Kaosa gerek yok önlemlere devam
Kovid-19’da vaka sayılarındaki artış endişeye neden oldu. Uzmanlar, yeni dalganın çok daha fazla vaka sayısına neden olacağını, odaklanmamız gerekenin hastane yatışları olduğunu söyledi.
Bu süreçte özellikle risk grubu eksik aşılarını tamamlamalı ve kalabalık ya da kapalı ortamlarda maske kullanılmalı.
Kovid-19 vaka sayıları artıyor, Türkiye yeni hatırlatma dozu için randevuları açtı. Sonbaharda yeni bir dalga geliyor mu, maskeye dönüş var mı gibi, vatandaşların yeni varyant sonrası aklına takılan soruları bilim insanlarına sorduk.
SONBAHARDAN ÖNCE BAŞLADI
Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi, Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, yeni bir dalganın içinde olduğumuzu; bu yazın, Kovid-19’lu diğer yazlara nazaran daha şiddetli olduğunu Aydınlık’a anlattı: “Omikron’un BA.5 dediğimiz yeni bir aktifi var, onunla ciddi bir vaka patlaması yaşıyoruz. Bu yaz azalma da yok, gayet yüksek devam ediyor. Yeni bir varyant çıkmazsa, BA.5’in sonbaharda da artarak devam edeceği düşünülüyor. Aslında sonbahara kalmadan da yeni bir dalganın içindeyiz.”
MASKEYE DÖNÜŞ
Aşıların önemine dikkat çeken Prof. Dr. Şimşek Yavuz, ölümlerin azalması ve ağır hastalıktan korunmak için aşısızların ve eksik aşılıların, aşılarını acilen tamamlaması gerektiğini ayrıca kapalı alandaki kalabalıklardan mümkün olduğunca uzak durulmasını ve bu alanlarda maske kullanımına dönülmesinin gerektiğini de ekledi.
HASTANE YATIŞI VAKA SAYISINA EŞ DEĞİL
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü ise, vaka sayılarının bize olduğu gibi Avrupa, Amerika ve tüm dünyada katlanarak arttığını, BA.4 ve BA.5 alt varyantlarının, kolay bulaşıp hızlı yayılmasıyla birlikte şu an dünyaya hakim olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: “Bu dalganın önceki dalgalara göre vaka sayıları açısından daha fazla olacağını öngörebiliyoruz. Ancak iyi tarafı şu, virüs önceki virüsün aynısı değil. Geçirdiği mutasyonlarla, ağır hastalık yapma özelliğini büyük oranda yitirdi. Nezle, grip, soğuk algınlığı şeklinde hastalıklara neden oluyor. Hastane yatışları da, vaka sayılarına paralel olarak artmıyor. Artış var ancak çok daha minimal. Ölüm sayılarında ise büyük artış beklemiyorum. Tabii ilerleyen süreç içerisinde virüste de değişiklikler olabilir, bu farklı bir olasılık ama şu an itibariyle 2020 ya da 2021’deki gibi kaotik bir dalganın oluşacağını sanmıyorum.”
RİSK GRUBU DİKKAT
Prof. Dr. Özlü, asıl tehdidin; tam doz aşısızlar, yaşlı, kronik hastalığı olan ve bağışıklığı baskılanmış insanlarda olduğunu, virüsün onlarda hâlâ ağır seyrettiğini ve bunun devamında; hastane yatışları, yoğun bakım desteği gerekebildiğini ve ölümcül sonlanabildiğini belirtti ve ekledi: “O bakımdan risk grubunda olan kişilerin, yeni dalganın yaratacağı sorunlara karşı korunması lazım. Aşı, en önemlisi. Aşılanmamış olanlar hemen aşılanmaya başlamalı. Daha önceden tam doz aşı olanlar, hatırlatıcı dozlarını yaptırmalı. Risk grubunda olan kişilerin, son hatırlatıcı dozlarından itibaren 6-7 ay geçmişse mutlaka yeni bir hatırlatıcı doz yaptırmaları gerek. Ayrıca kalabalıklara, kapalı ortamlara havasız yerlere girmemelerini, insanlarla mesafelerini korumalarını ve kalabalık ortamlarda maske kullanmalarını öneririm.”
MEVSİMSEL SÜREÇ
“Güz ve kış mevsiminde vaka sayılarında artış olması beklenen bir durum. Bu sadece Kovid-19 için değil; nezle, grip, soğuk algınlığı virüsleri de aynı şekilde davranıyor. Güz artar, kışın yükselir, bahara doğru düşmeye başlar, yazın tek tük vaka görülür. Bu süreç, Kovid-19 için de böyle sıradan, döngüsel duruma evrilmiş gözüküyor. “Vaka sayıları eskisi kadar önemli değil, çoğu kişi de test yaptırmıyor. Dolayısıyla vaka sayıları gerçek toplumdaki vaka sayılarını da yansıtmıyor. Salgını okurken; vaka sayıları üzerinden değil, hastane yatış sayıları, ölüm ve yoğun bakımda bulunan hasta sayıları üzerinden değerlendirmek daha doğru olacaktır. Kriterler dikkate alındığında, çok paniğe kapılacak, kaos oluşturacak durum gözükmüyor. Bunda da, virüsün geçirmiş olduğu mutasyonların, yapılan aşılamanın ve hastalığı geçirerek topluma kazanılan bağışıklığın etkisi var. Onun için geçen senelerdeki gibi, bizi normal yaşamımızdan koparacak ağır yasakların, tedbirlerin geri geleceğini beklemek gerçekçi değil, onların geride kaldığını düşünüyorum.”