Kaçmadım sadece teslim olmadım
Ergenekon tertipçilerinden eski savcı Murat Dalkuş’un ilk savunmasında pişkinliği ‘yok artık’ dedirtti. Tahliye olduktan sonra kayıplara karışan, yıllardır firari olarak saklanan Dalkuş, kaçmadığını ama kimsenin onu almaya gelmediğini söyledi.
Ergenekon davasına bakan eski hakim ve savcıların yargılandığı davada, 21 Ekim 2019’da İstanbul’un Esenyurt ilçesindeki sitede yakalanan Mehmet Murat Dalkuş savunma yaptı. Dalkuş, “Üç buçuk yıl boyunca ne gelen oldu ne giden oldu. Ben kaçmadım sadece teslim olmadım” dedi.
Ergenekon davasına bakan eski hakimler Hasan Hüseyin Özese, Hüsnü Çalmuk, Sedat Sami Haşıloğlu, Ercan Fırat, Fatih Mehmet Uslu, Nihat Topal ve eski savcılar Mehmet Ali Pekgüzel ile Mehmet Murat Dalkuş’un yargılanmalarına ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nde devam edildi. 21 Ekim 2019’da İstanbul’un Esenyurt ilçesinde bulunan sitede yakalanan Mehmet Murat Dalkuş, duruşmaya ilk kez katıldı. Duruşmada 8. Ceza Dairesi’ne 27 Kasım 2019’daki seçimde seçilen Abdulkadir Güngören başkanlık etti. Güngören’in dosyaya gelen belgeleri okumasının ardından Mehmet Murat Dalkuş savunma yaptı. Dalkuş savunmasında şunları söyledi:
“Ben darbe girişiminin ardından 16 Temmuz’da açığa alındım. Bu sürede herhangi bir yere kaçmadım. Darbeyi televizyondan öğrendim. 15 Temmuz akşamının ertesi günü birçok hakim ve savcının açığa alındığını öğrendim. Kızımı halamın evine bıraktım. Eve gidip gözaltı için bekledim. Evden çıkınca da kapıya not yazdım, ‘Kolluk görevlileri yemeğe gidiyorum’ diye. Daha sonra halamın evine gittim. Gözaltına alınıp ayrıntılı ifade verdim.”
‘NE GELEN OLDU NE GİDEN’
Mahkemenin adli kontrolle kendisini serbest bıraktığını kaydeden Dalkuş, şöyle sürdürdü: “Ertesi gün savcının itirazı sonrası yeniden yakalama kararı çıkartıldı. Ben de mahkemeye teslim olmadım. Kaçmadım ama teslim de olmadım. Üç buçuk yıl boyunca ne gelen oldu ne giden oldu. Teslim olmama sürecim içinde yargılamayı geciktirmedim. Bugün burada bulunduğum için bir yandan mutluyum bir yandan da böyle bir suçlama için utanç duyuyorum. Ben kumpas yapmadım. Kumpas davası sanığı olarak yargılanmaktan dolayı üzüntülüyüm. Yakalandığımda, kırmızı bülten çıkınca bütün akrabalarımın dikkatini çekmiş. Kaçmadığımı söyledim. Halamın evine veda yemeğine gittim. Teknik takibe takılmış bu durum. İki görevli geldi, kelepçe takmadan götürdüler. Kimi yakaladıklarını da bilmiyorlardı. Ben kaçmadım, sadece teslim olmadım. İkisi aynı anlamda şeyler değil. Hiçbir kimseye karşı kumpas yapmadım. Ergenekon davasında yargılananların da burada olması beni memnun etmiyor. Keşke vefat eden insanlar da burada olsaydı.”
‘ENTERESAN BİR ORTAMDI’
Dalkuş savunmasında, çok çalışkan olduğunu öne sürdü ve şöyle konuştu: “Çok çalışmayı seviyorum. Yoğun çalışmam sonrasında başsavcı Beşiktaş’taki adliyede hakim savcı takviyesi istendiğini söyledi. Beşiktaş Adliyesi’nde genel soruşturma savcılığı görevi verildi. Bu görevi en iyi şekilde yerine getirdim. 53 dosyayı sonuçlandırdım. Kasım 2011’de İstanbul Anadolu Yakasında PKK ve MLKP bir eylem yapmışlar. 10 kişi fezlekeyle birlikte gönderildi. Ben de bir kısmını serbest bıraktım. Fezlekede bu eylemin Ergenekon kapsamında yapıldığına dair değerlendirme vardı. Ancak dosyanın içeriğinde öyle bir şey yoktu. Buna ilişkin takipsizlik verdim, Ergenekon bağlantısı konusunda. Bu dosyaya ilişkin polisi çağırıp ‘Böyle fezleke olmaz’ dedim. Polis de amirleriyle konuşmamı söyledi. Daha sonra TEM Şube Müdürü Yurt Atayün’ü bağladılar. Polise söylediğimin aynısını söyledim. O da ‘Bizim de rahatsız olduğumuz başka hususlar var’ dedi. Telefonu kapattım, başsavcıya gittim. Adam benden önce başsavcı vekilini aramış. Başsavcı vekili odasına gittim. Birkaç gün sonra Beşiktaş Adliyesi’ne üç yeni savcı tayin edildi. Daha sonra Fikret Seçen beni çağırdı. Beni Ergenekon davasına savcı olarak görevlendirdiğini söyledi. 2 Aralık 2011’de elimdeki dosyaları aldılar ve böylece Ergenekon davasında görevlendirildim. Enteresan bir ortamdı. Ergenekon o zaman tek dava değil. Üç ayrı dava vardı.”
NE BİLEBİLİRMİŞ!
Suça konu davanın duruşmasına 6 Ocak 2012’de katıldığını ifade eden Dalkuş, şöyle sürdürdü: “O gün ilk duruşmaya çıktım. Yedi gün boyunca duruşmaya çıktım. Önümde 30 bin sayfalık duruşma zaptı, 6 bin 500 sayfalık iddianame var. Böyle bir davaya katıldım ben. Ben iddianame okurken diğer yandan da sanıkları dinliyordum. O günkü celse karar celsesiydi. Ben bir kumpas davasına katılmadım. Hükümetin, yüksek yargının müdahil olduğu bir davaya katıldım. 2011-2012’deki ortamla şu anki ortam bir değil. Cumhurbaşkanı’nın ‘Aldatıldım’ dediği yerde bir savcı olarak ne bilebilirsiniz?”