Japonya'da Türk esnaflar yeni normale adapte olmaya çalışıyor

Salgının, 2008'deki finansal kriz ve 2011'deki deprem ve tsunami felaketi sonrası süreçle kıyaslanmayacağını belirten Çolak, bölgelerindeki birçok dükkanın kapandığını anlattı.

Çolak, “O dönemlerde hiçbir şey yaşamamışız. Şu an herkes zorda. Emlakçım, bizim bölgemizde son bir haftada 180 dükkanın boşaldığı bilgisini verdi.“ ifadesini kullandı.

Salgında merkezi hükümetin küçük ve orta büyüklükteki işletmelere yönelik hazırladığı mali destek paketlerine değinen Çolak “Krediler olmasaydı ayakta duramazdık. Kar etmiyor, zarar ediyoruz. Süreç uzarsa restoranları kapatmayı düşünebiliriz. Kolay vazgeçmek istemiyoruz.“ diye konuştu.

SOSYAL MEDYA ETKİSİ VE PAKET SERVİS

Tokyo’nun Şimo-Kitazawa semtinde Türk lokantası işleten Orhan Karasalih, “Evde kal“ çağrıları üzerine işletmesinde küçülmeye giderek erken tedbir aldığını söyledi.

Karasalih, “Mart ayı itibarıyla personelimi işe çağırmadım. Kendim çalıştım. Nisan-mayıs boyunca yaklaşık 60 gün müşteri kabul edilmedi, sadece paket servis hizmeti verdik.“ dedi.

Bulunduğu muhitte Japon mutfağı dahil çoğu restoranın geçici kapandığını kaydeden Karasalih, “Açık kalmamızın amacı, mali olarak eksiye düşmemekti ancak yine de zarar gördük.“ diye konuştu.

İki ay boyunca “gel-al“ ya da “eve paket“ hizmeti sunduğunu belirten Karasalih, bu süreci sosyal medya sayesinde avantaja çevirdiklerini dile getirdi.

HAVALANDIRMA, MASKE VE HİJYEN

Karasalih, “yeni normal“ tedbirleri olarak işletmesini havalandırma ekipmanıyla takviye ettiğini, sürekli maske kullanıldığını ve hijyene daha çok önem verildiğini kaydetti.

Karasalir, ikinci dalga riskine rağmen piyasanın pandemi öncesine dönmesine yönelik umudunu koruduğunu ifade etti.