05 Kasım 2024 Salı
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kağıt krizi Ulusal Kanal'da tartışıldı: Yerli kağıt için tesisler kuralım

BİK Genel Kurul üyesi, meslek örgütü temsilcileri ve yayınevleri Ulusal Kanal’da kağıt krizine karşı çözümü tartıştı. Yerli kağıt için tesisler kurmada, yatırım yapmada Atatürk ve kadroları gibi cesur olunursa çözüm bulunabileceğini belirttiler

Kağıt krizi Ulusal Kanal'da tartışıldı: Yerli kağıt için tesisler kuralım
A+ A-
HABER MERKEZİ

Yazılı basının içinde bulunduğu kağıt krizi Ulusal Kanal’da tartışıldı. Yazılı basın ve yayıncılık sektörü temsilcileri hükümete seslendi, birçok sektörde olduğu gibi kağıtta da yerli üretime geçilmesinin zorunlu olduğunu belirttiler. Programda Atatürk’ün kağıt üretiminde yabancıların baskılarına boyun eğmediğini vurguladılar.

YAZILI BASIN HASTA YATAĞINDA

Aydınlık Gazetesi Genel Müdürü Osman Erbil sorunun kesin çözümünde Atatürk’ün modeline vurgu yaptı. 12 maddelik çözüm önerilerini hatırlatan Erbil, yazılı basının hasta yatağında tedavi beklediğini belirtti. Erbil şunları söyledi:

“Son 5 yıldaki tabloya baktığımızda ulusal ve yerel olmak üzere 900 gazete kapandı. Gazetelerin eklerine son verildi, sayfa sayıları azaltıldı. İşsiz kalan emekçiler söz konusu. Maliyetlerde artış var. Son 8 ayda artış, TL üzerinden yüzde 300’e vurdu. Önümüzdeki günlerde asgari ücrete zam gelecek. İşçi maliyetleri de yükselecek. Çok büyük bir kriz tablosuyla karşı karşıyayız. Ama bu krize rağmen gazeteler ve yayınlar hasta yatağına yatmış. Ne bir ilaç veriyoruz, ne operasyon yapıyoruz. Bazı yayınlara bir yudum su bile vermiyoruz. Ekonomide Kurtuluş Savaşı içerisindeyiz. Bu zorlukları göğüslerken basın yayın faaliyetlerini doğru bir şekilde yönetmeniz gerekmiyor mu?

Kağıt krizi Ulusal Kanal'da tartışıldı: Yerli kağıt için tesisler kuralım - Resim: 1

'BİK DESTEĞİ AZALDI'

“Bize gelen bilgilere göre BİK’e atama yapılacak. Yapılmasa bile BİK Genel Kurulu 3’te 2 çoğunlukla toplanarak da bu kararı alacaklar. Bir ülkede gazetelerin devlet tarafından desteklenmesi icra dairesinde verilmiş olan bir karara bağlı. Böyle bir şey olabilir mi? Pandemide bu ilanların sayısı azaldı. BİK’in sağladığı destek yüzde 50’nin üzerinde azaldı. Milli basınına sahip çıkmayan bir ülke olmaz. Gazete kağıdını ithal kartellerin eline terk eden, bırakan bir iktidar, devlet anlayışı olmaz. Bazı yatırım hamleleri var. Ama neden gazete kağıdı üretmiyorlar? Çünkü kar marjı düşük. SEKA 1934 yılında kuruldu. SEKA 1998’de tam 98 bin ton gazete kağıdı üretiyordu. İhtiyacın 3’te birini karşılayan bu kurumları özelleştirdik. Giresun AKSU'nun 60 milyon TL civarında bir değeri vardı. 5 milyon TL’ye satıldı. TOKİ bunu sonra 68 milyon TL’ye geri aldı, apartman dikti. O yüzden basın yayın sahipsiz. SEKA’yı sattıran bir düzen var. Buna odaklanmamız lazım. Çomak sokmazsak bu meseleleri yıllarca konuşmaya devam ederiz.

Kağıt krizi Ulusal Kanal'da tartışıldı: Yerli kağıt için tesisler kuralım - Resim: 2

‘GEREKİRSE İCAT YAPARIZ’

“Küresel kapitalist sistem ‘Türkiye kağıt üretmesin, biz ucuza kağıt veririz.’ diyordu, Türkiye’ye baskılar yaptılar. Ama burada Atatürk’ün farkı çok önemli. Atatürk Mehmet Ali Kağıtçı’nın üretmiş olduğu projeleri aldı ve ‘Biz fabrikamızı kuracağız.’ dedi. Meseleye stratejik baktı. Biz Cumhuriyeti kuran hizmet eden kadroların bu ruhu ve heyecanıyla meselelere yaklaşabilirsek sorunların üstesinden gelebiliriz. 1928’de Mehmet Ali Kağıtçılar bu işe girdi ve selülozu üretti. Maalesef o dönemde hem ekonomi bakanını hem İsmet İnönü’yü etkilediler. Ve bu proje tam 6 yıl aksadı. Ama en sonunda Atatürk, İktisat Bakanı Mustafa Şeref Özkan’ı çağırarak şöyle dedi: Senin Sanayi Ofis Genel Müdürü Ahmet Şerif Önal, ülkemizin iktisadi ve sinayi girişimini baltalamaktan başka bir şey bilmeyen bir adamdır. Bugün 3-4 milyonluk bir ulusal bankamız var. Bu banka İstanbul’da bir kağıt fabrikası kurmak ruhsatı alabilmek için bakanlığımızı başvuruyor. Buna karşı sizin arkadaşınız nedendir bilmem bin bir türlü güçlük çıkarıyor. Ben konuyu izledim, başvuruda mevzuata ilişkin tek bir madde bulamadım. Kesin kanaatim şudur ki kötü niyetli hareket etmiştir ya da olumsuz etkiler altında kalmıştır.’ “1930’larda küresel sermayeye meydan okuyarak bu fabrika kuruldu. Çünkü üreten, milli ekonomi programı vardı. Şimdi bu programı kim hayata geçirecek? Bu soruyu hükümete, BİK’e, bürokrasiye, Anadolu basınına soruyoruz: Sizde bu irade var mı?

‘MEDENİYET HAMURUDUR’‘

“Atatürk’ün kağıda verdiği stratejik önemi şu cümleleri çok net anlatıyor: 'Bir memleket kağıdını kendi yapmadığı zaman ulusal kültürünü yabancı lütfuna bağlar. Kapitülasyonların en tehlikelisi de budur.’ Yerli kağıdı görünce ‘Bu medeniyet hamurudur. İçerideki bakanlar dahi bunların yapılamayacağını söylemişti. Bunu gerçekleştik, kararlı olmaya devam edeceğiz.' diyor.

“Bu kriz çok yakıcı hale geldi. Artık bu sorunu ötelemek, görmezden gelmek söz konusu değil. Ekonomide Kurtuluş Savaşı vereceksek işte buyurun. 1939’larda Ekonomide Kurtuluş Savaşı verildi. Türkiye yüzde 10 büyüdü. Bu bir Türk mucizesiydi. Esas irade iktidarın iradesidir. Cumhurbaşkanına, İletişim Başkanlığı’na sesleniyoruz. Bir an evvel bir adım atmaları gerekiyor. Biz üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız.”

Kağıt krizi Ulusal Kanal'da tartışıldı: Yerli kağıt için tesisler kuralım - Resim: 3

İŞTE 12 MADDELİK ÇÖZÜM ÖNERİSİ KISA VADEDE YAPILABİLECEKLER

  • Basın İlan Kurumunun ilan tarifelerinde zam yapmalı.
  • BİK'in faizsiz kredi verme olanaklarını geliştirmesi, kredi miktarını artırması. Kamu bankaları, BİK geliri temliği karşılığında faizsiz ve uzun vadeli kredi vermeli.
  • Kağıt ithalatı BİK tarafından yapılmalı ve sıfır kârla veya zararına da olsa gazetlere kağıt sağlanmalı.
  • Kağıttan KDV alımı sonlandırılmalı. İthalatta belirli bir süre KDV sıfıra indirilmeli.
  • Kağıt ithalatı yaptığımız Rusya ile anlaşma yaparak daha uygun fiyata kağıt temin edebiliriz. Orada atıl kapasite çalışan fabrikaların üretimlerinin artırılmasını sağlamalıyız.
  • Gazete hurdalarının devlet tarafından değerlendirilmesi gerekiyor. Hurdadaki gizli tefecilik sistemi sonlandırılmalı.
  • Gazetelerin vergi ve banka kredisi borçları yeniden yapılandırılmalı.
  • İcra iflas kanununda değişiklik yapılarak editoryal araç ve gereçler haciz dışı kapsamına alınmalı.
  • Yayına ara veren veya baskısını düşürmek zorunda kalan gazetelerin durumu mücbir sebep sayılmalı.

UZUN VADEDE YAPILABİLECEKLER

  • Yerli olanaklarla kağıt üretimi için seferberlik ilan edilmesi, özel sektör ve devlet iş birliğinin sağlanması gerekiyor.
  • Stokçuluğa karşı vergi müfettişlerinin kağıt tüccarlarının depolarını denetlemesi lazım.
  • Gazeteler arasında dayanışmayı güçlendirmek ve bu tür sorunlarda ortak tavırlar almak üzere bir platform kurulmalıdır.

Kağıt krizi Ulusal Kanal'da tartışıldı: Yerli kağıt için tesisler kuralım - Resim: 4

İLETİŞİM BAŞKANLIĞINA TOPLANTI ÇAĞRISI

Küresel Gazeteciler Konseyi Başkanı Mehmet Ali Dim, İletişim Başkanlığına meslek temsilcileriyle toplantı yapılması çağrısında bulundu. Dim şöyle konuştu:

“Son 1 yıl içerisinde maliyetlerde neredeyse yüzde yüzün üzerinde artış oldu. İthal girdilerde sadece kur artışına bağlı bir zam söz konusu değil. Döviz bazında da artıyor. Kağıdın tonu 400 dolardan 900 dolara kadar geldi. Özellikle Anadolu’da zor şartlarda görev yapan, sadece satış abone geliriyle gazetesini devam ettiren milli bir medya var. Bunu görmezden gelemeyiz. Bu noktada ciddi manada Anadolu basınına sahip çıkmak gerekiyor. Önümüzde asgari ücret artışı söz konusu. Bunun altından kalkmak da işverenler açısından çok mümkün olmayacak. Elbette çalışanlar da haklı. Ama her gün Anadolu’nun değişik şehirlerinden gazeteler kapatıldı diye haberler geliyor. İletişim Başkanlığımıza da çağrıda bulunmak istiyorum. Bu konuda muhataplar belli. Bunlarla bir toplantı düzenlenmesi gerekiyor. Adeta sahipsiz kaldık. Sektörde şu an yaklaşık 25-30 bin basın emekçisi ekmek yiyor. Bu kadar insanın aç kalma riski var.

“Çözüm devletin bu konuda bize destek olması. Sübvansiyonlar, hibe, faizsiz kredi gibi destekler sağlaması lazım. Bu kısa vadeli bir çözüm. Anadolu basını sahipleri üzerine düşenleri yapıyorlar. Artık insiyatifi devletin alması lazım. İlan gelirlerindeki artışın bizim yaralarımızı saracak düzeyde olması gerekiyor. Yerli gazete kağıdı için bir an önce yatırımlara başlamak gerekiyor.”

'BUGÜNKÜ DURUM KRİZİN DE ÖTESİNDE'

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Sekreteri İlkay Akkaya 3 yıl önce de aynı şeyleri konuştuklarını, sorunun hala çözülmediğini belirtti. 5 yılda 900 gazetenin kapandığını hatırlatan Akkaya şunları söyledi:

“Hepimiz aynı gemideyiz aslında. 2018 yılında biz yine kağıt krizini konuşuyorduk. O zaman Türkiye’nin köklü gazeteleri kapanmak zorunda kaldılar. Türkiye’de basın zaten dijitalleşmenin de krizini yaşıyor. Sayfa sayılarını düşürdüler, eklerini kapattılar, zam yapmak zorunda kaldılar. 2018’de belki krizdi ama bugün krizin çok ötesinde. O günden bugüne 5 yılda 900 gazete kapanmış. İnanılmaz boyutlara varmış olay. Bu çalışana da yansıyor. Tamamen dışa bağımlı bir sektör yaratmışız.

“Bunun üzerine bir rapor hazırlayıp taleplerimizi bizzat Cumhurbaşkanı danışmanına kadar ulaştırdık. Mecliste gündeme getirdik, önergeler verildi. O dönem küçük de olsa BİK aracılığıyla merhem denebilecek girişimler oldu. Bu kısa vadeli çözümlerle aşılacak bir mevzu değil.

“Sağlıklı ve yaşanabilir koşulları yaratmak lazım. Bugün sektörün tamamında gazeteciler asgari ücrete çalışıyor. Gazete sahiplerine yardımcı olacağız ki onlar da gazetecilerin koşullarını düzeltsinler. İletişim alanını yönetenlerin kayıtsız kalmaması lazım. Tivit atmakla yetinemezler artık.”

‘ÜÇ GÜNDE BİR FİYAT DEĞİŞİYOR’

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, kriz sonucu fiyat dalgalanması yaşanmasına dikkat çekti. Hükümet kanadı atanamadığı için BİK Genel Kurulu yapamadıklarını belirten Gappi şunları anlattı:

“Artık matbaalar fiyat veremiyorlar. İGC olarak kendi günlük gazetemiz var. 3 günde bir fiyat değişiyor. SEKA özelleştirildi. O dönemde de söylemiştik. Stratejik alanlar özelleştirilemez. O günlerde söylediğimiz şeyleri şimdi yaşar hale geldik. Stratejik alanlarda Türkiye yeniden farklı politikalar uygulamak zorunda.

“İfade özgürlüğü, fikir ve basın özgürlüğü demokrasinin vazgeçilmez ana unsurudur. Önce zihniyeti değiştireceğiz. Sıkıntılar çok büyük, bıçak kemiğe dayandı. Acil önlem gerektiriyor. Yerel gazeteler çok büyük sıkıntı içerisindeler. Sayfa sayısını azalt diyemiyorsun, BİK’na bağlılar. Büyük bir baskı ve karanlık süreç içerisinde yerel gazeteler. Acil bir sübvansiyon gerekiyor. Kağıt bulamıyoruz. Bizim çok acil toplanmaya ihtiyacımız var. BİK Genel Kurulu üyesiyim. Hükümet tarafından atanan üyeler belirlenmediği için 1.5 yıldır toplanamıyoruz.”

'15 TL’LİK KİTAP 70 TL OLACAK'

Kaynak Yayınları Genel Müdürü Mehmet Sabuncu konuşmasında kağıt bulamadıkları için kitap baskılarını durdurduklarını açıkladı. Artan maliyetler nedeniyle kitap fiyatlarının çok artacağına dikkat çeken Sabuncu şöyle konuştu:

“Kuşe kağıt 2 ay önce 850 avroydu. Şu an 1300-1600 avro arasında değişiyor. Hangi kağıtçıya gitsek farklı fiyat veriyorlar ve ‘Stoğumuzda yok’ diyorlar. Kitap kağıdı 680-700 avro arasında değişiyordu. Şu an 800 avroyu geçti. Kapak kağıdı 950 dolardan 1640 dolara çıktı. Şu anda yayınevinde baskıları durdurdum. Kağıt bulamıyoruz. Bugün 160-170 sayfalık bir kitap 15-20 TL’ye satılıyor. 2-3 ay sonra 60-70 TL’ye alabilirsiniz. Bir gün önce Türkiye’nin en büyük kağıtçısıyla konuştum. ‘Şu an 950 doları geçti kağıt ve bulamıyoruz.’ diyor.

SAVAŞA KURMAY HEYETİ GEREK

“Yayıncılar Birliği gerekli açıklamayı yaptı. Mustafa Kemal bir önderlik gösterdi, SEKA’ları kurdu. Balıkesir SEKA ve Giresun AKSU gazete kağıdı üretiyorlardı. İzmit SEKA kitap kağıdı üretiyordu. SEKA’lar gazetelere öncelik tanıyordu. Balıkesir SEKA’nın değeri 50 milyon dolar civarındaydı. Bir gruba 1.1 milyon dolara veriliyor. Danıştay bu kararı 5-6 kere bozuyor. En sonunda bir kanun çıkarıyorlar, Danıştay’ı bu tür davalara bakmaktan uzaklaştırıyorlar. Meclis özel sektöre veriyor. Ve bu 1.1 milyon dolar 9 yılda ödeniyor. Sayın Cumhurbaşkanı ‘Ekonomide Kurtuluş Savaşı vereceğiz’ dedi. Mustafa Kemal, SEKA’ları yürütürken bir savaş veriyor. Ama bir karargah ve bir kurmay heyeti var. Ama şu anda Cumhurbaşkanının etrafındaki kurmay heyet zaten özelleştirmeleri yapan heyet. Bu kafa yeniden kamulaştırmayı yapamaz. Sayın Cumhurbaşkanı hemen yeni bir kurmay heyeti kuracak. Bu işi bilen insanlarla bu savaşı yürütecek ve galip gelecek. Devletin çok uzun vadede ödemesiz, çok düşük faizli krediler vererek kültür hayatını canlandırması lazım. “Balıkesir’deki SEKA fabrikasını kamulaştıracak. Önümüzdeki süreç kamulaştırma dönemidir. Cesaretli şekilde yapılmazsa Türkiye hiçbir yere varamaz. İlk etapta BİK reklam fiyatlarını enflasyonun üzerine çıkması gerekir. Yurt dışından gelen kağıt konusunda sübvanse yapılabilir. Kağıdı da kitabı da vadeli alırdık. Dağıtıma verdiğimiz zaman 4 ay sonra döner bize parası. Fakat şimdi matbaacılar ‘Bana peşin vereceksin.’ diyor. Vadeli sektör bitti. Kimse de şu an öyle nakit para bulamazsınız.”

Son Dakika Haberleri kağıt krizi gazete BİK yerli kağıt