Kadir Has Üniversitesi ‘toplumsal cinsiyet’ten vazgeçti
Üniversitenin ‘Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları’ yönetmeliğinin adı ‘Kadın ve Aile Çalışmaları’ olarak değiştirildi. Bu olumlu gelişme ne anlama geliyor ve hangi sürecin sonucu?
1 Mart 2023 Çarşamba Resmî Gazete’de yayımlanan yönetmeliğe göre ‘Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetmeliği’nin adı ‘Kadir Has Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetmeliği’ olarak değiştirildi. Yani, bir üniversitenin kadın çalışmalarıyla ilgili merkezinin isminden ‘toplumsal cinsiyet’ ifadesi çıkarıldı.
Bu olumlu gelişme ne anlama geliyor ve hangi sürecin sonucu? Devamı gelecek mi? Hep birlikte göz atalım.
ÜNİVERSİTELERDE MERKEZLER KURULMUŞTU
Toplumsal cinsiyet tanımı; üniversitelerimize, devletin bütün kurumlarıyla eş zamanlı olarak İstanbul Sözleşmesiyle girdi. İstanbul Sözleşmesi; Avrupa Konseyi tarafından 2011 yılında imzaya açılmış, ilk imzayı Türkiye hükümeti atmıştı. 2012 yılında bütün partilerin oy birliğiyle TBMM’de onaylanmış ve 2014 yılında yürürlüğe girmişti. Sözleşmeyle ülkemize kadını aşağılayan yeni bir toplumsal model dayatıldı. Bu modelde doğal olmayan cinsiyetlerin ‘toplumsal cinsiyet, toplumsal cinsiyet kimliği, cinsel yönelim’ gibi isimlerle propagandası yapılıyordu. Sözleşmeyi ayrıcalıklı kılan yanı, kadına şiddetle mücadelede yeni hukuki düzenlemeler getirmesi değil toplumsal cinsiyet tanımını kabul eden ilk uluslararası sözleşme olmasıydı. Her şey bu sözleşmeye göre düzenlenmeye başladı ve her yerde ‘kadın-erkek eşitliği’nin yerini ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ almaya başladı. İstanbul Sözleşmesi’nin hızla bakanlık çalışmalarına, üniversitelere, akademik araştırmalara, panel ve söyleşilere konu olduğunu görmüştük. Bu süreçte üniversitelerde de hızla toplumsal cinsiyet çalışmaları adı altında uygulama ve araştırma merkezleri kurulmaya başlanmıştı.
ÖDÜL ALMIŞTI
Kadir Has Üniversitesi de hızla Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’ni kuran üniversitelerden biri olmuştu. Kadir Has Üniversitesi’nin internet sitesinde yer alan bilgiye göre; “Kadir Has Üniversitesi ‘Eşitlik, Çeşitlilik ve Kapsayıcılık Araştırma Grubunun’ yürüttüğü ve Avrupa Birliği’nin yeni araştırma ve yenilik çerçeve programı olan Ufuk 2020 projesi ‘Araştırma Mükemmeliyeti için Toplumsal Cinsiyet (GenderEX)’ projesi yürütüldü.’’ Hatta üniversite ve proje yürütücüleri bu projeden ödül aldı. Elbette bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edildi. Adından anlaşılacağı üzere, ufukları Avrupa.
Projenin çalışma başlıklarına bakalım;
- Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet boyutu, çalışmaların faydaları konusunda farkındalık yaratma ve duyurma,
- Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet boyutunun entegrasyonu için eğitim.
‘SAYISIZ CİNSİYET’ İDDİASI ZAMANLA ANLAŞILDI
Peki neydi bu toplumsal cinsiyet? İlk bakışta, toplumsal cinsiyet kavramının toplumların kadınlara ve erkeklere yüklediği rollerle sınırlı olduğu zannedilse de gerçekte doğal cinsiyeti reddeden ve cinsiyetin tamamıyla sosyal olarak inşa edilebileceğini yani beyana dayalı cinsiyeti içerdiği, zamanla anlaşıldı. Bir örnek vermekle yetinelim: toplumsal cinsiyet çalışmalarında başı çeken Kaos GL’ye göre toplumsal cinsiyetin tanımı şöyle: Toplumsal cinsiyet, toplumsal önyargı haline gelmiş iki sabit toplumsal cinsiyet kimliği düşüncesinin ötesine geçerek diğer cinsiyetleri ve cinsiyet kimliklerini de içeren bir kavramsallaştırmadır. Yani onlara göre; kadın ve erkek cinsiyetlerini kabul etmek önyargıdan ibarettir, cinsiyet sabit değildir, iki cinsiyet değil sayısız cinsiyet vardır. Özetle, toplumsal cinsiyet LGBTİQA+’dır.
YORUM: SIRA DİĞER ÜNİVERSİTELERDE!
Toplumsal cinsiyet adı altında cinsiyetsizleştirme projeleri yürüten merkezin adının değişmesinin önemi büyük. Elbette ki kadının doğal cinsiyet olduğunun reddedildiği bir ideolojinin kadın araştırmaları merkezlerinin adını dahi şekillendirmesi kabul edilemezdi. Toplumsal cinsiyet söylemi ile LGBT propagandasının ve çalışmalarının yapıldığı merkezden toplumsal cinsiyet isminin atılması bir dönüşüm göstergesidir.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkışımızın ardından bu değişimlerin hız kesmeden yaşanması kaçınılmazdı ve devamı gelmeli. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış, cinsiyetsizleştirme dayatmasına dur demektir. Türk kadınını batı kafesinden çıkarmaktır. Cumhuriyet Devrimi kazanımlarına ve çağdaş Türkiye'ye sahip çıkmanın ön koşuludur. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış, kadın cinsiyetinin, toplumsal cinsiyet prangalarından kurtuluşudur.
Kadir Has Üniversitesi’nin yaptığı değişikliğin önemi ortada. Şimdi üniversite aynı kararlılıkla çalışmalarını Türk kadınına ve ülkemize sağlayacağı faydaları gözeterek yapmalı. Diğer üniversiteler de hızla bu değişime katılmalı, yönetmeliklerini ve çalışmalarını buna göre düzenlemeli