi için; “salgın günlerinden umuda açılan kapı” vurgusu yapıyorlar.

‘Bahara Doğru’ sergisinin açılışı, sıkı salgın önlemleri altında, 13:00 – 19:00 saatleri arasında yapılacak. Açılış programında saat 15:00’da, Selin Ercan ve Göksenin Aday’ın piyano dinletisi yer alacak. Sergi 5 Mart 2021 tarihine kadar ziyaretçilerine açık olacak. Daha önce yine EKM’de, 29 Ocak’ta “Bahara Doğru” ismiyle resim, heykel ve fotoğraf karma sergisi düzenlenmişti. “Güzel günler için sanatçılar yine işbaşında” diyerek ilki düzenlenen serginin ikincisinin, topluma umut olması hedefleniyor.

Erkan Yücel Kültür Merkezi

Osmanağa Mah. Halitağa Caddesi Kıvanç Sokak 4/1 Kadıköy-İstanbul

Sanatçıların sanata, insana ve geleceğe ilişkin değerlendirmelerini sunuyoruz:

Zafer Bilgin

İNSANOĞLUNUN OLAĞANÜSTÜ MÜCADELESİ SONUÇ VERİR

Merih Yıldız (Ressam): Çok zor zamanlardan geçtiğimiz tarihi bir yıl yaşıyoruz. Doğa bütün insanlığa acı bir ders verdi ve bir kez daha dersini alan insanoğlu uyanış ve aydınlanma yaşayarak yenilendi. Artık insanlık olarak, doğanın bir parçası olduğumuzun ve birbirimize ihtiyacımız olduğunun acı bir tecrübeyle daha çok farkındayız. Nihayet birbirine tutunan insanoğlunun olağanüstü mücadelesi sonuç getirdi, aşı bulundu. Koronavirüs, dizginlenerek kontrol altına alınabildi. Artık baharın yaklaştığı bu zamanlar, birbirimize tutunarak başardığımız hayatta kalma mücadelesinde sanatla güç toplama zamanı. Bu bahar, yeni hayatımızın ilkbaharı ve ilk çiçeklerini "Bahara Doğru" ismiyle 17 Şubat'ta gerçekleşecek sergimizle açıyor. 17 Şubat yeni ve çok daha güzel günlerin açılışı olsun...

Büşra Kuruçay: Sanat, varlığın bir ispat halidir. Estetik bileşenler ile işbirliği içindedir. Sanat, sanatçının karakterinin ve bilinçaltının kavramlarla ve olgularla zenginleştirilerek sanatın herhangi bir dalına izdüşümüdür. Bu yansımayla da eser, sanatçının varlığına dair bir kanıta dönüşür. Sanat anlayışımı yansıtan yapıtımla Bahara Doğru sergisinde yer alıyorum.

50 YILLIK BİRİKİM VE SALGIN TABLOSU

Mehmet Alagöz: 50 yılı aşan sanat hayatımda belli dönemler olmuştur. Gölgeler serisi, sanat hayatımın ilk döneminde henüz İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenci iken başladı. Almanya’da olduğum uzun yıllar bir kenarda durdu. 2010 yılında Türkiye’ye geri döndükten sonra gölgeler teması altındaki resimlerimde çeşitli aralıklarla tekrar başladı. Bu resimlerde insan silüetleri düz bir zemin üzerine çeşitli büyüklüklerde ritmik bir kompozisyon olarak yerleştirildi. Gençlik yıllarında yapılan “Gölgeler” adlı resimlerde köyde çocukluk yıllarında yaşadığım travmalar ve korkular ortaya çıkar. Özellikle 2020 yılında yapılan gölgeler serisinde ise bu yılda ortaya çıkan koronavirüs ve pandemi konusu öndedir. Yeni resimlerde düz arka zemin bırakılmış, buraları da çeşitli renk yüzeyleri ile parçalanmıştır.

YAŞAMA DÖNMEMİ BOŞ TUVALLERE BORÇLUYUM

Gökhan Eken (Ressam): Tüm dünya insanları büyük bir belirsizliğin ve karanlığın içinde. Filmlerde gördüğümüz, tarihten okuduğumuz benzer kıyamet hikâyelerini ilk defa bu kadar derinden deneyimledi bütün insanlık. Bu karanlık dönemi maalesef ben de derinden yaşayanlardanım. Virüsün bünyeme nüfus etmesinin ardından her geçen gün daha da kötüye giden sağlığım, beni solunumumun durma noktasına kadar getirdi. O an derin bir nefesin ne kadar kıymetli olduğunu anlamış oldum. Yatakta ve oksijene bağlı olarak geçirdiğim on gün boyunca hem yaşama tutunmak için gayret gösterdim, hem de hayatımın o anına kadar yaptığım, yapamadığım pek çok şeyi düşünme fırsatı buldum. Hastaneye kaldırılmadan önce sipariş ettiğim yeni tuvallerim gelmişti ama elimi bile sürmeme fırsat olmadan kötüleşmiştim. Düşündüğüm şeylerden birisi işte o boş tuvallerdi. Yarım kalma ya da yarım bırakma duygusu insana gerçekten acı veriyor. Biraz da o boş tuvallere borçluyum belki hayata yeniden dönmeyi. Böylesi zor zamanlarda insana umut veren tutkularının olması çok değerli. Sanat da bunlardan birisi. Bu süreçte kendini yenileyen, izleyicisiyle yeni buluşma alanları yaratan sanatçılar, evlerinden çıkamayan insanlara da bir umut oldular. İzleyiciler bu sayede belki de hiç görmedikleri tiyatro oyunlarını, izlemedikleri filmleri, konserleri, gezemedikleri sergileri ve müzeleri deneyimlediler. Dilerim en kısa sürede insanlık bu badireden kurtulacak. Ve geriye dönüp bakıldığında insanlığın gördüğü, anımsadığı umut verici şeylerden birisi de sanatçıların izleri olacak.

ZORLUKLARA RAĞMEN SANAT YENİDEN ÜSTÜN GELECEK

Mert Ergün (Heykeltraş): Genç bir sanatçı olarak pandemi süreci içerisinde çalışmalarıma durmaksızın devam ettim. Bu süreç içerisinde oluşacak olan zorluklara rağmen sanat yeniden üstün gelecektir. Biliyorum ki sanatçı toplum içerisinde bulunan gizleri ifade edebilen, olacak olanı herkesten önce öngörüp sezinleyebilendir. Son dönem çalışmalarıma bakıldığında kadını sade anlaşılır bir form ile ifade etmekteyim. Kadının güçlü, düşünceli, kurucu yapısını ele alarak doğa ile bütünleştirmekteyim. Bir çok usta isminde katılacak olduğu “Bahara Doğru 2” adlı karma sergisinde yer almaktan mutluluk duyuyorum.

Mustafa Günen (Ressam): Büyük Patlama olarak uzaydaki bir yeri değil, evrenin tarihindeki bir anı adlandırıyoruz. Hali hazırdaki evrende bir genişlemenin merkezini tanımlayan özel bir nokta olmadığı gibi, Büyük Patlama’nın gerçekleştiği özel bir nokta da yoktur. Evren genişliyorsa, neye doğru genişliyor? Hiçbir şeye. Evrenden söz ederken, onun bir şeylere doğru genişlediğinden söz etmenin gereği. Bu sergiyi de salgın sonrası umut ve büyük patlama olarak nitelendiriyorum.

Ertuğrul Bulut (Fotoğraf): İnsan kalabalıklar içinde yalnız. Yalnızlığın ve yitirdiklerimizin peşindeyim. Küçük insanın büyük öyküsü beni çekiyor. Gerisi boş bana göre.

Zeynep Toker (Ressam): Ruhlarımız her daim bir arayış içerisindedir. Onu besleyen noktayı bulduğumuzda peşini bırakmadan ömürlerce koşasımız gelir. Sizlerin de öyle olmuyor mu? Hadi bir düşünelim... Kiminiz için yemek pişirmek, kiminiz için doğa ile bir olmak... Ve aslında birçoğunuz için de sevmek... Bir insanı, bir hayvanı, bir düşünceyi veya bir sanatı. Ruhumu besleyen şeyin sanatım olduğunu anladığımda bu işin akademik eğitimini almaya karar vermiştim. Lisansımı Geleneksel Türk Sanatları üzerine yaptım. Yeter mi? Yetmedi elbette. Şimdilik yedi yılımı verdim bu sanata. Şu anda da Geleneksel Türk Sanatları üzerine yüksek lisans eğitimim devam etmekte. Sanat derya ise biz bir küçük kum tanesi. Bu zorlu pandemi sürecinde herkes gibi bizler de birçok konuda tıkandık. Zira sanatçının ve sanatseverlerin bir araya gelmesi muazzam bir kavuşma. Sanatçının en büyük mutluluklarından biri hislerini, ruhunu, düşüncelerini, dolayısıyla eserini topluma aktarıp geri dönüşler alabilmesidir. İbni Sina'nın dediği gibi, "Bilim ve sanat takdir edilmediği yerden göç eder". Ve nihayetinde buluştuk. Birçok farklı disiplinlerden oluşan bu karma sergide bulunmak benim için tarif edilmez bir mutluluk. Bunca zorluklardan, kaygılardan ve kırılmışlıklardan sonra, hep birlikte, sanat ile, aşk ile yeniden Bahara Doğru...