22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İzmir Körfezi’nde kirlilik

İzmir'in Balçova ilçesinde flamingoların da aralarında bulunduğu çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapan Çakalburnu Lagünü'nün bir bölümü, havaların ısınmaya başlamasıyla deniz yosunuyla kaplandı.

İzmir Körfezi’nde kirlilik
A+ A-

Kirliliğe bağlı olarak deniz suyundaki azot ve fosfor miktarının artmasıyla meydana gelen ve en son geçen yıl sonbaharda etkili olan yosunlar, yeniden İzmir Körfezi'nde yayılmaya başladı.

Halk arasında "deniz marulu" olarak da bilinen deniz yosunları, özellikle iç körfezin güneyinde İnciraltı kıyılarındaki Çakalburnu Lagünü'nü yeşile bürüdü. Flamingo başta olmak üzere çok sayıda kuşun yaşadığı lagünde, suyun yüzeyi deniz yosunlarıyla örtüldü.

ARITILMAYAN SULAR TETİKLİYOR

Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi ve Algal Teknoloji Laboratuvarı Koordinatörü Prof. Dr. Meltem Conk Dalay, özellikle endüstriyel ve tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu bölgelerde deniz yosunu oluştuğunu söyledi. İnciraltı'nda azot ve fosfor giderimi yapılmadan denize dökülen suların bu duruma neden olduğunu anlatan Dalay, "Azot ve fosforca zengin arıtma tesisi çıkış suları ve akarsularla körfeze taşınan gübreli tarım arazisi suları, deniz marulu için son derece elverişli koşullardır. Ulva popülasyonu, kontrolsüz koşullarda bozulup kokuşmalara ve çevrede rahatsız edici sonuçlara yol açmaktadır." dedi.

Deniz yosununun ekonomik değeri bulunduğuna da işaret eden Dalay, şöyle konuştu:

"Bununla beraber aslında deniz yosunları faydaya dönüştürülebilecek bir biyokütledir. Biyogaz, biyodizel gibi sürdürülebilir yakıtların üretiminde kullanılabilirliğinin yanı sıra yem, gıda, kozmetik amaçlı kullanımları mümkündür. Ağır metal analizleri yapılmak koşuluyla biyogübre olarak kullanılabilir. Kontrollü üretimleri gerçekleştirilebilirse hem bu sular körfeze ulaşmadan arıtılır hem de elde edilen ulvalar ekonomiye kazandırılabilir."

Prof. Dr. Dalay, bu amaçla, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile iş birliği halinde yürütebilecekleri bir proje hazırladıklarını sözlerine ekledi.

HALİL FİDAN – AA
İzmir balçova kirlilik