23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kalbin düşmanı yüksek kolesterol

Yüksek kolesterol zamanla damar sertliğine, pıhtı oluşumuna kalp krizi ve inmeye, safra taşına neden olabilir. Düzenli egzersiz yapmak iyi kolesterol seviyesini artırır, kötü kolesterol seviyesini ve bundan kaynaklanan plakların boyutunu azaltır. Bunun için yavaş tempoda günde on bin adım yeterli

Kalbin düşmanı yüksek kolesterol
A+ A-
DOÇ. DR. FEHMİ KATIRCIOĞLU
  • Doktorumun istediği tahlilde total kolesterol değeri 227 mg/dl çıktı. Doktorum bu konuda dikkatli olmam gerektiğini söyledi. Bu durumun riskleri nelerdir? Kolesterol değerlerimin normalleşmesi için ne yapmam gerekir?

Kanda bulunan ve pek çok gözenin bileşiminde rol alan kolesterol, yumurta akına benzer yapıya sahip bir yağ türü olmakla beraber vücut için son derece önemlidir. İnsan vücudunda sağlıklı gözelerin oluşabilmesi için göze zarları ve bazı hormonlar oldukça önemlidir. Ayrıca D vitamini oluşumunda kullanılmak üzere bir kolesterol de yine insan vücudu için önemli bir gereksinimdir. Ancak suda çözünmeyen kolesterol kana karışamaz; bu sebeple karaciğer, kolesterolün taşınmasına yardım etmek üzere özel bir madde lipoproteinler üretmeye başlar. Kolesterolü taşıyan bu lipoproteinler ise yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) ve düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) olmak üzere iki kümeye ayrılır. Düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) kan dolaşımı içinde kolesterolü taşıma işlemini sağlarken, yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) ise kolesterolün karaciğer ve dokular içinde taşınma işlemini gerçekleştirir. Total kolesterol (Toplam kolesterol) ise kanda bulunan bu iki kolesterol çeşidinin toplamı olarak ifade edilir.

Kanda yüksek seviyede kolesterol bulunması, damarlarda sertleşmeye neden olmakla beraber kan damarlarında yağ birikintileri oluşmasına yol açabilir. Kolesterol plakları olarak adlandırılan bu birikintiler, zamanla büyüyerek damarlardan yeterli miktarda kan akmasını zorlaştırır. Bu da çeşitli sağlık problemlerine yol açar.

KÖTÜ KOLESTEROL: LDL

Kötü kolesterol olarak da adlandırılan düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL), kolesterol ve trigliseridleri (vücudun enerji için kullandığı yağ türü) atardamarlara taşır. Kişide LDL kolesterol seviyesinin yüksek olması halinde, zamanla arterlerin duvarlarında ateroskleroz (damar sertliği) adı verilen birikme yaşanır. Bunun sonucunda bazı vakalarda, birikintilerin parçalanarak pıhtı atması durumuyla karşılaşılabilir. Bu durum, başta kalp olmak üzere bazı organların kan akış düzenini sekteye uğratabilir. Bu gibi durumlarda oluşan bir kan pıhtısının kalbe giden damarları tıkaması halinde, kalp krizi riski söz konusu olabilir. Şayet bu kan pıhtısı beyne giden bir damarı tıkarsa, felç (inme) riski ortaya çıkar. Yüksek kolesterolün neden olabileceği sıkıntılardan biri de safra dengesizliği ve buna bağlı olarak gelişen safra taşıdır.

İYİ KOLESTEROL: HDL

İyi kolesterol olarak da adlandırılan yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL), vücuttan atılabilmesi için kötü kolesterolün (LDL) karaciğere geri dönmesine yardım eder. Böylece, atardamarlarda birikecek kolesterol plaklarının önüne geçilmiş olur.

Günümüzde yüksek kolesterol teşhisi koyabilmek için kolesterol seviyeleri tek başına bir anlam ifade etmemektedir. Kolesterol değerlerine ek olarak kalp hastalığına neden olabilecek herhangi bir risk etmeninin varlığı da göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılmaktadır. Standart olarak kabul edilen kolesterol değerlerini göz önünde bulunduracak olursak; herhangi bir kalp rahatsızlığı riski taşımayan kişilerde, uygulanan lipid testinden elde edilen seviyede toplam kolesterol miktarı: 200 mg/dl altında ise ideal, 200-239 mg/dl arasında ise sınır, 240 mg/dl üzerinde ise yüksek kolesterol olarak değerlendirilir.

Yine aynı test sonucunda görülen LDL kolesterol seviyesi 130 mg/dl altında ise ideal, 130-159 mg/dl arasında ise sınır, 160 mg/dl üzerinde ise yüksek olarak kabul edilir. Bununla birlikte bahsi geçen testte HDL kolesterol düzeyi 40 mg/dl altında bulunuyorsa, durum tehlikeli olarak nitelendirilir. HDL kolesterol seviyesi kadınlar için 40 mg/dl, erkekler için ise 50 mg/dl üzeri olduğu takdirde sağlıklı ortalama yakalanmış kabul edilir. Bunların yanı sıra, yapılan araştırmalara göre hiperkolesterolemi hastalarında toplam kolesterol seviyeleri 300 mg/dl üzerinde, LDL seviyeleri ise 200 mg/dl üzerindedir.

SİSTEMİK HASTALIKLAR DEĞERLENDİRİLİR

Kanda yüksek seviyelerde kolesterol bulunduğu zaman damar sertliği, damar tıkanıklığı ve bunlara ek olarak daha ileri seviyede meydana gelebilecek kalp ve damar hastalıkları gibi risklerle karşılaşmak mümkün. Bu nedenle vakit kaybetmeden tedavi sürecine başlamak hayati önem taşır. Bu tedavi sürecinde, doktorlar genellikle kolesterolü düşürebilmek adına hiperlipidemi hastaları için statin grubu ilaçlardan yararlanır. Statinler, karaciğerin daha fazla kolesterol üretmesini engellediği için bu aşamada en sık reçete edilen ilaç grubudur. İlaç tedavisinin ne derece gerekli olduğu hususu ise doktorun kolesterol ve trigliserid seviyelerini hesaba katarak yaptığı incelemenin ardından belirlenir. Kolesterol düşürücü ilaçların etkinliği tartışmalı olup bir başka yazıda bu konuyu tartışacağız. Özetlersek sınırların üzerinde kolesterol yüksekliği olan kişilerde öncelikle fizik hareket ve beslenme önemlidir. İlaç tedavisi özellikle sistemik hastalığı olan kişilerde düşünülmelidir.

İlaçla tedavisini bir kenara bırakacak olursak, kolesterol hastaları için tedavi sürecinin en önemli noktalarından biri diyettir. Normal şartlar altında sağlıklı bir kişinin besinlerle aldığı kolesterol miktarı 300 mg altında olmalıdır. Hiperlipidemi hastaları için de gerekli beslenme planıyla kolesterol miktarı 300 mg’ın altına inmelidir. Şayet bahsi geçen hastanın kan kolesterol seviyesi hayati risk teşkil edecek biçimde yüksek ise bu miktar 200-250 mg’ın altında olmalıdır.

BESLENME

Yüksek kolesterolü olan bireyler ağırlıklı olarak beyaz eti tercih etmelidir. Pişirme yöntemi bakımından haşlama, buğulama ve ızgara bu bireyler için en uygun seçeneklerdir. Kırmızı etten nispeten uzak durmanız gerekirken, bolca balık tüketmekte herhangi bir sakınca yoktur. Bunların yanı sıra tahıl, taze meyve ve sebze tüketimine özen gösterilmelidir. Son olarak tam yağlı süt ve süt ürünleri yerine çok daha az yağ içeren gıdalara yönelmekte fayda vardır.

Omega-3 gibi kötü kolesterol düşürme konusunda oldukça yardımı dokunan bileşenleri içeren besinlere (balık, ceviz, semizotu vb.) yönelebilirsiniz. Ayrıca yulaf, badem, avokado gibi besinlerin yanı sıra kolesterol düşürücü ilaçlarla benzer şekilde etki sağlayan probiyotik ve prebiyotik besinler (kefir, yoğurt, ayran gibi) özellikle tüketilmelidir.

YÜKSEK KOLESTEROLÜN BELİRTİLERİ

Yüksek kolesterol bazı belirtilerle kendini gösterir. En sık rastlanan yüksek kolesterol belirtilerini ise şöyle sıralayabiliriz: Yüz ve göz çevresinde görülen sarı renkli yağ bezeleri, halsizlik ve yorgunluk, bacak ve ayaklarda uyuşma, ağrı, baş dönmesi, göğüs ağrısı, yaraların geç iyileşmesi, cildin solgun görünmesi, nefes darlığı, deri altında yağ birikmesi, ciltte lekelenmeler. Vücudun bazı bölgelerinde morarmalar.

NASIL DENGELEYELİM?

Düzenli bir şekilde egzersiz yapmak vücuttaki iyi kolesterol (HDL kolesterol) seviyesini artırma konusunda fayda sağlarken, kötü kolesterol (LDL) seviyesini ve bundan kaynaklanan plakların boyutunu azaltır. Beden hareketleri yaparken akılda tutulması gereken nokta düşük yoğunluklu uzun süreli hareketler yapılmalıdır. Yavaş tempoda günde on bin adım yeterlidir.

KÖTÜ BESLENME ALIŞKANLIĞI: Hayvansal ürünlerde bulunan doymuş yağ ve abur cubur tarzı ürünlerin içeriğinde bulunan trans yağları tüketmek, bireyin kolesterol seviyesini artırabilir. Ayrıca kırmızı et, tam yağlı süt gibi ürünler de kolesterol seviyesinin artmasında etkili rol oynamaktadır.

AŞIRI KİLO (OBEZİTE): Vücut kitle indeksi (VKİ) 30 ya da üstünde olan kişiler için yüksek kolesterol riski normal bireylere oranla daha fazladır.

SİGARA KULLANMAK: Sigara içmek kan damarlarında bulunan duvarlara hasar verir ve bu duvarlarda yağ birikintileri çok daha kolay birikir hale gelir. Bununla birlikte sigara tüketen bireylerin iyi kolesterol (HDL) seviyeleri de düşebilir.

KALITSAL ETKENLER: Genetik yapı, kötü kolesterolü (LDL) kandan uzaklaştırma işlemini engelleyebilir ya da karaciğerin gerekenden fazla kolesterol üretmesine yol açabilir.

DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI): Yüksek kan şekeri, kandaki kötü kolesterol (LDL) düzeyinin artmasına neden olurken iyi kolesterol (HDL) seviyesinin düşmesinde de etkili rol oynar. Yüksek kan şekeri ayrıca damar çeperlerine de hasar verir.

YAŞ: İlerleyen yaş ile beraber vücut kimyası değişir. Haliyle yüksek kolesterol riski de buna paralel bir şekilde artar. Yaşın artmasıyla birlikte karaciğerin kötü kolesterolü (LDL) ortadan kaldırma durumunda da düşüş yaşanır.

Son Dakika Haberleri kolestrol damar sertliği Kolesterol değerlerimin normalleşmesi için ne yapmam gerekir? ldl hdl kötü kolestrol