İzlenim: Yetkililer göreve
Antalya Kültür Sanat'ta Amber'le Çıkmak filmini seyrettim. Filmin konusu şöyle: İrlanda'da lisede okuyan biri kız biri erkek 17 yaşında iki genç.
Amber'in babası intihar etmiş. Annesiyle birlikte yaşıyan Amber anarşist. Londra'da yaşamayı düşlüyor. Bunun için annesinin karavanını liseli gençlere fuhuş için kiraya verip para biriktiriyor. Erkeklerden hoşlanmıyor, cinsel tercihi kızlar. Lezbiyen eğilimler taşıyor, bunu saklamıyor. Cesur ve savaşçı bir genç kız görüntüsü veriyor.
Gelelim Eddie'ye. İki erkek kardeşten büyüğü. Babaları asker. Aile Eddie'nin de asker olmasını istiyor ve onu ordunun sınavlarına hazırlıyor. Anne ve baba arasında duygusal boşanma gerçekleşmiş ve yatakları ayırmışlar. Eddie eşcinsel (gay) eğilimler taşıyor, bunu saklıyor ve bastırıyor. Kendisine "Ben eşcinsel değilim." diye telkinlerde bulunuyor. Amber kadar cesur (!) ve savaşçı (!) değil. Teslimiyetçi ve uzlaşmacı.
EŞCİNSEL DEĞİLSEN HOMOFOBİKSİN
Okulda Amber ve Eddie dışında neredeyse herkes heteroseksüel. Bu iyi ama hepsi de homofobik. Eşcinsel olduklarını tahmin ettikleri için Amber ve Eddie'ye sözel şiddet uyguluyorlar. Kendi heteroseksüel ilişkilerinde ise sevgi yok, aşk yok, bağlanma yok, saygı yok. Birbirlerini salt cinsel obje olarak gören, çetelesine bir kertik daha atmak için cinsel deneyim yaşayan zavallı insanlar topluluğu. Amber'in karavanının müşterileri.
İşte böyle bir ortamda, homofobik şiddetten kendilerini korumak isteyen Eddie ve Amber heteroseksüel sevgili taklidi yapıyorl ama sürdüremiyorlar. Amber kendisine hemcinsi bir sevgili buluyor. Korkak Eddie ise asker olmak üzere birliğine teslim olacakken Amber yetişiyor, başkalarına fuhuş yaptırarak biriktirdiği parayı Eddie'ye veriyor ve onun da tercihinin netleşmesini sağlıyor. Eddie eşcinsel olduğunu nihayet (!) kendisine itiraf ediyor, asker olmaktan vazgeçiyor, ailesini terk ediyor ve eşcinselliğini özgürce yaşamak üzere trene binip Londra'ya gidiyor.
BÜYÜKLER İZLEYİCİ
Filmde iki anne, bir baba ve bir de öğretmen olmak üzere dört yetişkin var. Hepsi seyirci. Çocuklarının durumuna üzülüyorlar ama müdahalede bulunmuyorlar. Öğretmen ise kendi çıkarlarının peşinde. Filmde ruh sağlığı yerinde olan, rol model alınabilecek tek kişi yok. Konuyu Sayın Cumhurbaşkanımızın, Kültür ve Turizm Bakanımızın, Milli Eğitim Bakanımızın, Cumhuriyet Savcılarımızın dikkatlerine sunuyor, göreve davet ediyorum.