Asya kucaklaşmasına sabotaj
Tahran-Soçi-Semerkant zirveleriyle bölge ülkeleri Atlantik'in karşısında güçlü bir fotoğraf verdi. Suriye'yle normalleşme süreci, ŞİÖ'ye üyelik konuları bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ağzından açıklandı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise Asya'ya yönelişe karşı Türkiye'nin dostlarını rahatsız edecek ifadeler kullandı.
Türkiye son günlerde Suriye ile normalleşme sürecini konuşurken, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'a göre Suriye ile bir siyasi temas planlanmıyor. Kalın'ın önceki akşam bir canlı yayında yaptığı açıklamada Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)'ne üyelik konusunda kullandığı sözler de Türkiye'nin Avrasya'daki dostlarında güvensizlik yaratacak cinsten: “Mesajımız aslında Avrupa'ya verilmiş bir mesaj. Biz, AB üyelik sürecinin devam etmesini istiyoruz. Biz bir tercih noktasında ikilemde kalmak istemiyoruz. AB üyeliği Türkiye'nin stratejik tercihidir.”
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın önceki gün NTV canlı yayınına konuk oldu. Semerkant ve New York temaslarının, Türk dış politikasında artık alışılagelen yoğun ve dinamik diplomatik girişimlerin bir halkası olduğunu söyledi.
'RUSYA VE BATI'NIN MÜCADELESİ'
Donbass halkının Rusya'ya katılmak için yaptığı referanduma karşı çıkan Kalın, 'tek taraflı girişimleri doğru bulmadıklarını' belirterek, “Biz 2014 yılında yapılan Kırım referandumunu ve sonucunu yani Rusya ilhakını tanımadığımız gibi bu tür referandumlarda da durumumuz belli. Daha geniş çerçevede büyük fotoğrafa baktığınızda, Rusya ile Batı arasında devam eden mücadelenin bir yeni safhasını oluşturuyor.” ifadelerini kullandı.
Esir takası sürecinde MİT'in önemli bir rol oynadığını aktaran Kalın, şu bilgileri paylaştı: “Aslında bu süreç yaklaşık 3,5 aydır devam eden müzakere süreciydi. İsimler, listeler, kimlerin bırakılacağı, nereye gideceği konusunda çok fazla detay var. Biz mesele neticelenene kadar kamuoyuna çok açıklama yapmadık ama Cumhurbaşkanımız bu konuyu, lider diplomasi düzeyinde çok sıcak tuttu. Sayın Putin ve Sayın Zelenskiy ile çokça görüşmeleri oldu. 200 isim vardı ama 15 isimde anlaşılamıyordu. İhtilaf oldu. Sonra o liste daraldı, Lviv'e yetişmedi. O zaman biz dedik ki biraz daha müzakereye devam edelim. O zaman da 5 isme kadar düştü. O 5 isim de Türkiye'ye geldi ve savaş bitene kadar bizim güvencemizde olacaklar.”
'UKRAYNA'NIN YANINDAYIZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya-Ukrayna konusunda yaptığı açıklamalardan farklı olarak Kalın, Türkiye'nin taraf olduğunu söyledi. “Bu savaşta Ukrayna'nın yanındayız.” diyen Kalın “Rusya'nın yapmak istediği referandum kararını tanımıyoruz. Ukrayna'nın egemenliğini, toprak bütünlüğünü tanıyoruz.” diye konuştu.
'ASYA'DAKİ OLUŞUMLARA İLGİSİZ KALAMAYIZ'
Türkiye'nin ŞİÖ'ye üye olup olmayacğaı konusunda Kalın şu açıklamayı yaptı: “Bizim bu yaklaşımımız 2019'da açıkladığımız 'Yeniden Asya' açılımının bir parçası olarak da görülebilir. Daha önce 2005 yılında bir Afrika açılımı yapmıştık ve o çerçevede Afrika ile ilişkilerimizi son 15-16 yıl içerisinde çok farklı bir noktaya getirmiştik. Asya ile ilişkilerimizde de benzer paradigmatik bir değişim var. Özellikle dünyanın özellikle ekonomik ekseninin Batı'dan Doğu'ya kaydığının söylendiği, Asya perspektifinin yeniden dünya sahasında ele alındığı bir dönemde bizim Asya'daki oluşumlara ilgisiz kalmamız tabiki mümkün değil.
“Şangay İşbirliği Örgütü'ne üye olan ülkelerin toplam ekonomik hacmi 20 trilyon dolar civarında ve nüfusunun yüzde 40'ı Müslüman. Hem tarihi ve kültürel anlamda hem de coğrafi ve ekonomik anlamda çok ciddi ilişkilerimizin olduğu bir teşkilattan bahsediyoruz. Biz bir anlamda da Batı'daki Asyalı, Doğu'daki Avrupalı bir ülke olarak da kendimizi burada Afro-Avrasya ülkesi olarak konumlandırmak suretiyle de hem Avrupa'yla hem Asya'yla hem de Afrika'yla kesişme noktasındaki bir ülke olarak bu coğrafya ile bu yapılarla ilişkilerimizi güçlendiriyoruz.
'AVRUPA'YA MESAJ'
“Mesajımız aslında Avrupa'ya verilmiş bir mesaj. Türkiye AB'ye üyelik için üzerine düşen önemli yükümlülükleri yerine getirmişken, AB'nin fasılları açmaması, engellemesi bir uzaklaştırma yaratıyor. Biz, AB üyelik sürecinin devam etmesini istiyoruz. Türkiye AB üyesi olmasa bile Avrupa ülkeleriyle ticaretini zaten sürdürüyor ve sürdürecek. AB tarafının yapıcı bir konumda olması gerekiyor. Biz bir tercih noktasında ikilemde kalmak istemiyoruz. AB üyeliği Türkiye'nin stratejik tercihidir.”
'SİYASİ TEMAS PLANI YOK'
“Şam ile siyasi temas ne zaman ve ne ölçüde olur?” sorusunu yanıtlayan Kalın, şu anda öyle bir plan olmadığını belirterek, “Suriye ile siyasi temas konusunda şu anda bir plan yok. İstihbarat temas kuruyor. Suriye konusunda Türkiye'nin tutumu belli. Astana süreci devam ediyor. Anayasa çalışmaları devam ediyor. Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi istihbarat birimlerimiz gerektiği zaman, gerektiği kadar ilgili yerlerle görüşmelerini yaparlar.” ifadelerini kullandı.
'YAPTIRIMLARI DELMİYORUZ'
Rusya'nın Türk bankaları üzerinden yaptırımları deldiği iddiası sorulan Kalın, “Bu iddiaların bir aslı yok. Türkiye töhmet altında bırakılmaya çalışılıyor. MİR kartı dediğimiz şey, Rus turistlerin Türkiye'ye geldikleri zaman günlük harcamaları için sınırlı olan bir karttır. Rus turistlerin ülkemize gelmesini yasaklayacak halimiz yok. Buraya gelen turist nasıl başka kartları kullanıyorsa diğer kartları da kullanabilir.” dedi.
ABD'nin Güney Kıbrıs Rum yönetimine (GKRY) yönelik silah ambargosunu kaldırma kararını değerlendiren Kalın, “Amerikan yönetiminin, Kıbrıs Rum Yönetimine dönük silah ambargosunu kaldırmasını çok yanlış bir karar olarak görüyoruz. Bunun bölge barışına, Doğu Akdeniz'de barış ve istikrara katkı sağlaması mümkün değil. Kıbrıs barış sürecine katkı sağlaması da söz konusu değil.” diye konuştu.
'İSRAİL'LE NORMALLEŞMEYİ ÖNEMLİ GÖRÜYORUZ'
Kalın, İsrail'e iadeiziyaret yapılıp yapılmayacağı sorusuna, gündemleri çok yoğun olduğu için yakın vadede böyle bir ziyaretin olmayacağını, İsrail'de de seçimlerin olacağını hatırlattı. Kalın, sözlerine şöyle devam etti:
“İsrail ile normalleşmeyi hem ikili ilişkilerimiz hem Filistin meselesi hem de bölge açısından önemli görüyoruz. Daha önce de ifade ettik, ikili ilişkilerimiz bütün sıkıntılara rağmen, ticari ve insani boyutta iyi bir şekilde devam etti ama bunun kadar önemli olan bir diğer konu da Filistin meselesinde adil ve kalıcı bir çözümün bulunabilmesi ve iki devletli çözümün hayata geçirilebilmesi, Türkiye'nin bu sürecin içinde olması büyük öneme haiz.”
Enerji iş birliği konusunda sadece İsrail-Türkiye arasında değil, Avrupa tarafında da ciddi bir isteklilik olduğunu kaydeden Kalın, şöyle devam etti: “Ukrayna-Rusya savaşından sonra Avrupa tekrar bir enerji kriziyle karşı karşıya. İki alternatif var. Birisi TANAP'ın güçlendirilmesi. Azerbaycan gazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya gitmesi. İkinci alternatif de Doğu Akdeniz'den elde edilecek gazın İsrail, Lübnan, Mısır olur, Türkiye üzerinden Avrupa'ya gitmesi. İki durumda da Avrupa'nın enerji güvenliği Türkiye'ye bağlı.”
'BİREYİN TERCİHİ ESASTIR'
İran'da gözaltına alınan Mehsa Emini'nin hayatını kaybetmesinin ardından ülkede başörtüsüne karşı eylemler başlatılmıştı. Kalın bu konuda “Yaşanan ölüm olayından üzüntü duyuyorum. İran tarafının sağduyu ile hareket edeceğine inanıyorum. Bireyin tercihi esastır. Toplumsal huzuru önceleyen bir tavrın hakim olması tercihimizdir.” diye konuştu.
'ALTERNATİFSİZ DEĞİLİZ'
ABD ile F-16 görüşmelerine değinen Kalın “ABD yönetimi satışa çok sıcak bakıyor. Bizim kanaatimize göre, oylamaya gitmesi durumunda hem kongreden hem de senatodan geçecektir. Satış olmazsa alternatiflere her zaman sahibiz.” dedi.
‘ESED GELSEYDİ GÖRÜŞÜRDÜM’ DEMİŞTİ
Kalın'ın özellikle Suriye ve ŞİÖ ile ilgili sözleri dikkat çekti, zira son günlerde yaşanan gelişmeler ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarıyla örtüşmüyor:
Cumhurbaşkanı Erdoğan 20 Temmuz'da Türkiye-Rusya-İran arasındaki Astana Zirvesi kapsamında Tahran'daydı. 5 Ağustos'ta da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le Soçi'de bir araya geldi. Bu süreçte Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan Suriye'yle normalleşme sinyali geldi. Çavuşoğlu “Kalıcı barış için adım atılmalı. Diyalog için şart olmaz” dedi. Çavuşoğlu, Suriyeli mevkıdaşı Faysal Mikdat'la ayaküstü görüşme yaptıklarını da açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 19 Ağustos'ta Ukrayna dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtladı, “Suriye ile ileri seviyede adımları temin etmemiz gerek. Bu adımları atarak İslam dünyasının komşularımızla olan bu bölgesinde birçok oyunu biz bozarız.” ifadelerini kullandı.
Hürriyet Gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, 16 Eylül tarihli yazısında, Erdoğan'ın Ak Parti MKYK toplantısında “Keşke Esed Özbekistan’a gelseydi, görüşürdüm” dediğini yazdı. Ak Parti'den Selvi'nin yazısına bir yalanlama gelmedi.
Özbekistan'ın Semerkant kentindeki ŞİÖ zirvesi de hem bölge hem örgütün diyalog ortağı Türkiye açısından önemli bir çıkış oldu. Erdoğan'ın davet üzerine üzerine katıldığı zirvede liderler sıcak fotoğraflar verdi, olumlu görüşmeler yaptı. Erdoğan dönüşünde uçakta hedefin ŞİÖ üyeliği olduğunu açıkladı. ŞİÖ'nün ardından Birleşmiş Milletler zirvesine giden Erdoğan Reuters muhabirinin “Biden ile görüşmeyi ister miydiniz?” sorusuna “Yoo o Biden ben Erdoğan” yanıtı verdi.