Kalın: Libya Hükümeti istediği sürece orada olacağız
Türkiye’nin UMH’nin davetiyle Libya’ya gittiğini hatırlatan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, 'Libya Hükümeti orada olmamızı istediği sürece orada olacağız' ifadelerini kullandı.
Reuters’ın sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Rusya ile yapılan mutabakat çerçevesinde dün yapılan açıklamayla, Rusya ile Libya’da güvenilir ve sürdürülebilir bir ateşkes üzerinde çalışmak üzere yeni bir anlaşmaya varıldığını kaydederek, “Bu (anlaşma) BM çerçevesinde ve mevcut 10 ülke ve üç uluslararası kuruluş tarafından kabul edilen Berlin Konferans ilkeleri çerçevesinde olacak” dedi. Kalın şöyle devam etti:
“Libya’da siyasi süreci ilerletmek ve güvenilir ve sürdürülebilir olması gereken bir ateşkes için süreci ilerletmek istiyoruz. Bunu şunun için söylüyorum: Ateşkes veya siyasi süreçteki tüm değerli girişimler Hafter’in saldırgan davranışı ve tüm ülkedeki kontrolü ele geçirme girişimiyle zayıflatıldı. Hafter’in bu noktada meşruiyeti yok. O bir darbeci, Tarhun’da toplu mezarlıklarda da gördüğümüz üzere birçok insanı öldürdü ve şimdi bu konuda yasal bir soruşturma süreci de işliyor.”
İLK TOPLANTI MOSKOVA’DA
Libya’daki gelişmeleri değerlendirmek üzere Türkiye’ye gelen ve önceki gün Ankara’da temaslarda bulunan Rus heyetiyle ortak çalışma grubu oluşturulması ve ilk toplantının Moskova’da yapılması kararlaştırılmıştı.
Kalın, Hafter’ın elinde birçok Libya vatandaşının kanının olduğunu ve bu yüzden meşru ve güvenilir bir aktör olmadığını kaydederek şöyle konuştu:
“(Hafter) Son iki yıl içinde, Abu Dhabi de 2019 nisanda yapılan dahil olmak üzere tüm ateşkes anlaşmasını ihlal etti. Abu Dhabi’deki anlaşmadan sadece iki hafta sonra Trablus’a yönelik başka bir saldırı başlattı. Bu nedenle Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) Hafter’e güveni yok. Bu yüzden tüm kesimlerin Saharad adı verilen ve 2015’te imzalanan anlaşmaya göre orijinal konumlarına geri dönmelerini istediler. Bu anlaşmaya göre, Sirte ve Cufra, Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne ait kalmalı ve buraları zorla ele geçirmiş olan Hafter’e geçmemeliydi.”
'ASKERİ GERGİNLİK DE İSTEMİYORUZ'
Güvenilir ve sürdürülebilir bir barış olacaksa, tarafların 2015 yılındaki pozisyonlarına geri dönmesi ve müzakerelere başlanması gerektiğini vurgulayan Kalın, şunları söyledi:
“Biz orada siyasi bir çözüm için varız, herhangi bir askeri çözümden yana değiliz. Rusya ya da Mısır ya da oradaki herhangi bir başka ülkeyle askeri gerginlik de istemiyoruz. Bu hedefe ulaşmak için gerekli olan adımlar atılırsa, siyasi sürecin BM çatısı altında ilerleyebileceğine inanıyoruz. Bunun gerçekleşmesi için karşı tarafta da güvenilir oyunculara, meşru oyunculara sahip olmalısınız. Uluslararası toplum da bu süreci ileriye taşımak için BM tarafından tanınan meşru hükümet olan Ulusal Mutabakat Hükümeti ile birlikte çalışmalıdır.”
'HAFTER KUVVETLERİ CUFRA VE SİRTE’DEN ÇEKİLMELİ'
Rusya ile ateşkes üzerinde çalışılması için anlaşma sağlandığını, bunun henüz bir ateşkes olmadığını kaydeden sözcü, gelinen aşamada Türkiye ve Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin Sirte ve Cufra’nın UMH’nin elinde olmasını isteyip istemeyeceği sorusuna, “Evet, bu müzakerelerin de bir parçası olacak. Bu UMH’nin temel talebi. Eğer ateşkes sürdürülebilir olacaksa Hafter kuvvetleri Cufra ve Sirte’den çekilmeli” dedi.
'LİBYA HÜKÜMETİ ORADA OLMAMIZI İSTEDİĞİ SÜRECE ORADA OLACAĞIZ'
Kalın, Türkiye’nin UMH’nin davetiyle Libya’ya gittiğini ve Aralık 2019’da bir anlaşma imzalandığını kaydetti:
“Bu anlaşma askeri alanda işbirliği ve eğitim anlaşmasıydı. Libya’da meşru hükümeti askeri danışmanlık ve diğer yollarla destekledik. Libya hükümeti orada olmamızı istediği sürece orada olacağız. Herhangi bir ülke, Libya Suriye veya başa bir ülke ile gerekenden daha fazla ilgilenmiyoruz. Barış ve istikrar için oradayız. Libya’da meşru bir şekilde devletlerin daveti üzerine bulunuyoruz.”
Son aylardaki gelişmelere bakıldığında kalıcı bir ateşkes konusunda iyimser olup olmadığı yolundaki bir soruya cumhurbaşkanlığı sözcüsü şu karşılığı verdi:
“Bunun üzerinde çalışmalıyız. Hafter güvenilir değil, onu meşru bir aktör olarak görmüyoruz. Ancak Tobruk’ta başka bir parlamento var. Bingazi’de başka oyuncular var. Müzakerelerin (bu tarafların) aralarında da yapılması gerekecek. Bu, Libyalı gruplar arasında… Biz bu müzakerelere taraf değiliz. Ancak onları birlikte ulaşabilecekleri her türlü ateşkes anlaşmasının hüküm ve koşullarından memnun olmaları şartıyla, siyasi sürece bağlı kalmalarını teşvik edebiliriz.”
Fayiz es-Sarrac hükümetinin sadece Tobruk ve Bingazi’de değil, aynı zamanda çoğunlukla kabilelerin olduğu ülkenin güneydeki insanlarıyla da temas halinde olduğuna inandığını vurgulayan Kalın, UMH’nin onlarla da temas halinde olduğunu belirtti.
'26 İLA 8 MİLYAR DOLAR ARASINDA BİR TUTARA MAL OLDU'
“Amacımız, birleşik bir Libya için süreci ileri taşımak. Hem siyasi olarak, hem toprak bütünlüğünü koruyan hem de ekonomik olarak üniter yapıda bir Libya için” diyen Kalın şöyle devam etti:
“Hafter’in Libya’daki adımları sadece son altı ay içinde milyarlarca dolarlık bir ekonomik zarara yol açtı. Hafter güçlerinin Libya ulusal petrolüne uyguladığı blokaj 6 ila 8 milyar dolar arasında bir tutara mal oldu. Bu böyle bir ekonomik kriz döneminde yaşandı. Libya’da iç savaşın başladığı 2011’den bu yana yaşanan ekonomik kayıplar yüz milyarlarca dolar. Bu yüzden Libya’nın siyasi, ekonomik, sosyal ve toprak bütünlüğü açısından birleştirilmesini istiyoruz. Libya’yı parçalamak için oluşturulan senaryolar, doğuyu bir tarafa batıyı diğer tarafa verme planları, Libya’nın güneyinin kabilelere bırakılması gibi senaryolar tehlikeli.”
'FRANSA’NIN BU ANLAŞMAZLIĞIN YANLIŞ TARAFINDA OLDUĞUNA İNANIYORUZ'
Hafter ve destekçilerinin yıllardır silah ambargosunu ihlal ettiğini kaydeden sözcü şöyle konuştu:
“Hatta geçen yıl Berlin konferansının kararlarına da uymadılar. Hafter’i doğrudan veya dolaylı olarak destekleyen Fransa’nın bu anlaşmazlığın yanlış tarafında olduğuna inanıyoruz. Doğrudan destek sağladıklarını inkar ediyorlar, ancak Hafter’i pek çok farklı şekilde desteklediklerini biliyoruz ve buna dair kanıtlarımız var. Anlaşmazlığı daha da körüklüyorlar ve bu barış sürecine, BM sürecine, Berlin sürecine yardımcı olmuyor.”
‘FRANSA MEŞRU AKTÖRLERLE ÇALIŞMALI’
Kalın, Fransa Libya’da söz sahibi olmak istiyorsa, bunu orada meşru aktörlerle çalışarak, BM ve Berlin anlaşmalarının çerçevesine geri dönerek yapması gerektiğini vurguladı.
'MISIR İÇİN TEHLİKELİ BİR ASKERİ MACERA OLACAK'
Mısır’ın Libya’ya asker göndermesine yönelik meclis kararı konusunda Kalın, “Özellikle hepimiz ateşkes üzerinde çalışırken ve siyasi süreci ilerletmeye çalışırken, Mısır’ın askeri güçleri Libya’ya göndermeyi planlaması, bu sürece yardımcı olmayacaktır. Mısır için tehlikeli bir askeri macera olacağına inanıyorum” dedi.
Türk şirketlerin son 40-50 yıldır Libya’da altyapı, enerji, turizm ve pek çok alanda iş yaptığını kaydeden cumhurbaşkanlığı sözcüsü şöyle konuştu: “Şimdi ise bu işlerin çoğu ya kapatıldı ya da savaş yüzünden bırakılmak zorunda kaldı. Şimdi Libya’daki hükümet ve özel sektör Türk şirketlerinin geri dönmesini, işlerini tamamlamasını ve yeni işler yapmasını; çatışma devam ederken mümkün olduğunca Libya’yı yeniden inşa etmeye başlamasını istiyor.”
Kalın, Türk şirketlerinin önümüzdeki dönemde güvenlik şartlarına bağlı olarak Libya’yı ziyaret edebileceğini de belirterek, “Bu anlaşmazlığın bitmesini istiyoruz ki Libya’nın yeniden inşa sürecine de başlanabilsin. Şirketlerimiz hazır” dedi.