20 Eylül 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kadın vekil olmak yetmez

Kadın vekil olmak yetmez
A+ A-
Zerrin Öztürk

Diyarbakır Annelerini ziyaret etmek, acılarını paylaşmak, birlikte terörü lanetlemek ve yanlarında olmak için çok sayıda kadın siyasetçi ziyaretler gerçekleştirdi. Ancak kapısına dayandıkları, çocuklarını istedikleri, kendisinden bekledikleri partiden, o partinin kadın milletvekillerinden tık yok.

TBMM’nin internet sitesinde, partilerin cinsiyete göre oy dağılım listesinde HDP’nin kadın milletvekili oranı yüzde 48 imiş. Diyarbakır’da, Van’da, Şırnak’ta, Mardin’de, İzmir ve Berlin’de evlâtlarını PKK teröristlerinin kaçırdığı, kandırdığı anaların acılarına merhem olamayanların, kadın olarak mecliste bu oranda bulunmalarının hiçbir değeri yoktur.

Mecliste kadın kotası olmasının anlamı, Türkiye’nin, ulusumuzun refahının, sorunlarının çözümünde tam bağımsızlıkçı çizgisinden ödün vermeyen milletvekilleri oldukları zaman olur. Milletimizin bütününün vekili olmayı başaramamış, ona sırtını dönmüş, etnik ayrılıkçılığın pençesinde bölücülük yapanların, kadın olmalarının hiçbir önemi de yoktur.

Yüzlerce ana terör mağduru. Çocukları kaçırılanların, kandırılanların ocağına ateş düşmüş. Evlâtların gelecekleri karartılmış, dağlarda kukla devlet hayali kuranların ellerinden yaşamları çalınmış, sahte bir kader kendi kaderleri diye yutturulmaya çalışılıyor. Oysa Türkiye Cumhuriyeti’nde, yılları işkence, infaz, tecavüz, baskı ve zulüm içinde geçen gençlerin, Hakkari’den Edirne’ye kadar toprağı da, vatanı da, özgürlüğü de, bağımsızlığı da var.

Huri Anamızın oğlu Ekrem, 1993’te 8 yaşındayken sürüye çobanlık yaparken kaçırılmış, yıllardır evlât acısıyla, hasretiyle yanıp tutuşmaktan hastalıklar çekmiş. Naif Baba 79, Huri Ana 73 yaşlarına varmışlar, oğullarının yolunu gözlüyorlar. Dünya gözüyle Ekrem’i bir görseler, başka dilekleri yok. Ekrem’in 3 yaş küçük kardeşi Erdal nöbeti devralmış, umutla bekliyor. Et tırnaktan ayrılır mı! Ayırdılar. Yavru anadan ayrılır mı! Ayırdılar.

Hiç uğruna çocukları, gençleri kaçırarak, ihanet çemberinin içinde tutsak ederek, ABD emperyalizminin hain emellerine kurban edenlerin kadın olmaları, kadınlar için sadece bir utanç nedenidir. Anaları kınalı kuzularından edenler, TBMM’de kadın olarak yarıya yakın değil, tamamı kadın olsa değişen bir şey olmaz.

Kadın vekil olmak yetmez. Terörün siyasi uzantılarını istemiyoruz. Kadın olsa da, terörle yüreği yıllardır dağlanan anaları görmeyenleri, duymayanları, Türkiye düşmanlığı yapanları Yüce Meclis’imizde artık görmek istemiyoruz.

TBMM kadın vekil millet vekili Mecliste kadın kotası