İzmir’in Kiraz’ında ve Beydağ’ında çiçekler açıyor-1: Mandacı iktisatçıların ders alması gereken köylü
Anlatıyoruz, Üretim Devrimi programımızı onaylıyor köylü. Ama kafasına takılan en ufak şeyi de soruyor mutlaka. Mesele bunu uygulayacak iktidar meselesi. O noktada da herkes net. 'Görev bizim olduğu kadar sizin de' diyoruz. Üreticilerin Milli Hükümeti olmadan bu iş olmaz.
30 Aralık 2022 Perşembe günü yaptığımız basın açıklamasında Vatan Partisi İzmir İl Yönetimi olarak 2022 yılında “İzmir’de Vatan Partisi rüzgarı hatta fırtınası ettireceğimizi” ilan ettik. İddialı bir çıkış! Belki ilk duyulduğunda sadece bir coşku yaratma amacı olduğu izlenimi doğabilir. Halbuki bu iddianın çok sağlam bir temeli var. Daha yılın ilk 15 gününde yaşadığımız tecrübeler bunu bize kanıtladı. Bu yazımızda kanıtları sizlerle paylaşacağız.
İKİ ÇİZGİ MÜCADELESİYLE ÇELİKLEŞEN ÖRGÜT
Partim, İzmir İl Başkanlığı görevini önerdiği vakit büyük bir hevesle kabul ettim. Bir Ege çocuğu olarak yakından takip ettiğim İzmir’in vatansever, devrimci birikiminin hep ayırdındaydım. Daha da önemlisi İzmir’in kökü 60’ların üretici eylemlerine kadar giden Aydınlıkçı geçmişi vardı. Yakın zamanda ise Dr. Rıfat Mutlu önderliğinde İzmir örgütümüz İki Çizgi Mücadelesi sürecinde en sert çarpışmalardan bazılarını yaşadı. Bu mücadele sonucu İzmir İl Örgütünüz partiyi paçalarından tutup, çekiştirerek gerileten unsurlardan kurtuldu. Sağlam bir çekirdek, büyümeye hazır taş gibi bir liderler örgütü taşındı 2022 yılına.
Sayın Mutlu, teslim aldığımız bayrağı daha yukarı taşıma şansını, engelleri önceden ortadan kaldırarak bize verdi. İzmir’in 7 ateşten geçen kadrolarını arkanıza almışsanız, aşılmayacak dağ yoktur zaten.
SORUNDA YANGIN ÇÖZÜMDE OLANAK
Sağlam bir çekirdek varsa etrafınıza güç toplayabilirsiniz. Bu ihtimali büyütense nesnel koşullardır. Türkiye’nin:
- Üretim Devrimi’ne mecbur olduğu bir dönemde olmasak;
- Atlantik Sistemi’nden kopuşu ve Asya’ya yönelişi hızlanmasa;
- ABD aparatları PKK ve FETÖ’yü ezme eylemi gerçekleşmese;
- Kemalist Devrimi tamamlayarak yaratılacak çağdaş toplumu kendini dayatmasa;
“Öncü Parti iktidara yürüyor” tespiti havada kalırdı. Bu devrimci koşulların, Vatan Partisi’nin gücünü aritmetik değil geometrik olarak katlayacak noktaya getirdiğini görüyoruz. Bu noktada İzmir, 4 maddede özetlediğimiz konular açısından sorunda yangının, çözümde olanakların, Türkiye’de en çok hissedildiği İl olduğunu söylersek yanılmayız.
İLK KURŞUN İZMİR’DEN
Öncü Parti, sağlam kadrolar, nesnel koşullar hazır olduğunda, işi iyi planlama, örgütleme ve disiplinle uygulama iradesi belirleyicidir. İzmir İl Yönetimi olarak mart ayında yapacağımız İl Kurultay’ına kadar geçecek 2 ay için sıkı bir çalışma programı oluşturduk. Özellikle ocak ayı için bir dakika boşluk bırakmadığımız bir takvim belirledik. Yönetim Kurulu’nda oy birliğiyle kabul ettiğimiz yıllık bütçe doğrultusunda mâli çalışmayı planladık.
İçine girdiğimiz yoğun pratiğin doğru yönde ilerlemesi adına “Üreticilerin Milli Hükümeti İçin İlk Kurşun İzmir’den” dedik. Siyasi, ideolojik mücadele hattını tespit eden, çalışma tarzımızda eksiklikleri gidermeye dönük yapılacakları tanımlayan 9 maddelik bir düzeltme harekatını başlattık:
- İdeolojik sağlamlık.
- Liberalizme geçit yok.
- Kararlı devrimcilik.
- Kolektif önderlik.
- Uzun soluklu mücadele.
- Ruhu insancıl.
- Şiarı Üretim Devrimi.
- Ufku Avrasya.
- Netice İktidar.
'KİRAZ' MEVSİMİ
Kiraz, Genel Başkan Yardımcımız ve Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı’nın memleketi ve bir önceki seçimde Belediye Başkan Adayı olarak çok başarılı bir çalışma yürüttüğü bir ilçe. Öncü Kadın İzmir İl Örgütü Kadro Toplantısı için İzmir’e geleceğini ve uygunsa Kiraz ve Beydağ ilçelerinde çalışma yürütmemiz halinde katılabileceğini söylediğinde bir saniye düşünmeden kolları sıvadık.
Parti İzmir’den bir atılım yapacaksa bunun başlangıç yeri lüks semtler ya da gökdelenler içinde olamazdı. Oralarda değil, İzmir’de çiçekler dağlarda açardı biliyorduk. Üretim Devrimi’nin ateşleneceği odak emekçi yatakları olacaktı. Yoksul, çalışkan ve emekçi köylülerin, nüfusun 4/5’ini kapladığı Kiraz, mevcut iklimin en uygun mevsimine sahipti.
10 Ocak 2022 günü, yönetim kurulumuzla kararlaştırdığımız planlama çerçevesinde, 11-13 Ocak 2022 tarihleri arasında 3 gün için Küçük Menderes bölgesindeki ilçelerde çalışmak üzere yola çıktık. Çalışmanın merkezine Kiraz ilçemizi aldık.
İĞDELİ’DE BİZİ AZARLAYAN KÖYLÜ
Kiraz’a gitmeden önce İlçe Yöneticilerimizle, köylerde bulunan üyelerimizle görüşmeler yaptık. 11 Ocak akşamı İğdeli’de Köy Temsilciliği kuruluş toplantısı yapmaya karar verdik. 3 gün sonraki toplantı için en az 5-6 köylü olur denildi. Biz de beşken on oluruz yirmi oluruz. Önemli olan bir çekirdek oluşturmak dedik. Akşam 19.30’a koyduğumuz toplantı için bizi ilçe merkezinde uyaran muhtarlarımız 8, 8 buçuktan önce gelemezler. Acele etmeyin boş yere dediler.
İlçe Başkanımız Özkan Karatepe, Genel Başkan Yardımcımız Meltem Ayvalı, Kıdemli Partilimiz Eski Köylü Bürosu Başkanımız Mustafa Güleç, İl Örgütlenme Bürosu Başkanımız Ali Erdem Köz, Öncü Gençlik Yöneticimiz Halil Yiğit Gök ve Kiraz’lı partililerimizle beraber saat: 20.15’te köy kahvesine geldik.
Ne beşi ne onu 35-40 köylü gelmişti. Gelmişti diyorum. Çünkü bir kahve ziyareti değildi bu. Biz gelmesek o akşam kapalı olacak bir kahvede, Köy Temsilciliği kuruluş toplantımıza gelmişlerdi. Daha ilk şoku atlatamadan bir köylü yüksek sesle çıkıştı: “45 dakika beklettiniz bizi, iktidar olunca ne kadar gecikeceksiniz” dedi. “Kusur bizim. Komşu köyünüzün muhtarının sözüne uyduk. Ama dersimizi aldık iktidar olunca hangi saatte dediysek o anda orada olacağız” dediğimizde alkışlar ve gülüşmeler geldi.
Herkesle selamlaştık. Daha ilk sözümüz “Size sıkıntıları anlatmaya gelmedik, siz yaşıyor, bizden iyi biliyorsunuz” bitmeden başka bir köylü söz aldı. “Biz bittik. Bu maliyetlerle biz nasıl üretelim...” Sonra diğeri “Çözüm konuşalım çözüm...” Sonra öbürü “Müsade edin dinleyelim arkideşleri...” Bu konuşma tartışma biçimi sonraki 4 saat boyunca sürdü. Dikkatinizi yeniden çekiyorum 4 saat!
'30 YIL ÖNCE TRAKTÖR KASASINDA…'
İl başkanı konuşur, partinin çözümlerini pür dikkat dinleyen köylü en devrimci fikirlere alkış tutar. Aydınlık’ın “3 kaynak” manşetinde sıralanan çözümlere “İşte bu!” der. Can kulağıyla dinlerken laf gübre fiyatlarına gelince köylü itiraz eder. “Gübre fiyatı dediğinizden çok arttı. Daha geçen hafta aldım.”, “Biz internetten bakıyoruz tabi sizden öğrenmeye geldik düzeltelim” deriz. Başka bir köylü araya girip katkı yapar. “Fiyat hem yükseldi. Hem de daha da yükselir diye satmayanlar var.”
Sonra Genel Başkan Yardımcımız söz alıyor. Zaten köylü bizim kızımız diye bakıyor Meltem Ayvalı’ya. Bir kısmı da seçimde oy vermediği için pişman gözlerle. “Biz hata yaptık. Bunlara oy vererek” diye özeleştiri veren köylü de var. Masaya yumruğunu vurup “30 sene önce Tütün Mitinginde dinlemiştim Perinçek’i. O gün de aynı konuşuyordu, bugün de. Hep üreticinin yanındaydı.” Turuncu-beyaz yörük poşusunu düzeltip bir yumruk daha sallıyor. “Top sahasının orda traktör kasasının üstünden konuşmuştu. Hiç unutmuyorum.”
Partimizin 50 yıllık mücadele tarihinde Kiraz’da bıraktığı izler derin. Tütün, süt mitingleri, Genel Başkanımız Dr. Doğu Perinçek’in bölge gezileri nedeniyle partinin itibarı büyük. Başka bir köylü “Ankara’da mitinge gelmiştik, Çiller hükümeti zamanı. 2 kişi bu köyden geldik. Biri ben.” deyip göğsüne vuruyor gururla.
ZAMANI GELEN DOĞRU
40 yıllık Aydınlıkçı, köylünün derdini aynı dertleri yaşadığı için bizden iyi bilen Mustafa Güleç söz alınca köylü daha da pür dikkat kesiliyor. Öyle yürekten konuşuyor ki Güleç, köylü onunla bir nefes alıp veriyor. “40 yıldır size geliyoruz. Bize hep doğru söylüyorsunuz ama daha sizin zamanınız değil dediniz. Ha şimdi o zaman geldi” deyince Güleç. “Doğru diyorsun Mustafa abi”, “Çok haklısın Mustafa abi” sözleri ardı ardına geliyor.
Üretim Devrimi, iç politika, dış politika… Köylünün kafası berrak. “ABD baş düşman, Amerikancılarda çözüm yok”, “İran, Rusya, Çin dostluğu şart, Suriye krizi çözülmeli!”, “Aksi halde ucuz mazot alamayız, sarı inciri kime satıyoruz, satacağız belli...”
Mesele iç siyasete gelince bir köylü diyor “CHP’nin, İyi Parti’nin tek sözü var: Hemen seçim, erken seçim! Çözümün ne, adayın kim? diyene de ‘Onun için erken’ diyorlar. Bizi aptal mı sanıyor bunlar” Diğer köylülerin bir kısmı gülerek doğrularken, bir kısmının tepesi atıyor. “PKK’nın uzantısı HDP ile bir olandan başka ne beklersiniz” dediğimizde hepsi “Tabi, doğru, kesinlikle” diyerek destek oluyor.
“Vatan Partisi iktidar olunca…” bütün sorular bu şekilde soruluyor. İktidar olma kısmına ilişkin şüpheyle değil, yapılacaklara dair merakla geliyor sorular.
Anlatıyoruz, Üretim Devrimi programımızı onaylıyor köylü. Ama kafasına takılan en ufak şeyi de soruyor mutlaka. Soba ortada çıtır çıtır yanarken konuşuyor köylümüz: Kilosu 80 kuruşa meyve suyu fabrikasına vermek zorunda kaldığı elmaların para etmemesinden canı yanmış köylünün derdi bununla kısıtlı değil. “Öylesine güzel, bereketli, büyük, suluydu ki elmalar… İçim acıdı. Onu çocuklar yese ne mutlu olurduk” diye de dertleniyor.
“Bizden 3 liraya alınan mal şehirde 18 kira oluyor. Onu satın alan insana da yazık değil mi?” diyor köylü. Niye düzgün bir Hal Yasası yapılmıyor diye kızıyorlar. Sonra aracılara sinirleniyor bir köylümüz. Diğer köylümüz “Yahu mazot bir bize mi arttı. Nakliye yapan ne yapsın. Onlara kızmakla olmaz. Deler yapacak bu işi” diyor.
Asya’ya satılacak tarımsal ürünlerden açılıyor konu. Çin Halk Cumhuriyeti’nde artan iç talebi ve İspanya’dan, İtalya’dan aldıkları zeytinyağının fiyatını aktarınca bir köylü “Biz onların yarı fiyatına satsak bayram ederiz diyor..”
Başka bir köylü ise şunu soruyor. “Vatan Partisi iktidar olunca olur bu iş. Ama o zaman da iç piyasa da yağın fiyatı artar. Ona çözümünüz var mı?” Köylü bencillikten öyle uzaklaşmış ki, her meselede bütün Türkiye’yi bütün üreticileri gözetiyor. Çoğu “iktisatçı”nın aklına geç gelecek soruyu “tak” diye soruyor. “Devlet üretimi planlayacak, iç talebi gözetecek, üretimi artırmak için 2B arazilerini köylüye verecek, zeytin diktirecek. 5 yıllık, 10 yıllık planlarla hareket edilecek” diye yanıtladığımızda ancak ikna oluyor. Onayı öyle veriyor.
KÖYDE DEMOKRASİ ŞÖLENİ
Çözüm de Üretim Devrimi programında uzlaşıyoruz. Mesele bunu uygulayacak iktidar meselesi. O noktada da herkes net. “Görev bizim olduğu kadar sizin de” diyoruz. Üreticilerin Milli Hükümeti olmadan bu iş olmaz. Onun için de önce bu köyde Vatan Partisi Temsilciliği açacağız. Temsilci belirleyelim. Partiye üye olmadan, elini taşın altına koymadan olmaz” diyoruz.
İşim gerisini de yapmaya niyetliyiz. Ama köylü bize bırakmıyor. Eski muhtar Barış Top öneriliyor temsilcilik için. Bize fırsat vermeden, yörük poşulu amcamız “Hadi oylayalım o zaman. Kabul edenler?” diye sorarak oyluyor. Bütün eller havada. Oy birliğiyle temsilci seçiliyor.
Sonra üyelik formları dolduruluyor. Rozetler takılıyor. Fotoğraflar çekiliyor. Gece yarısına kadar süren bu muazzam tecrübe hepimizi öylesine etkilemiş durumda ki bitsin istemiyoruz. Biz köylüden, köylü bizden öğrendi. Şimdi, önümüzde Kiraz’da dev bir Üretim Devrimi Kurultayı yapma görevi var. Herkes heyecanlı ve hazır.
DEVAM EDECEK...