22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kadın sağlığı deyince: Önce farkındalık

Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Dr. Sibel Sürmen Usta, kadınların cinsel gelişiminin çocukluktan başlayarak izlenmesi ve eğitilmeleri gerektiğini söyledi. Sonraki aşamalarda hastalıklardan korunma önem kazanıyor

Kadın sağlığı deyince: Önce farkındalık
A+ A-
JALE YATBAZ / FATMA ÖZDEMİR

Kadın sağlığı nedir, sağlığımızı nasıl koruruz? Yeterince bilgi sahibi olabiliyor muyuz? Ülkemizde bu konuyla ilgili ne tür çalışmalar yapılıyor, neler öneriliyor?

Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanları Dr. Sibel Sürmen Usta ve Dr. Alp Çeliker sorularımızı yanıtladı. Sözü, Opr. Dr. Usta’ya bırakıyoruz:

Kadın sağlığı deyince: Önce farkındalık - Resim : 1
Dr. Sibel Sürmen Usta

HER EVRE FARKLI

  • Kadın sağlığını nasıl açıklarsınız ?

Kadının gelişim evrelerine göre sağlık durumundan söz etmek isterim.

Birinci evre, çocuk ve ergen sağlığı dönemi: Sağlıklı bir cinsel kimliğin oluşması, hormonal gelişim, düzgün beslenme, genital hijyen, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ile ilgili tüm bilgilendirmelerin yapıldığı ve diğer kadınlık evrelerine geçişte üst düzey önem arz eden evre olarak tanımlanabilir. Bu dönemde ne kadar doğru adımlar atılırsa, ruhen ve fiziken o kadar sağlıklı kadın bireyler yetiştirmiş oluyoruz.

İkinci evre, doğurganlık dönemi: Bu evrede, adet döngülerinin düzenli sıklıkta olması, cinsel hastalıklardan korunması, istediği zaman istediği kadar çocuk sahibi olması yani düzgün doğum kontrol yöntemlerinin uygulanması planlanmalıdır.

Üçüncü evre, menopoz dönemi: Doğurganlığı sağlayan östrojen hormonunun salgılanmasının artık sona erdiği dönem olarak tanımlanabilir. Östrojen salgılanmasının durması, kadınlık vasıflarının bitmesi olarak algılanmamalıdır. Vücutta yağ dokusu da dahil olmak üzere zayıf östrojen üretimi yapan kaynaklar mevcuttur. Menopoz döneminde de genel sağlık için düzenli kontrollerin önemi, rahim ağzı kanseri tanısı amaçlı smear kontrollerinin uygulanması, rahim kanseri taraması için ultrasonografi ile rahim içi kalınlığın değerlendirilmesi, meme muayeneleri ve mamografi kontrolleri ve kemik sağlığı kontrolü amacıyla kemik yapısının takip edildiği dansitometre ölçümleri ile menopoz dönemini en iyi şekilde takip etmeye çalışıyoruz.

Kadın sağlığı deyince: Önce farkındalık - Resim : 2

DOĞUM SONRASINA HAZIRLIK

  • Türkiye’de kadınların özellikle jinekolojik sorunlarının doktorlara yeterince yansıtılabildiğini söyleyebilir miyiz? Örneğin, menopoz döneminde yaşanan fiziksel ve duygusal sorunları, gebelik sonrası depresyon ve stresin yok sayılması gibi..

Ülkemizdeki kadınların kişisel şikayetlerini ifade edebilme yeteneklerinin jenerasyon, eğitimsel ve sosyolojik farklılıklar ile ilişkili olduğunu gözlemliyoruz.

25 yıllık tecrübemle, 2000 yılı sonrası doğan kuşağın jinekolojik ve ruhsal problemlerini çok daha kolay ifade ettiklerini gözlemliyorum. Daha yaşlı kuşağın, sorunları ifade etmede, eğitim seviyesinden bağımsız olarak, utangaçlığın ve ayıp kavramının etkisinde gidip geldiklerini görüyoruz.

Doğum yapacak olan kadınları doğum sonrasında yaşanabilecek ruh hali, duygu durumu değişiklikleri, emzirme sorunları, uykusuzluk gibi sorunlara karşı olabildiğince hazırlıyoruz. Gebelerin ailesine ve eşlerine de eğitim verilmeli, doğum yapan ve emziren bir annenin duygusal gereksinimlerinin arttığı anlatılmalıdır. Yeni anne nasıl kendi bebeğini sarıp sarmalıyorsa, aynı şefkatin ailesi ve eşi tarafından kendisine verilmesi gerektiği vurgulanmalıdır. Kadın kendini ifade edemese dahi empati yapabilen anne-kayınvalide ve eş varsa, doğum sonrası depresyon da hızla iyileştirilebilir.

Kadın sağlığı deyince: Önce farkındalık - Resim : 3

KIZ ÇOCUKLAR EĞİTİLMELİ

  • Sizce Türk kadını cinsel yolla bulaşan hastalıklar hakkında bilinçli mi? Rahatça ifade edebiliyor mu?

Teknoloji ve sosyal medyanın gelişmesi ile özellikle genç kadınların bilgilerinin arttığını düşünüyorum.

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar dediğimizde aklımıza hemen HIV(AIDS), Hepatit B, HPV tiplerine göre siğil, rahim ağzı kanseri geliyor.

Bu enfeksiyonlardan bazılarının antibiyotiklerle tedavisi mümkün iken bir kısmı ömür boyu vücutta kalıp bağışıklık sistemi zayıfladığı anda tekrar enfeksiyona sebep olabilir. Bundan dolayı, mümkünse ergenlik döneminden itibaren cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda kız çocuklar özellikle eğitilmeli. Hepatit B ve HPV aşı ile önlenebilen hastalıklar.

Bakanlığımız son yıllarda güzel bir uygulama başlattı. Önce aile sağlık merkezlerinde başlayan HPV ve smear taramaları günümüzde KETEM’lerde devam ettiriliyor, Ulusal HPV Tarama Enstitüsü’nde hasta verileri toplanıyor. Kırsal kesimde yaşayan kadınlarımız için de bu çok güzel ve anlamlı bir uygulama.

KÜRTAJ HÂLÂ YÜKSEK

  • Doğum kontrolü uygulamaları ülkemizde hangi aşamada? Teşvik edilmesi ya da yaygınlaştırılması konusunda nasıl çalışmalar var?

Doğum Kontrol yöntemlerinin kişiye göre en uygun olanının seçilebilmesinde yaş, kişisel farklılıklar, daha önceden doğum yapmış olup olmamak gibi etkenler önemlidir. Ancak kürtaj oranlarının hâlâ yüksek olduğu günümüzde, doğum kontrol yöntemleri ile ilgili eğitimlerin yeterli olduğundan söz etmek mümkün değildir.

Özellikle her kadının başvurabildiği aile sağlığı merkezlerinde, doğum kontrol hapları ücretsiz dağıtılmaya devam etmeli, uygun ise doğum yapmış kadınlara rahim içi araç önerilmeli, erken cinsellik evrelerinde de genç kızların hem cinsel yoldan bulaşan hastalıklardan hem gebelik riskinden korunmaları için kondom kullanımının teşvik edilmesi gerekmektedir.

ESTETİK OPERASYON

  • Kadınların son yıllarda özellikle estetik operasyonlara yoğunlaşmasının kadın sağlığı açısından riskleri var mıdır?

Estetik operasyonlarını iki sebebe bağlıyorum. Birincisi fonksiyonel: örneğin burun kemiğinde eğriliğe bağlı rahat nefes alamama. İkincisi psikojenik: kişinin beğenmediği bir vücut bölümünün istediği şekle sokulması.

Teknolojik gelişmelerin cerrahi ve anestezi alanında artması ve hastanede kalış sürelerinin azalıp iyileşme sürelerinin kısalması, cerrahi müdahalelere olan ilgiyi artırıyor. Ancak her cerrahi müdahalenin sonucunda komplikasyon dediğimiz birtakım olumsuz ve istenmeyen sonuçlar gelişebilir. Hastaların önceden, ayrıntılı şekilde bilgilendirilmeleri zorunludur.

BİRİNCİ BASAMAĞA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR

  • Kadın sağlığına ilişkin eğitim nasıl yapılmalı?

Kadın Sağlığı konusunda farkındalık yaratmak için özellikle medya, sosyal medya ve okul eğitimlerini çok çok önemsiyorum.

Ulusal düzeyde yapılan cinsel hastalık taramaları, rahim ve meme kanseri taramaları önemli. Doğum kontrol yöntemlerinin anlatılması için kırsal kesimde özellikle birinci basamak düzeyinde çalışan hekim ve ebelerimize büyük bir görev düşüyor.

YUMURTA HÜCRELERİ SAKLANABİLİR

  • Toplumda sosyal bir sorun kaynağı olduğunu bildiğimiz kısırlığın giderilmesi ya da ortaya çıkmaması için neler yapılabilir?

Kısırlık; düzenli cinsel ilişkide bulunulmasına rağmen son bir yıl içinde gebeliğin oluşmadığı durumdur.

Güncel verilere göre yüzde 5’ten yüzde 15 seviyelerine kadar artış gösterdi.

Genetik etkenler, obezite, GDO, tarım ilacı ve katkı maddesi içeren gıdalar, çevre kirliliği, sigara, stres, evlilik yaşının kadınlarda daha ileriye kayması, kariyer planlaması için çiftlerin uzun yıllar korunma uygulaması gibi sebepler, kısırlık oranlarında artışa yol açıyor.

Ülkemizde kadınların yumurta hücrelerinin biyolojik olarak korunması/saklanmasına yasalar imkân veriyor. 35 yaş sonrası gebelik planlaması yapacak olan kadınların yumurtalık rezervlerini kontrol ettirmeleri ve rezerv azlığı durumunda ‘oosit’lerini saklamalarını öneririm.

Rahimi ve yumurtası olan bir anne adayı ve sperme sahip olan bir baba adayı istedikleri takdirde ve zamanda tüp bebek yaptırabilirler.

‘SİMİR AŞISI DEVLET ELİYLE YAPILSIN’

Kadın sağlığı deyince: Önce farkındalık - Resim : 4

Dr. Alp Çeliker ile rahim ağzı kanserini tipini konuştuk.

  • Rahim ağzı kanserini ne yapar? Vücutta ne tür etkiler yaratır?

Bu kanseri HPV (Human Papilloma) virüsü yapıyor. İnsan tipi siğil virüsü de deniyor. 80’in üzerinde tipi olan bu virüslerin hepsi kanserojen olmuyor. Vücudun bağışıklık sistemi kuvvetli ise o virüs bir süre sonra bölgesel olarak ortadan kalkıyor. Hücresel değişikliğe gitmiyor ama vücudun bağışıklık sistemini bozan hadiseler varsa virüs atağa geçiyor ve dokularda değişiklik yapıyor.

  • Bu kanserin taramaları ülkemizde ne durumda?

Genelde devletimiz 30 yaşından önce simir taraması yapmıyor.

Bağışıklık sistemi virüsü yenemezse, vücuda 10 yılda yerleşiyor. Cinsel yaşamı 20-22 yaş kabul edelim 10 yıl geçse 30-32 ama bizler 28 yaşındaki kadının bile Rahim Ağzı Kanseri olduğunu gördük. Çünkü cinsel temas daha erken yaşlarda başlıyor.

Simir testi için rahmin ağzından bir fırçayla hücre dokuları alınıyor, özel bir boyayla boyanıp anormal hücre var mı diye bakılıyor. Sonuç hatalı çıkabiliyor. HPV virüsü pozitif ama simir testi normal ise o virüs vücutta dolaşıyor fakat bağışıklık sistemi iyi olduğu için hücresel değişiklik yapmıyor olabilir. Hem HPV pozitif hem simirde anormallik varsa o zaman dikkat etmemiz gerekiyor. 30 yaş üzerindeki kadınların her 5 yılda bir düzenli simir testi yaptırmaları gerekiyor.

  • Aşı ne ölçüde koruyor?

HPV'nin bir aşısı var Gardasil; dörtlüsü ve dokuzlusu var. Dörtüsü daha kolay bulunuyor. Dokuzlusu Avrupa’da var, Türkiye'de bulunması biraz zor. Dokuzlusu daha etkili. Bu hastalıkta 200 ün üstünde virüs var ama 25- 30 tanesi kanserojen etki yaratıyor. Dünyada henüz bu virüslerin hepsinden koruyucu özellikte bir aşı geliştirilmedi. İlk cinsel temastan sonra simir aşısı yaptırmak gerekir.

  • Devletimize ne önerirsiniz?

Aşılar çok pahalı, devlet karşılamıyor. Aşı ile birçok insanın hayatını kurtarabilme, bazı ölümcül hastalıkların önüne geçebilme imkânı var. Aşının erkeklere de yapılması gerekiyor. Çünkü bu hastalık erkeklerde de penis kanserine neden oluyor. Bu alandaki bilimsel çalışmalara bütçe ayrılması ve aşıların devlet eliyle yapılması çağrısında bulunuyoruz.

Son Dakika Haberleri