John Watson kimdir? Psikoloji bilimine katkıları neler?
John Watson kimdir? Psikoloji bilimine katkıları neler? Hangi okullarda okudu? Nereli?
9 Ocak 1878’de Güney Karolina’da Greenville yakınlarında doğdu. Annesi çok dindardı, babası ise annesinin tam tersiydi. Watson 13 yaşındayken, babası başka bir kadınla kaçtı ve bir daha geri gelmedi. Uzun yıllar sonra Watson ünlü ve zengin birisi olduğunda, babası onu görmek için New York’a geldi. Fakat Watson babasını kabul etmedi. Greenville yakınlarında tek odalı bir okulda ilk eğitimine başladı. Aşırı dindar, tutucu bir ev içinde yetiştirilmesine karşın karakterinin sürekli bir parçası olarak bir başkaldırı çizgisi geliştirdi. Watson’ın o yıllarda bir suç eyaletinde yaşadığı söylenebilirdi. Çeşitli kavgalara karıştı ve biri şehir sınırları içerisinde ateşli silah kullanmaktan olmak üzere iki kez tutuklandı.
Düşük lise notlarına karşın, 16 yaşında Greenville’in Furman Üniversitesi’ne kabul edildi. Orada kendini yetenekli ve zaman zaman çalışkan olabilen bir öğrenci olarak kanıtladı. Bu okuldan mezun olduktan sonra Chicago Üniversitesi'nde yüksek lisans düzeyinde eğitim almaya başladı. Öğrenimini bitirmesi üzerine, Watson hem psikolojide hem de nörolojide birçok iş teklifi aldı. Aralarında en çekici olanı Chicago’da deneysel psikolojide bir yardımcı öğretim üyesi olarak kalmaktı. 2 yıl sonra Johns Hopkins Üniversitesi'nde profesör olarak kariyerine devam etti. Böylece Watson 29 yaşında Amerika’nın büyük üniversitelerinden birinde önemli bir görevi üstlenmiş oldu. Watson 1920 yılına kadar yani 12 yıl boyunca Hopkins’de kaldı ve burada geçirdiği 12 yıl onun psikoloji açısından en üretken dönemi oldu. 1920 sonbaharında evli olan Watson öğrencisi Rosaline Rayner ile ilişkiye girdi ve ilk karısından ayrılarak Miss Rayner ile evlendi. Johns Hopkins yönetimi böyle bir davranışa göz yummadı, saygınlık sürdüremeyeceğine karar verdi ve Watson istifa etmeye zorlandı. Hiçbir üniversite adına yapışmış olan kötü şöhreti sebebiyle onu kabul etmek istemedi. Kısa bir süre içerisinde kendisini toparlayarak profesyonel meslek yaşamına reklamcı olarak başladı.1945 yılında emekli olana kadar reklamcılık üzerinde çalıştı ve ABD'de bu sektörde çok büyük etkiler bıraktı.
Watson geleneksel içebakış yöntemiyle rahatsız bir birliktelik içinde yaşıyor, hayvanlar üzerinde kendi araştırmalarını sürdürürken James ve Wundt’un çizgileri boyunca dersler veriyordu. İçebakış yöntemini subjektif olduğu ve tutarsız sonuçlar verdiği için reddediyordu. Watson bilinç ve zihin kavramlarına hiç başvurmadan psikolojik olguların saptanabileceğini ve açıklanabileceğini söylüyordu. Yani Watson’ın kastettiği şey bu sistemde önemli olan ayarlanmalar ve onlara neden olan uyaranlara ilişkin bütüncül bilgilerdir. Psikolojinin teorik amacı, davranışın kestirilmesi ve yönetilmesidir. Canlıların davranışlarını, insan ve hayvan arasına duvar çekmeden birleştirici bir yaklaşımla incelemeyi hedefledi. Bununla birlikte, insanların ona hayvan çalışmalarının psikoloji ile, insan bilincinin incelenmesi arasında ne ilginin olduğunu sormalarından rahatsız olmaya başladı ve bir karar aldı. Bundan böyle kendini geleneksel psikolojinin sistemine uydurmayacak, tam tersine psikolojinin kendine onun uzmanlığına önemli bir konum sunmak üzere yeniden tanımlanmasına çalışacaktı. Bu görüşü 1913’te Psychological Review’de ‘Davranışçının Gözüyle Ruhbilim’ başlıklı sert bir yazıda anlattı. Watson bu görüşlerini 1914’te, Davranış: Karşılaştırmalı Ruhbilime Bir Giriş adlı kitapta genişleterek yayınladı. Watson bu kitapta hayvan psikolojisinin kabul edilmesi gerektiğini ispatlamaya çalıştı ve psikoloji araştırmalarında denek olarak hayvanların kullanılmasının avantajları üzerinde önemle durdu. Ertesi yıl Amerika Psikoloji Derneği Başkanı seçildi. 1915 yılında davranışçı ilkeleri insan psikolojisine uyarlamaya başladı.Bu görüşleri 1919’da ‘Bir Davranışçının Bakış Açısından Ruhbilim’ adı altında yayınladı.1919’un sonlarında Watson bebeklerde duygusal karşılıkların koşullandırılması üzerine oldukça etkili ve tartışmalı bir çalışmaya başladı ve bu sırada akademik psikolojiyi bütünüyle denetim altına almanın kıyısındaydı.Bununla birlikte bu dönemde özel hayatı sebebiyle meslekten uzaklaştırılmasına rağmen çalışmalarını bırakmadı. Yeni Toplumsal Araştırma Okulu’nda davranışçı ruhbilim üzerinde dersler verdi ve 1924’te bunları ‘Davranışçılık’ başlığı altında yayınladı. 1928’de Watson ve karısı davranışçı çizgilerde çocuk yetiştirmeye bir kılavuz olarak Bebeğin ve Çocuğun Ruhbilimsel Bakımı başlıklı bir kitap yayınladılar. Bu kitap Amerikan çocuk yetiştirme uygulamasına dönüştü ve Watson’ın yazdığı diğer her şeyden çok daha fazla halkı etkiledi. 1930 yılında Watson Davranışçılık’ı gözden geçirdi. Bu çalışma Watson’ın ruhbilimi alanındaki son profesyonel çalışması oldu.