Kadınlara kariyerde engel
CKD'nin Kamuda Çalışan Kadınlar Zirvesi Ankara'da toplandı. Sorunları ve çözümleri konuşan kadınlar ‘Kamu çalışanı kadınlar annelikle iş arasında kalıyor, evle iş kıskacında üretim köreliyor.’ dedi
Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) tarafından yürütülen “Üretimde ve İstihdamda Kadın Zirveleri”nin beşincisi olan “Kamu Çalışanı Kadınlar Zirvesi” Ankara’da yapıldı. CKD Ankara şubelerinin organize ettiği zirvede kamu emekçisi kadınlar buluştu. Doktor, hemşire, öğretmen, engelli memur kadrolarında görev yapan kamu çalışanları konuşmalarında hem çalışma hayatlarını hem de sorunlarını ve çözüm önerilerini anlattı.
Kamu personeli kadınlar,
‘DEVLETİN ÖTELENDİĞİ YERDE KADIN DA ÖTELENİR’
Açılış konuşmasını yapan CKD Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, “Kadınımızın aşağı itilmesinde en önemli etken 1980’lerden beri devleti aşağı iterek eklemlendiğimiz küresel sermaye sistemi olabilir mi?” diye sordu ve ekledi:
“Devletin ötelendiği yerde kadın da ötelenir! Tek kuralı en yüksek kârlılığa ulaşmak olan piyasa ekonomisi içinde doğum yapan, emziren, çocuk büyüten, evini düşünen, sosyal ilişkileri olan kadın çalışanların ‘yük’ görüldüğü açıktır. Kadının ekonomik ve sosyal durumunda yaşanacak köklü değişimler, Cumhuriyet Devriminin siyasal, ekonomik ve sosyal şahlanışıyla gerçekleşebilir. Burada tarihsel bir gerçeği dile getiriyoruz. Atatürk’ün önderliğinde uygulanan karma ekonomik modelle ve devletin planlı, insan odaklı kalkınma stratejisiyle Cumhuriyetin ilk döneminde bu ülkeyi kimse tutamadı!”
CKD Yenimahalle Şube Başkanı Döne Tuncer de konuşmasında şunları kaydetti:
“Adımız kadındır ama konumuz kadın değildir. Konumuz doğadır, konumuz ülkedir, ülkenin dirliği, birliğidir. Ailedir, çocuktur, insandır, insanlığın devamıdır. Aşk, sevda, emek, namustur. Saydıklarımın birini çıkarın, hayat olmaz, kadını çıkarın dünya kalmaz. Kadın devlettir, devletin çekirdeği ailedir, ailenin hamuru anadır, aileyi ana yoğurur. Ana kadındır, ne idiği belirsiz cinsiyet değildir. Sorunları aşmanın ilk adımı kadını toplumsal hayatın içine, üretime ve istihdama daha çok sokmaktır. Kadın toplumun ve yönetim kademelerinin içinde oldukça, ilkel, feodal, kapitalist, emperyalist sistemin önüne dikilecek en güçlü yürektir.”
‘BEZDİRİ KAÇINILMAZ’
Zirvede Kamu Görevlileri ve Çalışanları Derneği adına Şule Ergen söz aldı. Ergen şöyle konuştu:
“Kamu dediğimizde aklımıza gelen şeyler düzenli mesai, sabit ve garanti maaş, sağlık ve emeklilik güvencesi, devlet çatısı altında olmak. Bunlar kadın için bir yönden iyi, bir yönden de hayatı körleştiren, hayallerimizden çalan şeyler. Kamuda çalışıyorsanız doğum izniniz, süt izniniz herhangi bir olumsuzlukta uygulanan mobbingler (bezdiri), sebepsiz yere yiyebileceğiniz tutanaklar, kurumda yaşanan bir olay üzerine alınan savunmalar, yöneticinize ters gelen bir şey dile getirdiğinizde sürgüne gönderilmeler başa gelecek şeylerdir, hatta kaçınılmazdır. Kamuda çalışıyorsanız işten çıkarılmanız kolay değildir, ancak sizi bezdirmek için yapılacaklar çok daha sıkıntılıdır. Aslında bir yerde sorun varsa bütün tarafların uzlaşabileceği çözümü de mutlaka vardır. Bazı idareciler çok anlayışlı ve çözüm odaklıdırlar, bazıları ise despotluğu iş idare etme şekli olarak görürler.”
‘EN BÜYÜK ZORLUK ANNE OLDUKTAN SONRA BAŞLIYOR’
Aile hekimi Dr. Funda Aydemir, hemşire Fatma Utkan, öğretmen Gülsen Yeşilyurt, özel eğitim öğretmeni Selma Eda Şimşek, memur Sultan Karayağız, kamu çalışanı kadınlar olarak yaptıkları konuşmalarda şu vurguları yaptılar:
- Kamuda çalışan kadınlar için en büyük zorluk anne olduktan sonra başlıyor. Hamilelik döneminde ve doğumdan sonra yeterli izin kullanılamıyor. Bebeğini bakıcıya veya anneanne, babaanne eline bırakarak işe gitmek maddi, manevi çok zor oluyor.
- Kamu kurumlarında kreşlerin yaygınlaştırılması ve çalışanın fazla mesai, nöbet gibi ekstralarına uygun şekilde etkinleştirilmesi önem arz ediyor. Birçok kadın, bakıcıya para vermektense mesleğini bırakmayı tercih ediyor.
- Kamuda çalışan kadının ayrıca, yönetici olamama sorunu bulunuyor. Konu yöneticilik olunca erkeklere pozitif ayrımcılık doğal olarak ortaya çıkıyor. Doğu hizmeti, il dışındaki seminer, kongre ve sempozyumlar, hafta sonlarını meşgul eden meslek içi eğitimler ve sınavlarla kazanılan yetenekleri, yöneticilik için gerekli puanları toplamak çocuk ve ev bakım sorumluluğu taşıyan kadınlar için adeta imkânsız oluyor
- Devlet memurluğunun garanticiliği altında ve işle ev arasında sıkışan hayatın içinde kadının üretimi körleşiyor. Çalışma devam etse bile kadınlarda kariyer hedefi gelişmiyor.
‘KAMU YÖNETİCİLİĞİNDE KADININ ADI YOK’
CKD Çankaya Şube Başkanı Ersin Talun, kadınların kamuda, nicelik olarak daha az sayıda, nitelik olaraksa daha alt kademelerde istihdam edildiğini söyledi. Talun şu bilgileri verdi:
“Devlet Personel Başkanlığının 2017 verilerine göre kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personelin yüzde 37’si kadınken, bu oran müsteşar, genel müdür, daire başkanı gibi üst düzey bürokratlarda yüzde 11’e düşüyor. İçişlerinde çalışan mülki amirlerin içinde kadınlar 2 vali, 8 vali yardımcısı, 12 kaymakam, 14 kaymakam adayı olarak temsil ediliyor. Emniyet amirlerinin yüzde 8’i, baş komiserlerin yüzde 7’si kadınlardan oluşuyor. Kadınların varlığını hissettirdiği en anlamlı alan yüzde 44 oranla üniversite çevresi oluyor. Profesörlerimizin yüzde 31’i, doçentlerimizin yüzde 37’si, yardımcı doçentlerimizin yüzde 42’si kadınlardan oluşuyor. Kadın rektör oranı ise yüzde 9’da bulunuyor.”