19 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kalp damarın babası Giovanni Maria Lancisi

DR. EREN FIRAT

Kalp damarın babası Giovanni Maria Lancisi

1654 –1720 yılları arasında yaşamış ve özellikle kalp damar fizyolojisi alanında yaptığı çalışmaları ile bilinen İtalyan doktor Giovanni Maria Lancisi, 17 ve 18. yüzyılın en ilham alınan hekimlerinden biridir. Kariyerini Roma Üniversitesi'nde Anatomi-Epidemiyoloji alanında yapan Lancisi, Sapienza Üniversitesi'nde tıp kütüphanesini açmış ve anatomi kürsüsünü 13 yıl boyunca yönetmiştir.

GÖĞÜS AĞRISINI TANIMLADI

Lancisi, kardiyoloji ve pnömoloji alanında çalışmalar yapmış ve ''anjinapektoris'' olarak bilinen göğüs ağrısını ilk kez tanımlayan kişi olmuştur. Lancisi'nin “Ciğerlerin içinden gelen ağrılar nefes almayı zorlaştırır ve yukarı doğru çıkar; bu da ani ölüme yol açar” diye tanımladığı bu kavram, aslında tam olarak 50 yıl sonra tartışmaya açılmış ve açıklanmıştır. Lancisi, 50 yaşında bir adamın av esnasında interkostal kaslarda ani ve ağrılı gerilimle başlayarak nefes darlığı gelişmesi neticesinde ölümünü de ayrıntılarıyla tarif etmiştir. Aslında hastalığın seyri sırasında yüksek farkındalıkla yaptığı bu gözlemleri, günümüz tıbbında yüksek efor sırasında ortaya çıkan vedispne, ciddi öksürük, düzensiz ritm, nabızda yavaşlama, palpitasyonlar, bilinç kaybı gibi bulgularla kendisini göstererek ani ölüme yol açan olguların derli toplu aktarılmasında önemli bir adım sunmaktadır.

Ölümünden 8 yıl sonra ise anevrizma üzerindeki çalışmaları yayımlanmıştır. Bu çalışmasında kalpte bir genişlemeden (anevrizma) bahsetmekte, gerçek ve yalancı anevrizma ayrımı yapmakta ve sifiliz ile anevrizmanın ayrıldığı noktaları açıklamaktadır. Daha spesifik olarak vejetasyonları, kapak duvarcıklarındaki kalınlaşmaları, “anevrizma gallicum” oluşumunu, valvülerstenoz ve kardiyak değişimleri, kardiyak hipertrofi ve kardiakdilatasyon arasındaki farklılıkları ortaya koymuştur. Lancisi, anevrizmaların sınıflandırılmasından çok daha önce, bunları etiyolojik faktörlerine göre ''herediter, mekanik tıkanma, kalsifiye/oluşmamış kapakçıklar, büyük damar kalsifikasyonları, palpitasyon, sinirsel bozukluklar ve astım'' olarak adlandırarak ayırımını yapmıştır.

Lancisi bir başka olgu tarifinde, hastada belirlediği kalp yetmezliğine aortik kapak bozukluğu ve mitral kapak regürjitasyonun (kaçağının) sebep olduğunu açıklamıştır. Önemli bir gözlemi de kalbin sağ tarafındaki genişlemenin, jugulervenlerin belirginleşmesi ile beraber seyrettiğini göstermesidir. Kalbin triküspid kapağının girişindeki regürjitasyonun (kaçağın) fiziksel özelliklerini tarifi, yine günümüz kardiyolojisine ışık tutan örneklerdir.

Kalp damarın babası Giovanni Maria Lancisi - Resim : 1
G.M. Lancisi'nin bir çizimi

SİVRİSİNEK VE SITMA İLİŞKİSİ

Lancisi’nin ilgi alanları bunlarla sınırlı kalmamış; üroloji ve nöroloji anatomisine yönelik çalışmaları dışında veteriner hekimlik alanında da önemli uğraşları olmuştur. Ayrıca halk sağlığında önemli yer tutan epidemiyolojik çalışmalar yapmış; sivrisineklerin artışı ve sıtma arasındaki ilişkiyi ortaya koymuştur. Ayrıca sıtma (malarya) üzerine ''De noxiispaludumeffluviis'' adlı çok önemli bir eser yazmıştır. De subitaneismortibus adlı eseri, otopsi ile ilgili ilk yazım olarak kabul edilir. Bu çalışmada yine 1706 yılında Roma’da gerçekleşen ani epidemik ölümlerdeki miyokardiyal hastalığa yer vermektedir. De motucordis et aneurysmatibus adlı kitabında ise anevrizmaların patoloji ve etiyolojisini tarif etmekte iken, Tractatus de urinis’de üre oluşumunun fizyolojik mekanizmasını açıklamaktadır. Lancisi’nin belki de en kayda değer çalışması Corpus Callosum’un yapısı ile ilgili yaptığı anatomik tariflemesi (mediallongitudinalstriaların varlığını göstermesi) olmuştur.

Çok yönlü bir bilim insanı olan Lancisi, tıp dışında dil ve eski yazılı belgelere ilişkin kayda değer çalışmalar yapmıştır. Kleopatra ve iki hizmetkarının iki zehirli yılan tarafından ölümü üzerine yaptığı araştırmalar sonucunda bu ölümlerin sadece yılan zehri ile gerçekleşemeyeceğini; ölümün gerçekleşmesi için Kleopatra'nın aynı zamanda narkotik katkılı bir zehir içme olasılığı olduğunu yazmıştır.

Yaşamı boyunca Papalar'ın doktoru olarak da bilinen Lancisi, üç ayrı Papa'ya bu açıdan hizmet etmiştir.

KAYNAKÇA

  • Firkin, Barry G.;Whitworth, Judith A. (1996). Dictionary of MedicalEponyms (2nd ed.). Parthenon. p. 225. ISBN 1-85070-477-5.
  • Paleari, Andrea; Beretta, EgidioPaolo; Riva, MicheleAugusto (2021-03-01).
  • Andrew P. Wickens, A History of the Brain: from Stone Age Surgeryto Modern Neuroscience (2014)
  • MarcoCatani, StefanoSandrone, Brain Renaissance: FromVesaliusto Modern Neuroscience (2015) p. 85.
Son Dakika Haberleri tıbbın köşe taşları