Sendikacılardan suistimallere tepki

Hemşireler ve Tüm Sağlık Profesyonelleri Sendikası (HEP-SEN) Genel Başkanı Yunus Şimşek ve Emniyet Teşkilatı Sendikası Genel Başkanı İsmail Okumuş, Aydınlık’a değerlendirmelerde bulundu. Şimşek bazı sendikaların çalışan haklarını koruma amacından saparak zenginleşme aracına dönüştüğünü ifade etti. Bu sorunun çözümü için sendikaların devlet veya bakanlık tarafından düzenli denetime tabi tutulması gerektiğini vurguladı.

Şimşek, şöyle devam etti:

“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çalışma Genel Müdürlüğünün 15 Ocak 2025 tarihinde bir yazısı vardı. Sendikaların faaliyetlerinin kanuna uygun olması gerektiğine dair bir uyarı yazısı aslında bu. ’Birtakım işçi sendikalarının maddi yardımlar yaptığını, alışveriş kartları verdiğini biliyoruz.’ denildi. Bunların kanunla uyuşmadığını, devam etmesi takdirinde de yöneticilerin sorumlu tutulacağına dair bir uyarı yazısıydı.

YÖNETİCİLERE YAN MAAŞ

“Biz dört yıldır faaliyet gösteriyoruz. HEP-SEN olarak 25 bine yakın üyemiz var. Kamuda, özellikle sağlık sosyal hizmet kolunda da benzer durumlar var. Bir takım sendikalar, yöneticiliğe seçtiklerine yan bir maaş bağlamış durumdalar. Bu devlet memurluğu kanununa aykırı. 4688 sendikalar kanuna da aykırı. Bir hastane yöneticisinin, ücret karşılığında sendikaya pozitif ayrımcılık tanıdığı, üye yönlendirdiği iddia ediliyor. Sırf üye toplamak için yan maaş bağlanıyor.

“Promosyon diye bir kavram var. Sendikalar kendi sendikalarını tanıtmak amacıyla hizmet verdiği iş kolu takvim, bardak, çanak gibi tanıtım materyalleri dağıtmakla. Hastaneler panayır alanına dönmüş durumda. Her koridorda sendika takvimleri, bardaklar var. Devlet kurumlarında bu kutuplaşmaya, bölünmeye alan açan, yan maaş bağlamak suretiyle yan bir yapı kuruluyor içeride.

TÜM SENDİKALARA DENETİM ÇAĞRISI

“Promosyonlar ciddi maliyetlere neden oluyor. Bu maliyetler nasıl, ne şekilde alınıyor?Acaba ihale kanuna uygun yapılıyor mu? Kaç firma bu ihalelere katılıyor ya da doğrudan teminleme mi yapılıyor? Hiçbir şey belli değil, denetim yok.

“Çağrımız şu: Tüm sendikalara denetim yapılsın. Kendi yöneticilerine bağış bağlamaktan tutun, kamu kurumlarında bazı üst düzey yöneticilerin de bu işin içine girdiği, buralardan çeşitli yarar sağladığı, kamuoyunda kutuplaşmaya, bölünmeye kadar götürebileceği iddia edilmekte.

“Sendikaların mali ve idari yönden denetlenmesini biz canı gönülden isteriz. Sendikalar bir ticarethane gibi görülüyor. Para kazanma, zenginleşme aracı olarak kullanılıyor. Sadece iç denetimle değil bakanlığın da bu noktada bir denetim mekanizması ortaya koyması gerekiyor.

“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, konuşmasında sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırıldığını söyledi. Biz katılmıyoruz. Yüzde 1 barajı, yüzde 2 barajı, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay tarafından kaldırıldı. İşçi sendikalarında e-Devlet üzerinden üyelik diye bir kavram var. Ama kamu sendikalarına e-Devlet üzerinden üye olamıyorsunuz. Biz bunun başvurusunu da yazılı olarak defalarca yaptık. Bakan Bey'e de defalarca başvurduk, Cumhurbaşkanlığına da yazdık fakat bir sonuç çıkmadı.

SENDİKAL TERCİHLERE ÜSTÜ KAPALI BASKI

“Kamuda bir hastanenin başhekimi ile hastanenin personeli aynı sendikal örgütlenmeye üye olabiliyor. Her ne kadar bu süreç doğal gözükse de kurumun en üst düzey yöneticisi ‘A’ sendikasına üye olunca, personelin ‘Z’ sendikasına özgürce üye olması beklenemez. Çünkü görülmeyen bir baskı var. Burada örgütlenme özgürlüğünden bahsedemezsiniz. Yöneticiler, ellerindeki gücü kullanarak bu sürece müdahale ediyor. Ciddi şekilde örgütlenme özgürlüğünün önünde engellerimiz mevcut.”