‘Üniformasız askerleriz’

15 Ekim Dünya Çiftçi Kadınlar Günü, İş Bankası’nın İş Kuleler’de düzenliği etkinlikle kutlandı. Ülkemizin dört bir yanında emekleriyle tarımsal üretime katkıda bulunan kadın çiftçilerimizin ve girişimcilerimizin hikâyelerini dinledik.

"Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı" sloganıyla başlayan etkinlikte, kadınların tarımda göz ardı edilen emeklerine, zorluklara rağmen başarılarına değinildi.

Açılış konuşmasını İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz yaptı. Yılmaz şöyle konuştu:

“Ben de çiftçi bir annenin oğluyum. Çocukluğumdan itibaren tütünle ilgili çok sayıda hikâyelerim var. Ben henüz 3 yaşındayken bu çiftçi aile Bursa’ya göç ediyor. Ailemizin bir kısmı da İzmir ve Samsun tarafına göç ediyor. İnsan göç ettiği yerde de bildiği işi yapar. İlk etapta tarımda çalışarak geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz.

"Sizleri gördükçe kendi annemi hatırlarım. Emeklerinin karşılığını kadınlarımız alabiliyor mu diye baktım. Memleketteki sıkıntılar, dertler büyük. Kadının görünürlüğü, iş gücüne katılımı, ekonomiye katkısına bakıldığında dünya genelinde tarımda kadın çalışanlar yüzde 40. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelere baktığımızda, bu oran yarısından da fazla.

"Bu ülkenin yaklaşık 5 milyonu, tarımda istihdam ediliyor. 2 milyondan fazla kısmı çiftçi kadınlarımızdan oluşuyor. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı kadın sayısı ise 300 binin biraz üzerinde. Kadınlar aile işletmelerinde neredeyse her işi yapıyor ama sektörde doğrudan görünürlüğe sahip değil.”

İş Bankası’nın kuruluş yıllarından itibaren tarımı destekleyen çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Yılmaz, bugün de tarımı milli bir mesele olarak gördüklerini vurguladı.

100 BİN LİRA HİBEYLE KENDİ İŞİNİ KURDU

Etkinlikte konuşan kadınlar da kendi hikâyelerini anlattılar. Kadınlar konuşmalarına Atatürk’e teşekkür ederek başladı.

Kars’ta hayvancılık yapan Hilal Erben, hikâyesini şöyle anlattı:

“24 yaşına yeni girmiş genç bir çiftçiyim. Okul hayatım hep köyde geçti. Üniversiteyi onur öğrencisi olarak bitirdikten sonra klinik hayatına başladım. Saha eğitimi aldım. Ahıra gittiğimde hangi hayvan sağlıklı, ateşi var mı hemen anlarım. Zorlu bir iş. Hayvanların doğumlarında onlarla sabahlıyorum, onlarla uyuyorum.

"Duygusal bir bağ kuruyorum. 100 bin lira hibe alarak kendi işimi kurdum. 4 tane düve aldım. Annem memur olmamı istedi ama biz bu topraklara sahip çıkmalıyız. Yaptığımız iş bir meslek olarak görülmüyor. Biz bu toprakların üniformasız askerleriyiz. Silahımız yok ama elimizde yabalarımız var.”

30 yıllık aile işletmesi Adalılar Çiftliği’nde ata tohumu enginar üretimi yapan Halide Adalılar, enginarların tüketiciye ulaşması için yaptıkları çalışmaları anlattı.

Nuran Özyılmaz, ailesinin geçimini sağlamak üzere 1990’lı yıllardan itibaren ticaretle uğraşmaya başladığını belirterek, son olarak Kars’ta açtığı yöresel yemekler sunan “Kars Kaz Evi” restoranının ve köylerde kaz yetiştiricisi ailelere istihdam sağlamaya başlamasının hikâyesini paylaştı.

ZORLUKLARA RAĞMEN BAŞARDILAR

Uludağ Üniversitesi Ekonometri bölümü mezunu olan Beyza Aydın da üretici ve girişimci bir kadın olarak yaşadığı zorluklara rağmen Erdek’te kendi ektiği mahsulleri sunduğu bir kahvaltı salonunu hayata geçirme hikâyesini anlattı.

Poyrazköy’de balıkçılık yapan Gülhanım Kalafat ise yaşadıkları köyde kadınların balıkçılık yapmasına yönelik önyargılara karşın eşiyle ve dört oğluyla birlikte balıkçılık işini nasıl büyüttüklerini paylaştı.